2.Korintliler 1:15-22
Evetiniz evet, hayırınız hayır olsun !
- evet Rab İsada değerli kardeşlerim ve kızkardeşlerim.... bugün 1.Korintliler mektubuna bakıp, Pavlus'un hayatından bir örnek almak isityoruz. Mesele oluyor insanın sözleri için. İnsanlar bizi en birinci konuştuğumuz sözlere göre ölçecekler.
- acaba seni tanıyanlar senin ağzından çıkan sözleri işitirken, seni nasıl görecekler
- 1988 senesinde: Amerika yeni prezident seçildi - eskisi Ronald Reagan çok büyük devlet borcu biriktirdi. Ona yeni George Bush (babası) aday oldu, ve halk korktu bu kocaman borcu ödemek için yeni vergiler toplanacak.
- Bush'un kampanyasının en büyük sloganı: yeni vergiler yok: Şöyle övünürdü: “Dudaklarıma bakın, hey bakın dudaklarıma: Yeni vergiler OLMAYACAK!”
- sonra seçildi, prezident oldu - birkaç ay geçti ve tabii ki, ne oldu: vergileri yükseltirdi
- biz politikacılardan sanki artık başka bir şey beklemiyoruz - sanki yalan, yada bir şey söylemek, başka bir şey yapmak onların gündelik ekmeğidir - sanki yalan söylemediler mi, şaşıyoruz
- ya imanlılar nasıl biliniyor: bizi tanıyanlar diyorlar mı ki: “Ah, madem o İsa Mesih'e iman ediyor, söylediğine güvenebiliriz. O öyle dedi mi, demek öyledir”
- her bir Mesih imanlısı lazım öyle tanınsın - bizim sözümüze güveniyorlar mı?
- bu çok büyük bir konu: özellikle mahallede - bugünlerde Allahın sözünü yaymak daha önemli olmaya başladı: eskiden BG'da Allahın sözü sanki kendiliğinden yayaılırdı
- ama şimdi: daha fazla uğraşmalıyız - insanlar bizim doğruluğumuza daha çok öenm verecekler, - sözlerimize daha fazla dikkat edecekler
- Bugün apostol Pavlus'un hayatından bir meseleyi okumak istiyoruz: ona da dediler: “Sen kendi sözünde durmuyorsun. Bir şey diyorsun, ama sonra başka bir şey yapıyorsun”
- Bakalım, o nasıl cevap verecek, bakalım acaba onun eveti evet mı, hayırı hayır mıdır?
2.Korintliler 1:15-22
İşte, öyle bir umutla geçen sefer niyette idim, size geleyim, ikinci bir bereketiniz olsun diye. 16 Sizden sonra Makedoniya'ya geçip Makedoniya'dan tekrar size döneceydim. Siz de beni geçirip Yahudiye sancağına yollayacaydınız. 17 Peki, bunu yapmaya niyetlendiğim zaman, aklım iki türlü mü idi? Ya da niyetim, beden tabiyetinden gelen bir niyet miydi? Öyle ki, bende hem 'Evet, evet', hem de 'Hayır, hayır' bir arada bulunsun. 18 Ama Allah nasıl sadikandır, aynı öyle size anlattığımız haber de hem 'evet', hem 'hayır' değildi. 19 Ben, Silvanus ve Timoteyus sizin aranızda Allahın Oğlu'nu anlattık. Ve O, hem 'evet', hem 'hayır' değildi. Onda sade 'evet' vardı.
20 Çünkü Allahın ne kadar vermiş olduğu sözleri varsa, onlar hepsi Onun Oğlunda 'evet' oluyor. Biz de Onunla Allahın şanı için 'Amin' diyoruz.
21 Allah sizinle birlikte bizi de Mesihte sağlamlaştırıyor; ve bizi meshetmiş olan Odur. 22 O bizi mühürledi ve yüreğimize kapora olarak Ruh'u verdi.
- Pavlus bu mektubu Efes kasabasından yazıyor. Orada çok işlek bir hizmeti vardı, ama uzaktan Korint kilisesindeki problemleri çözmeye uğraşıtı.
