Bugün: 22. 01. 2025
Kutsal Kitap okuma planı: SABAH


Yaratılış 23:1-20

1 - Sara yüz yirmi yedi yıl yaşadı. Ömrü bu kadardı.

2 - Kenan ülkesinde, bugün Hevron denilen Kiryat Arba'da öldü. İbrahim yas tutmak, ağlamak için Sara'nın ölüsünün başına gitti.

3 - Sonra karısının ölüsünün başından kalkıp Hititler'e,

4 - "Ben aranızda konuk ve yabancıyım" dedi, "Bana mezar yapabileceğim bir toprak satın. Ölümü kaldırıp gömeyim."

5 - Hititler, "Efendim, bizi dinle” diye yanıtladılar

6 - Sen aramızda güçlü bir beysin. Ölünü mezarlarımızın en iyisine göm. Ölünü gömmek için kimse senden mezarını esirgemez."

7 - İbrahim, ülke halkı olan Hititler'in önünde eğilerek,

8 - Eğer ölümü gömmemi istiyorsanız, benim için Sohar oğlu Efron'a ricada bulunun dedi,

9 - Tarlasının dibindeki Makpela Mağarası'nı bana satsın. Fiyatı neyse huzurunuzda eksiksiz ödeyip orayı mezarlık yapacağım.

10 - Hititli Efron halkının arasında oturuyordu. Kent kapısında toplanan bütün Hititler'in duyacağı biçimde İbrahim'e,

11 - Hayır, efendim! diye karşılık verdi, "Beni dinle, mağarayla birlikte tarlayı da sana veriyorum. Halkımın huzurunda onu sana veriyorum. Ölünü göm."

12 - İbrahim ülke halkının önünde eğildi.

13 - Herkesin duyacağı biçimde Efron'a, "Lütfen beni dinle" dedi, "Tarlanın parasını ödeyeyim. Kabul et ki, ölümü oraya gömeyim."

14 - Efron, "Efendim, beni dinle" diye karşılık verdi,

15 - Aramızda dört yüz şekel gümüşün sözü mü olur? Ölünü göm

16 - İbrahim Efron'un önerisini kabul etti ve Efron'un Hititler'in önünde sözünü ettiği dört yüz şekel gümüşü tüccarların ağırlık ölçülerine göre tarttı.

17 - Böylece Efron'un Mamre yakınında, Makpela'daki tarlası, çevresindeki bütün ağaçlar ve içindeki mağarayla birlikte,

18 - kent kapısında toplanan Hititler'in huzurunda İbrahim'in mülkü olarak kabul edildi

19 - Sonra İbrahim karısı Sara'yı Kenan ülkesinde Mamre'ye, ‑Hevron'a‑ yakın Makpela Tarlası'ndaki mağaraya gömdü.

20 - Hititler tarlayı içindeki mağarayla birlikte İbrahim'in mezarlık yeri olarak onayladılar


Matta 22:1-46

1 - İsa gene sözü alıp onlara benzetmelerle konuştu:

2 - "Gökün krallığı oğluna düğün yapan bir krala benzetirilebilir.

3 - Kral hizmetçilerini gönderip düğüne davetli olanları çağırtırdı. Ama istemediler gelsinler.

4 - Bir daha başka hizmetçiler gönderip dedi: 'Davetli olanlara şöyle konuşun: 'Bakın, banketimi hazırladım: öküzleri ve besli danalarımı kestirdim. Artık her şey hazır, düğüne gelin.'

5 - Ama kişiler hiç kulak asmamışlar. Herkes kendi yoluna gitmiş: birisi çiftliğine, öbürü işine dönmüş.

6 - Geri kalanlar da kralın hizmetçilerini tutup onlara fenalık yapmışlar, onları öldürmüşler bile.

7 - Kral öfkelenmiş. Ordularını gönderip o katilleri yok etmiş, onların kasabasını da yaktırmış.

8 - Sonra hizmetçilerine demiş: 'Düğün hazır, ama davetli olanlar layık değildirler.

9 - Onun için siz kasabadan dışarı çıkın, yollara gidin. Artık orada ne kadar kişi bulursanız, onları düğüne çağırın.'

10 - Hizmetçiler yollara düşmüşler ve kimi bulmuşlarsa, onların hepsini toplamışlar, hem kötüleri hem iyilerini. Böylelikle düğün salonu misafirlerle dolmaya başladı.

11 - Ama kral ne zaman misafirlere bakmak için içeri girdi, orada düğün rubalarını giyimemiş olan birini görmüş.

12 - Ona demiş: 'Arkadaş, nasıl oluyor da, sen düğün rubaları olmadan buraya girdin?' Adamın dili tutulmuş.

