Bugün: 16. 07. 2024
Kutsal Kitap okuma planı: AKŞAM


Yeremya 13:1-27

1 - RAB bana, "Git, kendine keten bir kuşak satın alıp beline sar, ama suya sokma" dedi.

2 - RAB'bin buyruğu uyarınca bir kuşak satın alıp belime sardım.

3 - RAB bana ikinci kez seslendi:

4 - Satın aldığın belindeki kuşağı al, Perat'a git. Kuşağı orada bir kaya kovuğuna gizle.

5 - RAB'bin buyruğu uyarınca gidip kuşağı Perat'a yakın bir yere gizledim.

6 - Uzun süre sonra RAB bana, "Kalk, Perat'a git, gizlemeni buyurduğum kuşağı al" dedi.

7 - Bunun üzerine Perat'a gittim, gizlediğim yeri kazıp kuşağı aldım. Ancak kuşak çürümüştü, hiçbir işe yaramazdı.

8 - RAB bana şöyle seslendi:

9 - RAB diyor ki: 'İşte Yahuda'nın gururunu da Yeruşalim'in büyük gururunu da böyle çürüteceğim.

10 - Sözümü dinlemek istemeyen, yüreklerinin inadı uyarınca davranan, başka ilahları izleyip onlara kulluk eden, tapınan bu kötü halk, bu işe yaramaz kuşak gibi olacak.

11 - Kuşak insanın beline nasıl yapışırsa, ben de İsrail ve Yahuda halklarını kendime öyle yapıştırdım' diyor RAB, 'ştyle ki, bana ün, övgü, onur getirecek bir halk olsunlar. Ama dinlemediler.'

12 - Onlara de ki: İsrail'in Tanrısı RAB, 'Her tulum şarapla dolacak' diyor. Eğer sana, 'Her tulumun şarapla dolacağını bilmiyor muyuz sanki?' derlerse,

13 - Onlara de ki: 'Bu ülkede yaşayan herkesi -Davut'un tahtında oturan kralları, kâhinleri, peygamberleri, Yeruşalim'de yaşayanların tümünü -sarhoş olana dek şarapla dolduracağım' diyor RAB.

14 - Onları -babalarla çocukları- birbirlerine çarpacağım. Acımadan, esirgemeden, sevecenlik göstermeden hepsini yok edeceğim' diyor RAB.

15 - Dinleyin, kulak verin, Gururlanmayın, Çünkü RAB konuştu.

16 - Karanlık basmadan, Kararan dağlarda Ayaklarınız tökezlemeden Tanrınız RAB'bi onurlandırın. Siz ışık beklerken, RAB onu kopkoyu, zifiri karanlığa çevirecek.

17 - Ama bu uyarıyı dinlemezseniz, Gururunuz yüzünden ağlayacağım gizlice, Gözlerim acı acı gözyaşı dökecek, Gözyaşlarım sel gibi akacak. Çünkü RAB'bin sürüsü sürgüne gönderilecek.

18 - Krala ve ana kraliçeye söyle: "Tahtlarınızdan inin, Çünkü görkemli taçlarınız başınızdan düştü."

19 - Negev'deki kentler kapanacak, Onları açan olmayacak. Sürgüne gönderilecek Yahuda, Tamamı sürgüne gönderilecek.

20 - Gözlerinizi kaldırıp bakın, Kuzeyden gelenleri görün. Nerede sana emanet edilen sürü? Övündüğün kuzular nerede?

21 - Sana dost olması için yetiştirdiğin kişileri RAB başına yönetici atayınca ne diyeceksin? Doğuran kadının çektiği sancı gibi Seni de ağrı tutmayacak mı?

22 - Neden bütün bunlar başıma geldi? dersen, Günahlarının çokluğu yüzünden eteklerin açıldı, Tecavüze uğradın.

23 - KÜşlu derisinin rengini, Pars beneklerini değiştirebilir mi? Kötülük etmeye alışmış olan sizler de iyilik edemezsiniz.

24 - Çöl rüzgarının savurduğu saman çöpü gibi Dağıtacağım sizleri.

25 - Payın, sana ayırdığım pay bu olacak diyor RAB. "Çünkü beni unuttun, Sahte ilahlara güvendin.

26 - Ayıbın ortaya çıksın diye Eteklerini yüzüne dek kaldıracağım.

27 - Kırdaki tepeler üzerinde Yaptığın iğrençlikleri -zinalarını, Çapkın çapkın kişneyişini, yüzsüz fahişeliklerini- gördüm. Vay başına geleceklere, ey Yeruşalim! Ne zamana dek böyle kirli kalacaksın?"


Matta 27:1-66

1 - Sabah olunca, Allahevinin bütün güdücüleri ve halkın akıldanecileri, İsa'ya ölüm cezasını vermek için, bir toplantı yaptılar.

2 - Onu bağlayıp götürdüler ve sancakbeyi Pilatus'a teslim ettiler.

