‘cennet’ sözü aslında Persia, yani İran’dan geliyor. Orada büyük ve duvarlarla kaplı bir sarayın etrafındaki bahçeyi gösteriyor. Krallar bununla kendi zenginliğini ve kuvvetini göstermek istediler. Prirodayı istedikleri gibi değiştirdiler.
En başta en büyük kral olan Rab Allah öyle bir bahçe yarattı, insanı da onun içine koydu. Orada herşey tertipli idi.
Yar 2:8-9
“RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu.
Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.“
o, bir kral olarak, herşey tertipledi. O bahçe Adem için idi. Rab Allah önceden herşeyi planlamıştı.
O bahçede kaldıkça insanla Allahın arası iyi olacaktı.
ağacın yemişleri yukarıdan geliyor, yani Allahın yanından. Yukarıdan gelen herşey, Allahın yanından gelir diye düşündüler (Yakup 1:17).
İnsan gerekli olan herşeyi Allahtan alacaktı. Allahın yanında kalırken çok bolluk ve değişiklik var.
Allahla olan ilişkimiz kendiliğinden gelmiyor; insan lazım uğraşsın da o ilişki bozulmasın.
insan o yemişlerden yedikçe sonsuz hayat kazanırdı. Allahla beraber olmak sonsuz yaşam demektir.
Mezmur 36:9 “Çünkü yaşam kaynağı sensin, Senin ışığınla aydınlanırız.”
insan serbesttir. Allah onu zorlamıyor, kendisine bağlı kalsın. İnsan ne zaman isterse, Allahla olan ilişkisini bozabilir.
O önemlidir: değil meyvalar, ağaçlar, yeşillik, rahatlık
demek ki, artık onun Allahla olan ilişkisi bozuldu, onun için yaşam ağacına ulaşamıyor, onun için artık ölecek
Sanki bir kosmonavt gibi: o gemisine bir tek iple bağlıdır. Oradan kislorod geliyor. Eger o ipi koparırsa, mecbur ölecek, çünkü kendi kendini yaşam kaynağından kopardı
Aynen öyle, kim Adem ve Havva gibi günah işlerse, kendini yaşam kaynağından koparmış oluyor ve en sonunda ölecek.
kendimizi yanlış düşüncelerden arındıralım
islamiyetin yanlış öğretişleri: Muhammet, Arap olduğu için, cenneti öyle anlattı ki, nasıl Araplara en çekici gelirdi
Kendi ordularını savaşa hazırlamak için onlara yeryüzünde olmayan şeyleri vaad etti
Arabistan çok sıcak, gölge az: cennette bol bol gölge varmış, rahat yastıklarda uzanılırmış
Arabistan’da su yok: cennette bol bol ırmaklar akarmış
cennette pahalı kumaşlardan yapılma divanlar varmış
bu yanlıştır: cennette herkesin yeni, sonsuz ve ölmeyecek bedeni olacak. O zaman ihtiyacımız yok dinlenmeye. Dinlenme yeri mezardır.
Arabistan’da meyva az: cennette bol bol meyvalar, en güzel yiyentiler varmış
islamiyette içki yasak: cennette gene şarap ırmaklarla akacakmış
yeryüzünde zina yasak: cennette gene her erkeğe istediği kadar kızlar varmış
bu yanlıştır: insanlar cennete girmiyorlar eğlenlenmek için, ama Allahı övmek için
Firdevs, Adn, Nâim, Daru'l-Huld, Me'va, Daru's-Selâm ve İlliyyun.
değişik halklar için, değişik dereceler olarak
bu yanlıştır: tek bir cennet var, o da Allahın yanındadır
orada kişiler yeryüzünde yaptıkları sevaplarının karşılıklarını alırmışlar
bu yanlıştır: hiç kimse cenneti hak etmemiştir, bu Allahın merhametinden gelen bir bahşiştir
direktno cennete girmek için tek yol var: cihatta öldürmek ya da öldürülmek
bu yanlıştır: cendem ve cennet insanların son halidir, oradan çıkmak yok – herşey sonsuz halini almış olacak.
bütün o güzel şeyler Allahsızdır
ama İncildeki öğretiş kesindir: cenneti cennet yapan, Allahla olan beraberliğimizdir. Allahtan uzak kalmak cendem demektir.
