2.Korintliler - bölüm 8-9

Para toplamak konusu

Giriş:

Pastorun biri toplantısının önüne çıkıyor ve diyor: "Size bir iyi haberim var, bir de kötü haberim var....

İyi haber: Biliyorsunuz, uzun zamandır paradan yana sıkıntı çekiyoruz. Ama Rabbe hamdolsun, bize lazım olan paralar bulundu." - Herkes Haleluya diye bağırıyor. - "Peki, kötü haberin nedir?" - "O paralar bulundu, ama henüz sizin ceplernizde duruyor"

- Evet, bugün para hakkında konuşmak istiyorum, Daha doğrusu: toplantıya ve Rabbe para vermek konusundai

- ben şimdiye kadar hiç bu temada konuşmadım, çünkü bu konuda kiliselerde çok yanlış şeyler anlatılıyor

- ama baştan kesin bir şey söylemek istiyorum: gerçek bir imanlı sürekli ve sıralı bir biçimde kendi parasından vermeyi seviyor

- ve kim buna alışık değilse, lazım tövbe etsin, lazım desin: Rab bana bu konuda ders ver

Martin Luther:

"İnsan üç defa defa tövbe ediyor: birincisi kafanın tövbe etmek var. İkincisi yüreğin tövbe etmesi var. Üçüncüsü gene: cüzdanın tövbe etmesi var." - Evet, sanki o en son oluyor ve zor da odur.

A. En birinci soru: Neye para verilsin? İhtiyaçlar nedir?

- bir Mesih imanlısı zaten kendi hayatında başkaları için para harcıyor. Gerçek bir imanlıya gerek yok birisi ders versin. O kendiliğinden paylaşıyor. Onun kesesinin ağzı zaten açık.

- ama burada konu başka: neden topluluğa verelim? Ve lazım değil her zaman konkretno bir ihtiyaç olsun. Normal bir topluluk hazır para biriktiriyor, öyle ki her durum için hazır olsun

- ihtiyaçlar: Bir pastor bana dedi: "İsanın müjdesi bedavadır - ama o müjdeyi yaymak bedava değildir"

- ama tam bu konuda BGda insanların düşüncelerine şaşıyorum: çok seviyoruz, kitap okuyalım, imanlı müzikler sesleyelim, imanlı filmler ve TVlere bakalım... güzel, ama kimsenin aklına gelmiyor ki, bu işler kendiliğinden olmuyor ve bedava değiller.

- kitap basmak korkunç pahalıdır, bir film çevirmek daha da pahalıdır: yüzbinlerce leva tutuyor. Biz bedava bakıyoruz, ama hep bir kişi lazım ödesin

- Ve burada Şeytanın büyük bir tuzağı var. Herkesin kulağına fısıldayor: "Başkası versin! Sponsorlar versin."

- bedava verilen bir şeyin kıymeti bilinmiyor. İstanbulda Ameniel Bağdaş - Kitabı-Mukaddes Şirketinin şefi: "Biz İncil için herkesten küçük bir suma alıyoruz, yoksa kitabı bir köşeye atarlar, okumazlar"

- maalesef BGda bu henüz anlamıyorlar. Rabbin işi için para lazım. Ve bir kişi Rabbin işi için para vermeye alışık değilse, demek, o kişi için Rabbin işi önemsiz bir şey.

- merak ettiğimiz temalar için para buluyoruz, değil mi: arabmızı süslemek, düğünlere gitmek

- sen Rabbin işine merak ediyor musun? ona para bulacan mı?

B. Yanlış düşünceler:

1) Ondalık - desyatık

- bu tema pastorların sevdiği bir konudur: kiliseye para gelsin diye bu öğretişi yayıyorlar

- EA'da var diye olduğu gibi YA'ya transfer ediyorlar:

Levililer 27:30

İster toprağın ürünü, ister ağacın meyvesi olsun, toprakta yetişen her şeyin ondalığı RAB'be aittir. RAB için kutsaldır.

- ondalık EA'da bir vergi idi, danık - LAZIMdı ödensin - hem de tam tamına,

Malaki 3:8

"İnsan Tanrı'dan çalar mı? Oysa siz benden çalıyorsunuz. "'Senden nasıl çalıyoruz?' diye soruyorsunuz. "Ondalıkları, sunuları çalıyorsunuz. 9 Siz lanete uğradınız. Çünkü bütün ulus benden çalıyorsunuz. 10 Tapınağımda yiyecek bulunması için bütün ondalıklarınızı ambara getirin. Beni bununla sınayın" diyor Her Şeye Egemen RAB. "Göreceksiniz ki, göklerin kapaklarını size açacağım, üzerinize dolup taşan bereket yağdıracağım.

