1.Samuel 15:1-35
Saul Rab tarafından reddediliyor
1.Sam 15:1-3
“Samuel Saul'a şöyle dedi: "RAB seni kendi halkı İsrail'in Kralı olarak meshetmek* için beni gönderdi. Şimdi RAB'bin sözlerine kulak ver.
2 Her Şeye Egemen RAB diyor ki, 'İsrailliler'e yaptıkları kötülükten ötürü Amalekliler'i cezalandıracağım. Çünkü Mısır'dan çıkan İsrailliler'e karşı koydular.
3 Şimdi git, Amalekliler'e saldır. Onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme. Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür."”
Çıkış 17:8-16
8 Amalekliler gelip Refidim'de İsrailliler'e savaş açtılar. 9 Musa Yeşu'ya, "Adam seç, git Amalekliler'le savaş" dedi, "Yarın ben elimde Tanrı'nın değneğiyle tepenin üzerinde duracağım."
10 Yeşu Musa'nın buyurduğu gibi Amalekliler'le savaştı. Bu arada Musa, Harun ve Hur tepenin üzerine çıktılar. 11 Musa elini kaldırdıkça İsrailliler, indirdikçe Amalekliler kazanıyordu.
12 Ne var ki, Musa'nın elleri yoruldu. Bir taş getirip altına koydular. Musa üzerine oturdu. Bir yanda Harun, öbür yanda Hur Musa'nın ellerini yukarıda tuttular. Güneş batıncaya dek Musa'nın elleri yukarıda kaldı. 13 Böylece Yeşu Amalek ordusunu yenip kılıçtan geçirdi.
14 RAB Musa'ya, "Bunu anı olarak kayda geç" dedi, "Yeşu'ya da söyle, Amalekliler'in adını yeryüzünden büsbütün sileceğim." 15 Musa bir sunak yaptı, adını "RAB sancağımdır" koydu. 16 "Eller Rab'bin tahtına doğru kaldırıldı" dedi, "RAB kuşaklar boyunca Amalekliler'e karşı savaşacak!"
Yasa 25:19
Ne vakıt, Allahınız RAB size vereceği toprakta sizi çevrenizdeki bütün düşmanlardan kurtarıp rahata kavuşursanız, Amalekliler'in anısını gökler altından sileceksiniz. Bunu unutmayın!"
sanki yumurtasından yeni çı
kmış bir piliç gibi
Mısırlılar onları köle yapmak istediler -
Edom halkı onlara izin vermediler, topraklarından geçsinler (Sayılar 14:14-21)
Moav halkı onlara büyü yapmaya kalktı, sonra onları zina ve putperestlikle denedi
durup dururken onlara saldırdılar (öbür halklar bir parça kendi hakkını aradılar)
onların maksadı sadece soygunculuk değildi, İsrail halkını büsbütün yok etmeye kalktılar
başkadır beş yaşında kızanlar aralarında kavga yapsınlar - başkadır yetişkin ve silahlı bir asker beş yaşında kızana saldırsın
Amalek ne zaman İsrail halkına karşı suç işledi: Saul’dan 400 sene önce - onun zamanında yaşayanlar, acaba dedelerinin suçundan sorumlu mu olacaklar?
“Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür” - kadınlar ve kızanlar suçsuz değil mi?
Apo 17:26
Ve tek bir kişiden insanlığın her bir milletini çıkardı, bütün yeryüzünde otursunlar diye. Onların tarihlerine ve yaşayacak yerlerine O önceden karar verdi.
Rabbimiz halkları yaratıyor ve hakkı var onları yok etsin
biz sanıyoruz, insanın hayatı en büyük şeydir, ama öyle değil,
Allah tarafından meshedilmiş bir kral olsa bile, kendi kafasına göre savaş açamaz
Eger Saul kendi kafasından kalkıp, “Haydi, Amalek halkını yok edelim” deseydi, çok büyük günah olacaktı
Rab İbrahim’e bu meseleyi anlattı:
Gen 15:16
“Senin soyunun dördüncü kuşağı buraya geri dönecek. Çünkü Amorlular'ın yaptığı kötülükler henüz doruğa varmadı."
‘doruk’ ne demek? - Bulgarcası ‘vırh’, yani bir balkanın en yüksek tepesi.
