2. Korintliler 12:1-10
“Cenneti gördüm!”
eski bir BG ilahisi: “Gördüm gürdüm, gördüm ... cenneti gördüm, bir melake kuşu oldum; bir mermer taşına kondum”
o ilahi bizim cahillik zamanımızdan kalma. Peki, o saçma ilahi kaç kişi etkiledi... az.
Ama bugünlerde TV, radyo ve internet sayesinde yüzlerce şahitlik geziyor ve iddia ediyorlar ki. “Ben cenneti gürdüm, ben cehennemi gördüm, ben Allahı gördüm”
Ve onu işittiğimizde etkileniyoruz, ürperiyoruz, tüylerimiz diken diken oluyor. Ve hiç sormadan, hiç araştırmadan o sözleri kabul ediyoruz hakikat olarak.
Ama biz protestantız, daha doğrusu: evangelistiz. Demek her bir meseleyi KK'taki ayetlerle ölçüyoruz, acaba hakikat mı, yanlış mı?
Hatta işittim nasıl bir bulgar kızkardeş köy köy gezermiş, “Ben cenneti gördüm, cehennemi gördüm” diyerek imanlıların kafalarını alak bulak edermiş. Hatta onu gezdiren pastor onu kullanırmış, kişilere korku salmak için: “Ben cehenemmi gördüm, ve orada en çok kimi gördüm: kim ondalığı sürekli ödemiyor”
iki nokta: cennetin rengi yeşil değildir: beyazdır (Kurandan kalma) - cennet bir bahçe değildir, bir kasabadır (ilahi: “Cennette birleşince... altın kente girelim!”)
Ve onun için bugün 2.Kor 12'ye bir göz atalım. Burada hakikat var
2.Kor 12:1
Benim için övünmek faydalı değil. Şimdi de geçecem Rabbin verdiği görüntülere ve açıklamalara:
Pavlus burada ne konuşuyor: “Aslında öyle konuşmamam gerek, ama siz beni o dereceye getirdiniz.”
Sahte apostollar Korint kilisesine girip Pavlusu kötülediler. O gerçek apostol değilmiş. Sizden para bile istemedi. !!!
Ve Pavlus en sonunda isteksizce kendi yaşadıklarını paylaşıyor. Ama her zaman vurguluyor: Ben övünmeyecem gücümle, ama zayıflığımla
bundan hemen önce şöyle konuştu:
2.Kor 11:30
Eger övünmek lazımsa, zayıflıklarımla övünecem.
31 Rabbimiz İsa Mesihin Allahı ve Babası (sonsuzlara kadar mubarek olsun), O biliyor ki, ben yalan söylemiyorum.
32 Damask kasabasında kral Aretas'ın koyduğu kasaba güdücüsü bütün kasabayı çok sıkı kontrol etti, beni yakalasın diye. 33 Beni gene bir sepetin içine koyup kasaba duvarında bir pencereden aşağı sarkıtırdılar. Ve böylelikle onun elinden kaçtım.
İşte bu olay, Pavlusun hayatı için bir sembol, geceleyin onu bir sepetin içinden usulcacık aşağı indirdiler. O sepet İsayı gösteriyor
Pavlus İsada iken güvenliktedir – ama bir ipte asılı duruyor. Kendisi hiç bir şey yapamıyo, gücü yok ... işte, onunla övünecem diyor.
2 Var tanıdığım bir adam, o ondört sene eveli üçüncü göke kadar götürüldü (bu mesele bedenle mi oldu, bedensiz mi oldu, bilemiyorum ancak Rab bilir). 3 Evet, var tanıdığım öyle bir adam (gene: bu mesele bedenle mi oldu, bedensiz mi oldu, bilemiyorum ancak Rab bilir).
Bir adamı tanıyorum diyor: o kendisidir, değil başkası – ama o kadar alçatıyor kendini, sanki kendisi ve o kişi arasına mesafe koymak istiyor.
14 sene önce: Pavlus 2.Kor mektubunu 57 senesinde yazdı... demek -14 = 43 senesi. O zaman Pavlus henüz yeni bir imanlı idi, memleketinde Tarsusta yaşardı, sadece kendi kasabasında bölgesinde hizmet ederdi.
36 yılında İsayı görüp imana geldi – 1 sene Şam (Damask) – 38-43 Tarsus'ta yaşadı, kendi bölgesinde hizmet etti. Sonra Barnabas onu Antakya'ya getirdi.
demek: Pavlus bu görümü tam dünyaya açılmadan önce, bütün dünyaya apostolluk görevini yapmadan az önce aldı. Rab ona destek ve kuraj vermek istedi.
