1.Kor 1:17-25

Kaos kilisesi Korint - Haçın haberi

Giriş:

Bugün öyle bir tekst okuyacaz ki, her gerçek imanlıyı coşturan sözler. Öyle sözler ki, bir Mesihçi devletimiz olsa, ki aslında vardır, ama dünya develtlerine benzemeyen bir devlettir...

bir devletimiz olsa, bayrağımıza yazılacak temelli sözlerdir. Herkes bilsin ki, devletimizin temeli budur.

Suudi Arabistan bayrağına bakarsan, orada yazıyor: "La illaha ill Allah - ve Muhammed Resul-ullah" - "Allah tek tanrıdır ve Muhammed onun peygamberidir."

Bunu kabul eden kişiler bu hakikat etrafında bir devlet yaptılar. Suudi Arabistan'ı birleştiren bu sözlerdir.

Ve o mesajı yanlış anlamayasın diye... bir de o sözlerinde altında bir kılıç koydular. Bu müslüman devletinin kurulması için, o dinin kurucusu Muhammed başka insanlar öldürdü.

Geçen hafta gördük nasıl Pavlus en acil, en speşno olarak hangi konuya baktı: birlik. Ve bugün hemen birliğimizin temelini anlatıyor. Diyeceksin: "O kolay: ortak temelimiz İsadır".

Ama tam olarak nasıl? İsa'nın nesi birliğimizin temelidir? Acaba İsa'nın bilgisi ve anlayışı mı, dünyayı, hayatı usta bir felsefe ile mi açıklıyor? Hani, mesela Buda gibi mi? Ya da Sokrates, Plato, Aristoteles gibi mi?

İsa'nın bilgili sözleri mi? İsa hayatımız için, her bir durum için akıllı, bilgili sözler söyledi, mesela Konfuçyus gibi mi?

Yoksa İsa'nın güçlü mucizeleri mi? Körler görecek, sağırlar işitecek, sakatlar yürüyecek, fukaralara ekmek! Bu mudur, Mesihçilerin birliğinin temeli?

Ama bütün bunlara karşın Pavlus bağırıyor: "haçın haberi perişan olacak kişiler için akılsızlıktır. Ama bizim gibi kurtulanlar için Allahın kuvvetidir."

Te işte, bizim bayrağımızda o sözler yazılıdır. Bu hakikat etrafında toplanan kişiler birlik oluyor. Bu hakikat büyük bir elektir: ancak belli başlı seçili insanlar bu hakikatı kabul ediyorlar.

Elekte kalanlar biziz, farklıyız dünya insanlarından... ve onun için kardeşini kabul edecen, onunla bir olacan.

Ve bu sözleri doğru anlayasın diye, bayrağımızda bu ayetin yanında başka bir sembol var: haç, çarmıh.

Neden? Bu dinin kurucusu hiç bir zaman tek bir insanı öldürmedi... tam tersi, o devleti kurmak için kendisi öldü, hem de senin yerinde öldü.

Evet, "haçın haberi perişan olacak kişiler için akılsızlıktır. Ama bizim gibi kurtulanlar için Allahın kuvvetidir.”

Bugünlerde haç sembolü banal oldu. Haçı arabasına yapıştıranlar var. Kolombiyalı narkobaron Pablo Escobar kendine 3 kiloluk altından haç yaptırıp her yerde gezdirirdi.

Haç artık tarihsel bir gerçekten çıktı, halk inancına girdi: Rusyada bir kadın bir somun ekmek fırına atmadan önce, hamura bıçakla bir haç çiziyor, haneye bereket gelsin diye.

Ama en sapık hareket, Şeytanın en ustaca hareketi: 312 senesinde oldu. O zamana kadar Mesihçiler korkunç baskılar altında yaşayan ve Mesih'İn sözlerine sadık kalan insanlardı.

Ama o sene Roma Emperatorluğunda bir iç savaşı oldu: Konstantin adında bir adam emperator olmak istedi. Ve önemli bir bitkadan, savaştan önce rüya görmüş. İsa ona demiş ki, "Bu işaretle yeneceksin!". Ertesi sabah askerlerine haç sembolünü çizdirmiş kalkanlarına. Ve nöylelikle savaşı kazanmış. Arkasından hristiyan olmuş.

