Bugün: 03. 12. 2023
Kutsal Kitap okuma planı: AKŞAM
Mika 7:1-20
1 - Vay halime benim! Yazın meyve toplandıktan Ve bağ bozumundan artakalan yiyecek alındıktan sonra tek bir salkım bulamayan adam gibiyim. Canım turfanda inciri nasıl da çekiyor!
2 - Ülkede Tanrı'ya sadık kul kalmadı. İnsanlar arasında dürüst kimse yok. Herkes kan dökmek için pusuda. Kardeş kardeşe tuzak kuruyor.
3 - Kötülük yapmakta elleri ne de becerikli! Önderler armağan istiyor, yargıçlar rüşvet alıyor. Güçlüler her istediklerini zorla yaptırıyor, Düzen üstüne düzen kuruyorlar.
4 - En iyileri çalı çırpıdan değersiz, En dürüstleri dikenli çitten beterdir. Ama peygamberlerinin uyardığı gibi, Cezalandırılacakları gün geldi çattı. Şaşkınlık içindeler şimdi.
5 - İnanmayın komşunuza, Dostunuza güvenmeyin. Koynunuzda yatan karınızın yanında bile Sıkı tutun ağzınızı.
6 - Çünkü oğul babasına saygısızlık ediyor, Kız annesine, gelin kaynanasına karşı geliyor. İnsanın düşmanı kendi ev halkıdır.
7 - Ama ben umutla RAB'be bakıyor, Kurtarıcım olan Tanrı'yı bekliyorum. Duyacak beni Tanrım.
8 - Halime sevinme, ey düşmanım! Düşsem de kalkarım. Karanlıkta kalsam bile RAB bana ışık olur.
9 - RAB'be karşı günah işlediğim için, O'nun öfkesine dayanmalıyım. Sonunda davamı savunup hakkımı alacak, Beni ışığa çıkaracak, adaletini göreceğim.
10 - Düşmanım da görecek ve utanç içinde kalacak. O düşman ki, “Hani Tanrın RAB nerede?” diye soruyordu bana. Onun düşüşünü gözlerimle göreceğim. Sokaktaki çamur gibi ayak altında çiğnenecek.
11 - Ey Yeruşalim, Surlarının onarılacağı, Sınırlarının genişletileceği gün gelecek.
12 - Halkımızdan olanlar o gün Asur'dan Mısır'a, Mısır'dan Fırat'a kadar uzanan topraklardan, Denizler arasında, dağlar arasında kalan topraklardan sana gelecekler.
13 - Ama ülke, içinde yaşayanların yaptığı kötülükler yüzünden viraneye dönecek.
14 - Ya RAB, mirasın olan Ve Karmel'in ortasındaki ormanda ayrı yaşayan sürünü, halkını Değneğinle güt. Geçmişte olduğu gibi, Başan'da ve Gilat'ta beslensinler.
15 - Bizi Mısır'dan çıkardığın günlerdeki gibi, Harikalar yarat halkın için.
16 - Uluslar bunu görünce Yaptıkları bunca zorbalıktan utanacaklar. Elleriyle ağızlarını kapayacak, kulaklarını tıkayacaklar.
17 - Yılanlar gibi, sürüngenler gibi toprak yalayacak, Titreyerek sığınaklarından çıkacaklar. Ey Tanrımız RAB, dehşet içinde sana dönecek Ve senden korkacaklar.
18 - Senin gibi suçları silen, Halkından geride kalanların isyanlarını bağışlayan başka tanrı var mı? Sonsuza dek öfkeli kalmazsın, Çünkü sadık olmaktan hoşlanırsın.
19 - Bize yine acıyacaksın, Çiğneyeceksin suçlarımızı ayak altında. Bütün günahlarımızı denizin dibine atacaksın.
20 - Geçmişte atalarımıza ant içtiğin gibi, Yakup'un ve İbrahim'in torunları olan bizlere de verdiğin sözü tutacak ve merhamet edeceksin
Luka 16:1-31
1 - İsa, öğrencilerine şunları da anlattı: "Zengin bir adamın bir idarecisi varmış. Başlamışlar onu zengin adama sokmaya, 'Senin mallarını boşa kullanıyor.' diye.
2 - O da idareciyi çağırmış ona demiş: 'Ne bu senden için duyduğum şeyler? İdareciliğinin hesabını vereceksin. Artık sen idareci olamazsın.'
3 - İdareci de kendi kendine demiş: 'Ne yapsam, acaba? Efendim idareciliği elimden alıyor. Çukur kazmaya kuvvetim yok, dilencilik yapmaya da yüzüm yok.
4 - Ha, buldum! Ne yapacağımı biliyorum, öyle ki, idarecilikten atıldım mı, insanlar beni evlerine kabul etsinler.'
5 - Sonra efendisinin borçlularını teker teker çağırmış. Birincisine sormuş, 'Efendime ne kadar borcun var senin?'
