2.Korintliler 3:6-17

Derece derece şanlılık

Giriş:

- Bugünlerde evangelist imanlıların arasında bir İsrail sevdası vardır:

- birçokları İsrail'de tatil yapmak istiyorlar, orasını kutsal toprak sayıyorlar

- birçokları bugünkü İsrail devleti destekliyorlar, Filistinlilere karşı tataf tutuyorlar (Yahudiler hep doğru, Araplar hep yanlış): ama o devlet imanlılara düşmandır, onları kabul etmiyor, baskı yapıyor

- başkaları kendi toplantılarında eski antlaşmadan kalma adetlere yer veriyorlar: Şofar öttürmek, beyaz ve mavi şallar, örtüler takmak, yedi kollu mumluğu ve Davud'un yıldızını süs olarak kullanıyorlar

- böyle yapmakla sanıyorlar, kendi imanını daha ciddi, daha realno bir biçimde yaşatacaklar, sanki eski antlaşmaya bir özlem var

- mesela: biliyoruz eskiden kişilere görev vermek için onların kafasına zeytinyağı dökülürdü (meshetmek) - ama bugün onun asıl karşılığı Kutsal Ruh'un meshetmesi vardır

- eski törenler sade bedence bir şey idi, ama bugün yaptığımız işler Allahın kuvveti ile doludur

- gene de: hangisi insanın duygusuna daha hoş gelecek: ben bu kardeş için uzaktan, sade sözlerle dua edersem mi, yoksa beyaz şal takıp yaklaşsam, onun kafasına zeytinyağı dökersem, önceden planladığım, çok süslü laflarla dua edersem?

- anladınız değil mi: sanki Eski Antlaşmada yapılan törenler, tseremonyalar daha fazla hoşumuza gidiyor

- papaz kiliselerinde zaten onun için o kadar süslü şeyler var: hepsi EA'dan kopya etmişler

- bugünkü tekst çok büyük hakikatlar gösteriyor: bize kuraj ve cesaret veriyor, o eski sevdalara düşmeyelim: İsa Mesih'in getirdiği yeni antlaşma kat kat daha üstündür, daha büyüktür

A. Yeni Antlaşma şanlılık getiriyor

7 Allah kanunu taşlara yazılmıştı ve o kanunla yapılan bir hizmet vardı. O bile şanlı idi; öyle ki, İsrailoğulları Musa'nın şıllayan yüzüne bakamadılar (ve o şıllaklık gittikçe kaybolan bir şeydir).

8 Madem öyle, Ruhla yapılan hizmet daha da şanlı olmayacak mı? 9 Madem insanlara suçluluk getiren hizmet şanlı idi, insanlara suçsuzluk getiren hizmet çok daha şanlı olacak. 10 Ve diyebiliriz ki, bu durumda bir zamanlar şanlı sayılan hizmetin artık şanlılığı yoktur. Çünkü çok daha büyük bir şanlılık geldi. 11 Madem gittikçe kaybolan hizmetin bile şanlılığı vardı, o zaman kalıcı olan hizmetin şanlılığı çok daha büyük olacak.

- Allahın şanlılığı EA'da en fazla bulut biçiminde belli olurdu

- o sıradan bir bulut değildi, ona 'Şekina' denilirdi: parlak, diamant, pırlanta gibi şıllayan bir görünüşü vardı

- aynısı Açıklama kitabında şöyle anlatılıyor (4:3):

Açıklama 4:3

Orada Oturanın görünüşü yeşil ve kırmızı kıymetli taşlara benzerdi. Kral iskemlesinin etrafında bir gökkuşağı vardı. Onun görünüşü de açık yeşile benzerdi.