Haçlamanın tarihçesi

Değişik idam yöntemleri var. Devlet ağır suç işlemiş bir kişiye ölüm cezasını vermek isterse, onu değişik biçimde yapabilir: en yaygın 2 yöntem- kafa kesmek ve asmak. Açıkta yapılsa bile, birkaç dakka içinde bitiyor. Onu seyredenler ibret alsınlar.

Kimi saklı yapılıyoe: ayaklarına beton döküyorsun, denizde boğulturuyorsun Vikingler - bataklıkta gömmek, mumyalaşmak.

EA'da taşlanmak - herkes suçlu kişinin ölümüne sebep oluyor. Cellat yok, herkes sorumludur.

Haçlanma es birinci Fiinikeliler ve İranlılarda görüyoruz. İ.Ö. 300 yıllarda Grekler de onu kullanmaya başladı. Büyük İskender Tirus kasabasını ele geçirdikten sonra 2000 kişi haçta öldürdü.

Sonra, Romalılar da bu yöntemi beğenip kullanmaya başladılar.

Eminim, Spartakus adını işittiniz. O bizim bu bölgeden Trakyalı idi ve kölelerin arasında br ayaklanma başlattırdı. En sonunda Romalılar bastırdılar ayaklanmayı ve Roma'daki Via Apiya boyunca 6000 haç diktiler, orada idam ettiler.

Ve haça gerilmek en aşağılık bir ölüm sayılırdı, ancak kölelere layık bir şey. Cicero yazdı ki: “Çarmıhı, sadece Roma vatandaşlarının bedenlerinden değil, ama düşüncelerinden, gözlerinden ve kulaklarındandan da uzak tutmalıyız.”

Evet, Roma vatandaşlarını haça germek yasaktı, ancak Yahudiler, Galler, Araplar, Germanlar gibi köle halklarına uygulanırdı.

Ve işin en zor tarafı, İsa suçsuz olarak haça gerildikten 40 sene sonra, yani 70 yılında, Romalılar gelip Yeruşalim'i kuşattılar.

İsa bunu önceden bildridi:

Luka 21:20-22

Ama ne vakıt görüyorsunuz, Yeruşalim'in etrafını askerler sarmış, o vakıt bilin ki, onun yıkılışı yakınladı. 22 Çünkü o günler intikam günleri olacak. Öyle ki, Kutsal Kitap'ta yazılan herşey yerine gelsin.

Romalı general Titus Yeruşalim kasabasını kuşattı, kimse giremedi, çıkamadı. En sonunda açlık insanları deli etti ve kasabadan kaçmaya çalıştılar ekmek bulmak için. O zaman Titus her gün 500'den fazla kişi Yeruşalim'in duvarlarının önünde çarmıha gerdi. Maksat, daha içerde kalan Yahudiler bunu görsünler, teslim olsunlar.

Tarihçi Yosefus yazıyor, odun kıt olmaya başlamış. Ve askerler o kadar öfkelendiler Yahudilere ki, eğlence olsun diye insanlar değişik pozisyonlarda tahtalara mıhlamaya başladılar.

Tam İsa'nın dediği gibi: intikam günleri. Pavlus da onu önceden bildirdi:

1.Selaniklilker 2:15-16

O Yahudiler hem Rab İsa'yı hem de kendi peygamberlerini öldürdüler, ve bizi de dışarı attılar. Onlar Allahı memnun etmiyorlar ve bütün insanlara düşman oluyorlar.

16 Yahudiler bize engel oluyorlar, sırf milletlere konuşmayalım da, kurtulmasınlar. Öylelikle her zaman gibi kendi günahlarının ölçüsünü dolduruyorlar. Ama Allahın en büyük öfkesi onların üstüne çöktü.

Matta 23:32

Madem öyle, dedelerinizin günah ölçüsünü tamamlayın.

Apo 7:52

Dedeleriniz peygamberlerin hangisine fenalık yapmadılar ki? O peygamberler önceden bildirdiler, 'Doğru Olan' gelecek diye. Onu bildirenlerin katilleri dedeleriniz idi ve Onun kendisini ele verenler, Onun katilleri şimdi siz oldunuz

Act 3:14-16

Ama siz Kutsal ve Doğru olandan yüz çevirdiniz ve yalvardınız, bir katil size verilsin. 15 Siz gene, yaşamın efendisini öldürdünüz.

