1.Samuel 18:1-30
Davut ve Yonatan - sonsuz dostluk
geçen hafta ne görmüştük: Davut kral olarak meshdilmilşti - ama Golyat’ı yendikten sonra bütün halkta ünlü olmaya başladı
bugün: Saul ona karşı koyuyor - uzun bir savaşın başlangıcı
ama bu savaş içinde Saul anlayacak ki, Rab Davut’u tutuyor - ve her ne yaparsa, Davut’a ulaşamıyor
Saul’un etrafındakiler hepsi Davut’tan yana oluyrlar - ona yardım ediyorlar:
önce kendi oğlu Yonatan (ayet 1-4)
sonra bütün halk (ayet 5-9)
sonra kralın askerleri (13-16)
sonra kendi kızı da (20-29)
1.Sam 18:1-4
Saul'la Davut'un konuşması sona erdiğinde, Saul oğlu Yonatan'ın yüreği Davut'a bağlandı. Yonatan onu canı gibi sevdi. 2 O günden sonra Saul Davut'u yanında tuttu ve babasının evine dönmesine izin vermedi. 3 Yonatan, Davut'a beslediği derin sevgiden ötürü, onunla bir dostluk antlaşması yaptı. 4 Üzerinden kaftanını çıkarıp zırhı, kılıcı, yayı ve kuşağıyla birlikte Davut'a verdi.
- artık Davut’un bir habercisi var: Yonatan ona erkenden haber yetiştirecek, Saulun yaptıklarını öğrenecek
aslında ikisi lazımdı düşman olsunlar - Yonatan lazımdı babasının tarafını tutsun
Matta 13:46-50
46 İsa daha kalabalıklara konuşurken, işte, Onun anası ve kardeşleri dışarıda durdular ve istediler, Onunla konuşsunlar. 47 Birisi İsa'ya dedi: "Bak, senin anan ve kardeşlerin dışarıda durup seninle konuşmak istiyorlar."
48 Ama İsa bunu söyleyen adama şöyle cevap verdi: "Kim benim anam? Kim benim kardeşlerim?"
49 Ve eliyle öğrencilerini gösterip dedi: "Te anam, te kardeşlerim! 50 Çünkü her kim gökte olan Babamın istediğini yerine getirirse, o benim kardeşim, o benim kızkardeşim, o benim anam."
sen bunu bügün mahallede yapmaya kalkarsan, herkes sana maana bulacak
İsa çok sert davrandı kendi anasına, çükü bilirdi ki, bu mesele toplantıda çok büyük problem olacak
toplantıdakiler sana kendi cinsin, kökün, akrabaların kadar yakın mı?
toplantıdaki ilişkiler iki türlü: mecbur ve mecbur değil, ya da: otomatiçno ve rıçno
otomatik olarak: anlıyoruz biz kardeşiz - aynı babadanız - kardeşleriniz seçemiyorsun
rıçno: şimdi öyle davran ki, zaten kardeşlerin olan kişileri tek tek kazan, arkadaş ve dost derecesine getir
değil gelip geçici duygulara
bunu Rabbin sofrasında gösteriyoruz: İsa bunu bize verdi birkaç maksat için:
- inancımız kansız, çekisiz sadece bereketler isteyen bir inanç olmasın
- imansızlara İsa Mesihin haçını bildiriyoruz
- vaftiz bir kere, Rabbin sofrası sık sık.
Yuhanna 13:10
İsa ona dedi: "Kim yıkanmışsa, o lazım sade ayaklarını yıkasın ve gene bütün temiz olacak"
1.Kor. 10:5
“Nasıl ekmek birdir, biz kalabalıkız ama gene de biriz. Çünkü hepimiz aynı ekmeği paylaşıyoruz.”
