ÖLÜM ve CENAZE ADETLERİ


A. Kimin peşinden gidelim? - İsa bizi çağrıyor

Matta 8:22

“Sen benim arkamdan gel. Ölüleri brak, kendi ölülerini gömsünler”

  • Cenaze mezarlığa taşınırken, herkes tabudun arkasından gidiyor. Bu aynı zaman sanki kişilerin gidişini gösteriyor: ölülerin peşinden gidiyorlar.

  • Mahallede ne kadar adetler varsa, hepsi ölmüş insanların, ya da ölüme getiren kötü ruhlardan çıkmıştır.

  • Ama İsa bizi çağrıyor, diri olanın, yani kendisinin peşinden gidelim

  • İsa diyor: “Bir kişi nasıl gömülüyor o kadar önemli değil, ne kadar nereye gidiyor”

  • Cenaze ritualı hiç bir şey değiştirmiyor, kişi daha hayatta iken karar veriyor, nereye gideceğine

1. İsa’nın zamanında cenaze ritualı

  • bizimkinden daha da uzun, daha da önemli idi. Ama İsa sanki o rituala hiç önem vermiyor

Matta 9:32

İsa duahane güdücüsünün evine geldi. Orada kaval çalanları ve gürültü yapan kalabalığı gördü. O zaman dedi: "Çıkın dışarı! Zaten kız ölmedi ki, sade uyuyor".

Markos 5:38-39

Duahane güdücüsünün evine geldi ve gürültü yapan kalabalığı, ağlayanları ve çitmeleyenleri gördü. İçeri girdikten sonra onlara dedi: "Neden gürültü yapıp ağlıyorsunuz? Kızan ölmedi ki, sade uyuyor!”


2. İsa neden cenazedeki ritualllara karşı gittii?

a. çünkü orada yapılan ikiyüzlülükleri gördü, ondan nefret etti

    • zengin kişinin cenazesinde çok ağlayış var, garibanın cenazesinde kimse yok

    • hayatta iken ölen kişiyle konuşmazdılar, eğlenirdiler, kavga yapardılar, ama cenazede kendini öyle yapıyor, sanki öleni çok sevmiş.

    • Kişi cenazede çok ağlıyor, kendini yere atıyor, ama bir gün sonra adam unutuldu.

b. çünkü İsa kendisi diriliş ve yaşamdır – o geldikten sonra, cenazeler bile değişecek

B. Kimin önünde temiz olalım? - İçeriden ve dışarıdan temiz olmak



Matta 23:27

“Siz kireçli mezarlara benziyorsunuz. Dışarıdan çok süslü görünüyorlar, ama içerden ölülerin kemikleri ve her türlü pislikle doludurlar. Aynı onun gibi, siz de insanlara doğru görünüyorsunuz, ama içerden her türlü ikiyüzlülük ve kanunsuzlukla dolusunuz.“

1. ritual mı, sevgi mi?

  • Musa’nın kanununa göre, ölüye dokunan kişi murdar olurdu, Allahın önünde pis sayılırdı.

  • İsa gene de ölülere dokundu (yukarıdaki meselede, İsa ölmüş olan kızın elini tuttu)

  • Sevgi göstermek, ritual ve temizlikten daha önemli

2. Su ile yıkanmakla insan Allahın önüne temiz çıkabilir mi?

  • Yıkanmakla Allahın önünde temiz olmuyorsun -

Yeremya 2:22

Çamaşır sodasıyla yıkansan, Bol kül suyu kullansan bile, Suçun önümde yine leke gibi duruyor" diyor Egemen RAB.

Yeşaya 1:15-16

"Ellerinizi açıp bana yakardığınızda Gözlerimi sizden kaçıracağım. Ne kadar çok dua ederseniz edin dinlemeyeceğim. Elleriniz kan dolu. Yıkanıp temizlenin, Kötülük yaptığınızı gözüm görmesin, Kötülük etmekten vazgeçin.

