2. Korintliler 4:13-18

İman ettim, onun için konuştum

13 Şöyle yazılmıştır: "İman ettim, onun için konuştum." Bizde de aynı iman ruhu vardır, ve onun için biz de iman edip konuşuyoruz. 14 Çünkü biliyoruz, Rab İsa'yı diriltiren, İsa'nın eliyle bizi de diriltirecek ve bizi sizinle birlikte kendi önüne dizecek. 15 Her şey sizin faydanız için yapılıyor. Öyle ki, merhamet daha fazla kişilere ulaşıp bollaşsın ve şükranları da çoğaltırsın Allahın şanı için.

16 İşte, onun için yorgunluktan vazgeçmiyoruz. Sahi, dış adamımız çürüyor. Ama iç adamımız günden güne yenileniyor. 17 Çünkü bu geçici sıkıntımız hafiftir ve bizim için çok aşırı büyük ve hiç bitmeyen şanlılık meydana getiriyor. 18 Biz gözlerimizi görünen şeylere dikmiyoruz, görünmeyen şeylere dikiyoruz. Çünkü görünen şeyler geçicidir, ama görünmeyen şeyler sonsuzdur.


- Pavlus neden bu kadar uğraştı?

1. değil para kazansın diye - tam tersi: her yerde fukaralık çekti

2. değil ünlü ve saygın olsun diye - tam tersi: her eyrde ona eziyet ederdiler

A. Çünkü gerçekten iman ediyoruz (a.13-14,16-17)

- Buradaki söz, “İman ettim onun için konuştum”, Mezmur 116:10'dan geliyor - Davut burada çok zor bir durumda bulunuyor, sanki ölüm derecesine gelmiş - ve insanca bakarsa çıkış yoktu

- herhalde Saul'dan kaçarken sık sık öyle durumlara gelmiştir

- ve gene de: "iman ettim, onun için konuştum" diyor

- a.14: bizim için bu güvenin kaynağı: İsanın dirilişi - o aynı zaman bizim dirilişimizi garantiledi

- burada bir "biz-siz" meselesi var: yani Pavlus ve arkadaşları, Rabbin haberini yayanlar ve Korintteki kardeşler, yani Rabbin haberini işitenler

- insanın bedensel dirilişi bir gerçektir, bir fakttır, senin bedeninin dirlimesi için hiç bir şey lazım değil, iman bile lazım değil - bütün insanlık dirilecek

- ama sonrası ne: onun için Pavlus diyor "Rab bizi kendisinin önüne dizecek" - Allahın önünde duracaz ve sonsuzlukta ona hizmet edecez

Açıklama 3:12

"Kim yenerse, ben onu Allahımın evinde bir direk yapacam. O oradan bir daha çıkmayacak."

Apo 4:20 - Petrus ile Yuhanna

"Çünkü neyi gördük, neyi duyduk, bu meseleleri konuşmadan duramayız."

Matta 12:34

"Yüreği dolduran ne ise, ağız da onu konuşuyor."

- İsanın iyi haberi senin yüreğinde büyük bir yer alırsa, senin ağzından da çıkacak

Markos 4:1-5

"Bak bunu kimseye bildirmeyesin! Ama sen git, kendini Allahevindeki görevliye göster.... Öyle ki, onlara şahitlik olsun." 45 Adam gene ayrılınca, başladı, bu meseleyi hep bildirsin ve sağa sola yaysın. "

2. İç ve dış adam

- ne kadar para, vakıt ve zahmet harcıyoruz, dış adamımızı ayakta tutmak için: makyaj, kremler, saç boyası, dişler, operatsyalar

- aynı dikkati ve titizliği iç adamımıza gösterelim, aynı o kadar zahmet ve uğraşmak olsun bu temada

a. iç adamımızda temiz olmak

Matta 23:26

"Kör Ferisi seni! En birinci kadehin ve çanağın içini temizle, öyle ki, onun dış tarafı da temiz olsun."

b. içerden, yani düşüncelerde bile dürüst olmak

Mezmur 51:6

"Fakat sen, kalbimin derinliklerindeki hakikatı seversin,"

c. içerden süslenmek

1.Petrus 3:4

"Hayır, siz yürekteki saklı kişilikle süslenin. Yavaş ve sakin bir ruhla süslenin. Öyle bir güzellik hiç solmayacak ve Allah katında çok kıymetli bir şeydir."