3 - İsa'yı ele veren Yahuda ne vakıt gördü, İsa'ya ölüm cezası verildi diye, pişman oldu. O otuz gümüş parasını alıp Allahevinin güdücüleri ve akıldanecilere geri çevirdi.

4 - Ve dedi: "Günah işledim. Suçsuz bir kişiyi ele verdim!" Onlar gene dedi: "O, işimize girmiyor? Sen onun çaresine kendin bakacan."

5 - Ve gümüş paralarını Allahevinin içine fırlattırdı ve oradan çekildi. Ve gidip kendini astı.

6 - Ama Allahevinin güdücüleri o gümüş paraları alıp dediler: "Bunları Allahevinin kasasına atmak helal değildir, çünkü kanlı paradır."

7 - Sonra toplanıp karar verdiler, o parayla 'Çömlekçinin tarlası' diye bir yer satın alsınlar. Oraya yabancılar için bir mezarlık yaptılar.

8 - Onun için o tarlanın adı bugüne kadar 'Kan Tarlası' diye kaldı.

9 - O vakıt peygamber Yeremiya'nın söylediği şu söz yerine geldi: "İsrailoğulları bir adama fiyat koydular. Otuz gümüş parasıydı, onun fiyatı. Onu aldılar

10 - ve çömlekçinin tarlası için verdiler, aynı nasıl Rab bana buyurmuştu."

11 - İsa, sancakbeyin önünde dururdu. O da İsa'yı sorguya çekti: "Sen misin Yahudilerin kralı?" İsa da ona dedi: "Söylediğin gibidir."

12 - Allahevinin güdücüleri ve akıldaneciler Onu suçladılar. Ama İsa hiç karşılık vermedi.

13 - Sonra Pilatus Ona dedi: "Sen hiç duymuyor musun, sana karşı ne kadar çok şahitlikler yapıyorlar?"

14 - Ama İsa ona tek bir suçlamadan için bile cevap vermedi. Sancakbeyi ona şaştı.

15 - Şimdi, her sene bu bayramda sancakbeyin bir adeti vardı: halk hangi mapusçuyu istesin, onlara serbest brakırdı.

16 - O günlerde Bar-Abbas adında çok tanınmış bir mapusçu vardı.

17 - Halk bir araya geldikten sonra, Pilatus onlara sordu: "Kimi istiyorsunuz, size serbest brakayım: Bar-Abbas'ı mı, yoksa İsa'yı mı, hani ona 'Mesih' diyorlar."

18 - Çünkü bilirdi ki, İsa'yı sade kıskançlıktan için teslim ettiler.

19 - Ve davalama masasında otururken, onun karısı ona haber yolladı: "Bu doğru adamla sakın işin olmasın. Ben ondan için dün gece rüyamda çok çeki çektim."

20 - Ama Allahevinin güdücüleri ve akıldaneciler kalabalığı puşurturdular, Bar-Abbas'ı istesinler ve İsa'yı yok etsinler.

21 - Ama sancakbeyi onlara cevap verip dedi: "Ne istiyorsunuz: o ikisinden size hangisini serbest brakayım?" Ve "Bar-Abbas'ı" dediler.

22 - Pilatus onlara sordu: "Madem öyle, 'Mesih' denilen o İsa'yla ne yapayım?" Hepsi, "Haça gerilsin!" dediler.

23 - Pilatus sordu: "Ne için? O ne kötülük yaptı ki?" Ama daha da fazla bağırmaya devam ettiler: "Haça gerilsin!"

24 - Pilatus gördü ki, bir yere varamıyor, hem de halk ayaklanmaya başlıyor. O vakıt su alıp halkın önünde ellerini yıkadı ve dedi: "Bu adamın kanından suçsuzum. Siz o işe bakın."

25 - Halk da cevap verip dedi: "Onun kanının ışımı bizim ve evlatlarımızın üstünde olsun!"

26 - Sonra Pilatus onlara Bar-Abbas'ı serbest braktı. İsa'yı gene, kamçılatırdı ve sonra haça gerilmeye teslim etti.

27 - Sancakbeyin askerleri İsa'yı alıp 'Pretoriyum' denilen saray avlusuna getirdiler. Bütün bölük asker Onun etrafına toplandı.

28 - Onu soydular ve Ona kırmızı bir kaftan giydirdiler.

29 - Tikenli dallardan bir taç örüp Onun kafasına koydular. Onun sağ eline bir kamış tıktılar. Onunla eğlenmek için, önünde diz çöküp, "Selam, Yahudilerin kralı!" dediler.

30 - Ona tükürdüler, ve o kamışı alıp onunla kafasına vurmaya başladılar.

31 - Onunla eğlendikten sonra, kaftanını çıkardılar ve gene kendi rubalarını Ona giydirdiler. Ondan sonra Onu haça gerilmeye götürdüler.

32 - Dışarı çıkarken, Simun adında Kireneli bir adam buldular. Onu zorladılar, İsa'nın haçını taşısın.

33 - Golgota denilen bir yere geldiler (onun anlamı: Kuru kafa yeri).