- zümrüt, smaragd taşına benzeyen bir şıllaklık

- bu şanlı bulut gezerdi, kalkıp konardı: Musa Allahın çadırını yaptıktan sonra, o Şekina oraya kondu, 500 sene sonra Süleyman taştan bir Allahevi yaptı, gene okuyoruz, nasıl o Şekina oaraya indi

- ama 400 sene sonra peygamber Hezekiel görüyor, nasıl o Şekina oradan ayrılıyor, çünkü Allahın halkı korkunç günahlar işledi, bütün Rabden saptı

- ne vakıt İsa'nın zamanında kral Hirodes, tapınağı kocaman bir biçimde yeniden yapıyor, o zaman okumuyorz ki, o Şekina bulutu yeniden oraya insin... Neden?

- çünkü o zaman içinde Rab Allah o Şekina bulutu başka bir yere yolladı, orada şanlılığını göstermek istedi...

Luka 1:35

Melek de ona cevap verip dedi ki, "Kutsal Ruh senin üzerine gelecek. 'En yüksek Olan'ın kuvveti, senin üzerine gölge salacak. İşte, tam onun için doğacak evladına 'Kutsal' diyecekler, 'Allahın Oğlu' diyecekler.

Evet, 1400 sene gezdikten sonra, o Şekina bulutu artık son kalacak yerini buldu: İsa Mesih'in üzerine, hem de o daha anasının karnısında yokken indi... ve artık orada kaldı, bir daha ayrılmadı

- melek Meryem'e dedi: Allahın kuvveti senin üzerinde gölge salacak: o şanlılık bulutu artık senin bedeneinde oturacak

- onun için İsa'ya Allahın Oğlu diyoruz: değil Meryem bakire olduğu için, değil bir insan yavaş yavaş 'tanrılaşsın'

Yuhanna 1:14

“Ve Söz beden oldu, aramızda oturdu. Biz de Onun şanlılığını gördük. Babadan tek doğanın şanlılığı, merhamet ve hakikatla dolu olan bir şanlılığı gördük.”

Çıkış34:29

Musa elinde iki antlaşma levhasıyla Sina Dağı'ndan indi. RAB'le konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, ama kendisi bunun farkında değildi.

- Musa 40 gün Rabbin huzurunda kalmıştı: hem de iki defa - onun suratı parlardı

- Musa o şanlılığı sade gördü, ve bir an için tattı - İsa Tek Doğan'dır: onda o şanlılık baştan beri vardı

Matta 17:5

O daha konuşurken, işte, parlak bir bulut gelip onların üstüne gölge saldı. Ve buluttan şöyle bir ses geldi: "Sevgili Oğlum budur, Onunla ferahlanıyorum. Onu sesleyeceksiniz!"


iki sebep veriyor, neden YA'nın şanlılığı daha büyüktür:

(1) EA ölüm getirirdi - “Bu kanunun sözlerinde devam etmeyen lantli olsun”

- ama İsa: 'merhametle dolu' - Allahın şanlılığı değil şimşek ve kara dumanla, ama insanın şefkat dolu gözlerinden belli oluyor

(2) EA'daki şanlılık geçici idi: Musa hep öyle kalmadı, zamanla gene eski görünüşe döndü - hatta, Musa sonra gene eskisi gibi öfkelendi, Rabden cezalandı

- ama İsa dün, bugün ve sonsuzlara kadar aynıdır - onun şanlılığı onun bir parçasıdır, hiç yok olmayacak

- onun içi EA artık 'şanlı' sayılmıyor, çünkü daha büyük bir şanlılık geldi:

- düşün: bir parkta geziyorsun, akşam oluyor ve hiç anlamadın karanlık bastı, kapkaranlık bir şey gözükmüyor

- birden lambalar açılıyor,büyük farlar: eh, diyorsun, ne kadar büyük ışık, Aşk olsun, güzel yaptılar - o lamba ışğına seviniyorsun

- sabhlayın gene aynı parktan geçiyorsun: lamdalar gene çalışıyor, ama sen onları hiç farke emtiyorsun - neden: güneş doğdu, ve güneşin aydınlığı o kadar hızlı ki, onun yanına en kuvvetli lamba ve far bir mum kadar kalıyor

- işte: Musa'nın ve İsa'nın şanlılığı da öyledir - o yüzden o eski sisteme imrenmeyelim, özlemeyelim