  • insanı Allahın önünde temiz kılan, kötülükten vazgeçmektir, değil birhangi su

3. Asıl temizlik için su değil, kan lazım

Açılama 7:13-14

“İhtiyarların biri bana dönüp sordu: "Acaba, beyaz kaftanları giyiyen kişiler kimdir ve nereden geldiler?"... "Bunlar, büyük sıkıntıdan geçmiş olan kişilerdir. Rubalarını Kuzu'nun kanında yıkayıp bembeyaz ettiler.”

  • Burada ölmüş kişiler, beyaz kaftanlar içinde Allahın önünde duruyorlar; sanki kefenle onun yanına çıkmışlar.

  • Kaftanları da bembeyaz, hiç bir leke yok. Nasıl bu duruma gelmişler? KUZUNUN KANI ile.

  • Bu Kuzu İsa’dır ve kim o kuzuya iman ederse, onun yüreği temiz kılınıyor, onun hakkı var Allahın huzuruna çıksın. Bir daha su ile yıkanmaya gerek yok.

4. Ne kadar büyük ikiyüzlülük

  • Adam ya da kadın bütün hayat kötülük yapmış, kimse ondan azlaşmazdı – ama cenazede lazım yıkansın da, Allahın önüne temiz çıksın. Hangi Allah böyle saçmalığı kabul edecek? Hangi yüzle onu böyle kandırmaya kalkacaz?

  • Bir örnek: 11. Septemvri 2001 gününde New York’ta müslüman teroristler uçaklarla büyük atentat yaptılar. 3000 kişi öldü. Bunu yaptılar, sözde Allahı memnun etmek için. Onların başı Muhammed Atta adında bir Egiptli. Bin Laden ona mektup yazmıştı, o mektup sonra bulundu. Onda anlatıyor, nasıl teroristler lazımdı öleceği günde yıkansınlar ve bedenlerinden bütün kılları çıkarsınlar da, Allahın önüne temiz çıksınlar. Demek, 3000 kişi öldürmek problem değil, ama onu yaparken öldüğün zaman traşsız olarak Allahın önüne çıkmak problemdir.

5. O zaman biz imanlılar neden ölüleri yıkıyoruz?

  • DEĞİL, Allahın önüne temiz çıksınlar, ama insanlara İsa’ya gelmek için boşuna ENGEL OLMASIN

  • Biz ölülerimizi yıkasak da olur, yıkamasak da olur – onlar zaten hayatta bir kere İsa’nın kanında yıkanmışlar.

  • Ama imansızlar bunu anlamıyor. Onlara çok iğrenç gelecek, eger ölülerimizi yıkamasak. Öyle yapsak, bir daha fırsatımız olmayacak onlara müjdeyi konuşalım.

  • Bunu her temada yapamıyoruz: eger imansızların adeti bizim imanımıza karşı düşerse, İncilin yasak ettiği bir iş ise, o zaman katılmaya hakkımız yok.

C. Kimden korkalım? - Kötü ruhlar korkusu

1. cenaze adetlerin çoğunda kötü ruhlardan korku var

  • Çirkef suyu – kedinin atlaması

  • Tabudun önünden geçmek

  • Ölünün yattığı odayı kireçlemek

  • Geceleyin kuş görmek

2. imansız kişiler kötü ruhların kontrolundadırlar ve her zaman onlardan korkacaklar

Efesliler 2:2

“Bir zamanlar ... bu dünyanın gidişine uyardınız. Havadaki kuvvetlerin kralına uyardınız.”

  • Ama Şeytan ve onun ruhları sert bir efendidir – altındaki kişilere hep kötü davranıyor, onlara korku veriyor.