34 - İsa'ya ilaçlı şarap verdiler içsin. Ondan tatınca, onu içmek istemedi.

35 - Onu haça gerdiler. Ve çöp atıp Onun rubalarını aralarında paylaştılar.

36 - Sonra oraya oturup İsa'nın üzerine bekçilik yaptılar.

37 - Onun kafasının yukarısına suçunu yazdılar: BU İSA'DIR, YAHUDİLERİN KRALI.

38 - Aynı zamanda iki haydut Onunla birlikte haça gerildi; birisi Onun sağında, birisi Onun solunda.

39 - Oradan geçenler kafalarını sallayıp İsa'ya küfür ettiler.

40 - Şöyle dediler: "Hey, sen Allahevini yıkıp onu üç günde yeniden kaldıracak adam! Kendini kurtar bakalım. Haydi, haçtan insene, madem Allahın Oğlusun!"

41 - Aynı onun gibi, Allahevinin güdücüleri, hem de kanun muallimleri ve akıldaneciler de Onunla eğlendiler:

42 - "Başkalarını kurtardı da, kendini kurtaramıyor! Ee, İsrail'in kralıdır! Şimdi haçtan insin de, Ona iman edelim.

43 - Allaha güveniyor. 'Allahın Oğlu benim' derdi. Madem Allah Ondan hoşlanıyor, şimdi Onu kurtarsın."

44 - Onunla birlikte haça gerilen haydutlar da Ona aynı küfürler yaptılar.

45 - Ve öğlen saat onikiden saat üçe kadar bütün devletin üzerine karanlık çöktü.

46 - Saat üç olunca, İsa yüksek sesle şöyle bağırdı: "Eloy, Eloy, lama savahtani?", (onun Türkçesi: "Allahım, Allahım, beni ne için braktın?").

47 - Orada duranlardan bazıları bunu işitince dediler: "Bu adam İlyas'ı çağırıyor."

48 - Dakkada onlardan biri koşup bir sünger aldı, onu sirke ile doldurdu, onu bir kamışın ucuna taktı ve İsa'ya içirdi.

49 - Ama öbürleri dediler: "Bakalım, İlyas sahiden de gelip onu kurtaracak mı?"

50 - Ve İsa bir daha yüksek sesle bağırıp canını verdi.

51 - Ve işte, Allahevindeki ayırma perdesi yukarıdan aşağıya kadar yırtılıp iki parça oldu. Yer sarsıldı ve kayalar parçalandı.

52 - Mezarlar açıldı ve ölmüş olan birçok kutsal adamların bedenleri dirildi.

53 - Onlar İsa'nın dirilişinden sonra mezarlarından çıkıp kutsal kasabaya girdiler ve birçok kişiye göründüler.

54 - İsa'ya bekçilik yapan yüzbaşı ve onun yanındaki adamlar zelzeleyi ve olup bitenleri gördüler. O vakıt çok fazla korkmaya başladılar ve dediler: "Bu adam sahiden de Allahın Oğlu idi!"

55 - Birçok kadın da uzaktan baktılar. Onlar Celile sancağından gelip İsa'ya hizmet etmek için Onun arkasından gittiler.

56 - Onların arasında şunlar da vardı: - Mejdelli Meryem - Meryem (Yakub'un ve Yusuf'un anası) - Zebedi oğulların anası.

57 - Akşam olunca, Arimateyalı Yusuf adında zengin bir adam geldi. Kendisi de İsa'nın öğrencisi olmuştu.

58 - Bu adam Pilatus'a gidip İsa'nın ölüsünü istedi. Pilatus da buyurdu, ona verilsin.

59 - Yusuf bedeni alıp bir temiz keten bezine sardı.

60 - Yusuf kendine kayanın içine yeni bir mezar oydurmuştu. İsa'nın bedenini oraya koydurdu. Mezarın kapısının önüne kocaman bir kaya yuvarladı ve oradan ayrıldı.

61 - Bu arada Mejdelli Meryem oradaydı, öbür Meryem de mezarın karşısında oturdu.

62 - Ertesi gün, hani hazırlık gününden bir sonraki gün, Allahevinin güdücüleri ve Ferisiler toplanıp hep birlikte Pilatus'a gittiler.

63 - Şöyle dediler: "Efendimiz, hatırlıyoruz, bu aldatırıcı daha hayatta iken dedi ki, 'Üç gün sonra gene dirilecem'.

64 - Onun için, buyur et, mezar üçüçüncü güne kadar kollansın. Olmasın da, öğrenciler gelip ölüyü çalsınlar, sonra da halka desinler: 'O, ölülerden dirildi'. Yoksa, ikinci aldatırma birincisinden daha da kötü olacak."

65 - Pilatus onlara dedi: "Buyurun, bir grup kollayıcı asker sizin olsun. Gidin, elinizden ne kadar gelirse, mezarı kollayın."

66 - Gidip mezarı kolladılar. Kollayıcı askerlerden başka, kayanın üzerine bir mühür koydular.