Şimşon: doğuşu
Hakimler 13:1-25

Giriş:

  1. İbrahim – İshak = putperestlerden ayrılmak

  2. Yakup – Yusuf = çoğalmak ve Mısıra yerleşmek

  3. Musa – Yeşu = söz verilen toprağa götürmek

  4. Şimşon – Samuel = krallığa başlanmak

  5. Davut – Süleyman = söz verilen bütün toprakları ele geçirmek

  6. İlyas – Elişa = sadikan bir azınlık hazırlamak

  7. Yahya – İsa = Allahın krallığı başladı

  8. Petrus – Pavlus = Allahın krallığı bütün dünya için



A. Son ve en korkunç düşman

Hakimler 13:1

İsrailliler yine RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar. RAB de onları kırk yıl süreyle Filistliler'in boyunduruğuna terk etti.

Otniel – Aramileri yendi

Ehud – Moavlıları yendi

Debora – Kenanlıları yendi

Gidyon – Midyanlıları yendi

Yiftah - Amonluları yendi


1. Filistililer öbür düşmanlardan çok farklı idi

1Samuel 13:19-20

“Bütün İsrail ülkesinde bir tek demirci yoktu. Filistliler, "İbraniler kılıç, mızrak yapmasın" demişlerdi. Bu nedenle bütün İsrailliler saban demirlerini, kazma, balta ve oraklarını biletirmek için Filistliler'e gitmek zorundaydılar.”


2. Biz de bugün korkunç bir düşmanla boğuşuyoruz

Şimdi de Filistilerin bei kasabasına bir göz atalım: her biri Şeytanın bir taktikasını gösteriyor – kasabaların adları bize ipucu veriyor:

(1) Gat – Türkçesi: ‘üzüm basmak yeri’ (cendere)

1Sam. 17:44

“Golyat Davud’a şöyle bağırdı: "Bana gelsene! Bedenini gökteki kuşlara ve kırdaki hayvanlara yem edeceğim!"”

(1) ölüm korkusu

(2) aç kalmak korkusu, yarın için kahırlanmak

(3) insan korkusu, farklı olmak istemiyoruz

(2) Gazze – Türkçesi: ‘keçi’

Rom 8:12-13

“İşte kardeşler, biz borçluyuz - ama bedene borçlu değiliz ki, beden düşüncesine göre yaşayalım. Çünkü bedene göre yaşarsanız, öleceniz. Ama eger Ruhla bedenin işlerini yok ederseniz, yaşayacanız.”

1.Petrus 4:2

“Öyle ki, ne kadar vakıt kalmışsa bu bedende yaşamaya, onu artık insanca istekler için kullanmasın, ama onu Allahın isteğine uygun olarak kullansın.”

(3) Aşdot – Türkçesi (3 anlamı var): ‘dağıtmak’, ‘eğilim (naklon)’, ‘hırsızlık’

a. Dağıtmak: kontsentratsianın tersi

b. Eğilim (naklon)

c. hırsızlık

“Bir adamın yüreğini çalmak için her zaman güzel, genç, az giyinmiş bir kızı göndermek lazım değil. Ben patsientimi öyle bir dereceye getirdim ki, saatlerce bir kömür ateşin korlarını bakar, zamanı büsbütün unutur ve bunca zaman hiç bir iş yapmıyor. Bu yol daha sağlam, daha kolay ve bizim için daha da eğlenceli. Ona hiç bir zevk vermiyoruz ve karşılık olarak gene onun canını alıyoruz.”

İbr. 12:12

“Onun için, sarkık elleri kaldırın ve bükük dizleri doğrulturun. 13 Ayaklarınız için dümdüz patikalar yapın. Öyle ki, topal olan yoldan sapmasın, ama iyileşsin.”

(4) Ekron – Türkçesi: ‘kısırlık’

– onların tanrısı: Baal-Zebul

Yuhanna 15:16

“Siz beni seçmediniz, ben sizi seçtim. Ve karar verdim, gidip yemiş veresiniz, yemişiniz de kalıcı olsun. Öyle ki, Babadan benim adımla ne dilerseniz, O size versin.”

(5) Aşkelon – Türkçesi: ‘kantar yeri’, ‘Pazar yeri’


“Büyük Babil” – Allah halkının mahpus yeri


Açıklama 18:7-17

“O kendini ne kadar yükseltirdiyse ve ne kadar lüks yaşadıysa,

Siz ona o kadar çeki ve ağlamak verin.

Çünkü o, yüreğinde şöyle diyor:

'Ben kraliçe gibi oturuyorum, dul kadın değilim, ve asla ağlamak görmeyecem.'

8 İşte, onun için senin belan bir saat içinde senin üzerine geldi;

Evet, ölüm ve ağlamak ve açlık. Ateşle yakılacak,

Çünkü Rab Allah onu davalamıştır, ve O kuvvetlidir."

9 Dünyanın kralları da onun yangınından çıkan dumanı görünce onun için ağlayacaklar, ağlayıp çitmelenecekler. Onunla zina ederdiler, lüks yaşam yaşardılar. 10 Onun gördüğü çekisinden için uzakta durup diyecekler:

"Vay, vay, o büyük kasabaya, Kuvvetli Babil kasabası,

Çünkü tek bir saatte senin davalaman geldi."