- kendisi Korint kasabasındaki topluluğu kurmuştu. Sonra orada bir sürü problemler ve günahlar meydana geldi. - 1.Kor 16:5 söz verdi onlara gelecek diye.
- Ama ondan sonra Pavlus'a karşı konuşanlar çıktı. Korintteki kardeşlerin yüreklerini çalmaya ve duygularını bozmaya çalıştılar.
- ne kadar acı bir şey: canla başla uğraştın, kan ter döktün, kişileri Rab İsa'ya getiresin. Canlı bir bağlantı, bir sevgi bağı oluştu aranızda - ondan sonra başkası gelip senin imana getirdiğin kişileri sana karşı düşman yapıyor.
- Pavlus onları sıraya sokmak için 1. ve 2. Korintlilerin arasında bir mektup daha yazdı, ama hemen Korint'e gitmedi. Önce kardeşlerden o mektuba cevap almak istedi.
- Bu durumda bazıları dediler ki: ”Te bu Pavlus'a güven olmuyor. Hem Evet gelecem, hem de hayır gelmeyecem diyor” - Bu durumda Pavlus karşılık veriyor: “Sizi cezadan korumak için Korint'e gelmekten vazgeçmiştim”
- İsa yemin etmeyin diyor bu amaçla:
Matta 5:37
“Öyle değil! Sizin lafınız olsun, 'Evet' mi, evet; ya da 'Hayır' mı hayır. Ondan ötesi Şeytandandır.”
- yemin etmek iki sebepten yasaktır: (1) Rabbin adını boşa kullanıyorsun (2) yemin etmek enflasyon gibidir: aynı malı almak için hep daha fazla ödemek lazım
- önce diyorsun: “Bu böyledir” - sonra: “inan bana, bu böyledir” - sonra “Vallah, bu böyledir” - sonra: “Vallahi Billahi bu böyledir” - Sonra: “Ekmek çarpsın” - sonra: “Kuran çarpsın” - en sonunda: “Musaf öpecen mi?”
- demek: normal laf yaptın mı, zaten kimse beklemiyor, sen doğruyu konuşasın
- İsa istiyor öyle bir kişi olarak tanınasın, ki ağzından çıkan sözden hiç kimse şüphe etmesin.
- Biz yalan söylemeden nasıl yalan söylüyoruz:
(1) susmakla - “Tamam anlaştık, herkes cumartesi günü saat beşte gelecek temizlik yapmaya. Gelemeyen var mı?” - Sen zaten biliyorsun, açan gelemeyecen, ama susmakla sanki gelecen diye söylüyorsun.
(2) “İnşallah” - imanlıcası: “Rab isterse”, “Allah yolumu açarsa”: biz Allahın ne istediğini çok güzel biliyoruz.
- ve daha birkaç yol avar, hiç ağzımızı açmadan nasıl yalan söyüyoruz.
“Çünkü Allahın ne kadar vermiş olduğu sözleri varsa, onlar hepsi Onun Oğlunda 'evet' oluyor.”
- Rab İbrahim'den üç zor şey istedi: brak cinsini, ana-baba evini ve kasabanı
- ve ona karşılık üç büyük söz verdi: “Senden kalabalık bir halk çıkacak” - “Senin tohumunda bütün dünya bereketlenecek” - “Bütün Filistin toprağı senin evlatlarının olacak”
- Bu sözler küçük bir anlamda İsrail tarihinde gerçekleşti, ama asıl anlamda sadece Mesih zamanında:
(1) “kalabalık halk”: Musa'nın zamanında 2-3 milyon, bugün 14 milyon - ama İsa'nın adından İbrahim'in evlatları: 2000 milyon
(2) “senin tohumunda bereket”: bu değil bütün halk ama tek bir kişi. O bütün dünyaya bereket getirdi
(3) “toprak”: Filistin torpakları Süleyman zamanında gerçekleşti: Mısır'ın sınırından İrak' ın sınırına
- Davud'a söz verdi: “Senin oğlun bütün dünyada sayılacak büyük kral olacak” - küçük anlamda onun oğlu Süleyman'da gerçekleşti... ama asıl anlamda ancak Mesih'te. Davud'un oğlu odur.