Matta 26:23
“İsa cevap verip dedi:"Elini benimle birlikte tencereye bandıran adam, işte, o beni ele verecek.”
o kültürde birlikte ekmek yemek, çok kutsal bir şey sayılıyordu
onun için İsa’nın sözü bu kadar acı: aslında lazım bu adam beni tutsun, ama bana karşı kalkıyor
aynısı Rabbin sofrasında olmuyor mu kimi kere
Yuhanna 15:13-15
“Bir kişi kendi dostları için canını versin - işte, bundan daha büyük bir sevgi kimsede yok. 14 Size buyurduğum herşeyi yaparsanız, o vakıt benim dostlarım oluyorsunuz. 15 Ben size artık 'hizmetçi' demem. Çünkü hizmetçi bilmiyor ki, efendisi neler yapıyor. Hayır, ben size 'dostlar' dedim. Çünkü Babamdan her ne işittiysem, onu size bildirdim.”
çoğu defa düşünüyoruz: İsa çoban olarak koyunlarını kurtarmak için canını verdi - doğru - ama eksik:
ya da Şeytanın kölesi idik, İsa bizi yeniden satın alıp geri aldı: doğru - ama eksik:
biz sade pasif koyunlar değildik: aynı zaman İsa bizi dost saydı da, öyle bizim için öldü - şimdi İsa bize dost diyor
Kilisedeki ilişkiler: hem otomatik - hem karar vererek: hem ZATEN kardeşiz - hem de günden güne dostluğumuzu beslemek lazım
hepimizde eski arkadaşlar dostlar vardır: bir vakıt çok sıkı idi, sade bir yatmamız ayrı
sonra ne oldu: uzaklaştık birbirimizden - dostluğunu ateşine her zaman taze odun koymak lazım, yoksa sönüyor
18:4 “Üzerinden kaftanını çıkarıp zırhı, kılıcı, yayı ve kuşağıyla birlikte Davut'a verdi.
Yonatan bütün silahlarını çıkarıp Davud’a verdi
sanki soyundu onun önünde çıplak ve savunmasız kaldı. Silahlarını ancak güvendiğin kişilere verecen
TRde bu laf kullanılıyor: ‘kafa dengi’: sanki iki kişinin kafalarını bir kantara koyuyorsun ve aynı çekiyorlar
ikisinin karakterlerinde çok büyük bir benzerlik ve uygunluk vardı: aynı karakter, aynı düşünme metodu
ikisi de benzer durumlarda aynısını yaptılar: Rabbe güvenerek küçücük bir kuvvetle düşmanı yendiler
(14:6) Yonatan silahını taşıyan genç hizmetkârına, "Gel, şu sünnetsizlerin* ordugahına gidelim" dedi, "Belki RAB bizim için bir şeyler yapar. Çünkü gerek çoklukta, gerekse azlıkta RAB'bin zafere ulaştırmasına engel yoktur."
(17:47) “Bütün bu topluluk RAB'bin kılıçla, mızrakla kurtarmadığını anlayacak. Çünkü savaş zaten RAB'bindir! O sizi elimize teslim edecek.”
bir dost nedir: “Bir ruh - iki bedende”
kilisede dost olalım, değil sadece ‘kardeş’: kimi kere bu ‘kardeş’ lafını kullanıyoruz bir formula gibi - öyle ki, daha fazla ofitsialnost olsun
1.Sam 18:5
Davut Saul'un kendisini gönderdiği her yere gitti ve başarılı oldu. Bu yüzden Saul ona ordusunda üstün bir pozisyon verdi. Bu olay bütün halkın, Saul'un görevlilerinin bile hoşuna gitti.
6 Davut'un Filistli Golyat'ı öldürmesinden sonra, askerler geri dönerken, İsrail'in bütün kasabalarından kadınlar geldi, tef ve çeşitli çalgılar çalarak, sevinçli türküler söylediler, oynayarak Kral Saul'u karşılamaya çıktılar.
7 Bir yandan oynardılar, bir yandan da şu mani söylerdiler: "Saul binlercesini öldürdü, Davut da onbinlercesini."
8 Saul bu sözlere gücendi ve çok öfkelendi. "Demek, Davut'a on binlercesini verdiler, bana gene sade binlercesini verdiler. Artık ne kaldı: kral olmaktan başka bir şeyi kalmadı?" diye düşündü.
