2.Kor 6:16 - 7:1
Bedeni ve ruhu lekeleyen şeyler
1.Kor 1:26-31
16 Ve Allahın evi putlarla ne birliği olabilir? Ama biz yaşayan Allahın eviyiz. Allahın dediği gibi: "Ben onların aralarında oturacam ve yürüyecem. Ben onların Allahı olacam, onlar da benim halkım olacaklar."
17 Onun için Rab diyor: "Onların arasından çıkın, ayrılın! Mundar bir şeye dokunmayın, ve işte, ben sizi kabul edecem. 18 Ben size Baba olacam, siz bana çocuklar ve kızlar olacanız." Evet, sonsuz kuvvetli Allah öyle diyor.
7:1 Ey sevgililer! Madem Allah bize böyle sözler veriyor, bedenimizi ve ruhumuzu lekeleyen her bir şeyden kendimizi temizleyelim. Allah korkusu ile tastamam kutsal olalım.
- çoğul, yani mnojestveno çislo - demiyor, seiz Allahın evlerisiniz, ama hep beraber bir tek ev oluoysunuz
- her kasabada, her dinin bir evi vardı: bir tsentyr, bir merkez. Bir kişi birhangi tanrıya tapmak istedi mi, sorardı: onun tsentyri nerede? Onların merkezi nerede? O zaman kişiler ona gösterirdi: “Te orada!”
- şimdi Pavlus diyor ki, “SİZ o tsentırsınız. Bi rkişi Allahı aradı mı, nereye gitsin? Değil sizin hramınıza', ama sizin insanlarınıza
- bu, birinci imanlılar için diri bir hakikat idi, toplantı yaptıkları zaman bu bir seans gibi idi. Nasıl büyücüler bir masa etrfında oturursalar, birhangi ruhu çağırıyorlar gelsin, aynı biçimde imanlılar Kutsal Ruh'u çağrırdılar, işlesin
1.Kor. 14:24-25
Ama diyelim, hepsi peygamberlik ediyorlar ve o dakkada imansız biri ya da sıradan bir imanlı içeri geliyor. O zaman herkes onun günahlarını gösterecek ve onu suçlu çıkaracak. 25 Öylelikle, o kişinin yüreğindeki saklı şeyler ortaya çıkacak, ve diz çöküp Allaha tapacak. Diyecek ki, "Allah sahiden de sizin aranızdadır."
- te işte, birinci yüzyılda toplantılar öyle geçerdi: sıradan imanlılar ağzını açıp gizli şeyleri konuşurdular. Adam misafir gelmiş, yabancı birisinin ağzından kendi hayatından gizli, saklı şeyler duyardı,. O vakıt anladı ki, bu insanlar burada sadece birhangi tören, birhangi ritual yapmıyorlar, ama diri Allah onların arasındadır.
- ve Pavlus öyle yazıyor, sanki sık sık olan bir olay imiş, değil sade bir kere bir toplulukta olmuş
- ama maalesef o anlayışı, o ruhsal gücü kaybettik. Kim dillerde konuşursu bile, onu yapamıyor.
- ama biraz kendi toplantılarımıza bakalım: gerçekten daha bu anlayış var mı ki, şimdi dakkada Allah aramızda
- sanıyorum onu anlarsak başka davranacaz: ilahiler söylerken, seçene kadar laflar yapıyoruz, maytaplanıyoruz, sonra da hızlı söylersek, bu makam içindir, değil Allahı o anda yüceltiriyoruz diye
- birçok imanlı öyle toplantıda duruyorlar, sanki TV'ya bakarmışlar gibi: kafaları başka yerde, muhabbet yapıyorlar, ara sıra kalkıp hava alıyorlar, çünkü canları sıkılıyor
- ama anladık mı, Allah aramızda, o zaman sıkılmayacaz, o zaman başka hevesle ilahi söyleyecez, o zaman bir şeyler bekleyecez
- ama en fena: öyle işler oluyor imanlıların arasında, belli ediyorlar ki, sanmıyorlar, Allah onların arasında duruyor. Daha da imansızlar gibi düşünüyorlar: “Eh tamam. Bir gün hesap verecem Allahın önünde yaptığım işlerden için”
- böyle düşünen kişi, Allahı çok uzak bir varlık gibi düşünüyor. Asıl imanlı anlıyor ki, değil bir gün, ama şimdi, dakkada Allah aramızda bulunuyor.