- burada iç ve dış adamın arasında bir konflikt oluyor, sanki birbirlerine başka haber veriyorlar

- en büyük örnek: İbrahim

Romalılar 4:18-22

"İbrahim, umut yokken umutla iman etti. Öylelikle çok milletlerin babası oldu. Bu da verilen şu söze uygundu: "Senin soyun böyle olacak."

19 İmanda hiç zayıflamadı: yüz yaşında iken ölmüş gibi olan kendi bedenine baktı, Sara'nın ölmüş olan ana rahmine baktı, 20 ve gene de imansızlık yapıp Allahın sözünden şüpelenmedi. Tam tersi, imanda kuvvetlendi ve Allahı şanladı. 21 Ve tam güvenirdi ki, Allahın kuvveti var, söz vermiş olduğu şeyleri yerine getirsin. 22 İşte, onun için bu ona doğruluk sayıldı."

- Şimdiki sıkıntı geçici ve hafiftir

1. Kor. 15 "Eger sade bu hayat için iman ettiysek, en zavallı adamlarız"

- ama tam bu vaazediliyor bugünlerde: İsa geldi, senin bu yeryüzündeki hayatını daha iyi yapsın, onu biraz süslesin"

- düşün ne kadar dert ve sıkıntı çekiyorsun: parasızlık, işsizlik, kahır

- ne kadar çekiyorsun hastalıklarda... bütün bunlar diyor: geçici ve hafiftir

Romalılar 8:18

Çünkü ben şöyle hesap ediyorum: biz öyle bir şanlılık görecez ki, kıyamıyorum, bu şimdiki zamanın acılarını onunla karşılaştırayım bile.

- insanlar maana bulabilir. "Sen insanları bir sonraki hayat düşüncesiyle, avutturuyorsun, aldatırıyorsun"

- başka dinlerde cennet düşüncesi belki ... ama Pavlus burada başka bir fikir ortaya koyuyor

- biz sade umut etmiyoruz... biz biliyoruz - körü körüne umut etmiyoruz... İSA DİRİLDİ

B. Çünkü istiyoruz, Allaha daha fazla şükürler edilsin (a.15)

- günahın en birinci adımı ve derecesi: Allaha şükür etmemek

Romalılar 1:20-21

"Allahın görünmez tarafları, hani onun kuvveti ve tanrılığı, dünyanın kuruluşundan beri görünüyor: bunlar yaratılan şeylerden anlaşılıyor. Öyle ki, insanların artık maanaları kalmasın: Allahı tanıdılar, ama gene de Onu ne bir Allah gibi saydılar, ne de Ona şükür ettiler."

- bu insanların normal reaksyasını, tepkisini gösteriyor: burada ateizmin asıl sebebi gösteriliyor

- çok insan diyor ki: "Ben modern insanım. Ben bilime, naukaya inanıyorum. Bence Allah diye bir şey olamaz."

- dünyanın en tanınmış astronom Stephen Hawkins: "En büyük olasılıkla, yani nay-veroyatno Allah yoktur."

- insanlar da bunu işitip katılıyor, hiç düşünmeden bir sloganı tekrarlıyorlar

- ama: yaratılan şeyler Yaratanı gösteriyorlar - bu en basit bir mesele

- ama insanın içinde başka bir duygu var: istemiyorum bir kişiye hesap vereyim, istemiyorum bir kişiye muhtaç kalayım, istemiyorum, istemiyorum, istemiyorum

- tek tük öyle insanlar var, ama büyük çoğunluk Allaha ne saygı gösteriyor, ne de teşekkür ediyor

- İsa Mesihin yaptığı bu meseleyi değitiriyor: kim gerçekten kurtulduysa, o Rabbe her gün onun için teşekkür ediyor. Ona lazım değil bir kişi ona akıl versin: o önceki ve sonraki durumu hatırlıyor ve severek şükür ediyor

- Sen Allaha teşekkür mü ediyorsun, yoksa ağlaşıyor musun? Sen nereye bakıyon: Rab senin için neler yaptı diye mi, yoksa hayatındaki eksikliklere mi?