B. Yeni Antlaşma açıklık getiriyor

12 Böyle bir umudumuz varken, çok büyük kurajla konuşuyoruz. 13 Musa gibi yapmıyoruz: o, yüzünü bir örtü ile kapadı, öyle ki İsrailoğulları gittikçe kaybolan şeyin sonuna bakmasınlar. 14 Onların zihinleri sertleşti. Çünkü bu güne kadar eski anlaşmanın sözleri okunduğu zaman bu aynı örtü kalıyor. O ancak Mesihte kalkıyor. 15 Bu güne kadar, Musa'nın sözleri okunduğu zaman, yürekleri bir örtü ile kaplıdır. 16 Ama bir kişi Rabbe geldi mi, o örtü kaldırılıyor.

Çıkış 34:29-35

Musa elinde iki antlaşma tabelasıyla Sina Dağı'ndan indi. RAB'le konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, ama kendisi bunun farkında değildi.

30 Harun'la İsrailliler Musa'nın ışıldayan yüzünü görünce, ona yaklaşmaya korktular. 31 Musa onları yanına çağırdı. Harun'la İsrail topluluğunun bütün önderleri çevresine toplandılar. Musa onlarla konuştu. 32 Sonra herkes ona yaklaştı. Musa RAB'bin Sina Dağı'nda kendisine bildirdiği bütün buyrukları onlara verdi.

33 Konuşmasını bitirdikten sonra, yüzüne bir peçe taktı. 34 Ama ne zaman konuşmak için RAB'bin huzuruna çıksa, ayrılıncaya kadar peçeyi kaldırırdı. Dönünce de kendisine verilen buyrukları İsrailliler'e bildirirdi, 35 İsrailliler de onun ışıldayan yüzünü görürlerdi. Sonra Musa içeri girip RAB'le görüşünceye kadar yine peçeyi takardı.


- her dinde erkekler dua ederken kafalarına bir şey takıyorlar: müslümanlar: takke; Yahudiler - Yarmulke; Sihler - sarık; papazlar: şapka v.s. - bunu takarken sanki bir rol oynuyoruz: örtüsüz = normal, gündelik hayat; örtülü = artık Allahın önündesin, ciddi olmak var

- Pavlus burada özellikle Yahudilerin toplantısında yapılan bir adet için konuşuyor - bir kere İzmir'de bir sinagogda Yahudi toplantısına katıldımö gözlerimler gördüm nasıl yapılıyor

- Musa'nın kitaplarına en yüksek saygı duyarlar: tomarlar (ferman biçiminde) altınla süslü bir dolaptan çıkarıyorlar, sinagogun dört duvarından gezdiriyorlarö herkes onu elliyor, öpüyor

- en sonunda onu mimbere, yani anvona getirip okuyorlar - ve kim okursa, çarşaf kadar büyük bir örtü çekiyor kafasına, öyle okuyor

- sanki Musa'nın balkandan inmesini ve kanunu vermesini bir daha canlandırıyorlar

- Musa neden yüzünü örttü? -

- Musa Rable konuşurken yüzünü örtmezdi, ve Rabbin şanlılığı onun yüzüne de geçti

- dışarı çıkınca kişiler buna dayanamadılar - ama başka sebep: o şafaklık gittikçe azalırdı, halk da onu görmesin diye

- halk hazır değildi, Allahın şanlılığını görsünler: nasıl Musanın yüzünde vardı, onların yüreklerinde 'örtü' vardı

Yeşaya 6:9-10

"Git, bu halka şunu duyur" dedi, "'Duyacanız duyacanız, ama anlamayacanız, Bakacanız bakacanız, ama görmeyeceniz! Bu halkın yüreğini duygusuzlaştır, kulaklarını ağırlaştır, gözlerini kapat. Öyle ki, gözleri görmesin, kulakları duymasın, yürekleri anlamasın Ve bana dönüp şifa bulmasınlar."