11 Ve dünyanın tücarları onun üzerine ağlayıp yas tutuyorlar. Çünkü artık kimse onların mallarını almıyor:

12 altınlar, gümüşler, kıymetli taşlar ve sedef boncukları,

ince keten, ergivan, ipek ve kırmızı kumaşlar,

türlü çeşit kokulu ağaçlar, türlü türlü fildişi eşyalar, türlü türlü

pahalı ağaçtan yapılma eşyalar,

bakırdan, demirden ve mermer taşından yapılma eşyalar,

13 kokulu odunlar, tütüz, parfüm ve tütsü,

şarap, zeytinyağı, ince un ve buğday,

inekler, koyunlar, beygirler ve arabalar,

ve köleler - evet, insanların canları bile.

14 Diyecekler:

"Senin canının çektiği yemişler, artık hepsi senden uzak oldu,

bütün yağlı ve şıllak şeyler, artık senden ırak oldu.

Onları asla bir daha bulamayacan."

15 Bu şeylerle uğraşan tücarlar o kasabanın sırtından zengin oldular, ve onun çektiği çekisinden korkacaklar. Uzakta durup onun üzerine ağlayıp yas tutacaklar. 16 Şöyle diyecekler:

"Vay, vay o büyük kasabaya.

İnce keten, mor ve kırmızı rubalar giyiyerdin.

Altınlarla, kıymetli taşlarla ve sedef boncuklarıyla süslenirdin.

17 Bunca zenginlik nasıl da bir saat içinde yok oldu."

Açık 18:5

"Ey benim halkım, siz o kasabadan dışarı çıkın! Öyle ki, onun günahlarına ortak olmayasınız, ve onun belalarından almayasınız.


B. Kurtarıcının doğuşu bir mucize

Hakimler 13:2-3

Dan cinsinden bir adam vardı. Adı Manoah'tı. Karısı kısırdı ve hiç çocuğu olmamıştı. 3 RAB'bin meleği kadına görünerek, "Kısır olduğun, çocuk doğurmadığın halde gebe kalıp bir oğul doğuracaksın" dedi,


C. Rabbe adanmış bir hayat sürmek

Hakimler 13:4-20

"Bundan böyle şarap ya da içki içmemeye dikkat et, murdar bir şey yeme. 5 Çünkü gebe kalıp bir oğul doğuracaksın. Onun başına ustura değmeyecek. Çünkü o daha rahmindeyken Tanrı'ya adanmış olacak. İsrail'i Filistliler'in elinden kurtarmaya başlayacak olan odur."

6 Kadın kocasına gidip, "Yanıma bir Tanrı adamı geldi" dedi, "Tanrı'nın meleğine benzer görkemli bir görünüşü vardı. Nereden geldiğini sormadım. Bana adını da söylemedi. 7 Ama, 'Gebe kalıp bir oğul doğuracaksın dedi, 'Bundan böyle şarap ve içki içme, murdar bir şey yeme. Çünkü çocuk ana rahmine düştüğü andan öleceği güne dek Tanrı'nın adanmışı olacak."

8 Manoah RAB'be şöyle yakardı: "Ya Rab, gönderdiğin Tanrı adamının yine gelmesini, doğacak çocuk için ne yapmamız gerektiğini bize öğret."

9 Tanrı Manoah'ın yakarışını duydu. Kadın tarladayken Tanrı'nın meleği yine ona göründü. Adamın yanına varınca, "Karımla konuşan adam sen misin?" diye sordu. Adam, "Evet, benim" dedi.

14 "Asmanın ürününden üretilen hiçbir şey yemesin, şarap ve içki içmesin. Murdar bir şey yemesin. Buyurduklarımın hepsini yerine getirsin."

15 Manoah, "Seni alıkoymak, onuruna bir oğlak kesmek istiyoruz" dedi.

16 RAB'bin meleği, "Beni alıkoysan da hazırlayacağın yemeği yemem" dedi, "Yakmalık bir sunu sunacaksan, RAB'be sunmalısın." Manoah onun RAB'bin meleği olduğunu anlamamıştı.

19 Manoah bir oğlakla tahıl sunusunu aldı, bir kayanın üzerinde RAB'be sundu. O anda Manoah'la karısının gözü önünde şaşılacak şeyler oldu:

20 RAB'bin meleği sunaktan yükselen alevle birlikte göğe yükseldi. Bunu gören Manoah'la karısı yüzüstü yere kapandılar.


1. Nasiri yemini

Sayılar 6:1-8

1. Üç şartı vardı:

(1) şarap içmeyecek, üzüm yemeyecek

(2) ölüye dokunmayacak


(3) saçlarını kestirmeyecek

2. Anlamı:

Hakimler 13:24

“Ve kadın bir erkek çocuk doğurdu. Adını Şimşon koydu. Çocuk büyüyüp gelişti. RAB de onu kutsadı. RAB'bin Ruhu Sora ile Eştaol arasında, Mahane-Dan'da bulunan Şimşon'u yönlendirmeye başladı.”

SON: