1.Kor 2:10-16

Kaos kilisesi Korint - Apostollar ve Kutsal Ruh

Giriş:

İsa sık sık dua etti. Kimi kere çok uzun dua etti: Özellikle önemli bir karar vermeden önce dua etti:

Luka 6:12-13

O günlerde dua etmek için bir balkana bindi. Bütün gece Allaha dua etmekle geçirdi. Gün doğunca öğrencilerini yanına çağırdı. Onlardan şu oniki kişi seçti (onlara ayrıca 'apostol' adını da verdi):

İsa'nın onbinlerce fenleri vardı, bir de yüzlerce öğrencisi vardı. Ama onların arasından tam 12 kişi seçti. Ve o 12 kişi kim olacak diye, o kadar büyük bir konu idi ki, İsa lazımdı bütün gece onun için dua etsin.

Neden? Neden hemen rastgele 12 kişiye el koymadı: “Gelin buraya... sen, sen, sen..... siz benim apostollarım olacaksınız” - İş hazır ! Ama bütün gece o konuda dua etti.

Getsemani bahçesinde bile, ne zaman karar verdi, haçta ölsün mü, ölmesin mi... o dua bile sadece bir saat sürdü. Ama apostolları seçmek... bütün gece.

İsa çok iyi bilirdi ki, bu yeryüzünde ancak 33 yıl gezinecekti, ve ancak 3 yıl hizmet edecekti. Ama sonra ne? Sonra apostolları İsa'nın bütün işlerini devam edeceklerdi.

Ve o apostollar sanki bütün kilisenin öekirdeği idi, onun embriyosu. Küçücük bir biçimde onlarda kilisenin nasıl olacağını görüyoruz:

(1) kilise çoğunlukla basit, okumamış ve zayıf kişilerden oluşacak - apostollar da Roma Emperatorluğunun geri kalmış, önemsiz bir bölgeden, okumamış kişilerdi.

(2) İsa dedi: “Ne mutlu ruhça fakir ve yavaş olanlara... Allahın krallığı onların olacak.” - ve aynı biçimde görüyoruz, apostollar zayıf ve kırık kişilerdi. Hepsi İsa'yı haçta iken terk ettiler.

(3) Kilisede normal hayatta birbirlerine düşman ve yabancı olan kişiler yanyana çağrılıyor: mesela İsrailliler ve Samiriyeliler.

Aynı biçimde apostolların arasında bir Matta vardı: gümrükçü, Romalıların adamı, işbirlikçe. Kendi vatanını düşmana satan biri.

Öbür tarafta bir Simun vardı. Değil Petrus, başka bir Simun, ona lakap olarak “partizan” yada “terorist” koydular. O gene İsa'ya gelmeden önce Romalıları öldürmüştü. Acaba, o nasıl Matta ile Rabbin sofrasında aynı çanaktan yedi?

(4) Ve, bu şimdi en önemli bir hakikat: Kilise bütün milletlerden oluşacaktı: Yahudi - millet, Grek - barbar.... bu ayrımı artık kalktı.

Ve aynısını küçük çapta apostolların arasında görüyoruz. Onlar hepsi Yahudi idi, ama bir kişinin adı Greköe bir ad idi: Filipus.... o Grekçe ve anlamı da: beygirleri seven. Küçük bir ipucu.

Ve Yuhanna 12'de görüyoruz, nasıl bazı Grekler, yani Yahudi olmayanlar İsa'yı görmek için Filipus'u tuttular, onları İsa'yla görüştürsün diye.

Demek, o 12 apostolun önemi çok büyük. 12 diyoruz, ama sonra bir tanesi daha çağrılıyr: Pavlus. O da milletlerin apostolu olacaktı. (Rom 11:13) Yahudilere 12, bütün başka milletlere sade 1 apostol.

Ve bu adamların önemini anlamak için İncil onlar için “temel” sözünü kullanıyor

Efes 2:20

“Evin köşe taşı İsa Mesihin kendisidir. Temeli de apostollar ve peygamberlerdir. Siz gene, onların üzerinde kuruluyorsunuz.”

- burada “apostollar ve peygamberler” bir solukta sıralıyor. Peygamberler apostolların zamanında onların gidemediği yerler ulaştılar. Her apsotol aynı zaman peygamberdir... ama her peygamber apostol değildir.