- bu bir yürek meselesidir: Musanın zamanında İsrail halkı henüz yeniden başladılar Allahla anlaşmaya - 430 sene uzak yaşadılar

- Yürekleri hazır değildiler direktno Allah anlaşsınlar - onları çalıştıran daha fazla korku idi

- aacık seslediler, sonra Rabbi unuttular - imanlı hayatları bir dalga gibi idi

- işlerken nasıl: şef buyuruyor, işçi de ancak o kadar yapıyor, ne kadar buyurulduysa - sonra bekliyor, şef gene gelsin, bağırsın - sonra gene aacık iş yapıyor v.s.

- ama aynı işçi kendi evini kaldırırsa, canla başla işliyor: sormuyor cancağızına “Nasılsın?” - saata bakmıyor - başkalarına da heyecan veriyor, yardım etsinler, yeter ki iş bitsin

- bu iki tür imanlı: birincisinin yüreğinde örtü var - ikincisi örtüsüz yaşıyor - birincisi soruyor “Ne kadar lazım hizmet edeyim?” - ikincisi soruyor: “Nasıl daha fazla hizmet edebilirim?”

- sade Mesih inancında erkekler bir şey takmıyorlar: bariyera, engel olan şey kaldırıldı

- Pavlus: bu değil sade kafalarınnı üzerinde, ama yüreklerinin üstünde duruyor

C. Yeni Antlaşma serbestlik getiriyor

17 Şimdi, Rab Ruhtur, ve Rabbin Ruhu nerede ise, orada serbestlik vardır. 18 Ve biz hepimiz, sanki bir bakır aynasına bakarak, örtülmemiş bir yüzle Rabbin şanlılığını görüyoruz. Ve Rabbin Ruhu bizi bir şanlılık derecesinden başka dereceye değiştiriyor. Böylelikle bizi gördüğümüz görüntünün haline getiriyor.

6 Ve O bizi yeterli kıldı, yeni bir anlaşmanın hizmetçileri olalım. Bu, yazılı kanuna dayanan değil, ama Ruha dayanan bir anlaşmadır. Çünkü yazılı kanun öldürüyor, ama Ruh yaşam veriyor.

1. Ruhun serbestliği nasıl?

Pavlus: İmanın temel konularında çok sert konuştu, farklı düşünmek için hiç fırsat yok

Gal 5:4

Siz ki, Allah kanunu ile doğru sayılmağa bakıyorsunuz: siz Mesihten koptunuz, siz merhametten düştünüz.

- Ama başka iman konularında çok serbestlik braktı:

Rom 14:3

“Kim yerse, yemeyeni hor görmesin. Ve kim yemezse, yiyeni davalamasın.”

- toplantının sırası, Rabbin sofrası nasıl yapılması lazım, günde kaç defa dua etmek lazım, dua ederken nasıl durmak lazım, ne kadar para vermek lazım, oruç ne zaman tutuluyor....

- bütün din konularında Rab hiçbir sıra vermedi: Kutsal Ruh imanlıları aydarken, çok farklı metodlar kullanıyor, başka başka sıralar oluşturuyor

- bununla seviniyoruz - tartışma konuları olmasın - ne kadar acı sözler söyleniyor, ne kadar ruhsal kuvvet kaybediyoruz, çünkü Ruhun bu serbstliğini anlamıyorlar

2. “yazılı kanun öldürüyor, ama Ruh yaşam veriyor”

- imanlı olarak iki tür yaşam stili: kanunun harfine bakmak - ya da ruhla yaşamak

- 1. imanlı: o lazım en başta ayet bulsun, ondan sonra yapıyor - “Eğer kitapta yazmazsa, ben mecbur değilim” diyor - bu düşüncenin arkasında isyancı, kafa kaldıran bir yürek var: Allaha boyun eğmek istemiyoruz - kendi hayatımızı yaşayıp gene de 'Allah adamı' sayılmak istiyoruz

- 2. imanlı: o Allahın şanlılığını gördükten sonra, kendini bütün unutuyor - Musa, Rablen beraber iken 40 gün boyunca bir şey yemedi - neden: oruç mu tuttu, hazyır - yemeği büsbütün unuttu, ona önemli değildi artık

- o tür imanlı kanunun işlerini otomatik yapıyor, bir refleks gibi - kimse onu zorlamak zorunda değildir

- Pavlus burada o metodu şöyle anlatıyor: “örtülmemiş bir yüzle Rabbin şanlılığını görüyoruz” - ve sonra: “Rabbin Ruhu bizi bir şanlılık derecesinden başka dereceye değiştiriyor.”

