3. vaaz: Efesliler 2:6

Mesih’le birlikte göklerdeyiz”


Bizi Onunla beraber diriltirdi, ve Onunla beraber Mesih İsa'da göklerde oturturdu.”

- Geçen hafta İsayı gördük, nasıl göklerde duruyor. O çok şaşılacak bir durum idi. Bugün Pavlus daha da öteye gidiyor ve diyor ki: “Değil sade İsa BİZ de aynı onun gibi göklerde oturuyoruz”

- bu ayet bütün YA'da en şaşılacak sözlerinden biridir: Pavlus ne demek istiyor, ben nasıl gökte oturuyorum, bu saçmalık değil mi?

- şimdi bakalım: Rab neden bze o kadar büyük bir şey için söz verdi...

1) Bizi korumak için

Açık 12:5-6

Ejder de doğurmak üzere olan kadının önünde durdu. Öyle ki, kadın doğurur doğurmaz, onun kızanını yesin. 5 Kadın da bir erkek çocuk doğurdu. O, bütün milletleri demir çomakla güdecek. Kadının çocuğu da Allahın yanına, Onun kral iskemlesinin yanına götürüldü.”

Burada çok kısa anlatıyor - İsa’nın yükselmesi başka anlamda gösteriliyor: değil sade ona şan vermek için, ama onu Şeytanın saldırılarından korusun diye

Aynısı şimdi imanlı için geçerli: Şeytan sana ulaşamıyor - sanki korkunç bir aslan gibi, ama onun boynunda demirden zincir var - sen ona fazla yaklaşmadın mı, o sana yaklaşamaz

Rom 8:37-39

Hayır! Bütün bu şeylerin içinde bizi seven Mesihin sayesinden öyle büyük bir yengi kazanıyoruz ki! 38 Eminim, ...

- ne ölüm ne de yaşam,

- ne melekler, ne Şeytanlar, ne de başka ruh kuvvetleri,

- ne şimdi var olan şeyler ne de gelecekteki şeyler,

39 - ne yükseklik ne de derinlik

- ne de yaratılmış birhangi başka şey

...bizi Allahın sevgisinden ayıramayacak, ve o sevgi Rabbimiz Mesih İsa'da bulunuyor.”

2) Bize güç vermek için

Geçen hafta İsayı gördük:

20 Ve o kuvvet Mesihte belli oldu, ne zaman Onu ölülerden diriltirdi ve ne zaman Onu göklerde kendi sağında oturturdu.

ama hemen orada yazıyor:

19 ... ve bilesiniz, bizim için, hani iman edenler için, Allahın kudreti nasıl da her şeyden büyüktür. Bu kudret Onun kuvvetli işlerinde belli oluyor.

BİZİM İÇİN... aynı kuvvet bizim için hazırdır işlesin

Efes 3:19-20

O vakıt Allahın bütün doluluğu ile dolacağınız. 20 Evet, var Biri, ne dilersek, ya da ne düşünürsek, bunlardan daha fazlasını, hem de çok çok daha fazlasını yapabilir. Bunu içimizde işleyen kuvvetle yapabilir.”

Bu güç, bu kuvvet nasıl bir şey: tabii ki, değil şımarıklık için, kendi keyfimizi yapmak için – ama Rabbin işini yaparken ne kadar kuvvet lazımsa, onu verecek sana

Quo Vadis filminde Ursus adında bir imanlı köle oynuyor - bir stsenada emperator Nero, Roma’daki imanlılara baskı yapıyor, bazılarını stadyumun içine atıyor vahşı hayvanlarla boğuşsunlar diye.

Bir de bakıyorsun, küçük grup imanlılar, üzerine kocaman öküz yürüyor. Ursus onu boynuzlarından tutuyor, yavaş yavaş onu boğmaya başlıyor. O zaman imanlılar ‘Rab onu kuvvet ver’ diye dua etmeye başlıyorlar - ve öyle de oluyor

Bu durum başka, kendi keyfin için uğraşırsan başka - eminim şimdi en yakın köye gidip, rastgele bir öküz tutarsan, aynı biçimde dua edersen - Rab sana o gücü vermeyecek

Bu zaten İsa’nın birinci ve ikinci denemesi idi: “Kayalardan ekmek yap” - Allahın gücünü kullan kendi keyfin için - “Kendini buradan aşağı at” Allahın kuvvetini kullan kendini şanlamak için - sirkte bir akrobat gibi

Hayır, ama o kuvvet, o güç sana veriliyor ne zaman başlıyorsun Allahın işini yapmaya.

Kardeş, at bir adım, yap bir risk – Rab için iş başında bulundun mu, bambaşka dua edebilirsin: değil “Rab BEN istiyorum olsun” ama “Rab, madem istiyorsun bunu yapayım, o zaman bana LAZIMdır”

3) Bize sonsuz yaşam vermek için

Koloseliler 1:3-4

Çünkü siz öldünüz ve yaşamınız Mesihle birlikte Allahta saklıdır. 4 Evet, bizim yaşamımız Mesihtir. Ve O ne zaman ortaya çıkacaksa, o zaman siz de Onunla birlikte şanlılıkla ortaya çıkacanız.”

bir kelebek nasıl doğuyor: önce tırtıldır sonra kelebek oluyor - aynı onun gibi, bu şimdiki hayat bu tırtıla benziyor, asıl yaşamımız bu değil

4) Bize şan ve saygınlık vermek için

Geçen hafta gördük, nasıl İsa’nın yükselmesi ona şan ve şeref getirdi. - Rab istemiyor şımaralım, ama aynı şeref bizi de bekliyor

Bir anlamda o şeref bize verilecek, henüz verilmedi:

