Bugün: 07. 12. 2024
Kutsal Kitap okuma planı: AKŞAM


Habakuk 3:1-19

1 - Peygamber Habakkuk'un Duası Şigyonot Makamında

2 - Ya RAB, ününü duydum ve yaptıklarına karşı ürperdim. Günümüzde de aynı şeyleri yap, ya RAB, Şimdi herkes bilsin neler yapabildiğini. Öfkeliyken merhametini anımsa!

3 - Tanrı Teman'dan, Kutsal Tanrı Paran Dağı'ndan geldi. Sela. Görkemi kapladı gökleri, O'na sunulan övgüler dünyayı doldurdu.

4 - Güneş gibi parıldıyor, Elleri ışık saçıyor. Gücünün gizi ellerinde.

5 - Yayılıyor salgın hastalıklar önüsıra, Ardısıra da ölümcül hastalıklar.

6 - Duruşuyla dünyayı sarstı, Titretti ulusları bakışıyla, Yaşlı dağlar darmadağın oldu, Dünya kurulalı beri var olan tepeler O'na baş eğdi. Tanrı'nın yolları değişmezdir.

7 - Kuşan çadırlarını çaresizlik içinde gördüm, Midyan konutları korkudan titriyordu.

8 - Ya RAB, nehirlere mi öfkeledin? Gazabın ırmaklara mı? Yoksa denize mi kızdın da, Atlarına, yenilmez savaş arabalarına bindin?

9 - Gerdin yayını, Okların içtiğin antlardır. Sela Yeryüzünü akarsularla yardın.

10 - Sarsıldı dağlar seni görünce, Seller her yanı süpürüp geçti. Engin denizler gürledi, dalgalar yükseldi.

11 - Uçuşan oklarının pırıltısından, Parlayan mızrağının ışıltısından, Yerlerinde durakaldı güneş ve ay.

12 - Gazap içinde ilerledin yeryüzünde, Ulusları öfkeyle çiğneyip ezdin.

13 - Kendi halkını, seçtiğin ulusu kurtarmaya geldin. Kötü soyun başını ezdin, Soydun onu tepeden tırnağa. Sela.

14 - Başını kendi mızrağıyla deldin. Askerleri fırtına gibi gelmişti bizi dağıtmaya, Saklanan düşkünleri yok etmiş gibi seviniyorlardı.

15 - Sense atlarınla çiğneyip geçtin büyük denizleri, Sularını köpürterek...

16 - Sesini duyunca yüreğim hopladı, Seğirdi dudaklarım, Kemiklerim eridi sanki, Çözüldü dizlerimin bağı. Ama bize saldıran halkın felakete uğrayacağı günü Sabırla bekleyeceğim.

17 - Tomurcuklanmasa incir ağaçları, Asmalar üzüm vermese, Boşa gitse de zeytine verilen emek, Tarlalar ürün vermese de, Boşalsa da davar ağılları, Sığır kalmasa da ahırlarda,

18 - Ben yine RAB sayesinde sevineceğim, Kurtuluşumun Tanrısı sayesinde sevinçten coşacağım.

19 - Egemen RAB gücümdür benim. Ayaklarıma geyik ayağının çevikliğini verir. Aşırtır beni yükseklerden. Müzik şefine: Telli çalgılar eşliğinde söylenecek


Luka 22:1-71

1 - Mayasız Ekmekler Bayramı yakınlamıştı (onun adı aynı zamanda 'Fısıh'tır).

2 - Allahevinin güdücüleri ve kanun muallimleri baktılar, nasıl İsa'yı öldürsünler, çünkü halktan korkardılar.

3 - Sonra Şeytan, İskariyot lağaplı Yahuda'nın içine girdi. O da onikilerden biri idi.

4 - Gidip Allahevinin güdücüleri ve başpolisler ile anlaşmaya başladı, nasıl İsa'yı ele versin.

5 - Onlar sevindiler, adama para versinler diye anlaştılar.

6 - O da razı geldi. Fırsat aradı, kalabalık olmadan İsa'yı onların eline versin.

7 - Sonra Mayasız Ekmekler günü geldi. Fısıh kurbanı lazım o günde kesilsin.

8 - Onun için İsa, Petrus ve Yuhanna'yı gönderip dedi: "Gidin, bizim için Fısıh sofrasını hazırlayın da yiyelim."

9 - Onlar da Ona sordular, "Nerede istiyorsun onu hazırlayalım?"

10 - Onlara dedi: "Bakın, kasabaya girerken bir su testisi taşıyan bir adamla karşılaşacanız. Gireceği eve kadar onun peşinden gidin.