- imanlı hayatımızda kuvvet mi yok - hep düşüyor musun? Herşey sana zor mu geliyor? - ben sana dersem: lazım yapasın, mecbursun, Allah diyor ki..., o zaman sen sade daha fazla sıkıntıya düşecen

- ama çözüm şu: Rabbin şanlılığını gör, onun yüzüne bak - o zaman ruhsal hayatımıza kuvvet gelecek

- Rable ne kadar vakıt geçirirsen, ne kadar konuşursan, ne kadar onu daha iyi tanırsan, o kadar daha kolay ona itaat edecen

- “Hanok Rable yürüdü” (Yar 5:24) o zaman onu yanına aldı: düşünüyorum, nasıl yolda yürürken Rable konuştu, arkadaş gibi

3. Rabbin şanlılığı nasıl bize geçiyor

- Bulgaristan'da çoğu zaman şöyle anlayış var: toplantılarda Rable karşılaşıyorsun, onun için toplantılar daha güzel, daha süslü, daha iyi organize ediyorlar - kişiler de kendilerini kaptırıyorlar - sonra: “Rabbin Ruhu çalıştı, Rabbi hissettim”

- ama Pavlus başka bir yol anlatıyor: Rabbin şanlılığını görürken, biz de onun şanlılığını saçıyoruz: bir ayna gibi

- Rabbin şanlılığını görmek bize daha fazla hizmet etmeye götürüyor

- bir imanlı, kim kendini unutup başkalarına hizmet ederse, Rabbin şanlılığını

- örnek: Nicolaus Ludwig Zinzendorf (1700-1760) - kilise tarihinde en büyük kişilerden biri

- Avrupanın en önemli soylu hanelerinden ve Avusturyada çok büyük etkisi vardı - kendisi hukuk (pravo) okudu ve babası istedi onu büyük diplomat yapsın

- ama gençken bir sarayda güzel bir resim gördü: İsa Mesih haçta iken - tabii ki, onu herkes gibi biliyordu ve ona iman ediyordu - ama o zaman saatlerce o resimin önnde durdu ve gittikçe daha fazla onun derinliğine daldı: İsa'nın kanını sanki sefte anlamaya başladı, bütün dünyası değişti: “Ben İsanın yaralarında gezen bir solucan oldum” dedi

- o görüm, o bakış onun bütün hayatını değiştirdi: artık İsa Mesihi yaymaktan başka bir şey istemedi: bütün Avrupadan baskı gören protestantları davet etti, onun topraklarında yaşasınlar

- böylece yeni bir kasaba kurdular “Herrnhut” = “Rab bekçimdir” - oradan protestant tarihinde sefte olarak misyonerler yolladılar

- o küçük kasaba bütün dünyanın ruhsal tarihini değiştirdi

- nasıl başladı: kimse Zinzendorf'u zorlmadı, baskı yapmadı: Rabbin şanlılığını gördü İsa Mesihin hacında ve o zaman hizmet etmekle kendisi de şanlı oldu

Son:

- arkadaş: bugünlerde gece gündüz televizyon olsun, gazeteler olsun, internet olsun kişiler seni çağırıyorlar, onların yüzüne bakasın

- bir gene karar verelim, Rabbin yüzüne bakmaya - sadece oradan kuvvet alacaz, imanlı hayatı yaşamak için



görüyoruz. Ve Rabbin Ruhu bizi bir şanlılık derecesinden başka dereceye değiştiriyor. Böylelikle bizi gördüğümüz görüntünün haline getiriyor.