  • Korkunç bir örnek: “ölü çiğneğe” – Kimi kasabalarda inanılıyor ki, ölen kişi komşuların kızanlarına ve özellikle bebeklerine zarar verecek. Öyle kızanlar yavaş yavaş eriyip öleceklermiş. Ama bebekleri bu olaydan korumak için, anneleri onları cenazenin arkasından taşırlar. – Ne korkunç cahillik: hem ölüden korkuyorlar, hem de bebeklerini ona teslim ediyorlar, onlara bir şey yapmasın diye.

3. ama biz imanlı olarak kötü ruhlardan korkmayız

  • İsa ve apostolları kötü ruhları bir sözle kovardılar

  • Kötü ruhlar İsa’nın önünde korkardılar

  • Rab bize de söz verdi ki, kötü ruhlar bize dokunamaz

Romalılar 8:38-39

“Eminim, ne ölüm ne de yaşam, ne melekler, ne Şeytanlar ne de başka ruh kuvvetleri, ne de yaratılmış birhangi başka şey bizi Allahın sevgisinden ayıramayacak, ve o sevgi Rabbimiz Mesih İsa'da bulunuyor”

4. Biz de imansızlar gibi kötü ruhlardan korktuk mu, imansızlık yapıyoruz, sanki İsa’yı yalancı çıkarıyoruz


D. Kimin sırasını tutalım? - Adetler ve insan korkusu

1. İsa adetlere kızdı, onlara “insanların uydurmaları” dedi

  • Matta 15:3

“Siz kendi adetlerinizin hatırına neden Allahın buyruğunu bozuyorsunuz?”

  • Markos 7:6-8

“İsa onlara cevap verip dedi: "İşaya sizlerden için ne güzel peygamberlik etmişti, ikiyüzlüler sizi. Yazıldığı gibi: "Bu halk beni sayıyor sade dudaklarıyla, ama yürekleri benden uzaktır. Boşuna tapıyorlar bana. Öğretiş olarak insan adetlerini öğretiyorlar." Evet, Allahın buyruklarını bir kenara brakıp insan adetlerini tutuyorsunuz.”

  • İsa sanki bize diyor: “Seç neyi tutmak istiyorsun: benim öğretişim mi, yoksa mahallenin adetlerini mi?”

2. Allahın sözü aydınlıktır – ama adetler karanlıktan geliyor

  • Allahın sözü nerede varsa, orada aydınlık var – nerede yoksa, orada her türlü saçma ve kötü inançlar ve adetler meydana geliyor

  • Demek: Allahın sözü lazım yüreklerimize dalsın, orada aydınlık versin.

  • Allahın sözünü bilmeyen kişi karanlıktadır: boş adetler, traditsyalar, inançlar, cinlerden korku, ölümden korku

  • Bir örnek: Yeni Gine adasında (Avustralya'da) en geri kalmış insanlar yaşıyor - orada bir pleme içinde bir cenaze adeti var: ölen kişi lazım 5 gün sıcak havada gömülmeden yatsın - cesedi çürümeye başlıyor - beşinci gün onun en büyük erkek çocuğu yumrukla onun midesine vurup deliyor - bütün etler, kanlar, barsaklar kıra fışkırıyor - sanıyorlar, bu metodla ölenin ruhu rahat çıkarmış

  • Bu bize çok aşırı geliyor, ama bizim halk da aynı karanlık içinde yaşıyor. Onlara kim aydınlık getirecek?

3. insan korkusu ve Allah korkusu – birbirlerine düşmandır

Sül.Mes. 29:25

“İnsandan korkmak tuzaktır, ama RAB’be güvenen güvenlikte olur.”

  • İnsan hep daha yakın olan şeyleri düşünüyor: “Komşularım bana yakın, ama Allah çok uzak”

  • Ama kim gerçekten iman ederse, ona Allah insanlardan daha yakındır.

  • İnsanlar bize ne yapacak? Çoğu zaman bir şey yapmayacaklar, ama biz farklı olmak istemiyoruz.