Rab bekliyor, bir halkın günahı biriksin, bindikçe binsin. Ama onu geçti mi, sadece bayırdan aşağı inmek var
Amalek halkı İbrahim’in zamanından Saul’un zamanna kadar hep suç birkitirdi - o zaman Rab dedi: “Artık ölçünüz doldu. Bundan sonra kesin ceza var”
Birçok kişi Eski Antlaşmaya bakıp dyorlar: “Te sizin Allahınız savaşçı bir Allah. Hani İsa dedi ki, düşmanlarını sev!”
Eski Antlaşmayı okurken lazım Yeni Antlaşmanın gözlüklerini takmayalım
Eski zamanlar daha vahşi idi
Rab İsrail halkını Mesihin geleceğine hazır ederdi. Ama onun için o halkı lazımdı korusun. Savaşlar da o amaç içindir.
O zaman Allahın krallığı bir devlet idi - ama İsa’nın krallığı bütün devletlerin içinde dağınık yaşıyor
İsrail halkı söz verilen toprağa girinceye kadar
Muhammed’in Allahı ona buyurdu, mal ve para kazanmak için savaş yapsın
Muhammed kendi keyfine göre komu halklara saldırdı. Hem de Arapların kutsal saydığı aylarda bile. O aylarda savaşmak yasak idi.
Bir defasında Muhammed sözde Allahtan ayet almış Kureyş halkına saldırsın. Ama kazanamıyorlar. Ve Muhammed’in savaşçıları çok öfkeli. O zaman başka ‘ayet’ almış, bir Yahudi kasabasına saldırsınlar, onların bütün mallarını ele geçirsinler
İsa “Benim krallığım bu dünyadan değildir” dedi, ama islamiyetin krallığı sadece bu dünyadandır - onun için Muhammed İsa’dan sonra bir adım geri attı.
İsrail halkının hiç bir faydası olmayacaktı - savaşacaklar, canlarını verecekler ama düşmanın hayvanlarını bile alamayacaklar.
Rab yasak etti, bu savaştı herhangi bir canlı hayatta kalsın - yasak etti, İsrail halkı ondan en ufak bir şey kazansın.
bunu gördük Musa’nın zamanında, ne vakıt Amalek halkına karşı savaştılar.
Musa ellerini yukarı kaldırınca, İsrail halkı üstün geliyordu - elleri inerken Amalek’in ordusu kazanıyordu. - o zaman Yeşu ve Hur onun ellerini kaldırdılar
Bu dua için bir semboldur: Amalek halkını yenme gücü İsrailden gelmedi, ama Rabden geldi - yengiyi o veriyor
1.Sam 15:4 -9
“Bunun üzerine Saul askerlerini toplayıp saydı. İki yüz bin askerin yanısıra Yahudalılar'dan da on bin kişi vardı. 5 Sonra Amaleklilerin kasabasına varıp pusu kurdu. 7 Saul, Havila kasabasından Şur kasabasına kadar Amalekliler'i yendi.
8 Amalek Kralı olan Agak'ı sağ olarak yakaladı. Halkının tümünü de kılıçtan geçirdi. 9 Ne var ki, Saul ile adamları Agak'ı ve en iyi koyunları, öküzleri, besili danaları, kuzuları - iyi olan ne varsa hepsini- sakladılar. Bunları büsbütün yok etmek istemediler. Ama değersiz ve zayıf ne varsa hepsini yok ettiler.”
bir tarafça itaat etti: büyük riske girip savaşı başlattı ve yendi
ama öbür tarafta itaat etmedi: her canlıyı öldürmedi, sadece zayıf ve ucuz şeyleri yok etti, Amalek’in kralını da sağ braktı.
buna yarım itaat diyebiliriz - ama aslında ‘yarım itaat’ diye bir şey yok - ya bütün itaat ya da itaatsizlik
nasıl pazarda maratonki satan bir kadın gördüm. Bana reklam yaptı: “Bunlar polu-original” - Ben de ona cevap verdim: “Hayır, madem polu-original, demek pılen-falşiv”
senin naçalniğin sana buyurursa: “Önce boklukları at, sonra camları sil” - sen de gidip sade boklukları atarsan - adam senden memnun kalacak mı? - sen de onun karşısına dikilip övünebilir misin: “Ama boklukları attım” diye?
Saul’un asıl suçu neydi? Rabbi hor görmek: ““iyi olan ne varsa hepsini- sakladılar. Ama değersiz ve zayıf ne varsa hepsini yok ettiler.”
Mal 1:6-8
“Siz Allah görevliler RABbin adını küçümsüyorsunuz, ve Rab size şçyle diyor:
"Oğul babasına, kul efendisine saygı gösterir. Eğer ben babaysam, hani bana saygınız? Eğer efendiysem, hani benden korkunuz?". Siz gene soruyorsunuz: 'Adını nasıl küçümsedik?'.