9 Böylece o günden sonra Saul Davut'u kıskanmaya başladı.
bu, bütün gereksiz bir şeydi - Saul da, Davut da, ikisi büyük yiğit ve savaşçı idiler - insan kuvvetine bakarsan, aralarında fark yoktu - ama Saul sevinemiyor, lazım kendini Davutla karşılaştırsın
1.Sam 10:23-24
“Bunun üzerine koşup Saul'u oradan getirdiler. Saul halkın arasına geldi. Boyu hepsinden bir baş uzundu. 24 Samuel halka, "RAB'bin seçtiği adamı görüyor musunuz?" dedi, "Bütün halkın arasında bir benzeri yok." Bunun üzerine halk, "Yaşasın kral!" diye bağırdı.”
1.Sam 16:12
İşay birini gönderip oğlunu getirtti. Çocuk kızıl saçlı, yakışıklı, gözleri pırıl pırıl bir delikanlıydı. RAB Samuel'e, "Kalk, onu meshet. Seçtiğim kişi odur" dedi.
Rab da bizi uyarıyor, kendimizi birbirimizle karşılaştırmayalım - bir öğrencinin gözleri lazım kitaba baksın, değil arkadaşlarına
1.Kor. 10:12
“Var kişiler, kendi kendilerini övüyorlar. Kurajımız yok ki, kendimizi onlardan sayalım ya da kendimizi onlarla karşılaştıralım. Onlar o kadar akılsız ki, kendilerini kendileriyle ölçüyorlar ve karşılaştırıyorlar.”
çok mu istiyorsun kendini karşılaştırasın - o zaman kendini İSA ile karşılaştır
- Saul en çok neye kıskandı: kadınların bir lafına “Saul binlerce öldürdü, Davut gene onbinlerce...”
Saul çok fazla bakardı, halk onu saysın ve sevsin - daha önce Rab onun krallığını almıştı ama onun kafası nerede: “Aman Samuel, benimle birlikte dön, kişilerin önünde rezil olmayayım”
kim populer olmak isterse, hiç Rabbin hizmetine girmesin
Hezekiel 3:7-9
“İsrail halkı seni dinlemek istemeyecektir, çünkü o beni dinlemek istemiyor. Bütün İsrail halkı dikbaşlı ve inatçıdır. 8 Seni onlar kadar inatçı yapacağım, senin alnını onlarınki kadar katılaştıracağım. 9 Alnını çakmak taşından daha sert bir kaya gibi yapacağım. Her ne kadar asi bir halksalar da onlardan korkma, yılma.”
bir ustanın dükkanında çok instrument var - onları sırayla eline elıyor, istediği gibi kullanıyor - işi bitti mi, gene yerine koyuyor
instrumentlerin hakkı yok düşünsünler, “Dün beni kullandı, lazım bugün gene kullansın beni”
Saul anladı, açan Rab Davut’u kullandı ve ona dayanamadı: “Rab neden BENİ kullanmadı, Golyatı yenmek için”
Yuhanna 3:26-30
Ve Yahya'ya gelip ona dediler ki, "Muallim, Yordan ırmağının öte tarafında bir adam senin yanındaydı ya. Hani sen Ondan için şahitlik yaptıydın. İşte, O vaftiz ediyor, herkes de Ona gidiyor."
27 Yahya cevap verip dedi ki, "Kendisine gökten verilmedi mi, kimse bir şey alamaz. 28 Ben hep şöyle derdim (ve siz de bunun için şahitlerimsiniz): ben 'Mesih değilim, ama Onun önünden gideyim diye gönderildim.' 29 Gelin kimin ise, işte, güveyi odur. Ama güveyinin dostu, onun yanında durup onu sesliyor. Ve onun sesini işitti mi, gayet fazla seviniyor. Evet, böylelikle benim sevincim tamam oldu. 30 O lazım büyüsün, ben gene lazım küçüleyim."
bu olayı anlamak için aacık İbranice literatura öğrenmek lazım: - Kutsal kitabı okurken dikkat edeceğiniz: sık sık aynı satır tekrarlanıyor, iki defa geçiyor
buna diyorlar: paralelism: demek iki satır paralel gidiyor
ama: iki satırda anlatılan şey aynıdır, anlamı farklı değil
örnek:
Matta 4:16
Karanlıkta oturan halk, büyük bir aydınlık gördü.