  • Kim İsa’nın yolunda yürümek isterse, hep ‘dışarıda kalacak’

İbraniler 13:12-13

“Aynı onun gibi İsa da, kasabanın kapısından dışarı çeki gördü, halkı kendi kanıyla kutsal kılsın diye. Madem öyle, biz de kasabadan dışarı çıkıp Onun yanına gidelim ve Onun utancını biz de taşıyalım. Zaten burada kalıcı bir kasabamız yok, gelecekteki kasabayı arıyoruz.”

4. İmanlı olarak hep insanlardan korktuk mu, bir yere varamayız

  • Yuhanna 20:38

Yusuf, İsa'nın bir öğrencisi idi. Ama Yahudilerden korkup bunu saklardı.

E. Kimin için ağlamak lazım? - Sevgi ve ikiyüzlülük

1. ölmüş imanlılar zaten daha iyi durumdalar

Filipililer 1:23

“İki taraftan sıkıştırılıyorum: bir tarafta istiyorum ayrılayım ve Mesihle birlikte olayım, çünkü bu çok daha iyidir.”

  • Öldükten sonra durumumuz daha iyi olacak - Gerçekten buna iman ediyor muyuz? Yoksa daha bu hayata yapışıyor muyuz?



2. ağlamayalım ölüler için – ama diriler için

  • Luka 23:27-30

“Halktan koskoca bir kalabalık İsa'nın arkasından geldi. Ağlayan ve Onun için dövünen kadınlar da vardı. Ama İsa onlara dönüp dedi: "Ey Yeruşalim kızları. Benim için ağlamayın, kendiniz ve kızanlarınız için ağlayın. Çünkü işte, öyle günler gelecek ki, 'Ne mutlu kısır olanlara, ne mutlu hiç kızan taşımamış olanlara diyecekler. O vakıt balkanlara 'Üzerimize düşün!' ve tepelere 'Bizi örtün!' diyecekler.”

  • İsa billirdi, ağlayanların başına ne gelecek.

  • Allahın önüne çıkarken, dünyanın sonunda şimdi hayatta olanlara ne olacak – onu düşün !


Matta 5:4

“Ne mutlu ağlayanlara, onlar teselli edilecekler.”

  • neden ağlayanlar mutlu olsun? Sadece kahırlandığın ya da üzüldüğün için mi mutlu sayılamazsın.

Luka 7:37-38

“Ve işte, kasabada günahkâr bir kadın vardı. O ne zaman öğrendi, İsa Ferisinin evinde sofraya oturdu diye, gelip parfüm dolu bir mermer kabı getirdi. Kadın İsa'nın arkasında ayaklarının yanında durdu ve ağladı. Onun ayaklarını gözyaşları ile ıslatırdı, saçları ile kuruturdu. Sonra da ayaklarını öpüp parfüm sürdü.”

  • işte, bu kadın gibi üzülmek ve ağlamak lazım KENDİ GÜNAHLARIN İÇİN

  • sen ağlamıyorsun bir kişi kaybettin, ya da sana kötü bir şey yaptılar diye

  • sen ağlıyorsun: “BEN KÖTÜYÜM diye” – değil başkaları sana yaptılar, ama sen başkalarına yaptın.

3. cenazede ağlamak nasıl oluyor?

1.Selanikliler 4:17

“Kardeşler, istemiyorum, uykuya dalmış olanlardan için bilgisiz kalasınız. İstemiyorum, öbürler gibi, hani umudu olmayanlar gibi üzülesiniz.”

  • cenazede duruşumuz lazım bizim imanımızı göstersin

  • ‘umudu olmayanlar’ – onlar için bedenin ölümü gerçekten son demektir. Sonra ne olacak belli değil. O zaman kendilerini cenazede yırtacaklar, çitmelenecekler, kendilerini kontrol etmeyeckler

  • ama biz dirilişe inanıyoruz, onun gerçek olduğunu biliyoruz

  • olamaz cenazedekilere “İsa dirildi, biz de dirilecez” diyesin, öbür tarafta ölen kişi dirilmeyecekmiş gibi, kendini yırtasın.