2) Adak, ödemek, Bereketlemek

3) bela, hastalık korkusu

4) Gökteki bankaya yatırmak

"göklerin kapaklarını size açacağım, üzerinize dolup taşan bereket yağdıracağım."

- EAda bütün bereketler materyalno, bol bir rekolte aldılar mı, o zaman bereketlenmiş sayardılar

- ama bugün Rab bize başka bereketler veriyor:

Efes1:3

"O bizi Mesihte bereketlemiştir, göklerde bulunan her bir ruh bereketiyle"

- bugünkü sahte müjde: bereket müjdesi - ondalık instrument oluyor zengin olmak için... bol bol para ver kiliseye - o zaman Rab senin işini bereketlecek, sana daha fazlasını çevirecek

- bütün bunlar sahte öğretiş - bu öğretişle zavallı imanlıların vicdanlarına yük veriyorlar

- YA'da nasıl:

2.Kor 9:7

Herkes öyle versin, nasıl yüreğinde niyetliyse. Değil isteksizce ya da sanki zorla versin. Çünkü Allah sevinçle veren kişiyi seviyor. (2.Kor 9:7)

- benim maksadım değil size mecburiyet vereyim, Allahın kanunudur sanki

- Rab bizden hep gönüllü bir hareket bekliyor: namaz saati gibi dua saati yok - ama gönülden dua etmeni bekliyor

- oruç: yok mecbur oruç günleri - ama sen ne zaman gönülden onu yaparsan

- ilahi söylemek: yürekten olsun: değil Allaha bir borç gibi

- para vermek konusunda da aynı: o kiliseler nerede macburiyet koyuluyor, bol bol para toplanılıyor, belki büyük binaları var... ama Rab çok az meyva görüyor


- apostolların sırası:

Apo 4:34-35

Çünkü ne kadar toprak ya da ev sahipleri varsa, hepsi onları satıp, satıştan gelen paraları getirirdiler. 35 O parayı apostolların ayaklarının dibine braktılar.

- o zaman toplantıda para toplanmazdı, herkes tek tek para getirirdi - çünkü diskus dediğimiz gene aacık mecburiyet oluyor

- kimisi kuruş atıyor, ne kadar gözüksün "ben kasaya para atıyorum"

- 1.Kor 16:2

"Her haftanın birinci gününde, her biriniz o kadarını bir kenara koysun, ne kadar Allah ona arttırdıysa."

- bu ayet sade gösteriyor ki, her imanlı toplantıya hazırlıklı gelsin, çünkü o çok özel bir durum idi, özel bir para toplaması

- aslında bizim aramızda da öyle lazım olsun:

C. Asıl öğretiş: 1.Kor 8

- durum neydi, amaç neydi: Yeruşalim'deki Yahudi imanlılar için yardım toplamak - bu yakın 2 sene sürdü

1) Asıl zenginlik nedir?

1 Kardeşler, size anlatmak istiyoruz, Allah Makedoniya'daki topluluklara nasıl bir vergi verdi: 2 Onlar büyük bir sıkıntı ve deneme içinde idiler. O kadar fukaraydılar, ama gene de öyle bir sevinçle doldular ki, cömertçe verdiler. O cömertlik de onların zenginliği oldu.

- kişilerin bakışı bambaşka: herşeyi Allahın gözleriyle bakmayı öğrendiler. Ve onun önünde zenginlik mallarda belli olmuyor - ama karakterde/

- kendi kızanlarımıza da bu hakikatı öğretirelim: amacımız olmasın kızanlarımız rahatlık içinde yaşasınlar ("İyi yere gitti") - ama Rab onlara bakıp desin: Tam yüreğime göre bir adam, bir kadın

2) Para vermek bir yük mü, yoksa sevinç mi?

3 Onlar için şahitlik yaparım ki, kendilerinden kalkıp, ne kadar fırsatları varsaydı, hem de daha da fazlasını verdiler. 4 Bize çok yalvarıp rica ettiler, kutsallara yapılan bu hizmete katılsınlar - onu bir şeref saydılar.

- anlayışımız değişmeli: toplantıya vermek bir yük olmasın, mecburiyet olmasın - ama şeref olsun

3) En birinci neyi vermek lazım?

5 Değil sade biz nasıl umut etmiştik. Hayır, önce kendilerini Rabbe verdiler. Sonra Allahın isteğine göre bize de verdiler.