8 Kör hayvan kurban etmek kötü değil mi? Topal ya da hasta hayvan kurban etmek kötü değil mi? Böyle bir hayvanı kendi valine (kmetine) sun bakalım! Senden hoşnut kalır mı, ya da seni kabul eder mi?" Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.
imansız kişiler kurban verirken bunu anlıyor: lazım kör ya da topal olmasın, lazım kusursuz olsun - yoksa makbul değil
biz tabii ki, hayvan kurbanları getirmiyoruz - bütün hayatımız bir kurban olmalı (Rom 12:1)
madem öyle, bizim de kurbanımız lazım kusursuz olsun:
para: Rabbin işine ne kadar para veriyorsun - boş şeylere ne kadar veriyorsun? - buraya 50 stotinka, ya da 1-2 Leva atıyoruz, o bize çok geliyor - ama hemen arkasından br kahve içmeye gidiyoruz, belki de bir soda ya da kola, yanında bir tatlı ya da soletti - hiç anlamadan 3-4 Leva harcamışın
okumak: günde 5-10 dakka İncili okuduk mu bize büyük bir şey geliyor (Eski Antlaşmayı gene konuşmayalım) - ama bir gazete (vestnik) eline kaptığın zaman futbol rezultatlarına dalıyorsun, Barselonanın hangi oyuncuları yaralanmış diye merak ediyorsun.
şahitlik yapmak: belki senede bir iki defa kendimizi zorlayıp komşularımıza şahitlik yapıyoruz, iyi haberi anlatıyoruz. Ama kötü haber var mı, hemen gidip dedikodu yapmaya energiyamız var.
böyle yapmakla Rabbi hor görüyoruz, sanki onu aşağılıyoruz - hem de onu kızdırıyoruz
Rab istiyor, her konuda birinci yeri alsın - o zaman makbul kurbanlar getirecez
ruhsal konularda o kadar anlayışsız oldu ki, ne yaptığının bile farkında değildi. Kendini çok iyi sandı “Ben Rabbin istediğini yapıyorum ya!”
Onda Kutsal Ruh vardı - ama gene de Rab ondan memnun kalmadı
Bizde de Kutsal vardır - ama o bizi zorlamıyor, o bekliyor biz adım adım karar verelim.
Vakıt geldi uyanalım, Saul gibi yapmayalım - Rab İsa bizim için en kıymetlisini verdi - biz de nasıl en kıymetli şeyleri vermeyelim.
o gece Rab Samuel’e konuştu, Saul’u azarlasın - o da hemen ertesi gün gidip onunla karşılaşıyor
o ikisinin arasındaki konuşmadan çok önemli dersler alacaz - acaba Saul tövbe edecek mi, yoksa etmeyecek mi - yoksa Rab diyecek mi: “Yok bir şey! Aldanmayan bir Allah”
adım adım görecez, Saul Samuel’in azarlamasına karşılık verecek - doğru ve yanlış tövbe buradan anlayacaz
önce bakacaz Saul’un cevaplarına: oradan gittikçe daha iyi anlayacaz Rabbe karşı ciddi olmayan kişi nasıl düşünüyor
sonra görecez nasıl Samuel Saul’un yalanlarını adım adım yok ediyor
1.Sam 15:13
“RAB seni kutsasın! Ben RAB'bin buyruğunu yerine getirdim”
sahte tövbenin birinci strategiası: “Günah mı, ne günah? Ortada günah yok!”
buna ne diyelim? Saul o kadar kör mü, o kadar anlayışsız mı? - “Ben iyiyim ya!” - “Ben ne yapıyorum ya?” - ah, aramızda da kaç kişi var öyle konuşuyor
hem de Samuel’e imanlıca selam veriyor: “Rab seni kutsasın” - bu tür imanlı Rabbin adını ağzında çiğniyor, ama kendi acınacak halini hiç görmüyor
Rab Saul’a görev ve krallık vermişti, ama Saul onu unuttu, kendini yükseltirdi:Samuel onu arayınca ona dediler: “Saul burada yok. Karmel kasabasına gitti, orada kendisine bir anıt (pametnik) dikti”.