- New York'ta orta yaşlı bir kadın 40 katlı binaya öıkmış, istemiş kendini aşağı atsın - hemen kalabalık toplandı, polisler, itfayeciler... sonra anladılar kadın kim ve didler "Onun pastoru gelsin, belki o kadına akıl verebilir!"

- adam gelmiş, hemen yukarıya binmiş ve başlamış konuşmaya: "Bak, anlıyorum seni. Çok üzüldüm, açan sanıyorsun hiç kimse seni sevmiyor"

- bu normal bir laf değil, onun için kadının dikkatini çekmiş, pastora doğru bir adım atmış

- kadın cevap vermiş: "Ama bu doğru değil. Kocamla üç evladım oldu, sekiz tane torunumn ver - hepsi beni seviyor"

- Pastor kadına doğru bir adım atmış. Sonra demiş ki: "Madem öyle, herhalde çok fukarasın. Belki onun için kendini öldürmeye kalktın." Ve kadına doğru bir adım daha attı.

- Kadın biraz bobaç idi ve dedi ki: "Baksana, görüyon ya, evde açlık çekmiyoruz. Güzel bir apartmanım var. Kocam güzel bir Volvo aydıyor. Hayır, fukara değiliz."

- Pastor bir adım daha attı ona doğru ve sordu: "İyi de, madem öyle ne sebep var ki, kendini öldürmeye kalkıyon?" - Artık iyice yaklaşmıştı ona.

- Kadın da düşünüp demiş: "Doğru ya! Ben de unuttum, neden buraya geldim"

- Kadın da öatıdan indi ve asansyora giderken, pastora torunlarının resimlerini göstermiş

- Fark ettiniz mi, bu pastor nasıl kadının fikirlerini değiştirdi? Önce onun bütün düşünceleri kendisi hakkında idi. Ama sonra gözlerini kendisinden kaldırdı, Allahın ona vermiş olduğu bereketlerine çevirdi.

- her konuda uğraşanlar rezultata bakıyor - istanbulda: "Haticeye bakma, neticeye bak" : yani bir meselenin kırdan ne kadar güzel durduğuna bakma, ama sonuca bak, son rezultata bak

(1) bir futbolcu bakıyor: ne kadar gol atıldı

(2) bir tüccar bakmıyor ne kadar satıldı, ama en sonunda ne kadar kar kaldı

(3) halkın ekonomikasını ölmek için: bruten natsyonalen produkt, Gayrısafî millî hâsıla - yapılan bütün alışverişlerin suması

- Allah da dünyaya bakarken bir ölçüsü var: bütün yeryüzünde ne kadar bana övgüler ve şükranlar veriliyor?

- ve biz imanlılar uğraşıyoruz onu çoğaltıralim, Pavlusun hayatı buydu

- dünya insanları bakıyor kendine daha fazla mallar biriktirsinler, kendilerin şerefi şanı çoğalsın, herkes onları daha fazla sevsin

- ama bizim hayatımızın merkezi, tsenteri Rabbin şanıdır

C. Çünkü görünmeyen şeyleri görüyoruz (a.18)

2.Korintliler 5:6-7

Biliyoruz, bu bedende otururken, Rabden uzakız, gurbetteyiz. 7 Ne de olsa, değil görmekle ama imanla yaşıyoruz.

Romalılar 8:24-25

24 Biz sade umutla kurtulduk. Ama görülen umut aslında umut değildir. Çünkü kişi bir şeyi gördü mü, ona nasıl umut etsin ki? 25 Ama görmediğimiz bir şeye umut ettik mi, onu sabırla bekliyoruz.

İbraniler 11:1

1 İman, umut ettiğin şeylere güvenmektir, görmediğin şeylerden emin olmaktır. 2 Eski adamlar da, imanlarıyla anıldılar: