VAFTIZ = sünnet, cenaze ve nikah

Giriş:

Mahallede ne için yaşanılıyor: törenler için

- cenaze, düğün, sünnet = kişilerin aklı fikri hep onda

- bunun için yaşanılıyor

Biz de bugün bir tören kutluyoruz, ama o mahalledeki kutlamalardan çok daha önemli, çok daha ciddi

Bugün kişiler vaftiz olurken, görecez, vaftiz nasıl mahalledeki törenlere benziyor

A. Vaftiz bir cenazedir

1. Mahallede cenazeler

- ne kadar yazık bir şey - imanlılar hocayla gömülüyor

- aslında bize etkileyemez, ama imanlı ölünüyle bile insanlara şahitlik vermeli

2. Cenaze her zaman acı verici değildir

- ölen kişiden azlaşmadıysak, cenzade seviniyoruz

- mersela: Rusya’nın diktatörü Stalin – 20 milyon kişinin ölümüne sebep oldu, acımadan kişileri öldürürdü – onun cenazasinde bütün Rusya sevindi

3. Vaftizde bir cenaze kutluyoruz: bizim hayatımızda da bir diktator vardı = BEN

a. Rom 6:6

6 Biliyoruz, evelki kişiliğimiz Onunla birlikte haça gerildi, öyle ki, eski günah tabiyetimiz ortadan kaldırılsın ve artık günaha esir olmayalım. 7 Çünkü kim ölmüşse, günahtan serbest kılındı

b. eski günah tabiyetimiz nedir: sen içinde en saklı adam, iç barlığımız

- hep onu besliyoruz: BEN istiyorum, BENİM canım cekiyor

c. o iç adamımız için hiç umut yok

- o Allaha düşmandır

Rom 8:6-8

6 Bedenin düşüncesi ölüm demektir, ama Ruhun düşüncesi yaşam ve barış demektir. 7 Çünkü bedenin düşüncesi Allaha karşı düşmanlıktır. Allahın kanununa boyun eğmez, boyun eğemez bile. 8 Ve bedence olanlar Allahı memnun edemezler.

d. o eski Adem’imizi belki süslüyoruz, terbiyeleştiriyoruz

- ama onun için umut yok – o laazım ölsün

4. Vaftizde onu gösteriyoruz: ben anladım ki, Allahın önünde hiç şansım yok, ben aslında kötü bir kişiyim

- değil: günah İŞLİYORUM, ama ben kendim GÜNAHLIYIM

- bunu anlamak için, Allahın kendisi ile karşılaşmak lazım, değil toplantı v.s.

- gösteriyoruz: ben o kişiyi gömdüm

- vaftiz suyla yapılıyor, onun için çok kişi onu yıkanmaya benzetiriyorlar

- ama vaftiz hamam değildir, cenayedir: değil içimizdeki BEN’i aacık yıkanalım, ama yok olsun

5. paranın öbür yüzü:

Rom 6:15-18

15 Madem öyle, ne diyelim? Kanun değil de merhamet altındayız diye, günah mı işleyelim? Olamaz öyle şey! 16 Yoksa şunu bilmiyor musunuz: kendinizi kime köle olarak teslim ederseniz, hani seslemek için, evet seslediğiniz o kişinin kölesi olursunuz: ya günaha köle olursunuz (ve onun sonunda ölüm var), ya da seslemeye köle olursunuz (onun sonunda gene, doğruluk var). 17 Ama Allaha çok şükür: siz eskiden günahın köleleri idiniz. Ama bir öğretişe bağlandınız, ve onu yürekten seslediniz. 18 Ve günahtan serbest kılındıktan sonra doğruluğun köleleri oldunuz.

- değil sade günaha karşı savaşalım: artık doğruluk yapalım

= iyi işler yapalım, yeni şeyler yapalım

B. Vaftiz bir sünnettir

1. Mahallede sünnet

a. kimisi diyor: temizlik için = o zaman doktora git

b. kimisi diyor: türklük için = o zaman çocuğuna türk adı ver, türkçe okut

c. kişilerin kafaları karışık: din + milletçilik

d. bir Mesih imanlısı nasıl olabilir, müslüman adetleri tutsun?

- başka mesele: kurban etleri: Pavlus diyor, etin kendisi bize zarar getiremez (kasaptan alırsan problem değil)

- ama: sen onu putperestlerle birlikte yersen, herkes sanacak, sen de o kurbanlara katılıyorsun

1.Kor 10:21

21 Siz hem Rabbin kadehini, hem de kötü ruhların kadehini içemezsiniz. Hem Rabbin sofrasına, hem de kötü ruhların sofrasına katılamazsınız.

- düşün bakalım: bir müslüman çocuğunu vaftiz etsin – onun arkadaşları ona ne yapacak

- yetmiyor yapsın, ondan sonra onu düğünle kutlasın = herkes diyecek: o artık imanından vazgeçti

2. Eski Ahitte sünnet

a. İbrahim: senin soyun bununla belli oluyor

b. Musa: Tsipora onu kurtardı, Rab Musa’yı öldürecekti

c. sünnetin asıl anlamı: Allahın halkına katılmak

- bir nişan gibi: ama saklı (= içten)

- çok halkta sünnet vardı, ama büyük farkla: sade Yahudiler bebekleri sünnet ederdiler

- 6-12 yaşında kızanlar: panika içinde = barbarlıktır


3. Vaftiz onun yerine geçti

a. asıl sünnet zaten yürekte oluyor

- yüreklerinizi sünnet edin

Bunun için yüreklerinizi sünnet edin, artık sert enseli olmayın. (Yasa Kitabı 10:16)

-

b. Rab o eski adetin yerine artık ruhsal bir iş verdi

- Kol 2:11-12

- Onda gene, elle yapılmayan bir sünnetle sünnet oldunuz. Mesihteki sünnette beden tabiyetiniz atıldı. - Onunla beraber vaftizde gömüldünüz.

c. neden:

(1) artık kadın – erkek farkı olmasın

(2) artık bunun gerçek ruhsal dersi anlaşılsın (kurban gibi)

4. Bu kişiler bugün Allahın halkına katılıyor

C. Vaftiz bir nikahtır

1. Evlilik ne zaman başlıyor?

a. mahallede: iki kişi aynı evde yaşadı mı,

b. ama aslında: iki kişi birbirlerine söz verdi mi

- iki farklı şey: dogovor ve ondan kazandığın haklar

- diyelim: kira kontratosu ve evde yaşamak

c. bunu kişilere öğretemedik

- bugüne kadar nikahsız beraber yaşıyorlar

- söz vermekten korkuyoruz

2. Allah göre evlilik: bir erkek – bir kadın – hayat boyunca

- yok birden fazla eşler

- yok nikahı bozmak

3. Bu kişiler bugün İsa Mesih’le evleniyorlar

- değil tek tek, ama hep birlikte bir gelin oluyoruz

-

4. Siz vaftiz olanlar bugün Mesih’in gelini oluyorsunuz. Demek...

a. kocanıza (= Mesihe) bağlı kalacanız

- başkalarına bakmayacanız

b. kendinizi temiz tutacanız

- mahallede Rab için yaşamak, kirlik sokakta beyaz gelinliği temiz tutumak gibi bir şeydir – ama Rab fırsat veriyor, onu her daim temizleyelim


VAFTIZ = Kızıldenizden geçmek

1.Kor. 10:1-2

1 Kardeşler, istemiyorum şu meselede cahil kalasınız: dedelerimiz hepsi o bulut altında idiler. Hepsi de denizden geçtiler. 2 Bulut ve denizin içinde iken, hepsi Musa'ya vaftiz oldular.

A. Yeni Ahitte: çabuk vaftiz olurdular, biz gene bekliyoruz

- o zaman vaftiz nedir bilinirdi, herkes hemen anladı: “Vaftiz olmakla kendimi günhkar olarak ilan ediyorum”

- ama bizde çok kişi daha anlamıyor – iyi gibi anlayana kadar bekliyoruz

- ve böylelikle bir iki sene geçiyor – kişi sorabilir: “Vaftiz olmakla ne değişiyor?”