Rabbe bir kurbanyeri yapacağına, KENDİNE pametnik yapıyor - sanki kendi gücüyle düşmanı yenmiş, sanki kendi gücüyle krallık derecesine gelmiş
Biz belki bakırdan pametnik yaptırmıyoruz kendimize, ama kafa aynı: benim tumbağım, benim keyfim, benim cancağızım
tövbe etmeyen kişi en başta kendini haklı görüyor, günahlı oldğunu bile anlamıyor - çünkü onun yüreği Rabden çok uzak, ‘yağ bağlamış’, zor hareket ediyor - lazım önce onu rahatsız etsin
1.Sam 15:15
“Halk bunları Amalekliler'den getirdi.”
sahte tövbenin ikinci strategiası: “Tamam günah oldu, ama ben yapmadım!”
bu da en eski strategiadır: Adem ve Havva bahçede aynısını yaptılar: “ Yılan beni aldattırdı” - “Bana verdiğin kadın bana yedirdi”
“Ben yapmadım, askerlerim yaptı” - yau, askerlerin başında kim var? Ve sen gördükten sonra gene fırsatın vardı, hayvanları yok edesin”
1.Sam 15:15
“Allahın RAB'be kurban sunmak üzere davarların, sığırların en iyilerini saklıdılar. Ama geri kalanları tümüyle yok ettik.”
sahte tövbenin üçüncü strategiası: “Tamam ben günah işledim, ama sor bakalım ne için onu yaptım: Rabbe hizmet etmek için!”
bakın Saul, ne kadar ustaca Samuel’e laf atıyor: “Senin Allahın Rabbe kurban sunmak için...” - yani: sen bana maana bulacağına, lazımdı sevinesin kurban kesmek istedim”
biz de Şeytanın laflarına kulak verirsek, o bizim günahlarımız için hep bir ayet bulacak...
karını dövdün: “Erkek kadının başıdır!” (Efes 5:23)
muhtaç arkadaşına yardım etmedin: “Biz iyi işlerle kurtulmuyoruz, ama imanla!” (Gal 3:11)
yalan söyledin: “Rab insanın yüreğine bakar!” (1.Sam 16:7)
1Sa 15:24-25
“Bunun üzerine Saul, "Günah işledim! Evet, RAB'bin buyruğunu da, senin sözlerini de çiğnedim" dedi, "Halktan korktuğum için onların sözünü dinledim. Ama şimdi yalvarırım, günahımı bağışla ve benimle birlikte dön ki, RAB'be tapınayım.”
sahte tövbenin dördüncü strategiası: “Tamam tövbe edecem, ama önce lazım filan fişman olsun!”
en yaygın: “Önce o özür dilesin, o zaman ben de afımı isteyecem ondan”
ya da: “Önce çaldığım malları satayım da, o zaman tövbe edecem”
tövbe aslında nedir: Sen Allahla savaş yaptın, ve şimdi anlıyorsun açan kaybettin - o zaman teslim olursun - ŞARTSIZ - “Rab ne istersen benimle yap, ben kötülük yaptım”
kim daha Rabbe şart (uslovie) koyarsa, o daha teslim olmamış tövbe etmemiş
1Sa 15:30
“Saul, "Günah işledim!" dedi, "Ama ne olur halkımın ileri gelenleri ve İsrailliler karşısında bana saygı göster. Benimle dön de Allahın RAB'be tapınayım.”
sahte tövbenin beşinci strategiası: “Tamam tövbe edecem, ama insanların önünde rezil olmayayım!”
Saul’un bütün bakışı yanlış: o Rabbe bakacağına daha da insanlara bakıyor
sormuyor: “Aman, Rab ne diyecek benden için” - ama soruyor: “Aman, insanlarım ne diyecek benden için”
Pro 29:25
“İnsandan korkmak tuzaktır, Ama RAB'be güvenen güvenlikte olur.”
tövbe sanki bir köprüdür: arkanda insanların, önünde Rab var - sen geçerken o bozuldu, ve son gücüyle orada asılı duruyorsun, az sonra düşüp ölecen - Rab sana eline uzatıyori lazım onu tutasın - eger bütün aklın fikrin daha geride kalırsa, insanlara bakarsan, Rabbin elini tutamayacan, düşecen
Yunus Ninova halkına buyurdu, tövbe etsin - o zaman onların kralı ne yaptı?
