Kral’ın Hediyesi

Katılan:

Anlatan

Savcı

Kral

Oğul

Çocuklar


(Kral tahtında oturuyor, oğlu da yanında. Savcı, elinde büyük bir kitap huzurunda duruyor.)


ANLATAN: Bir varmış bir yokmuş. Hayal edemediğimiz kadar bize yakın bir krallıkta halkı candan seven bir kral vardı. Kralın görevlerinden biri, halkını yargılayıp onların sonsuzluk yolunda yürümelerini sağlamaktı.

Bir gün kral tahtında oturuyordu, oğlu da yanında oturuyordu.

Bazı çocuklar huzuruna getirildi.


SAVCI: İçeri getirin onları! Bugün, Majesteleri, bu çocukların davası var.


KRAL: Ne hata yaptılar?


SAVCI: Bu çocuklar doğal olarak itaatsizlik etme eğiliminde. Yalan söyler, başka çocuklarla alay eder, paylaşmazlar, teşekkür etmezler, her zaman daha fazla ister, birbirlerini sevmez, kötü şeyler söyler, anababaları çıldırtıncaya kadar kavga ederler…


KRAL: Yeter, yeter!

Kitap öyle çocuklar için ne der?


SAVCI: Romalılar 3, ayet 23 der: “Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı.”


KRAL: Bu da ne demek?


SAVCI: Sizi hoşnut etmezler, Majesteleri, böylece krallığınızda oturamazlar.


KRAL: Peki o zaman, ne yapalım? Kitap ne der?


SAVCI: Romalılar 6, ayet 23 der: “Günahın ücreti ölümdür” der. Böylece cezalandırılmaları gerek demektir. Ölmeleri gerek demektir.


ÇOCUKLAR: Ölmek istemiyoruz! Lütfen, ne olur!


KRAL: Ben de ölmelerini istemiyorum. Kitab’a göre krallığımda en gencinden en yaşlısına kadar herkes ölmek zorunda kalacak. O zaman kim iyiliğimi tadacak?

Kim sevgimi ve şefkatimi bilecek? Kim servetimi miras olarak alacak? Sonsuzluk boyunca kim yaşayacak benimle?


ANLATAN: Kral derin derin düşündü, bir daha düşündü, ve tekrar düşündü.


KRAL: Tamam, biliyorum! Sevgili oğlum, senin bu çocukların cezasını çekmeni istiyorum. Ancak sen bu planı yerine getirebilirsin.


OĞLU: Babam, çok zor bir şey istiyorsun. Başka planın yok mu? Başka yolu yok mu?


KRAL: Hayır oğlum. Sadece sen çözümsün. Ama korkma, çünkü ben sana ölümü yenebilecek gücü verdim ve sen yine dirileceksin.


OĞLU: Baba, senin bu çocuklarını ne kadar sevdiğini biliyorum ve ben de seni seviyorum. O yüzden istediğin gibi olsun.


KRAL: O zaman bu iş tamamlandı. Onu götürün.


(Çocuklar oğlunu alıp çarmıha geriyorlar. Kral yüzünü oğlundan çevirip arkasını dönüyor.

İlahi: “Bütün insanlar suç işlediler…”

Sonra kendine gelip ne yaptıklarının farkına varmaya başlarlar.)


ÇOCUKLAR: Vay canına, biz ne yaptık?

Yanlış yaptık!


Ben pişman oldum!


(Çocuklar oğlunun cesedini çarmıhtan indirip örtüyorlar. Tövbe ediyorlar.)


ÇOCUKLAR: Beni bağışla, yerime öldüğün için teşekkür ederim. Beni kurtardığın için çok teşekkür ederim.


(İlahi/Enstrümental; bu arada oğlu kalkıp yine babasının yanına gidiyor.

Çocuklar ise coşarak oynuyorlar.)


ÇOCUKLAR: Yaşasın! Gücüne bak!


KRAL: Eve hoş geldin, oğlum. (sarılıyorlar)

Çocuklar, siz bağışlandınız.


(Kral savcıyı çağrıyor.)


KRAL: Savcı Bey, Kutsal Kitap ceza hakkında ne diyor?


SAVCI: Romalılar 6, ayet 23’te, “Günahın cezası ölüm” diyor.


KRAL: Bundan sonra böyle yazılsın: “Çünkü günahın cezası ölüm, Tanrı’nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa’da sonsuz yaşamdır.”



3