“aralarında yürüyecem” -
Yaratılış 3:8
Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular.
- 'yürümek' her zaman birlikte yaşamak demektir. Burada Allah gösteriyor, nasıl değişik durumlarda, o gene bizimledir o uzaklaşmıyor, hep bizimle uğraşacak - yani kısacası: bizim Rable aramız, Adem ve Havva'nın gibi olacak: Allaha o kadar yakın olacaz.
Yeremya 3:19
Ben RAB, demiştim ki, 'Ne kadar isterdim Seni çocuklarımdan saymayı; Sana güzel ülkeyi, Ulusların en güzel mülkünü vermeyi! Bana baba diyeceğini, Benden hiç ayrılmayacağını sandım.
- burada Rab geriye bakarken, İsrail tarihini andırıyor: 'Benim planım neydi: ben seni Mısırdan Filsitine getirecem, sen de orada hep bana hizmet edeceydin,. O vakıt aramız baba-oğul gibi olacaydı.
- o vakıt Rab bütün halkı bir saydı, bütün İsrail halkı tek bir oğul gibi olacaydı
- ama bu rolü yerine getirmediler. Putların peşinden gittiler. Ve Rab ikinci bir anlamda Baba olmak istiyor
- artık bütün halka birden değil, ama herkese tek tek, individualno istiyor babası olsun. Onun için diyor 'oğulLARIM ve kızLARIM” olacanız. Hem çoğul konuşuyor, değil tek bir oğlum, ama birçok - hem de kızlarım ayrı sayıyor
- bu direktno EA'dan bir aktarma değildir, yeni bir şeydir: Rab diyor derken, değil EA'da ama şimdi = yenilik
- madem bunu istiyoruz, imanlının yapağacağı nedir, görevi nedir: "Onların arasından çıkın, ayrılın! Mundar bir şeye dokunmayın.”
- sanki diyor: “Benim evladım olmak için, en birinci Lut gibi olacan: Çıkacan Sodom kasabasından, çünkü o kasaba yıkılacak.”
Açıklama 18:4
Ve gökten başka bir ses işittim, şöyle dedi: "Ey benim halkım, siz o kasabadan dışarı çıkın! Öyle ki, onun günahlarına ortak olmayasınız, ve onun belalarından almayasınız.
- biz bu meseleyi henüz tam ciddiyetle ne demek olduğunu anlamıyoruz. Ama günler gelecek, hem de değil çok uzakta, ne vakıt artık bukvalno, tam anlamıyla, bedence de ayrılmak zorunda klacaz.
- zaman gelecek, sen imanlı olarak kızanını devlet okullarına yollayacamacan. Orada kötü ruhlara dua edilecek. Her türlü pislik yaptıracaklar kızanına”
- eger o zaman kızanını evde okutmaya karar verirsen, devletin düşmanı olacan, terorist diyecekler sana, bu bugün bile başladı. Polis gelip evlatlarını senden alacak, seni de lagerlere koyacak
- o duruma geldik mi, ne yapacaz. Kurajımız var mı ayrılalım, uzak yerlerde yaşayalım, Sibiriya ormanlarında. Pasifikteki adalara?
- günahla lekelenmemek için ayrılın diyor
“bedenimizi ve ruhumuzu lekeleyen her bir şeyden kendimizi temizleyelim”
- bu söz bizi şaşırtmasın: ne gibi bedenimizi temizleyelim? Ne için mesele oluyor:
- duadan önce ellerimizi yıkamak mı? Her gün duş almak mı? Yoksa sigara için mi konuşuyor?
- diyelim pis bir işte çalışıyorsun: eve geldiğin zaman en birinci işin nedir? Ufak kızanın var, ona sarılacan mı, onu kucağına alıp sevecen mi? Ya da acıktın, oturup hemen yemek yiyecen mi? Hayır - en birinci yıkanacan, değil mi? 'Evde oturmak' aklına gelmeyecek: önce temizlenmek, sonra oturmak... öyle değil mi?