4 O cennete kadar götürüldü ve öyle laflar işitti, onlar dille anlatılamaz, kimsenin de müsaadesi yok onları söylesin.
Bakınız: koskoca apostol, Rabbin seçtiği elçisi Pavlus, gördü ve işitti, ama onu bizimle paylaşmıyor. “Hayır, O meselelere fazla dikkat etmeyin !” Ama istiyor biz alçakgönüllü olalım, değil gördüklerimizle havalanalım.
Ama bugün o Youtubecular hiç Allahtan korkmadan, anladık anlamadık meseleleri internetle milyonlarca kişiyle paylaşıyorlar. Sen Pavlus'tan daha mı büyüksün?
5 İşte, öyle bir adamla övünecem. Ama kendimle övünmeyecem. Olsa olsa kendi zayıflıklarımla övünecem.
6 Övünmeye kalksam bile, aptallık etmiş olmayacam, çünkü o zaman bile hakikatı konuşmuş olacam. Gene de övünmüyorum. Öyle ki, kimse bende ne görmüşse, ya da benden için ne işitmişse, beni ondan daha büyük bir şey sanmasın.
7 Ve o açıklamalar o kadar büyük idiler ki, bana bedenimde bir tiken, hani bir Şeytan meleği verildi. Fazla gururlanmayayım diye, o beni yuMarkukluyor. 8 O benden uzaklaşsın diye, Rabbe üç defa yalvardım.
Çok spekulasyon oluyor Pavlus burada ne konuşuyor diye. Onu yumruklayan Şeytan meleği neymiş. 'Bedeninde bir diken' herhalde sürekli bir hastalık, rahatsızlık. Onu hisetti mi, Pavlus'a şu fikir geldi: “Yavaş! Sen belki cenneti gördün, ama dakkada yeryüzündesin, öbür zayıf insanlardan farkın yok!”
9 Ama Rab bana dedi, "Benim merhametim sana yeter. Çünkü benim kuvvetim zayıflıkta tamamlanıyor."
Onun için, seve seve daha fazla zayıflıklarımla övünecem. Yeter ki, Mesihin kuvveti bende otursun. 10 Onun için, Mesihin hatırına zayıflıklara, aşağılanmalara, eksikliklere, kovalamalara ve sıkıntılara seve seve katlanıyorum. Çünkü ne zaman zayıf isem, o zaman kuvvetliyim.
Şimdi KK'a bir göz atalım: tarih boyunca Allahın katını gören kişiler. Evet, Rab kendini insanlara gösterdi, ama hangi durumlarda ve ne amaçla?
İbrahim ne kadar büyük bir Allah adamı idi ve Allah ona rüyalarda konuştu... ama gene de İbrahim onu görmedi.
Ama onun torunu Yakup, ne zaman agasından kaçtı, ona öyle bir görüm verildi:
Yaratılış 28:10 -17
Yakup Beer-Şeva'dan ayrılarak Harran'a doğru yola çıktı.
11 Bir yere varıp orada geceledi, çünkü güneş batmıştı. Oradaki taşlardan birini alıp başının altına koyarak yattı.
12 Düşte yeryüzüne bir merdiven dikildiğini, başının göklere eriştiğini gördü. Tanrı'nın melekleri merdivenden çıkıp iniyorlardı.
13 RAB yanıbaşında durup, "Atan İbrahim'in, İshak'ın Tanrısı RAB benim" dedi, "Üzerinde yattığın toprakları sana ve soyuna vereceğim.
15 Seninle birlikteyim. Gideceğin her yerde seni koruyacak ve bu topraklara geri getireceğim. Verdiğim sözü yerine getirinceye kadar senden ayrılmayacağım."
16 Yakup uyanınca, "RAB burada, ama ben farkına varamadım" diye düşündü.
17 Korktu ve, "Ne korkunç bir yer!" dedi, "Bu, Tanrı'nın evinden başka bir yer olamaz. Burası göklerin kapısı."
Çıkış 24:8
Musa leğenlerdeki kanı halkın üzerine serpti ve, "Bütün bu sözler uyarınca, RAB'bin sizinle yaptığı antlaşmanın kanı budur" dedi.
9 Sonra Musa, Harun, Nadav, Avihu ve İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişi dağa çıkarak
10 İsrail'in Tanrısı'nı gördüler. Tanrı'nın ayakları altında laciverttaşını andıran bir döşeme vardı. Gök gibi duruydu.
11 Tanrı İsrail soylularına zarar vermedi. Tanrı'yı gördüler, sonra yiyip içtiler.
Bu gene bütün İsrail tarihini etkileyecek: antlaşma yapıldı ve bütün halk şahit olsun bu Musa'nın bir numarası değildi.