13 - O zaman kral, hizmetçilere demiş: 'Onu ellerinden ve ayaklarından bağlayın ve dışarı atın, karanlığın en kenarına atın. Orada ağlamak ve dişleri gıcırdatırmak olacak.

14 - Çünkü davetliler çok, ama seçilenler az."

15 - Sonra Ferisiler çıkıp birbirilerine danıştılar, nasıl İsa'yı kendi sözlerinden yakalasınlar.

16 - Kendi öğrencilerini Hirodesçilerle birlikte İsa'ya yollayıp dediler: "Muallim! Biliyoruz, sen hakikatçısın ve Allahın yolunu hakikatla öğretiyorsun. İnsanların ağzına da bakmıyorsun; hiç insan ayırmıyorsun.

17 - Onun için bize söyle, sen ne düşünüyorsun: emperatora vergi ödemek helal mıdır, değil midir?"

18 - Ama İsa onların kötü niyetini fark edip dedi: "Ne için beni deniyorsunuz, ikiyüzlüler sizi?

19 - Gösterin bana bakalım o parayı, hani onu vergiyi ödemek için kullanıyorlar." Ona bir dinar getirdiler.

20 - Ve İsa onlara sordu: "Burada kimin kafası var, kimin adı yazıyor?"

21 - Ona, "Emperatorun" dediler. O vakıt İsa onlara dedi: "Madem öyle, emparatora emperatorun şeylerini verin, Allaha da Allahın şeylerini verin."

22 - Bunu duyunca şaş baş kaldılar ve Onu brakıp çıktılar.

23 - O gün bazı Sadukiler İsa'ya geldi (onlara göre diriliş yokmuş). Ona şöyle bir soru verdiler:

24 - "Muallim, Musa bize şöyle buyurdu 'Bir adamın kardeşi ölürse ve karısını hiç kızanı olmadan geride brakırsa, o vakıt o adamın kardeşi o karıyı alsın ve kardeşine soy yetiştirsin.'

25 - Şimdi, aramızda yedi kardeş vardı. Birincisi evlendi ve öldü. Kızanları olmadığı için, karısı adamın kardeşine kaldı.

26 - İkincisi de öyle, üçüncüsü de öyle çak yedincisine kadar öyle oldular.

27 - En sonunda kadın da öldü.

28 - Madem öyle, dirilişte kadın bu yedi kardeşten hangisinin karısı olacak? Ne de olsa, hepsi onu aldı."

29 - Ama İsa onlara cevap verip dedi: "Yanlışlığınız var. Ne Kutsal Kitabı biliyorsunuz, ne de Allahın kuvvetini.

30 - Çünkü dirilişte ne karı alırlar, ne de kocaya giderler. Gökte olan melekler gibidirler.

31 - Ama ölülerden dirilmek temasına gelince: siz hiç okumadınız mı, Allah size ne konuştu:

32 - Ben İbrahim'in Allahı, İshak'ın Allahı ve Yakub'un Allahıyım.' Allah ölülerin Allahı değildir, yaşayanların Allahıdır."

33 - Halk bunu işitince, Onun öğretişine şaş baş kaldılar.

34 - Ferisiler ne vakıt işittiler, İsa Sadukileri susturmuş, bir araya toplandılar.

35 - Onların arasında bir Allah kanunu muallimi vardı. O, İsa'yı denemek için Ona bir soru sordu:

36 - "Muallim Musa'nın kanununda en büyük buyruk hangisidir?"

37 - Ve İsa ona şöyle konuştu: "'Allahın olan Rabbi seveceksin bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla.'

38 - En büyük ve en birinci buyruk budur.

39 - Ama ona benzeyen ikinci bir tane daha var: 'Komşunu kendin gibi seveceksin.'

40 - Musa'nın bütün kanunu ve peygamberlerin yazdıkları bu iki buyruğa dayanıyorlar."

41 - Ferisiler toplanmışken, İsa onlara bir soru sordu:

42 - "Mesihten için ne düşünüyorsunuz? Sizce o kimin oğlu?" Ona, "Davud'un oğlu" dediler.

43 - İsa onlara dedi: "Peki, madem öyle, Davut Allahın Ruhuyla ona nasıl 'Rab' diyebilir? Çünkü diyor: 'Rab Rabbime dedi:

44 - Senin düşmanlarını ayaklarına bir basamak yapacam. O zamana kadar sen benim sağımda otur.'

45 - Madem Davut ona 'Rab' diyor, nasıl onun oğlu olacak?

46 - Artık hiç kimse İsa'ya tek bir laf bile söyleyemedi. Ve o günden sonra kimse kurajlanamadı, Ona bir şey daha sorsun.