Türkiyede ‘SABAH’ gazetesi bir gün araştırma yapmış, her dinin inancına göre en güzel cennet kimin imiş. Tabii ki, müslüman cenneti bşrşncş yerde, hritiyan cenneti son yerde. Neymiş, bütün gün Allahı övmek, onun neresi güzel?
Bir köyde cenaza vardı; imansızlar bizimle tartışmaya başladılar: “İyi de, sizin cennetinizde sigara var mı? Yoksa beni orada aramayın!”
Allahı sevmeyen kişi için onu övmek, onun için yaşamak sıkıcı gelir, ona ceza gibi gelir
Ama kim Rab Allahı severse, onun için bütün yemişler, yastıklar ve başka eğlenceler önemsiz ve sıkıcı kalır
Ruhsal bir hakikatı zor anladığımız için Rab bize anladığımız şeylerle konuşuyor (“Ben iyi çobanım”)
Demek: benzetmeyi ve açık öğretişi lazım karıştırmayalım
Cennet hakkında da birçok benzetme var, ama aynı anda Rab bize açık konuşuyor:
Açıklama 21:3-4
"Bakın! Allahın evi insanların ortasındadır. O, onlarla birlikte oturacak. Onlar Onun halkı olacaklar, ve Allahın kendisi onların arasında olacak. Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Ölüm de artık olmayacak. Ve artık ne yas tutmak, ne ağlamak ne de acılar olmayacak. Çünkü evelki şeyler yok oldu."
Açıkçası budur: biz Allahın yanında olacağız ve bir daha ölmeyecez – işte, cennet bu
Bütün kurtulmuş olanlar bir tek geline benzetiliyor, ona aynı zaman kilise de diyoruz
İsa, dakkada bu gelini hazırlıyor:
Efes 4:25
“Ey kocalar! Mesih kiliseyi sevdi ve onun için kendi canını verdi. Siz de karılarınızı tıpkı öyle sevin! 26 Mesih bunu yaptı, kiliseyi su ile, hani sözü ile, yıkayıp paklasın ve öylelikle kutsal kılsın. 27 İstiyor, kiliseyi çok şanlı olarak kendi yanına alsın. İstiyor, kilisenin üstünde hiç bir leke, hiç bir buruşukluk, hiç öyle bir şey olmasın. Hayır, istiyor, kilise kutsal ve kusursuz olsun.”
artık bahçe düşüncesi yok, kasaba düşüncesi var: bahçeler daha fazla kısa bir zaman eğlenmek için yapılıyor, ama kasabalar uzun zaman beraber yaşamak için yapılıyor
tsenterde Allahın kendisi var: biz hep onunla ve birbirimizle beraber kalacaz.
Açıklama 21:11
“Allahın şanlılığı ondaydı. Onun şıllaklığı çok kıymetli taşların şıllaklığına benzerdi; sanki yeşil kristal gibi.”
anlatıyor: 12 kıymetli taşlar; altından yapılma bir sokak, sanki camdan imiş
o şanlılığına bakarken, insanın ağızı açık kalıyor
materyayı aşan, ondan daha büyük bir şey olandır
12 kapısı = İsrail halkının cinsleri
12 temel kayaları = Kuzunun apostolları
Rab iki ayrı cennet yapmadı, tek bir yer olarak gösteriliyor
yaşam ağacı oradadır (Açık 2:7)
kasabanın ortasında bir ırmak: yaşam suyu
Açık 22:3-4
“Ve artık hiç bir lanet kalmayacak. Allahın ve Kuzu'nun kral iskemlesi o kasabanın içinde olacak. Onun hizmetçileri de Ona hizmet edecekler. 4 Onun yüzünü görecekler ve Onun adı onların alınlarında olacak.”