- o derecede bu meseleyi kolay anlıyoruz, ama Rabbe gelince aynı prensip geçerlidir
-burada mesele olmuyor, beden yıkanmasından: İsa onu Ferisilere defalarca yüzüne vurdu
- bu büyük bir aldatmadır: 'abdestim bozuldu' - bu ne demek? önce Allahın önünde temiz idin, ve aacık uğraştın mı, gene temiz olabilirsim
- neden ve ne zaman ölüler yıkanıyor? Kaç tane cenazeye gittim, ölü bütün gece pislik içinde brakılıyor, hele yazın, 10 tane ventilator koyuyorlar odaya, ama kimsenin aklına gelmiyor, ölüyü yıkasın. Ama en sonunda, toprağa verilirken, işte o zaman yıkanıyor - neden: Allahın önüne temiz çıksın
- beden temizliği ile ruhun temizliği arasında hiç bağlantı yok - ama aynı zaman görüyoruz, nasıl EA'da Rab onu halkına buyurumuştu
Çıkış 3:5
Tanrı, "Fazla yaklaşma" dedi, "Çarıklarını çıkar. Çünkü bastığın yer kutsal topraktır.
-yani: burası benim evim; sen evimi batırıyorsun; Allahın evine girince, çamur, pisilik lazım içeri getirmeyesin
- Allah onu İsrail halkına buyurdu:
Çıkış 19:10-11
RAB Musa'ya, "Git, bugün ve yarın halkı arındır" dedi, "Giysilerini yıkasınlar. Üçüncü güne hazır olsunlar. Çünkü üçüncü gün bütün halkın gözü önünde ben, RAB Sina Dağı'na ineceğim.
- mesele ne: Allahla karşılaşınca lazım temiz olalım
Sayılar 8:5-7
RAB Musa'ya şöyle dedi: "Levililer'i İsrailliler'in arasından ayırıp dinsel açıdan arındır. Onları arındırmak için şöyle yapacaksın: Günahtan arındırma suyunu üzerlerine serp; bedenlerindeki bütün kılları tıraş etmelerini, giysilerini yıkamalarını sağla. Böylece arınmış olurlar.”
- aynı zaman Allah kendi halkına gündelik yaşam içinde yıkamayı ve temiz olmayı buyurdu: kişinin bedeninden herhangi akıntı olunca, ya da ölü bir bedene dokununca, lazımdı yıkansın, başkalarına dokunmasın
- Rab istedi, kendi halkını bedensel zararlardan korusun, infeksya riskini azaltırmak
- zamanla temizliğin bu iki sebebi kişilerin kafasında karışmaya başladı: sandılar ki, kendi beneni temiz oldu mu, Allahın önünde de temiz olacak
- ama bu mümkün değil: Yeremya 2:22
“Çamaşır sodasıyla yıkansan, Bol kül kullansan bile, Suçun önümde yine leke gibi duruyor" Diyor Egemen RAB.”
- demek: hamamda değil 40 ama 4000 tas su atarsan bile, Allahın gözünde yaptığın suçunun lekesi kalıyor
- ama o zaman sanki Allah halkı henüz kızan idi, ruhsal hakikatların aslısını henüz anlamaya hazırdı
- ve zamanla bu törensel, ritualno temizliği büyütürmeye başladılar - sandılar ki, Allahın önünde de temiz olacaklar
- İsa bu düşünceye karşı çok şiddetle gidiyor:
Matta 23:25-26
Vay halinize kanun muallimleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler sizi! Çünkü kadehin ve çanağın dış tarafını temizliyorsunuz, ama içerden açgözlülük ve rezillikle doludurlar. Kör Ferisi seni! En birinci kadehin ve çanağın içini temizle, öyle ki, onun dış tarafı da temiz olsun.
- bir düşün: yaz sıcağında, sokaktan geliyorsun, çok aşırı susamışın. Bu zdolabından çok güzel buz gib soğuk su çıkarıyorsun. Sonra bşr kadeh alıp, tam suyu kadehin içine dökecen. O aman fark ediyorsun, içi ne kadar pis. Sen öyle pis, iğrenç, yağlı bir kadehten var mı içtiğin?
- ama sonra ne yapıyorsun: “Aa, dur! Önce kadehi temizleyim. Ve sonra alıyon bir bez, onu dış taraftan güzelce siliyon, ama içini olduğu gibi brakıyorsun. Sonra suyu döküp içiyon.