Evet, apostolların önemi: Allahtan gelen bir bilgi, bir 'sofia' getiriyorlar. Ve onu yapıyorlar bütün kilise için, bütün zamanlar için geçerli olsun.

Açıklama 21:13-14

Ve kutsal kasabayı, hani yeni Yeruşalim'i gördüm, nasıl gökten Allahın yanından indi. Kocası için süslenmiş bir gelin gibi idi.

14 Kasabanın duvarında oniki temel kayası var. Onların üstünde Kuzu'nun oniki apostolunun adları var.

Anlaşıldı mı? Yeni Yeruşalim bile, o 12 apostolların üstünde dururmuş. Demek bizim bütün umudumuz onlara bağlıdır. Eğer imanınmız başka şeylere dayanırsa, İsa'nın dediği gibi, ruhsal evimiz, ruhsal hayatımız korkunç bir biçimde çökecek, yıkılacak, yok olacak.

Neden bunun üzerinde duruyorum? Bütün kilise tarihi boyunca başka kişiler ortaya çıkıp “Allah bana konuştu ! ... Rab bana gösterdi !” biçiminde konuştular. Yani, “Apostollar da kimdir? Tamam, bir vakıt onlar Rabbin işini yapardılar. Ama şimdi, bugün bize TAZE vahiy lazım.”

Ve İncili iyi bilmezsen, sadece sıva bi biçimde okursan, diyecen: “Doğru ya! Onlarda ne kadar Kutsal Ruh varsaydu, bende de o kadar var! Rab sadece onların ağzından mı konuştu sanki? Beni de kullanamaz mı?”

Ama bak: temel apostollardır. Ve bugün apoostolların sözlerini bir kitapta okuyoruz... onun adı İncildir. Sen onların söylediklerinde kalırsan ne güzel. Ama onların söylemediği sözleri, onların öğretmediği dersleri yayarsan... o zaman ruhsal evin yan duracak ve en sonunda çökecek.

Ve İsa ne zaman son günler için konuşursa, hep aynısını diyor: “Sakının, sahte peygamberler gelecek”

Bunlar en zararsız görünen yaşlı neneler olabilir (“Bakın Rab bana bu gece yüramda neler gösterdi!”) - Hem de eeeen okumuş profesörler olabilir.

Şimdi Amerika'da bir tane profesör çıktı, yeni bir tercüme yaptı. adı: “Tutku tercümesi” - Bakın adam ne kadar kurnazca yaklaşıyor: “İsa Aramice konuştu, ama inciller Grekçe olarak yazıldı. Şimdiye kadar kimse orijinal Aramiceden çevirmedi. Ama Rab bana kendi Ruhuyla yeni açıklamalar verdi.” ... çok büyük sahtekarlık

“Kutsal Ruh benim ofisime indi ve bana yepyeni şeyler gösterdi, hangileri şimdiye kadar hiç bir tercüman anlamadı” ... ve bu kamuflaj altında İncilin, yani apostolların bütün temel öğretişini öürütüyor. Şeytanın işi.

Ve yaşadığımız bu son günlerde de her köşe başında o sahte peygamberler kalkıp sesini kaldırıyorlar. Siz yanlış anlamayın “İsanın adında” geliyor ve bizi saptırmaya bakıyorlar.

Ve bugün okuduğumuz parça tam bu konuda konuşuyor. Pavlus bu parçada geçen haftanın konusunu devam ediyor: “İsa Mesihin haçının haberi neden insanlara akılsızlık geliyor”

Ve Pavlus diyecek ki: “Evet, ilk bakışta akılsızlıktır. Ama imanda olgunlaştın mı, tamamlanmış bir kişi oldun mu, o zaman bu artık dünyaca akılsızlık değil, ama Allahın 'sofiasıdır', Allahın hikmeti ve saklı bilgisidir.

Geçen hafta daha fazla Allahın bilgisi üzerinde durduk ... ve bu hafta Pavlus anlatacak, Allahın o saklı bilgisi nasıl insanlara ulaşıyor: apostolların aracılığıyla.