Sina Dağından çıkmadan önce
Musa anladı bu aşırı zor olacak, savaş demek olacak. Onun için Rab'den bir garanti istedi, onun imanı artsın diye:
Çıkış 33:15-23
Musa, "Eğer varlığın bize eşlik etmeyecekse, bizi buradan çıkarma" dedi,
16 "Yoksa benden ve halkından hoşnut kaldığın nereden bilinecek? Bize eşlik etmenden, değil mi? Ancak o zaman benimle halkın yeryüzünün öteki halklarından ayırt edilebiliriz."
17 RAB, "Söylediğin gibi yapacağım" dedi, "Çünkü senden hoşnut kaldım, adınla tanıyorum seni."
18 Musa, "Lütfen görkemini bana göster" dedi.
19 RAB, "Bütün iyiliğimi önünden geçireceğim" diye karşılık verdi, "Adımı, RAB adını senin önünde duyuracağım. Merhamet ettiğime merhamet edeceğim, acıdığıma acıyacağım.
20 Ancak, yüzümü görmene izin veremem. Çünkü yüzümü gören yaşayamaz."
21 Sonra, "Yakınımda bir yer var" dedi, "Orada, kayanın üzerinde dur.
22 Görkemim oradan geçerken seni kayanın kovuğuna sokup geçinceye kadar elimle örteceğim.
23 Elimi kaldırdığımda, sırtımı göreceksin. Ama yüzüm görülmeyecek."
Yahuda kralı Yehoşafat – ve İsrail kralı Ahav ... Ahav, Yehoşafatı çağırıyor komşu devletine savaş açsınlar Ramot Gilat
Yehuşafat: “Önce Rabbe danışalım, peygamber çağıralım”
Ahav: “Sıkılma, benim burada yüzlerce peygamber var .... hepsi SALDIR dediler.”
Yehoşafat anladı meseleyi: “Burada başka peygamber ypk mu?”
Ahav: “Var bir tane Mikaya adında, ama ondan hoşlanmıyorum. Benin hakkımda hep kötülük konuşuyor.”
Yehoşafat: “Onu çağıralım”
Mikaya :
2.Tarihler 18:18
Mikaya konuşmasını sürdürdü: "Öyleyse RAB'bin sözünü dinleyin! Gördüm ki, RAB tahtında oturuyor, bütün göksel varlıklar da sağında, solunda duruyordu.
19 RAB sordu: 'Ramot-Gilat'a saldırıp ölsün diye İsrail Kralı Ahav'ı kim kandıracak? "Kimi şöyle, kimi böyle derken,
20 bir ruh çıkıp RAB'bin önünde durdu ve, 'Ben onu kandıracağım dedi. "RAB, 'Nasıl? diye sordu.
21 "Ruh, 'Aldatıcı ruh olarak gidip Ahav'ın bütün peygamberlerine yalan söyleteceğim diye karşılık verdi. "RAB, 'Onu kandırmayı başaracaksın dedi, 'Git, dediğini yap.
22 "İşte RAB bu peygamberlerinin ağzına aldatıcı bir ruh koydu. Çünkü sana kötülük etmeye karar verdi."
sonra Ahav onu mahpusa atiyor – ama savaşta kendisi ölüyor
Yeşaya 6:1
Kral Uzziya'nın öldüğü yıl yüce ve görkemli Rab'bi gördüm; tahtta oturuyordu, giysisinin etekleri tapınağı dolduruyordu.
2 Üzerinde Seraflar duruyordu; her birinin altı kanadı vardı; ikisiyle yüzlerini, ikisiyle ayaklarını örtüyor, öbür ikisiyle de uçuyorlardı.
8 Sonra Rab'bin sesini işittim: "Kimi göndereyim? Bizim için kim gidecek?" diyordu. "Ben! Beni gönder" dedim.
9 "Git, bu halka şunu duyur" dedi, "'Duyacak duyacak, ama anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama görmeyeceksiniz!
amaç: Rab Yeşaya'yı hazır ediyor peygamberlk etsin, halkın iki defa sürgüne gideceğini bildirsin.
Hezekiel 1:26
Başları üzerindeki kubbenin üstünde laciverttaşından yapılmış tahta benzer bir nesne vardı. Yüksekte, tahtı andıran nesnede insana benzer biri oturuyordu.
Hezekiel 10:1
Baktım, Keruvlar'ın* başı üzerindeki kubbenin üzerinde laciverttaşından tahta benzer bir nesne gördüm.
Hezekiel 10:20
Kevar Irmağı kıyısında, İsrail Tanrısı'nın altında gördüğüm ve Keruvlar olduğunu anladığım canlı yaratıklar bunlardı.
Amaç: Rab Hezekiel'e gösteriyor ki, kendi huzuru ve varlığı gene de halkıyla birliktedir. Onlar nerede olursa olsun, Rab onların yanındadır. Tapınak yıkık olsa da, Rabbin yüceliği artık Kevar ırmağı, yani Babil'de bulunuyor.