Evet, Allah söylediği gibi, İsa'yı haça gerenlerden intikamını aldı. İsa'nın haçının bir anlam buydu.

Ama biz İsa'nın çarmıhını o anlamda bildirmiyoruz. Hakkımız yok, İsa'nın çağdaşlarına maana bulalım: "Biz o zaman yaşamış olsaydık, İsa'yı haça germezdik" ... Hayır, biz de o Yahudiler kadar suçluyuz.


17 Mesih beni zaten göndermedi ki, vaftiz edeyim, ama iyi haberi ilan edeyim. Ama değil akıllıca sözlerle. Öbür türlü Mesihin haçı boş bir şey olacaydı.

18 Çünkü haçın haberi perişan olacak kişiler için akılsızlıktır. Ama bizim gibi kurtulanlar için Allahın kuvvetidir.

19 Nasıl da yazılmıştır: "Akıllı kişilerin akıllılığını yok edecem. Ve kurnaz kişilerin kurnazlığını maf edecem."

"Nasıl da yazılmıştır"... Bu bir aktarma Yeşaya 29'dan. O zamanki durumu neydi? Asur kralı gittikçe askeri güç kazanırdı ve Yahuda kralı şaşırdı ne yapsınlar. O zaman herkes Mısır'a ve Firavun'a güvenmeye başladılar.

Ağızlarıyla dediler: "Aa evet, RAB bizi koruyacak" ama aslında Rabbe güvenmezdiler, Mısır kralına gübenirdiler.

İsa bu sözleri kullandı kendi zamanında yaşayan Yahudiler için: Matta 15:7 - "Bu halk dudaklarıyla beni sayıyor, ama yürekleri benden çok uzak." Hepiniz çok güzel dua ediyorsunuz, oruç tutyorsunuz v.s. ... ama eninde sonunda gene kendi gücünüze güveniyorsunuz, Romalıları kendi gücünüzle kovmaya çalışıyorsunuz. Allahın krallığı öyle gelecekmiş.

Ama sonra diyor:

Onun için ben de bu halkın arasında yine bir harika, Evet, şaşılacak bir şey yapacağım. Bilgelerin bilgeliği yok olacak, Akıllının aklı duracak."

Yeşaya'nın zamanında Rab öyle bir harika yaptı ki... En sonunda kral Senaherib gelip Yeruşalim'i kuşattı. Tamamen çaresiz bir durum. Güvendikleri Mısır kralı Firavun gelmedi onlara yardım etsin

O zaman Rab onları insanca mümkün olmayan bir durumdan kurtardı: geceleyin Asurluların ordusunda 185.000 kişi hastalıktaa öldü. Ve ertesi sabah kral Senaherib apal topal kaçtı.

Ve İsa Mesihin haçı da öyle bir şeydir: kesinlikle insanca planlanmış bir din değil, ama Allah işidir.

OK, biz şimdi o 12 apostoluz ve kendi aklımızla, kendi gücümüzle İsa'nın hayatı üzerine yeni bir din kuracaz. Değil mi, bazıları öyle diyorlar: apostollar, özellikle Pavlus, İsa'yı tanrılaştırmışlar, yepyeni bir din yaratmışlar.

O zaman herşeyi kullanacaz materyal olarak, ama kesinlikle onun haçtaki ölümünü anmayacaz. Örtecez onu, susacaz, unutturacaz onu.

Biz alıştık İsa'nın hacına, bizi şok edemiyor. Ama 1. yy.'da öyle değildi. 1789 Fransız devriminde kısa bir zaman içinde devrime karşı gidenlerden 20.000 kişi giyotinle idam ettiler. 20.000 kişi !!!

Ve o zaman Paris sosyete kadınları birçoğu boyunlarına artık haç takmaz oldular, ama altından küçük giyotinler yaptırdılar. Düşün bir kere: öyle bir giyotinle işe gidiyorsun. Herkes şok olmayacak mı?