2.Timoteyus 4:7-8

Ben iyi muharebede dövüştüm, yarışı bitirdim, imanı kolladım. 8 Artık bundan sonra doğruluğun tacı benim için hazırdır. Doğru hakim olan Rab o tacı bana son günde verecek. Ve değil sade bana versin, ama her kim Onun gelişini severse, ona da verecek.”

o taç, aslında krallıktan gelmiyor, ama yarışlarda verilen bir çelenk - bugün ona madalya deriz, ya da şampion kupası

Ama İncil başka şerefli bir şey gösteriyor: düğün elbisesi - düşün bir kere: bir kız o elbiseyi hiç çıkarmasa - bambaşka davranacak

5) Bizim düşüncelerimizi değiştirmek için

İsanın başına gelen herşey bedence oldu:

- İsa bedence ölülerden dirildi - ama biz ruhça dirildik

- İsa beden göke alındı - biz gene ruhça göklere çıktık

- İsa bedence babasının yanına oturdu - biz gene ruhça Allahın yanında oturuyoruz

Ama gün gelecek, bizim için de bütün bu olaylar bedence gerçekleşecek. O güne kadar bunlar hepsi birer ruhsal hakikattır

Bu ayet demek istiyor ki: İmanlı artık bu dünyaya bağlı değildir, Allahın krallığının bir parçasıdır

Bir vakıt imanlı bu dünyaya bağlı idik. “Bu dünyanın gidişine uyardınız.” Efes 2:2

Bu dünya tabii ki, ellen tutulan şeyler demek istemiyor. Biz imanlı iken havaya uçmuyoruz - bu yeryüzündeki hayatımız devam ediyor

ama ‘dünya’ sözü burada demek istiyor: Allaha düşman olan bir krallık, insan sistemi

Kutsal Kitap çok kesin anlatıyor, o dünya sistemi ile aramıza nasıl lazım olsun:

Neden: bu ‘dünya’ insanlardır, ve o insanlar Rabbimiz İsayı öldürdüler

Mesela: Bir kasabada bir karı koca var, birbirlerini çok severdiler. Ama onların komşusu adama karşı çok fazla kin kovalıyor, gittikçe daha fazla nefret ediyor ondan. Bir gece onların evine baskın ediyor ve adamı yatakta yatarken öldürüyor.

Davada kendini en hızlı advokat tutuyor, ve sahiden de serbest çıkıyor.

İki, üç hafta geçiyor - bir de bakıyorsun, adamın karısı o katil adamla sokakta kol kola geziniyorlar. Maytap yapıyorlar, öpüşüyorlar bile. - kadın adama diyor ki: “Ay, seninle çok mutlu oldum”

Acaba, o kasabanın halkı bu kadın için ne diyecek. Herkes onun hakkında en kötü şeyler düşünmeyecek mi? Herkes maana bulmayacak mı? Diyecekler, sen nasıl kocanın katili ile anlaşabilirsin.

İşte, bir imanlı bu dünyayı sevdi mi, aynı o kadın gibi oluyor: Mesihin düşmanı ile işbirlik yapıyor.

Sen başka amaçla kurtuldun:

Gal 1:4

O kendini bizim günahlarımız için teslim etti. Allahımız ve Babamız istedi ki, O bizi bu şimdiki kötü dünyadan çıkarsın.”

Dünya düşüncesine karşı gök düşüncesini koyuyoruz. Arkadaş, sen deme “Ne yapayım” - sen dünyayı yenebilirsin

1.Yuh 5:4

Allahtan doğan herkes dünyayı yenmiştir. Zaten dünyayı alt eden yengi imanımızdır.”

Bir adam hakkında okudum - sokakta beş dolar bulmuş ve çok sevinmiş. Karar vermiş: “Ay ne güzel: sokakta para var. Ben artık hep trotoara (kaldırıma) bakacam. Beki daha çok para bulacam”

Derken o günden sonra gözlerini hiç kaldırmamış, sokakta gezerken hep aşağı bakmış. Ve yazıyor uzun seneler içind ne kazanmış: 29.500 kopçe, 54.000 toka, 1.250 himikal, 12 santim para bir de diskopatiya. Ve en fenası, onun bütün düşünceleri değişmiş, bambaşka insan olmuştu.

Sade düşün bakalım: aşağı bakmakla neler kaçırdı: mavi göklerin güzelliğini göremedi, bebeklerin yüzündeki gülüşleri göremedi, ve güllerin hoş kokularını koklayamadı.

Koloseliler 3:1-2

Madem Mesihle beraber dirildiniz, yukarıdaki şeylerin peşine düşün. Mesih oradadır, Allahın sağındadır. 2 Değil yeryüzündeki şeyleri, ama gökteki şeyleri düşünün”

Maalesef, birçok imanlı bu adama benziyor. Karşılaşırken soruyorum “nasılsın” - cevap: sade ağlaşmak, asık surat ve bu dünyanın temaları

Kimin için gökteki temalar önemli? Kim onlara sadece haftada 1 saat ayırıyor.

Bir imanlı rap şarkısında işittim: “Kızkardeş, sen günde ne kadar zaman ayırıyorsun aynaya bakıp kendi yüzünü düzesin - ve ne kadar zaman ayırıyorsun Rabbin yüzünü arayasın?”

Ya sen kardeş: Günde ne kadar zaman ayırıyorsun, bu dünyanın haberlerini işitesin - ve ne kadar zaman ayırıyorsun, Rabbin krallığının haberini yayasın?

Onun için: kaldıralım kafalarımızı ve Mesihe bakalım: o göktedir. Ve oraya dikkatla baktık mı görecez ki: biz de oradayız.