Yunus 3:6
“Ninova Kralı olanları duyunca, tahtından kalkıp kaftanını çıkardı; çula sarınarak küle oturdu.”
ne kadar büyük rezillik: kral çuval güyümüş, toz toprak içinde oturuyor - ama gerçek tövbe bakmıyor başkalarına, bakıyor sade Allaha: “Acaba o ne diyecek benden için”
Türkiyede bir atasöz: yolculara yolu gösteren biri lazım (klavuz), ama köyü görürüsen, onu tutmayacan - lazım değil. - demek: bazı meseleler o kadar açık ki, aslında konuşmaya gerek yok
Saul çok güzel laf yaptı: “Ben Rabbin istediğini yerine getirdim” - Samuel’in cevabı:
1.Sam. 15:14
“Öyleyse nedir kulağıma gelen bu koyun melemesi? Nedir bu duyduğum sığır böğürmesi?”
tövbe eden insan lazım hakikatı görmeye kuraj bulsun - çoğu zaman herkes açıkça görüyor onun günahını ama korkuyor onun yüzüne vursun
günah işleyen kişiye hakikatı söylemek için peygamber olmaklazım değil, bunu herkes yapabilir
1Sam. 15:17-19
"Kendini önemsiz saydığın halde, sen İsrail oymaklarının önderi olmadın mı? RAB seni İsrail'e kral meshetti. 18 RAB seni bir göreve gönderip, 'Git, o günahlı Amalekliler'i tümüyle yok et; hepsini ortadan kaldırıncaya dek onlarla savaş dedi. 19 Öyleyse neden RAB'bin sözüne kulak asmadın?”
Allahın Ruhu bütün insan bahanelerine karşı bize Rabbin sözünü hatırlatırıyor
Rabbin Sözü keskin kılıca, ya da bıçağa benzetiliyor - bir kasap onu alıp hayvanın parçalarını birbirinden ayırıyor, öyle ki herşey meydanda olsun (İbr. 4:12)
tövbe etmeyen insan, kafasında düşünceleri karmakarışık brakıyor, sıra olmasın: hem kendini biraz suçlu sayıyor, aynı zamanda saymıyor - ama Allahın sözü herşeyi tek tek gösteriyor: te ikiyüzlülük, te bahaneler, te korkuların, te pişmanlığın
Saul’un bahanesi neydi? - “Tamam, bazı hayvanları braktık, ama sor bakalım ne için: Rabbe kurban etmek için”
Samuel çok tanınan bir cevap veriyor:
1.Sam. 15:22
“RAB yakmalık kurbanlardan o kadar hoşlanıyor mu, ne kadar kendi sözünün dinlenmesinden hoşlanıyor? İşte söz dinlemek kurbandan daha iyidir. Onun sözüne önem vermek de koçların yağlarından daha iyidir.”
kurban getirmek, fazlalık demektir: Rab senden bir şey istiyor, sen de değil sade onu, daha fazlasını bile yapıyorsun
ama Rabbin buyurduğunu yerine getirmediysen, ne kurban kalıyor ki? - sen fazlalık yapmıyorsun, lazım olanı bile yapmadın
kurban getirmek insana çoğu zaman gurur veriyor: “Be bir şey yaptım Allah için” - ama bükük boyunla Rabbin istediğini yerine geitrmek bizi alçaltııryor, gurur yok
gerçek tövbe, bizi din işlerden soyuyor - onun yerine bize gösteriyor, nasıl alçalalım
1.Sam 15:26
“Samuel, "Seninle dönmem" dedi, "Çünkü sen RAB'bin buyruğunu reddettin, RAB de seni reddeti, İsrail Kralı olmayasın!"”
gerçek tövbe etmeyen kişi değil sade kendine, başkalarına da zarar veriyor - onun için onun görevi lazım devam etmesin
böyle kral altında bütün halk Rabden uzaklaşacaktı - onun için başkası lazım kral olsun
kaç tane pastor günah işlediler, ama onun arkasından hemen sanki bir şey olmamış gibi görevlerine devam ettiler
1.Sam 15:28
Samuel dedi: "Bugün RAB İsrail Krallığı'nı elinden aldı ve senden daha iyi birine verdi”
talantlar benzetmesi: Rab Saul’a büyük talantlar verdi - ama o onları gömdü - en sonunda Rab hesap soruyor: “Bunlarla ne yaptın?” (Matta 25:28)
Ve çoğalma olmayınca onları alıp başkasına veriyor - o da Davut’tur - 1.Samuel kitabının sonuna kadar görecez, nasıl Samuel’in bu peygamberlik sözü yerine geliyor
kardeş: sen böyle olma - senin içindeki talant nedir, biliyor musun? - sen onu işletiriyor musun? - yoksa onu gömdün, kullanmıyorsun - Rab seni çağırıyor onu kullanasın toplantımızın içinde.