İsa Mesihin çarmıhı da öyle şok edici idi. kimse inanamadı: "Ne? Siz öyle bir kişiye mi iman ediyorsunuz?

İlk imanlıların sembolu haç değildi, balık idi. İsa'nın haçını vaaz ederdiler her yerde, ama kimsenin aklına gelmedi, tahtadan, taştan, altından öyle bir haç yaptırsın, ona saygı göstersin. O çok fazla şok edici idi.

Ancak 320 senesinde emperator Konstantin haçlamayı yasak etti. Ve zamanla hiç kimse kalmadı, asıl bir haçlanmaya göz şahidi olsun. Ancak ondan sonra başladılar, haça saygı göstersinler, tapsınlar.

20 Hani, akıllı kişi nerede? Kitap yazarı nerede? Bu zamanın kuvvetli konuşmacısı nerede? Allah bu dünyanın akıllılığını aptal yerine koymadı mı?

Burada Pavlus özellikle Yahudiiğin içinde 3 türlü bilgin din adamlarına laf atıyor:

"akıllı kişi": onlar gece gündüz Musa'nın kanununu araştırıdılar,

"kitap yazarı" - onlar kanunun bütün harflerini sayardılar (yazıcılar) ve

"kuvvetli konuşmacı" onlar daha modern yorum yapan, sembolik ve filozof bir açıklama getiren Yahudi bilginler

İsa onlara çok güzel cevap verdi:

Yuhanna 5:39-40

Kutsal Kitabı araştırıyorsunuz, çünkü sanıyorsunuz, onda sonsuz yaşama sahip olacanız. Ama o, benden için şahitlik ediyor. 40 Gene de razı değilsiniz, yaşamınız olsun diye bana gelesiniz.


21 Bu dünya kendi akıllılığı ile Allahı tanıyamadı. Madem öyle, Allah, kendi aklıyla razı oldu, akılsız bir haber ilan edilsin, ve o habere iman edenler kurtulsunlar.

22 Çünkü Yahudiler mucize istiyorlar, ama Grekler akıllılık arıyorlar.

Yahudiler, ve Grekler: iki tip insan. Diyebiliriz: doğulu ve batılı insan. Oryantal kafa ve Avrupa anlayışı. İki birbirlerine zıt düşen düşünce tarzı:

"Yahudiler mucize arıyorlar" - oryantal kafaya kuvvet lazım. "Allah güçtür". Ve gene islamiyeti görüyoruz "Kadir Allah" bütün Kuranı araştır, Allahın sevgisi diye bir şey bulamazsın. Ama her ikinci laf "güç, kuvvet, kudret".

Denizi yaran Musa, gökten ateş indiren İlyas, komşu devletlerini yenen Süleyman... aaa, işte Allahın krallığı orada. Mesih geldi mi, öyle bir krallık kuracak.

"Grekler akıllılık arıyorlar" - Avrupalı kafaya anlayış lazım. Logika, mantık arıyoruz. Bu dünyayı en küçük detaylarına kadar açıklayan bir düşünce sistemi. Bilimsel hakikatlar... başka bir şey yok.

Sanki dünyaya bakarken kocaman bir motor görüyorsun, ve anlamaya çalışıyorsun, her parçanın, her çargın işi nedir.

Ve şimdi Allah öyle bir metod seçti, her iki tarafına ters gidiyor. Mesihçiler ne doğulu, oryantal, ne de batılı, Avrupalıdır. Allahın yolu daha üstün:

23 Ama biz haça gerilmiş Mesihi ilan ediyoruz. Yahudiler için bir köstek ve milletler için akılsızlık ilan ediyoruz.

Evet, köstek, İsa OK, kabul ediyorum, ama o haçta ölsün... onu kabul edeiyorum. O köstektir. Ona takılıp düşenler çok. Ve o söz grekçe "Skandalon" - Skandal ! Sen bugüne kadar İsa'nın haberini yayarsan doğru bir biçimde, sen Skandal yaratıyorsun.

Bugünlerde sözde hristiyan olanlar bile o haçı yok etmeye çalışıyorlar. "İsanın kanı bizi kurtarsın! Ha! Olamaz öyle şey! Bu, kasap dükkanından bir din"

Muhammed onu Allaha yakıştıramadı: Allah nasıl izin verecek, sevgili peygamberi öyle acı dolu bir biçimde ölsün. Olamaz! Başka birisini İsa'ya benzetirmiş ve İsa'yı ölmeden göke almış.