Yuhanna 11:35

“İsa ağladı”

  • Bu, İncilin en kısa ayetidir, demek çok önemlidir.

  • İsa da ölü kişi için ağladı, ama neden: Lazar’ı çok sevdiği için – değil komşularının önünde bir numara yapsın.

  • Çoğu kadın kendilerini yırtıyorlar, komşular maana bulmasınlar diye – yoksa diyecekler: “Te, hiç ağlamıyor, demek onu hiç sevmedi”.


F. Kimin için dua etmek lazım? - Kurtuluş fırsatı

Ölülere dua etmek onlara fayda getirir mi?

Ama hayatta iken fırsat var, Allahla barışasın.

1. Rab istiyor, yaşayanlar için dua edelim

  • 2.Samuel 12:16-23

Davut çocuk için Tanrı'ya yalvarıp oruç tuttu; evine gidip gecelerini yerde yatarak geçirdi. Sarayın ileri gelenleri onu yerden kaldırmaya geldiler. Ama Davut kalkmak istemedi, onlarla yemek de yemedi.

Yedinci gün çocuk öldü. Davut'un görevlileri çocuğun öldüğünü Davut'a bildirmekten çekindiler. Çünkü, "Çocuk daha yaşarken onunla konuştuk ama bizi dinlemedi" diyorlardı, "Şimdi çocuğun öldüğünü ona nasıl söyleriz? Kendisine zarar verebilir!"

Davut görevlilerinin fısıldaştığını görünce, çocuğun öldüğünü anladı. Onlara, "Çocuk öldü mü?" diye sordu. "Evet, öldü" dediler.

Bunun üzerine Davut yerden kalktı. Yıkandı, güzel kokular sürünüp giysilerini değiştirdi. RAB'bin Tapınağı'na gidip tapındı. Sonra evine döndü ve yemek istedi. Önüne konan yemeği yedi.

Hizmetkârları, "Neden böyle davranıyorsun?" diye sordular, "Çocuk yaşarken oruç tuttun, ağladın; ama ölünce kalkıp yemek yemeye başladın."

Davut şöyle yanıtladı: "Çocuk yaşarken oruç tutup ağladım. Çünkü, 'Kim bilir, RAB bana lütfeder de çocuk yaşar diye düşünüyordum. Ama çocuk öldü. Artık neden oruç tutayım? Onu geri getirebilir miyim ki? Ben onun yanına gideceğim, ama o bana geri dönmeyecek."

  • Kral Davudun çocuğu oldu, ama Allah onun öleceğini söyledi

  • Davut önce bol bol dua etti, oruç bile tuttu. Ama bebek öldükten sonra, yedi içti, normal yaşamını devam etti.

  • Bize büyük ders: biz de yaşayanlar için dua edecez, sonsuz ölümde kalmasınlar – onlar öldükten sonra geç oluyor, bir şey değiştiremeyecez.

2. İnsan sade hayatta iken karar verebilir.

  • Onun sonsuz yaşamı, ya da ölümü bu hayatta iken karar veriliyor

2.Korintliler 6:1-2

Biz Allahla birlikte işleyenler size yalvarıyoruz, Allahın merhametini boşuna kabul etmiş olmayasınız. 2 Onun için şöyle diyor: "Uygun vakıtta sana kulak verdim. Kurtuluş gününde sana yardım ettim." Bakın, uygun zaman şimdidir, kurtuluş günü bugündür.

İbraniler 3:7-8

"Bugün Onun sesini işittiniz mi, Sakın yüreklerinizi sertleştirmeyin.

  • İnsan nasıl mezara dalırsa, o durumda kalıyor, dünyanın sonuna kadar – ondan sonra dua etmek faydasız ve saçmalıktır

  • İmansız olarak ölmüş kişiyi, sonra dua etmekle imanlı yapamazsın

3. imanlı kişi hocayla kalktı mı ne olacak?