Romalılar 6:11-14

Siz de aynı onun gibi, kendinizi günaha karşı ölü sayacaksınız, ama Mesih İsa ile kendinizi Allaha karşı diri sayacaksınız. 12 Onun için günah ölümlü bedenlerinizi aydamasın da, onun isteklerine boyun eğeseniz. 13 Bedeninizin parçalarını da günaha vermeyin, haksızlığa instrument olsunlar. Hayır, ölülerden yaşama geçmiş olanlar gibi, kendinizi Allaha verin. Bedeninizin parçalarını da Allaha verin, doğruluğa instrument olsunlar. 14 Günah sizin efendiniz olmayacak. Çünkü kanun altında değilsiniz, merhamet altındasınız.

4) Vermek ruhsal bir vergidir

7 İmanda, konuşmakta, bilgide, her mesele için uğraşmakta ve bize karşı olan sevgide artıyorsunuz. Aynı onun gibi bakın, bu merhametli işte de artasınız.

Romalılar 12:5-8

5 Aynı onun gibi, biz çok kişiyiz ama Mesihte tek bir beden oluyoruz, ve birbirimizin parçalarıyız. 6 Gene de, bize verilen merhamete göre, ayrı ayrı vergilerimiz var:

- eger peygamberlik ise, imanın derecesine göre olsun.

- eger hizmet etmek ise, hizmet etmek olsun.

- eger öğretirmek ise, öğretirmek olsun.

- eger kuraj vermek ise, kuraj vermek olsun.

- kim para yardımı yaparsa, onun eli açık olsun.

- kim güdücülük yaparsa, onu dikkatla yapsın.

- kim başkalarına acırsa, onu sevinçle yapsın.

5) Vermek bir testtir

8 Bunu size söylemiyorum bir buyruk gibi. Ama istiyorum, başkalarının ciddiliğini göstereyim ve sizin imanınızın sahte olmadığını belli edeyim. 9 Çünkü Rabbimiz İsa Mesihin merhametini biliyorsunuz: O zengin idi, ama bizim için fukara oldu. Öyle ki, Onun fukaralığı ile insanlar zenginleştirilsinler.

10 Bu meselede kendi fikrimi size söyleyeyim. Bu, sizin faydanız içindir: bir sene önce, hem bu işi yapmak için, hem de istemek için siz birinci idiniz.

11 Ama şimdi bu işi bitirin! Öyle ki, sizde nasıl yapmaya istek vardı, şimdi de, elinizden geldiği kadar, tamamlamak olsun. 12 Çünkü yeter ki en evelâ istek olsun. O vakıt kişinin bahşişi şöyle kabul edilecek: sahip olmadığı şeylere bakarak değil, ama sahip olduğu şeylere bakarak.

6) Vermek bir sigortadır

13 Değil, başkaları rahatlık içinde olsunlar, siz gene sıkıntı çekesiniz. Ama uygunluk olsun diye; sizin bolluğunuz, onların eksikliğini tamamlasın diye. 14 Ve onların bolluğu da sizin eksikliğinizi tamamlasın. Maksat, uygunluk olsun. 15 Aynı yazıldığı gibi: "Kim çok toplamışsa, onun fazlalığı yoktu. Kim az toplamışsa, onun gene eksikliği yoktu."

- vakıt varken sen kardeşlere ver, gün gelecek onlar da sana yardım etsinler

Son:

2.Kor 9:6

"Şunu da söyleyeyim: kim az ekerse, az da biçecek. Ve kim çok ekerse, çok biçecek."

- bu ayeti kullanıyorlar kişileri para vermek konusunda coşturmak için "At kasaya, o zaman Rab senin kesene verecek"

- ama öyle düşünce İncili çok ters düşüyor: ÖNCE onun krallığını ve doğruluğunu arayın, ONDAN SONRA size gereken şeyler verilecek

- eğer sadece Allahtan almak için verirsen, o zaman sen İncilin öğretişinden henüz bir şey anlamadın

- Rab senin yüreğine bakıyor: orada ne görüyor - senin yüreğinde Rabbin işi önemli bir yer alıyor mu?

- yoksa ne kadar az verebilirsem acaba diye mi soruyorsun?

- kardeşler, anlayışımız lazım değişsin - Rab bizi çok az bereketledi, çünkü onun işini ciddi almadık, kendi keyfimizi, kendi nazlarımızı daha önemli saydık

- vakıt geldi artık başka bir sistem kurmak zorundayız: biz herkesin evini gezecez ve tek tek soracaz: ayda kaç para vermek istiyorsun? Ve o kasaya atılmayacak, onu direktno kasyerin eline veriyorsun - ama her ay aynı

- ve istersen gene kasaya atabilirsin.

- Rab yüreğimiz değiştirsin!