Haça karşı olan bu nefret o kadar büyük ki, 1920 yıllarda bir kişi Yemen'deki balkan köylerini gezdi ve yüzlerce sene oraya hiç bir hristyan ayak basmamış. Ve adam şahit oldu, nasıl ufak kızanlar toprağa ayaklarıyla haçlar çizmişler ve sonra onlara tükürüp silmişler.

Edirne - Selimiye camisinin arkasında devlet arkeoloji müzesi. Bizans zamanından kalma mezartaşları - müdür kadın görünce histerik bağırmaya başladı: Kaldırın !

Kadırga parkında 6 yaşında çocuk. salancakta. "Aga, sen türk değilsin galşiba" - "Hayır Almanım" ... 5 saniye sessizlik... "Ama İsa haça gerilmedi!"


24 Ama çağrılmış olanlar için, hem Yahudiler hem de Grekler için, Mesihi ilan ediyoruz Allahın kuvveti ve Allahın akıllılığı olarak.

25 Çünkü Allahın akılsızlığı insanların akıllılığından daha akıllıdır. Ve Allahın zayıflığı insanların kuvvetinden daha kuvvetlidir.


Evet, Allah neden öyle ters, acaip bir metod kullandı insanları kurtarmak için?

Romalılar 3:24-26

>Çünkü bizim için Mesih İsa bir kurtulma fiyatı oldu.

25 Allah Onu bağışlatıran bir kurban olarak herkesin önüne serdi.

>Onun kanı ile ve iman etmekle bağışlatırıyor. Allah böylelikle doğruluğunu gösterdi. Ne de olsa, eski zamanlarda hep sabredip işlenen günahları cezasız brakmıştı. 26 O istedi, şimdiki zamanlarda doğruluğunu göstersin. Hem kendi doğruluğunu açıklasın, hem de İsa'ya iman eden kişiyi doğru sayabilsin.

EA'da bir Antlaşma Sandığı vardı. 2 parçalı: kapağı tamamen saf altından. Ve o kapağın adı: kefaret örtüsü. Orada kefaret yapılırdı.

Kefaret gününde (Yom Kipppur) bir keçinin kanı oraya serpilirdi. Ve o kan oraya değdiği anda günahlar için kefaret yapıldı. Af edildi. İsa o kapaktır.

O zaman herkesin önünde bir keçi kesildi ve aynı biçimde yazıyor: "İsa'yı herkesin önüne serdi".

İnsanın günah problemini Rab Allah öyle çözdü: saklamadı... ama publiçno, herkesin önünde senin günah problemini çözdü.

Çok kişi soruyor: "Allah ölyesine, kurbansız, olamaz mı günahları af etsin?" İşte insanın beden tabiyatı budur: günahı örtmek, saklamak, unuturmak lazım. Ayıp bir şey, kimse görmesin"

Adem ve Havva hemen günahını örtmeye çalıştılar, saklandılar, kendilerine incir yapraklarında ruba yaptılar.

Ve sonra iki reaksya görüyoruz:

(1) Kuran'da yazıyor: İkisi tövbe etmişler, Allah da onların tövbelerini kabul etmiş... ve herşey eskisi gibi oldu... Öyle mi? Sen Allaha öyle mi davranacan? O yüzlerce buyruk veriyor... sen onu saymıyorsun, ona karşı gidiyorsun, onun buyruklarını öiğniyorsun...

O da en sonunda diyecek "Aaa yok bir şey... haydi iyisin gene"... günahı hasıraltı etmek

Hani doğruluk, hani buyruk, hani kanun? Yok... Allahı palyaço yapıyorlar.

(2) KK'ta başka: Allah Adem ve Havva'nın yaptıkları rubalarını alıyor ve deriden ruba verşyor. O kendisi kurban kesti, günah problemini çözmek için

Son:

Gal 6:14

Ben sade Rabbimiz İsa Mesihin haçı ile övünecem; başka hiç bir şeyle övünmem. Onunla dünya benim için haça gerildi, ben de dünya için haça gerildim.