B. Vaftizden önce hep biraz meydan brakıyorsun, ama sonra artık imanlı olduğun kesinleşiyor

1 Türkiyede: kişiler razı, evlatları kiliseye gitsinler, ama vaftiz olduktan sonra kızıyorlar

- mesela: bir kızkardeş uzun sene toplantılara devam etti, ama vaftiz olmak istemedi – en sonunda vaftiz oldu, ve vaftizinde fotograflar çektirdi – babası onları çekmecede bulunca çok fazla kızdı, kızını altı ay evine kapadı)

- anlıyorlar ki, o zaman kesin bağlanıyorsun İsaya

- asıl o zaman ‘Hristiyan’ sayılıyorsun: İstanbulda İraklı bir arkadaşımız hep toplantıya gelirdi, çok aktif idi Rab için işlerdi – sonra evlernirken, kilisede nikah istedi – vaiz dedi: “kilisede nikah olsun diye, en azında bir kişinin Hristiyan olması gerekiyor

2. vaftiz şahitlik demektir

– utanmadan kendini imanlı olarak gösteriyorsun

a. sanki bir futbol takımını tutuyorsun – onun renklerini giyiyorsun – sonra başka bir takımın zavedeniesine dalıyorsun

b. Hitler zamanında Yahudilere sarı yıldız taktırırdılar – vaftile aynısnı yapıyyorsun, ama gönüllü

3. mahalledeki evliliklere benziyor:

- kız evli, bebek doğuruyor, ama babasını ‘neizvesten’ diye bildiriyor soruyorlar: “Omıjena?” - “Ne!!”

- birçok imanlı da öyle: sanki Mesihle bir ilişkisi var gibi yaşıyorlar, ama aslında yok

- böyle kişiler en sonunda Rabden düşecekler, ya da en geç Rabbin son gününde aldanacaklar

4. Vaftiz, boş bir formalnost değildir:

- vaftiz olurken, ruhsal bir değişiklik oluyor; gökte ve senin hayatında yeni bir zaman başlıyor

(1) İsa vaftiz olurken: gökler açıldı (Matta 3:16-17)

(2) Samiriyede vaftiz olurken: Kutsal Ruh onlara geldi

(3) hep görüyoruz: vaftizden sonra Şeytan saldırıyor: neden? çünkü vaftizde ruhsal bir iş bitiyor

C. önce Allahın halkının arasında bir yabancısın – sonra o halkın bir parçası oluyorsun

1. İsrail halkı:

- Goşen sancağında yaşardılar – köle, aslında halk değil

- sonra Musa gelip çağırıyor: “Rab bizi buradan çıkaracak”

- sen de yola çıkıyorsun – ama her zaman dönme fırsatın var

- ama Kızıldenize geldiğin zaman karar veriyorsun

- orası granitsa idi, onu geçtin mi, artık Mısırdan çıkıyorsun

- Denizi geçmekle bir halk oldular – her geçen kişi de o halkın bir parçası idi

- her imanlı, kendi hayatında öyle bir krizaya geliyor

- ziaretçi – vatandaş farkı

- bu, hem haklar, hem de görevler demektir: yabancılar vatandaşlığa geçince onlara hak veriliyor, seçimlere katılsınlar, ama aynı zamanda askerlik yapmak mecburiyeti var.

2. Haklar

a. Rabbin sofrasına katılmak

– Yuhanna 13 – “Kim yıkandıysa, onun ihtiyacı yok bir daha yıkansın, sadece ayaklarını yıkayıp yeniden temiz oluyor

– Vaftiz ve Rabbin sofrası için sembol

- sana fena gelmiyor mu, Rabbin sofrası dağıtılırken, başkaları kalkıyor ama sen oturacan?

b. Toplantıda karar alınınca senin de fikrin soruluyor

3. görevler

a. bütün toplantılara katılmak

b. para yardımında bulunmak

c. kendi Ruh vergilerini bu toplanının içinde kullanmak

d. kardeşlere bağlanmak (dolaşmak, af etmek, darılmamak, dedikodu yapmamak)