6 - O da demiş: 'Dört bin litre zeytinyağı.' Ona demiş: 'Te, borç kâğıdın. Al bakayım onu, çabuk otur, iki bin litre diye yaz.'
7 - Daha sonra bir başkasına sormuş: 'Senin de ne kadar borcun var?' O da cevap verip demiş: 'Elli ton buğday.' İdareci ona demiş: 'Te borç kâğıdın. Al bakayım onu, kırk ton diye yaz.'
8 - Efendisi de aldatırıcı idareciyi akıllılığı için övmüş. Çünkü bu dünyanın evlatları, kendi aralarında şafak evlatlarından daha akıllıca davranıyorlar.
9 - Ben de size diyorum: aldatıran zenginliklerle kendinize arkadaşlar edin, öyle ki, zenginliklerin sonu gelince, siz sonsuz evlere kabul edilesiniz."
10 - Çok az bir şeyde sadikan olan, büyük meselelerde de sadikan olacak. Ama çok az bir şeyde dürüst olmayan, büyük meselelerde de dürüst olmayacak.
11 - Siz de eger haksız zenginliklerde sadikan olamazsanız, o vakıt asıl zenginlikleri size kim emanet edecek?
12 - Ve eger başkasının malı ile sadikan olmadıysanız, o vakıt size kendi malınız olan şeyleri kim verecek?
13 - Hiç bir hizmetçi iki efendiye kulluk edemez: ya birinden azetmeyip, öbürünü sevecek, ya da birine bağlanıp, öbürünü hor görecek. Siz de hem Allaha, hem de zenginliğe kulluk edemezsiniz."
14 - Parayı seven Ferisiler, İsa'nın bütün bu sözlerini işitip Onunla hep eğlenirdiler.
15 - Ama İsa onlara dedi: "Siz insanların önünde hep kendinizi haklı çıkarıyorsunuz. Ama Allah yüreğinizi biliyor. Çünkü insanlar arasında yüksek sayılan herşey, Allah katında iğrenç sayılır."
16 - "Musa'nın kanunu ve peygamberler Yahya'ya kadar idi. O günden bu güne kadar, Allahın krallığı ilan ediliyor. Herkes de oraya girmek için kakışıyor.
17 - Daha kolay gök ve yer ortadan kaybolsun, ne kadar Musa'nın kanunundan en ufak bir parça boşa çıksın."
18 - "Her kim nikâhını bozup tekrar evlenirse, zina etmiş olur. Her kim kocasından brakışık bir kadınla evlenirse de zina etmiş olur."
19 - "Zengin adamın biri, hep ergivan ipek ve en ince keten rubaları giyirmiş, her gün de güzellik yaparmış.
20 - Lazar adında fukara bir adam da varmış. Onu hep zengin adamın ev kapısının önüne brakırlarmış. Onun bedeni de her taraf yaralarla dolu imiş.
21 - Canı atarmış, zengin adamın sofrasından düşen kırıntıları yesin. Bununla yetmezmiş gibi, köpekler gelip adamın yaralarını yalarlarmış.
22 - Bir gün fukara adam ölmüş, melekler gelmiş onu İbrahim'in kucağına götürmüşler. Zengin adam da ölmüş ve gömülmüş.
23 - Ölüler memleketinde acı çekerken zengin adam gözlerini kaldırıp uzaktan İbrahim'i görmüş; Lazar da onun kucağında dururmuş.
24 - Şöyle bağırmaya başlamış: 'Ey, İbrahim dedemiz! Bana acı! Ne olur, Lazar'ı yolla da parmağının ucunu suya bandırsın, dilimi azıcık serinletirsin. Çünkü bu yalınlar içinde acı çekiyorum.'
25 - Ama İbrahim şöyle demiş: 'Evladım! Hatırla, hayatta iken sen nasıl iyi şeyler alırdın, Lazar da hep bed şeyler alırdı. Ama şimdi onu burada eğleyen var, sen gene acı çekiyorsun.
26 - Hem de şöyle bir mesele daha var: aramızda kocaman bir uçurum konuldu. Öyle ki, buradan size geçmek isteyenlere engel olsun, ne de sizden bizim yanımıza kimse geçen olmasın.'
27 - O vakıt zengin adam demiş: 'Ey Babam, yalvarırım sana, onu babamın evine gönder.
28 - Çünkü beş kardeşim var. Onları uyantırsın, bu işkence yerine gelmesinler.'
29 - Ama İbrahim demiş: 'Onlarda Musa'nın ve peygamberlerin kitapları var, onları seslesinler.'
30 - Adam gene şöyle demiş: 'Hayır, İbrahim dedemiz. Ama ölülerden bir kişi onlara gitsin, o vakıt tövbe edecekler.'
31 - İbrahim ona demiş: 'Eger Musa ve peygamberleri seslemezlerse, o vakıt bir kişi ölülerden dirilsin bile, gene inanmayacaklar.'"