- ne kadar saçma bir hareket: ama kim sadece dışarıdan temizlenirse, öyle yapıyor
- Hayır: Pavlus'un manası başka - 'bedeni temizlemek' başka anlamda kullanılıyor
Yakup 4:8
Allaha yaklaşın, o da size yaklaşacak. Siz günahkarlar, ellerinizi temizleyin. Ve siz iki fikirli olanlar, yüreklerinizi paklayın.
- açıkça günah olarak görülen hareketler - dış günahı
- bunlar öyle hareketler, ne vakıt başkaları seni görüyor bunları yaparken, hemen 'günah' diyecekler, sana yakışmaz diyecekler
- neden Pavlus ihtiyaç gördü, bunu söylesin? Kişi imana gelince öyle hareketleri otomatik olarak brakmıyor mu? Maalesef. öyle değil. Bütün gerçek imanlılar ne vakıt kesin bir karar alıyorlar, öyle açık günahlardan kendini tutuyorlar.
- Bu böyle birkaç ay, ya da birkaç sene gidiyor. Ama sonra gevşemeye başlıyorlar, kendini salıyorlar. “Kurtulmuşum, bana bir şey olamaz” düşüncesi başlıyor onlarda - ve zamanla öyle imanlılar günaha karşı dikkatli davranmıyorlar, günaha kapıyı aacık aralıyorlar.
- o vakıt Şeytan, ya da içlerindeki beden düşüncesi fırsat buluyor, onları bütün günahlı işlere kaksın: burada biraz safoşluk, orada biraz hırsızlık, aacık sigara kaçakçılığı, biraz kumar, biraz zina, biraz abort, biraz borcunu ödememek, dövüşmekler... ve devam
- bunlar diyor, bedenini lekeleyen şeylerdir: geçenlerde Meriçte yürüyüşe çıktım, Manole köyüne kadar 20 km, ama birkaç kanal vardı - atlayayım derken, battım, te buraya, dize kadar çamur içinde kaldım, kocaman bir leke - köye daldım, dua ettim kimse lekeyi fark etmesin - çok utandım.
- sanıyorum herkes aynı reaksyada: ama günahlı işlerden kim utanıyor? Var birçok imanlılar, özellikle gurbete gittkleri zaman, yüreklerinde ne kadara günahlı arzular varsa, herşey meydana çıkarıyorlar. Her türlü pis işi dalıyorlar
- içimizde saklı duran düşünceler - iç günahı - bunları kimse direknto görmüyor, bunlar karakter meselesi
Yeremya 4:14
Ey Yeruşalim, yüreğini kötülükten arındır ki, kurtulasın. Ne zamana dek yüreğinde kötü düşünceler barındıracaksın?
- kin, nefret, affetmemezlik - kıskançlık, açgözlülük, hor görmek -
- yalan ve dille işlediğimiz bütün günahlar: sövmek, ilenmek, lanetlemek, aşağılamak, Allahın adını kullanmak
Yakup 3:6
“Ve dil zaten bir ateştir, bir kötülük dünyasıdır. Dil, beden parçalarımızın arasında öyle bir yer alıyor ki, bütün insanı lekeliyor.”
- biz buna 'zayıflık' diyoruz, ama Rabbin önünde onlar bizi lekeliyorlar
- bir de bütün 'kilise günahları' düşünelim: uzun, gösterişli dualar, kendini beğenmek, imanlı abartmalar, aşağılayıcı vaazlar, sırf sırf sponsorları memnun etmek için yapılan hareketler, anvonda diktatorlük yapmak
- “Madem öyle, Mesihin kanı ne kadar daha fazla duygularınızı ölü işlerden temizleyecek; öyle ki, artık diri Allaha hizmet edesiniz. Mesih kendi kendini sonsuz Ruh ile lekesiz olarak Allaha kurban getirdi.” (İbraniler 9:14)
- gökyüzünde İsa Mesih senin lekelerini silip, seni Allahın önünde temiz kılıyor - ama yeryüzünde bu senin görevindir
- 'tastamam kutsal olmak' - bu sözden kimi imanlılar diyorlar ki: “Var öyle bir durum nerede imanlı bütün kutsal duruma geçebilir” - iki sınıf manlı varmış: henüz uğraşanlar ve ermişler - bilmiyorum, ama bana korkunç gibi geliyor: o zaman gevşeyecez ya da gururlanacaz
- aöa Rab istiyor, hep uyanık kalıp kutsallık ilerleyelim