3 konu konuşacak:

1. apostollar Allahın bilgisini anlıyorlar - 2. apostollar Allahın bilgisini anlatıyorlar 3 Allahın bilgi nasıl kabul ediliyor:

A. Apostollar Allahın bilgisini nasıl anlıyorlar

1.Kor 2:10-16

10 Ama Allah bize bu şeyleri kendi Ruhu ile apaçık etmiştir. Çünkü Ruh herşeyi araştırıyor, Allahın derinliklerini bile.

11 Çünkü insanlardan, başka bir insanın meselelerini kim biliyor? Sade o kişinin içindeki ruh biliyor. Aynı bunun gibi, Allahın meselelerini de kimse bilemez, ancak Allahın Ruhu onları biliyor.

12 Biz gene dünyanın ruhunu almadık, ama Allahtan gelen Ruhu aldık, Allahın bize serbestçe verdiği şeyleri anlayalım diye.


Efes 3:5 Daha önceki kuşaklarda bu saklı şeyler insanlara henüz açılmamıştı. Ama şimdi Allah onları Onun kutsal apostollarına ve peygamberlerine Ruhla açtı.

Demek, nasıl geçen hafta öğrendik: insan direktno Allaha bağlanıp o kutsal bilgiyi alamaz. Zaten o bilgiyi nasıl aldığını sanıyor: sarfoşholukta, ya da birtakım uyuşturucu aldığında. İnsanlar trans haline girip, o transta Allahın sesini işitttiğini sandılar.

Ama hayatında sarfoş olduysan bilecen ki, sabah ayıldığında ne kalıyor? Ne kadar gördüysen, ne kadar hatırladıysan, sen ona dayanarak hayatının en önemli kararlarını almayacaksın.

Onun için Rab baka bir yöntem seçti, kendi bilgisini bize aktarmak için:

Kol 2:3

Anlayışın ve bilginin bütün zenginlikleri Mesihin içinde saklıdır.

Sanki Allah bütün 'sofiasını' bir paket yaptı, o paketi de bir kerekte dünyaya yolladı bir insan biçiminde. Ve Pavlus ile öbür apostollar o paketten bizim için Allahın bütün hikmeti, bilgiyi, sofiasını çıkardılar ve dağıttılar.

Ve bunu bizim için açıklıyor:

başka bir insanın meselelerini kim biliyor? Sade o kişinin içindeki ruh biliyor.

Biz bir kişinin ancak dış tarafını görüyoruz: diyelim sen bir firmanın şefisin. Acaba, işçiler sana konuşurken, yüzde kaçı hakikattır. O işçilerin sözleri başka, asıl duyguları başka. Sade insanın kendisi tam olarak bir kişinin içindeki duyguları, düşüncelerini anlayabilir.

Diyelim senin bir işçin her akşam eve toplandıktan sonra oturup komputerde uzun uzun yazsın senin hakkında aslında ne düşünüyor. Bütün duygularını, küfürlerini, yani bütün asıl düşüncelerinioraya döküyor rahatlamak için. Sonra onu bir disketei flaşkaya yazıyor.

Ve her sabah işe giderken, senin laflarına dayanıyor, bağırmalarına, aşağılamalarına dayanıyor. Hiç ağzını açmıyor. Sade cebindeki flaşkayı tutup kendi kendine diyor: “Dayan oğlum dayan. Bekle, bu akşam gene senin hakkında ne düşünüyorum bu flaşkaya yazacam. Ve böyle gidiyor, aylarca, senelerce devam ediyor.

Ama günün birinde adam o flaşkayı cepten düşürüyor, ve şef de onu buluyor. Bir de diyor kendi kendine: “Dur bakalım, bir okuyayaım burada ne yazıyor.” - Ne olacak? Artık senin bütün gizli düşüncelerin ortaya çıkacak. Sanki şef artık senin dudaklarını değil, ama senin ruhunu okumuş oluyor.

a.12: “Biz dünyanın Ruhunu almadık, Allahtan gelen Ruhu aldık” ... buradaki “biz” en birinci apostolları konuşuyor: BİZ aldık... siz direktno bir şey almadınız. Ama bizimle bağlantınız varsa, o zaman o Ruh sizin de olacak. Ama başka bir yere bağlanıp Allahın Ruhunu alamazsınız.

Yuh 20:22-23

Bunu söyledikten sonra onların üzerine üfürdü ve onlara dedi: "Kutsal Ruhu alın. 23 Kimin günahlarını bağışlarsanız, onlara bağışlanmış olur. Ve kimin günahlarını bağışlamazsanız, onlara bağışlanmamış olur."

Fark ettiniz mi, Mersih apostollarına ne kadar yüksek bir yetki verdi, Allaha bağlanmak ve günahların af edilmesi hepsi apostollara bağlıdır.

İşte, diyor Allah bize o flaşkayı verdi. Ama ne amaçla:

Allahın bize serbestçe verdiği şeyleri anlayalım diye.

O bilgi bizde kalmasın onun içindeki sofiayı serbestçe anlayalım ve dağıtalım. Bedava ya da bola gani aldınız, bedava yada bola gani dağıtın:

Rom 8:32

O, kendi Oğlunu bile saklamadı, Onu hepimiz için teslim etti. Ve Onunla birlikte bize herşeyi serbestçe vermeyecek mi?

1.Kor 3:22

İster Pavlus, ister Apolos, ister Kifas, ister dünya, ister yaşam, ister ölüm, ister şimdiki şeyler, ister gelecekteki şeyler - her şey zaten sizindir

Yuhanna 16:14

O beni şanlayacak. Çünkü benim neyim varsa, O ondan alıp size bildirecek. 15 Babamın her neyi varsa, benimdir. Onun için dedim, 'Benim neyim varsa, O ondan alıp size bildirecek.'

Maalesef bugünlerde çok sahtekarlar takım elbisesini giyiyip kendini pastor yapıyorlar, ve bu ayetleri kullanarak imanlılara, kuzucuklara materyalno zenginlikler vaat ediyorlar. Ve tabii ki, öyle bir şey sapıklıktır. Sanki Yuh 3:16'da yazıyor... “biricik oğlunu gönderdi, ki ona iman edenin sonsuz malları olsun”

Hayır, bir imanlı gerçek apostollardan o bilgiyi, o Sofiayı aldıktan sonra ne oluyor:

1.Yuhanna 2:27

Ama siz Ondan bir meshetme aldınız, o da sizde devamlı kalıyor. Ve ihtiyacınız yok, birisi sizi öğretirsin. O meshetme, işte, sizi her bir temada öğretiren odur. Ve o hakikattır, yalan değildir. O sizi nasıl öğretirdiyse, siz Rabde devamlı öyle kalın.

Evet, öğretmek için söz konusu oluyor. yukarıda gördüğümüz “herşey” bilgi demektir. Bütün pasajın konusu Allahın bilgididir, sofiasıdır. O KONUDA Rab bize herşey verecek.

B. Apostollar Allahın bilgisini nasıl anlatıyorlar

13 İşte, biz bunları anlatırıyoruz. Ama değil insan bilgiliğinin öğretirdiği sözlerle, Kutsal Ruhun öğretirdiği sözlerle. Ruhun şeylerini ruhça anlatırıyoruz.

Demek KR hem mesajın içeriğini (sıdırjaniesi) seçiyor, hem de onun metodunu seçiyor: Ruhun hakikatlarını Ruhun sözleriyle anlattılar.

Biz ingilizce öğretmenlik kursunda anlattılar yabancı dili nasıl öğretmeliyiz: sadece o yabancı dili kullanarak. Ve biz öyle yapardık: adam daha bir söz ingilizce bilmeden hemen ilk günden ona ingilizce konuşurduk, hiç türköe yada başka dili kullanmadık.

Ve bunu kontrast yapıyor insan bilgiliğiyle. Hatırlarsanız, geçen hafta ona baktık. Atina'da iken Pavlus denedi, o ruhsal hakikatları insanca sözlerle vaaz etsin... ve hiç iyi karşılık almadı. Atinalı filozoflar ona güldüler.

Ama Korint kasabasına gelirken, diyor, ben karar verdim, ancak Mesihi bildireyim... hem de onu haça gerilmiş olarak. Bu tabii ki, insanlara çok basit, prost geldi. Ama diyor Allah razı geldi, akılsız bir haber yayılsın ve insanlar kulağa saçma gelen o haberle kurtulsunlar.