11 - Ev sahibine deyin ki, 'Muallim sana diyor, 'Misafir odası nerede? Orada ben öğrencilerimle Fısıh sofrasını yiyeyim.'

12 - O vakıt size üst katta döşenmiş büyük bir oda gösterecek. İşte orada sofrayı hazırlayın."

13 - Öğrenciler de gidip İsa onlara nasıl anlattıysa tıpkı öyle buldular ve Fısıh sofrasını hazırladılar.

14 - Saat yakınlayınca, İsa apostollar ile birlikte sofraya oturdu.

15 - Onlara dedi: "Ben çok iştedim, çeki çekmezden önce bu Fısıh sofrasını sizinle beraber yiyeyim.

16 - Çünkü size diyorum ki, bu sofra ne vakıt Allahın krallığında asıl anlamda yerine gelecekse, o zamana kadar ondan bir daha yemeyecem."

17 - Ve kadehi alıp, şükür ettikten sonra dedi: "Bunu alın, aranızda paylaşın.

18 - Çünkü size diyorum, bundan sonra asmanın yemişinden içmeyecem, çak Allahın krallığı gelene kadar."

19 - Ve ekmeği alıp, şükür ettikten sonra onu kırdı, onlara verdi. Dedi ki, "Bu benim bedenimdir, sizin için veriliyor. Beni anmak için bunu yapın.”

20 - Tıpkı öyle, yemekten sonra kadehi de alıp dedi: "Bu kadeh sizin için dökülüyor. Benim kanımla yapılan yeni anlaşma budur.

21 - Ama işte, beni ele veren adamın eli, benim elimle birlikte aynı sofrada.

22 - Sahi, İnsanoğlu çizilen yoldan gidiyor, ama vay Onu ele veren adama."

23 - Ve birbirlerine sormaya başladılar, bunu kim yapacak diye.

24 - Aralarında çekişme oldu, onlardan kim en büyük sayılacak diye.

25 - İsa da onlara dedi: "Allahsız milletlerin kralları onların üzerine diktatörlük yaparlar. Söz sahibi devlet adamları da istiyorlar ki, kendilerine 'iyilik yapan' denilsin.

26 - Ama siz öyle olmayacaksınız. Aranızda en büyük olan en küçüğünüz gibi olsun, güdücü de hizmetkâr gibi olsun.

27 - Çünkü kim daha büyük: sofrada oturan mı yoksa hizmet eden mi? Sofrada oturan, değil mi? Ama ben aranızda hizmet eden biri gibiyim.

28 - Ama sıkıntılarımda benimle beraber dayandınız.

29 - Babam bana nasıl bir krallık verdiyse, ben de size bir krallık veriyorum.

30 - Öyle ki, krallığımda benim soframda yiyip içesiniz ve kral iskemlelerinin üzerinde oturup İsrail'in oniki cinsini davalayasınız."

31 - "Simun, Simun, işte bak, Şeytana verildi, sizi ekin gibi elekten geçirsin.

32 - Ama ben senin için dua ettim, senin imanın bitmesin diye. Sonra döndüğün vakıt, kardeşlerini kuvvetlendir."

33 - Petrus da İsa'ya dedi: "Efendimiz, ben hazırım seninle mapusa, hem de ölüme kadar gideyim."

34 - İsa dedi: "Ey Petrus, sana diyorum ki, sen beni üç defa inkâr etmeden, bu gece horoz ötmeyecek."

35 - Ve herkese şunu söyledi: "Sizi ne vakıt kese, torba ve pabuç olmadan yollamıştım, o vakıt bir eksiğiniz oldu mu?" "Hiç olmadı", dediler.

36 - İsa onlara dedi: "Ama şimdi kimin kesesi varsa, onu alsın, kimin çantası varsa da öyle yapsın. Ve kimin kılıcı yoksa, mantosunu satıp bir tane kılıç alsın.

37 - Çünkü ben size şunu söyleyeyim: Hani şöyle bir ayet var ya 'O suçlu adamlarla bir sayıldı.' İşte, o ayet bende lazım yerine gelsin. Çünkü benden için ne yazılmışsa hepsi yerine geliyor."

38 - Dediler ki, "Efendimiz, te bak, burada iki kılıç var." O da onlara "Yeter artık", dedi.

39 - İsa dışarı çıkıp adeti olduğu gibi Zeytin Dağı'na gitti. Öğrencileri de Onun arkasından geldiler.

40 - O yere varınca, İsa onlara dedi: "Yalvarın da denemeye düşmeyesiniz."

41 - Ve onlardan bir taş atması kadar uzaklaştı, diz çöküp şöyle dua etti:

42 - "Ey Babam, eger istersen bu kadehi benden kaldır. Gene de - değil ben, sen nasıl istersen, öyle olsun."

43 - Gökten bir melek Ona göründü, Ona kuvvet verdi.

44 - İsa büyük bir sıkıntıya düşerken daha da ciddi yalvarmaya başladı. Onun teri, yere düşen iri kan damlaları gibi oldu.

45 - Duasından kalkınca, öğrencilerine geldi, gördü ki, üzüntüden uykuya dalmışlardı.

46 - Onlara dedi: "Niye uyuyorsunuz? Kalkıp yalvarın ki, denenmeye düşmeyesiniz."

47 - İsa daha konuşurken büyük bir kalabalık geldi. Yahuda adındaki adam, hani onikilerden biri, onlara yol gösterdi. Yaklaşıp İsa'yı öpmeye kalktı.

48 - Ama İsa ona dedi: "Ey Yahuda, İnsanoğlu'nu bir öpücükle mi ele verecen?"

49 - İsa'nın yanında duranlar, ne olacağını anlayınca, sordular: "Efendimiz, kılıçla vuralım mı?"

50 - Onlardan biri Allahevinin güdücüsünün hizmetçisini vurup onun sağ kulağını kesti.

51 - Ama İsa dedi: "Yetti artık, be!" Adamın kulağına dokunup onu iyileştirdi.

52 - Allahevinin güdücüleri, başpolisler ve akıldaneciler İsa'nın üzerine yürüdüler. Sonra İsa onlara dedi: "Ne bu? Bir haydutu yakalamaya mı geldiniz böyle, kılıçlarla, sopalarla?

53 - Her gün sizin yanınızda Allahevinde idim; o vakıt bana karşı el kaldırmadınız. Ama bu sizin saatınızdır, karanlık kuvvetinin saatıdır."

54 - Ondan sonra İsa'yı yakaladılar, Allahevinin güdücüsünün kendi evine götürdüler. Petrus uzaktan onların peşinden gitti.

55 - Avlunun ortasında bir ateş yakıp beraber oturdular. Petrus da onların arasında oturdu.

56 - Sonra o ışıkta otururken, bir hizmetçi kadın onu görüp gözlerini ona dikti. Dedi ki, "Bu adam da İsa ile beraber idi."

57 - Ama Petrus Onu inkâr edip dedi: "Yok be kadın, ben onu tanımıyom."

58 - Az bir zaman sonra başkası onu görüp dedi: "Sen onlardan birisin." Ama Petrus ona, "Yok be aga, değilim" dedi.

59 - Aşağı yukarı bir saat geçtikten sonra gene başkası ısrar edip dedi: "Bu adam da mutlaka İsa ile beraber idi. Çünkü o da Celile'den."

60 - Ama Petrus dedi ki, "Abe aga, ne diyon sen anlamıyom." Ve dakkada, Petrus daha konuşurken, horoz öttü.

61 - Rab da dönüp Petrus'a baktı. O vakıt Petrus Rabbin sözünü aklına getirdi; nasıl ona demişti ki, 'Bugün horoz ötmeden, sen beni üç defa inkâr etmiş olacan.'

62 - Petrus da dışarı çıkıp acı acı ağladı.

63 - İsa'yı tutan adamlar Onunla eğlendiler, Onu dövdüler.

64 - Onun gözlerini bağlayıp Ona sordular: "Haydi peygamberlik yap bakalım: seni kim vurdu?"

65 - Daha birçok sözlerle Ona sövüp saydılar.

66 - Sabah olunca halkın akıldanecileri bir toplantı yaptılar; hem Allahevinin güdücüleri, hem de kanun muallimleri. İsa'yı alıp toplantılarına götürdüler. Dediler ki,

67 - "Eger sen Mesih isen, bize söyle." Ama O onlara dedi: "Eger size söylersem, gene iman etmeyeceniz.

68 - Ve eger size bir şey sorarsam, gene cevap vermeyeceniz.

69 - Ama bundan sonra İnsanoğlu'nu göreceniz, nasıl Allahın kuvvetinin sağında oturacak."

70 - Ve hepsi bir ağızdan sordular, "Madem öyle, sen Allahın Oğlu musun?" İsa da onlara, "Siz kendiniz söylüyorsunuz, ben o'yum" dedi.

71 - Onlar da şöyle dediler: "Bize başka ne şahitlik lazım ki? Onun kendi dudaklarından kendimiz işittik."