- Yeşu onları vaadedilmiş topraklara götürdü ve düşmanlarından rahat ettiler - ama asıl rahat etme yeri o değildi, o İsa'nın zamanında oldu.
- sanki her konuda önce Rab bir şey için söz veriyor... sonra onu yerine getiriyor ve bütün dünyaya 'Amin' diyor
Açıklama 3:14-15
Laodikiya kasabasındaki topluluğun meleğine yaz: Amin Olan, sadikan ve hakikatçı şahit Olan, Allahın yaradılışının başı Olan, şöyle diyor: 15 "Ben senin işlerini biliyorum. Biliyorum, sen ne soğuksun, ne de sıcaksın. Keşke ya soğuk, ya da sıcak olaydın.
- Allahın özel adı Yahve - ya da Yehova: bugünlerde Yehova Şahitleri adında yanlış öğretişleri yayan bir sekta çıktı - o yüzden 'Yehova' adı bize sanki bed geliyor, ama ad yanlış değil.
- asıl anlam: “Ben Ben'im” - ama EA'da 8 kere bu ad, başka bir sözle birleştiriyor
- ve her biri bize Allahın karakterini gösteriyor, hem de bizim için ne yapacağını:
(1) “Yahve-Yire” = ihtiyacımızı karşılayan Rab - İbrahim İshak'ı götürürken onu söyledi: Baba, odun ve ateş burada, ama hayvan nerede? - cevabı: Yahve-Yire.
- İbrahim en büyük krizada idi, nereden kurban alacağını bilmezdi, ama imanla Allaha evet dedi.
(2) “Yahve - Nissi” = Rab bayrağımızdır - çölde Amalek halkı İsraile saldırdı, Musa ellerini kaldırıp dua etti ve sonra bu ad verdi: Rab bize yengiyi verecek.
- sana saldıran bir güç var mı: düşman ya da günah - o zaman Yahve-Nissi seni koruyacak: değil muskalar, ya da güçlü bir imanlı.
(3) “Yahve - Şalom” = Rab huzurumuzdur; Gideon Ofra kasabasında Rabbe bir kurbanyeri yaptı. (Hakimler 6:24). Gideon daha korku içinde yaşardı Midyan halkından
- en korkunç ve umutsuz zamanlarımızda bile anlayabiliriz ki, Rab bize huzur ve barış verendir. Ona bağlanıp umut edebiliriz.
(4) “Yahve - Tsidkenu” = Rab doğruluğumuzdur; Yeremya 23:6 - bir gün Davud'un soyundan öyle bir kral gelecek.
- günah bizi sardığı zaman, Şeytan bu suçluluk duygularıyla çok imanlı yıktı: umutsuzluk içinde dediler: “Rab beni artık kabul etmeyecek” - O durumda duyguların değişmesini beklersen, çok geç olacak.
- bütün pislik duygusuyla dönüp, herkesin önünde “Yahve Tsidkenu” - Rabbin sözünü kendine geçerli kıl.
(5) “Yahve-Şamma” = her yerde bizimle olan; Hezekiel onu bir videniede gördü (48:35)
- kaç defa kendimizi yalnız hissediyoruz: kimse beni anlamıyor, kimse benim halime merak etmiyor.
- kaç defa gurbette idim, yapayalnız, ya da duygularım beni öyle bir duruma getirdi. Şeytan biliyor seni öyle duruma getirsin: “Toplantıda kimse beni sormuyor. Onlarda sevgi yok!”
- o zaman Yahve- Şamma sözü kendine geçerli kıl: Rab her an, her yerde benim yanımdadır.
(6) “Yahve-Sabaot” = orduların Rabbi = bütün ruhsal dünyanın efendisi: melekler, ruhlar, yıldızlar - hepis Yahve-Sabaot'a boyun eğiyor. Mezmur 46:7
- ne zaman Şeytan'nın baskısına uğrarsan, rüyalarla, seslerle, korkularla... o zaman anla ki gökte kocaman bir ordu var
- İsa tutuklandığı zaman Petrus'a ne dedi: “Ne sanıyorsun? Gücüm yok mu, dakkada isteyim ve Babam bana 12 ordu melek gödermeyecek mi?”
- ve o orduların başında biri var: Yahve-Sabaot - Orduların Rabbi: Bu görünmeyen bir ordudur, ve nların başındaki general da görünmeyen bir varlık - ama iman gözleriyle onu görecen, kabul edecen.
(7) “Yahve-Raah” = Rab çobanımızdır = Mezmur 23 ve başka 80 defa geçiyor: bakıcı, güdücü, yol gösteren...
- gelecek zaman için kaygılanırsan, sanki hayatında bir posoka yok: bir ileri, bir geri, bir sağ, bir sol - sanki bir yere varamıyorsun: herşey anlamsız
- ne zaman kişiler kafanı karıştırıyorlar: benim gibi yap. Arkamdan gel... o zaman anla ki, var bir önderin - onunpeşinden git
- o sana bakacak, herşeyi hazırlayacak.... ama lazım ona yakın kalasın
(8) “Yahve-Rafa” = Rab doktoromuzdur ? Çıkış 15:26: Rab kendi halkına söz veriyor: Mısırlıların hiçbir hastalığı size geçmiyecek.
- İsrail halkı çölde idi, ilaçlardan uzak, her bir şeyden hastalanıp ölebilirdiler.
- uzun zaman sonra bir su kaynağına geldiler, ama su otalaklı idi - Rab Musa'ya bir ağaç gösterdi onunla sular tatlı oldu.
- Mısırlıların hastalıkları: değil her hastalık... imanlı ölümsüz değildir... ama hastalık ceza değildir artık.... gereksiz hastalık.
- kurajlan... Yahve_rafa: değil doktora gitmeyecem... ama Rabbe güvenecem ve umutsuzluğa düşmeyecem.
21 Allah sizinle birlikte bizi de Mesihte sağlamlaştırıyor; ve bizi meshetmiş olan Odur. 22 O bizi mühürledi ve yüreğimize kapora olarak Ruh'u verdi.
1.Yuhanna 2:20,27
20 Ama sizde Kutsal Olanın meshetmesi var, ve hepiniz bilgilisiniz.
27 Ama siz Ondan bir meshetme aldınız, o da sizde devamlı kalıyor. Ve ihtiyacınız yok, birisi sizi öğretirsin. O meshetme, işte, sizi her bir temada öğretiren odur. Ve o hakikattır, yalan değildir. O sizi nasıl öğretirdiyse, siz Rabde devamlı öyle kalın.
- Harun meshedildi: güzel giyindi başkahin elbiseleriyle ve en sonunda kafasına zeytinyağı döktüler.
- gökten öyle kuvvet verildi, vazifesini yerine getirsin: Rab bizden çok şeyler bekliyor... ama aynı zamanda bunu yapmak için güç veriyor.
Efesliler 1:13-14
Önce hakikat olan haberi, hani sizi kurtaran 'iyi haber'i duydunuz. Hem de ona iman ettiniz. Böylelikle Mesihte söz verilen Kutsal Ruh'la mühürlendiniz. 14 O Kutsal Ruh bize verildi, mirasımızın bir kaporası gibi. Hani, belli olsun ki, Allah kendi malını satın alacak. Öylelikle Onun şanına övgü getirilsin.
- kimse dokunamaz sana, vaktından önce: telefon aldım: kutunun üzerinde yazdı anglıyski: “Bu mühür kırıldıysa almayın”.
- Allahın ruhuyla yaşamak bize garantsyadır ki, Rab bizi koruyor.
2.Kor 5:4-5
>Çünkü bu evde iken, bir yük altında ah çekiyoruz. Asıl istediğimiz değil soyunmak, giyinmektir. Öyle ki, yaşam ölümlü olanı yutsun. 5 Bizi tam bunun için hazırlamış olan Allahtır. Ve bize kapora olarak da Ruhu verdi.
- Kaparo ve asıl fiyat arasında kocaman fark var: ama küçük bir suma ödedin mi, artık kimse o malı kapamaz: küçük suma ile büyük efekt brakıyorsun.
- Kutsal Ruh ne kadar harika bir şey ise, asıl Rabbin hazırladığı sonsuz yaşam, daha o kadar daha fazla güzeldir.