Demek, değil sadece haber önemlidir, ama o haberi anlatmak için kullanılan sözler de önemli. Onun için İncil değil sadece aşağı yukarı Allahın sözüdür, ama her söz önemli. İncilin her bir sözünü araştırıyoruz, acaba tam olarak neden öyle yazıyor? diye soruyuruz

Örnekler: Rom 1:4'te yazıyor "İsa kutsallık ruhuna göre kuvvetle ve ölülerden dirilmekle Allahın Oğlu olarak ilan edildi." ... neden orada Kutsal Ruh yazmıyor, ama "kutsallık ruhu" yazıyor?

Topluluğun önderleri için 3 ayrı söz kullanılıyor: yönetici, ihtiyar ve çoban. Neden tam olarak o 3 söz kullanılıyor. Bunun derin anlamı nedir?

C. Allahın bilgisi nasıl kabul ediliyor:

Ve son olarak Pavlus dikkatini sesleyenlere çeviriyor:

14 Ama beden düşüncesi ile yaşayan bir insan Allahın Ruhundan gelen şeyleri kabul etmez. Bu şeyler ona saçmalık geliyor. Ve onları zaten anlayamaz, çünkü bu şeyler ruhça anlaşılıyor.

15 Ama ruhça yaşayan bir insan herşeyi anlayabilir. Onu gene, hiç kimse anlayamaz.

16 "Çünkü Rabbin düşüncesini kim bildi ki? Ona kim akıl verebilir ki?" Ama biz Mesihin düşüncesine sahibiz.

Ve şimdi anlıyoruz, neden Mesihin haberi insanlara saçmalık geliyor: antena bozuk, Burada iki tür insan karşılaştılıyor: “Beden düşüncesi ie yaşayan” insan - bir de “ruhça yaşayan” insan.

Ve bu bedence yaşayan insan, sanmayalım o sadece anlayışsız, sokakta sarfoş yatan, hayvan gibi bir anlayışsız kişiler. Hayır, o bedence yaşayanlar, belki de bizden kat kat fazla okumuş, nazik, efendi güzel ahlaklı, belki dindar bile insan olabilir

Orada bir söz geçiyor “psihikos” ... onu anlıyoruz, değil mi? “Psiholojik” ... işte, onu diyor, psiholojik bir kişi, sade insan duygularıyla yaşayan bir kişi.

Ve onun karşısında “ruhça yaşayan” bir kişiyi gösteriyor. Demek ruhça yaşamak bir duygu, emotsya meselesi değildir.

Geçen gün bir kızkardeş bana sordu: “Neden her zaman Kutsal Ruhun doluluğunu yaşamıyoru, hissetmiyoruz*”

Ona da uzun uzun anlattım: gebeliğin daha 3. haftasında kalp atmaya, pompalamaya başlıyor ve ölüme kadar hiç durmamacasına devam ediyor.

Ve nasıl kimi kere nabzımızıi, pulsumuzu hissedersek, ve çoğu zaman hissetmezsek, aynı biçimde KR'un işlemesini ancak kimi kere hissediyoruz, ama bu demek değil ki, o işlemiyor.

15 Ama ruhça yaşayan bir insan herşeyi anlayabilir. Onu gene, hiç kimse anlayamaz.

Markos 3:21

İsa'nın hısımları da bunu öğrenince Onu almaya kalktılar. "Aklını kaçırdı" dediler.

Onun için şaşmayalım, ne zaman öyle şeyler yapıyoruz, mahalle yapmıyor. “Sen deli misin” diye soracaklar. Dünya bizi anlamayabilir, ama biz dünyayı anlıyoruz.

Son:

Sen nasıl bir kişisin: bedence mi, yoksa ruhça mı düşünüyorsun? Hangi konular senin için önem taşıyor? Neye seviniyorsun, neye üzülüyorsun? Neyi kazanmaya çalışıyorsun? Kimi memnun etmeye çalışıyorsun*

Kol 3:1-2

Madem Mesihle beraber dirildiniz, yukarıdaki şeylerin peşine düşün. Mesih oradadır, Allahın sağındadır. 2 Değil yeryüzündeki şeyleri, ama gökteki şeyleri düşünün.

6