Daniel 7:9
Ben bakarken Tahtlar kuruldu, Eskiden beri var Olan yerine oturdu. Giysileri kar gibi beyaz, Başındaki saçlar yün gibi apaktı. Tahtı alev alev, Tekerlekleri kızgın ateş gibiydi.
Amaç: Rab Daniel'e gelecek zamanla ilgili bilgi veriyor. Hem İsrail'in tarihi, hem de bütünn dünyanın tarihini ona açıklıyor.
Apo 7:54
Bunu işitince, kudurdular ve Stefanus'a karşı dişlerini gıcırdatırdılar.
55 Ama o, Kutsal Ruh'la doldu, gözlerini göke dikip Allahın şanlılığını gördü. Ve gördü, İsa nasıl Allahın sağ tarafında durdu.
56 Ve dedi: "Bakın, ben görüyorum, nasıl gök açık duruyor ve İnsanoğlu nasıl Allahın sağ tarafında duruyor."
57 Bunun üzerine yüksek sesle bağırdılar, kulaklarını tıkayıp hepsi bir anda kendilerini onun üstüne attılar.
58 Onu kasabadan dışarı çıkarıp taşlamaya başladılar. Şahitler de kaftanlarını çıkarıp Saul adında genç bir adamın ayaklarının dibine braktılar.
59 Stefanus'u gene, taşlamaya devam ettiler. O da sonra Rabbi çağırıp dedi: "Ya Rab İsa, ruhumu kabul et!"
60 Dizlerinin üstüne düşüp yüksek sesle şöyle bağırdı: "Rab, bu günahı onlara sayma!" Ve bunu söyledikten sonra uykuya daldı.
Amaç: Kiliseye baskı zamanı için hazırlamak. Stefanus İsa'yı Babasının sağında görüyor. Bütün imanlılara büyük cesaret verdi, onlar kendisi gibi ölmeye hazır olsunlar.
Açıklama 4:1
Ve birdenbire ben Ruhta oldum. Gökte bir kral iskemlesi kurulmuştu. Ve o kral iskemlesinin üstünde oturan Biri vardı.
2 Orada Oturanın görünüşü yeşil ve kırmızı kıymetli taşlara benzerdi. Kral iskemlesinin etrafında bir gökkuşağı vardı. Onun görünüşü de açık yeşile benzerdi.
Amaç: Yuhanna apostolların sonu idi, öbürleri hepsi Rab için şehit olmuşlardı.
Yuhanna'dan sonra kilise 220 sene büyük baskı zamanı görecekti. Hem dışarıdan, hem de içerden büyük saldırılar olacaktı. Onun için Rab Yuhanna'ya öyle uzun bir görüm verdi.
gördük ki, Rab insanlara kolay kolay öyle görümler vermiyor. Ancak çok kritik durumlarda onu kimi kişilere sağladı.
Ama her zaman halkına büyük ve önemli bir mesaj vermek istedi: büyük değişikliler olacak.
Rab bütün kiliseye Yuhanna'nın görümü ile konuştu. Geleceği bilmek istersek, gelecek zaman için bilgi ve kuvvet almak istersek o kitaba, Vahiy Açıklama kitabına bakarız. O boşuna İncilin son kitapçığı değildir. Orada zaten her şey yazıyor.
Bugünlerde o görümleri yayan kişilerde Pavlusun alçakgönüllülük düşüncesi yok. İnsanların dikkatini çekmek istiyorlar, onların övgüsünü ve alkışını arıyorlar.
Ama Pavlus dedi: “Ben gördüm, ama size anlatmayacam” Bu bize örnek olsun.
Ama İsa Yuhanna'ya farklı konuştu:
Açıklama 1:1-3
Bu, İsa Mesihin bir açıklamasıdır. Onu Allah Ona verdi, kendi hizmetçilerine göstersin, tezlerde neler olacak diye. Bu açıklamayı bildirmek için, kendi meleğini hizmetçisi olan Yuhanna'ya gönderdi.
2 O da Allahın sözüne ve İsa Mesihin haberine, her ne görmüşse ona şahitlik yaptı.
3 Kim bu peygamberlik sözlerini yüksek sesle okuyor, kim onları işitiyor ve kim bunda yazılı olan şeyleri yerine getiriyor - ne mutlu onlara. Çünkü vakıt artık yakındır.
Açıklama 22:10
Ve bana dedi: "Bu kitabın peygamberlik sözlerini mühürleme. Çünkü artık vakıt yakındır.
Biz hızlı adımlarla sona doğru ilerllyoruz. Yuhanna'nın sözlerine daha fazla önem verelim. O bize cenneti de gösterdi, Allahı da.