  • kişinin kendisi için bir şey değişmeyecek – ister hocayla kalksın, ister bütün yakılsın, ister denizin dibinde çürüsün – hep aynıdır

  • Ama geri kalanlar için kötü şahitlik oluyor – sanki hocayla kalktı mı, o kişiyi müslüman sanacaklar.

Romalılar 14:8

“Eger yaşarsak, Rab için yaşarız. Eger ölürsek, Rab için ölürüz. Demek, yaşarsak da, ölürsek de, hep Rabbin malıyız.”

  • Ölmekle de, cenazemizle de Rab İsa’ya şanlılık getirmeye çalışıyoruz. Ama kişiler senin cenazende deseler: “Aa, bu hep toplantıya gitti, ama şimdi hocayla kalkıyor, demek, o da müslümandır” o zaman senin cenazende bir yalan var.

G. Kimi beslemek lazım? - Komşu sevgisi ve cahillik


1. Adetler nasıl başlıyor – bir örnek: ölüleri beslemek

  • Bulgaristan’da her cenazede pişi (kolaç, mekik) dağırtırmak lazım. Bununla hem gelen misafirler doyuruluyor, hem de yakılan yağ, ölünün yanına gidip, onu beslermiş. Bu adet nereden geldi?.

  • Kimse oturup günün birinde karar vermedi, bundan sonra insanlar ölüleri doyurmaya başlasınlar diye – bu düşünce yavaş yavaş gelişti.

  • Cenazeye gelen misafirler bütün gece uyanık durdu mu, elbette acıkırlar. Onları doyurmak için en ucuz yol, un, su ve maya karıştırıp yağda pişirmek. En başta onu yaptılar ucuz olsun diye.

  • Zamanla bu adet mecburiyet oldu: Hep yapıldığı için sanki başka yiyecekler yasak oldu. O mekikleri kabul etmemek de artık ölüye saygısızlık sayılmaya başladı.

  • En sonunda, yağı dökerken biraz kaçırdığın zaman, yanıp duman tütüyor. Bunu gören biri de hemen sandı: “Te, Allah onu kabul etti. Ölünün sevabına yazılıyor.” Demek, yemekle ölünün ruhsal durumunu etkileyecez.

2. elbette ölüler yemiyor

  • Ölülerin yemeğe ihtiyacı olsaydı, o zaman iki, üç kuşak önce ölenler ne yapsınlar? Onları artık kimse beslemiyor. Onlar o zaman aç mı kalıyor? Sen ananı, babanı beslersin, ya senin deden, dedenin babası – onları kim besliyor şu anda?

  • Ne kadar yazık bir şey: Allah yemekleri yarattı, yaşayanlar onlardan faydalansınlar, değil ölülere verilsinler.

  • Hindistan’da insanlar putlara yemek sunuyorlar, kızmasınlar diye. Kim ölüleri beslemek için yemek dağıtırsa, aynı onlar gibi putperestlik yapmış oluyor.





3. Bir imanlı, cenazede yemek versin mi, vermesin mi?

  • Gelen misafirleri karşılamak ve bütün gece bekleyenleri doyurmak iyi bir şeydir. Ama cahil halk demesin: “Onlar da bizim gibi yapıyorlar, aynısına inanıyorlar”. Onun için başka yemekler yapalım (sandviç, tutmanik, banitsa...), ama kolaç (pişi, mekik) ve helva yapmayalım.

  • Dağıtırıken tekrar söylüyoruz: “Afiyet olsun” ve “Bu sade sizin için, ölü için değil. Onun ihityacı yok yemeğe.”

  • Kesinlikle ölünün günleri tutulmayacak, yoksa gene sanacaklar, biz ölüleri besliyoruz.

  • Eger imanlı olmayan bir akrabamız öldüyse, gene de yemekleri hazırlarken, en ufak yardımımız olmasın.