Ölümün toprağında, ölümün gölgesinde oturanlar,
Evet, onların üzerine büyük şafak doğdu.
ve kimi kere ikinci satırda abartma var, birinci satırın anlamını vurgulamak için
yani: kadınlar bu mani söylerken demek istediler ki: Saul ve Davut ikisi de büyük kahraman, ikisi de büyük savaşçı
Saul bunu aslında bilirdi ve gene de bu lafı fırsat yapıyor kıskançlık için
1.Sam 18:8
"Davut'a on binlercesini, bana gene ancak binlercesini verdiler. Artık kral olmaktan başka onun ne eksiği kaldı ki?"
Saulun korkusu: Davut krallığı elimden alacak
kıskançlık aslında nedir: “Gereken saygı verilmiyor” duygusu - bu olabilir BANA saygı gösterilmiyor - bu olabilir BAŞKASINA saygı gösterilmiyor
Rab bizi uyarıyor, kıskanmayalım:
1.Kor 12:26
“Bir parça acı çekerse, bütün parçalar acı çekiyorlar. Bir parça şerefli olursa, bütün parçalar onunla seviniyor.”
toplantıda hep fırsat var başkalarını kıskanalım, ama Rab bunu yasak etti: ben de kardeşim de ikimiz sadece merhamete dayanarak ayakta duruyoruz
kıskançlık aslında nedir: “bana verilen hak, başkasına veriliyor” duygusu
kim böyle düşünürse, daha anlamadı ki, aslında hiç bir şeye hak etmedi, herşey merhamettendir
1.Kor 4:7
“Seni kim 'daha başka' yaptı? Ya da senin birhangi şeyin var mı ki, sen onu başkasından almış olmayasın?”
1.Petrus 2:1
“1 Onun için, her türlü kötülük ve her türlü kurnazlık, ikiyüzlülük, kıskançlık ve her türlü zem yapmak - bunları bir tarafa atın. 2 Allahın sözü temiz süte benziyor. Siz de, yeni doğmuş bebekler gibi, o sütü özleyin. Öyle ki, onunla kurtuluşta büyüyesiniz.”
Saul lazımdı hiç Davut’a bakmasın - imanlının bakışı lazım sade İsa’ya doğru olsun - o zaman kıskançlığa meydan kalmayacak
Yuhanna 21:21-22
“Petrus onu görünce İsa'ya dedi: "Rab, buna da ne olacak?" - İsa ona dedi: "Ben istesem bile, o benim gelişime kadar sağ kalsın, ondan sana ne? Sen benim arkamdan gel!"
Petrus Yuhannayı kıskandı, açan yaşlılığında, eceliyle ölecek
İsa’nın cevabı: “Hey, Petrus! Senin gözlerin yanlış yere bakıyor. Çevir onları bana bak!”
ama var fırsat iyilik için kıskanç olalım:
Yuhanna 2:17
"Senin evin için hırslıyım, ve o hırs beni yiyip bitirdi."
iyi kıskançlık düşünmüyor: “BANA gerekn saygı gösterilmiyor” - ama: “RABBE gereken saygı gösterilmiyor
olmayalım kıskanç kendimiz için , ama Rabbin işi için kıskanç olalım
1.Sam 18:10-16
Ertesi gün Tanrı'nın gönderdiği kötü bir ruh Saul'un üzerine güçlü bir biçimde indi. Saul evinde sayıklamaya başladı. Davut her zamanki gibi yine lir çalıyordu. Saul'un elinde bir mızrak vardı. 11 "Davut'u vurup duvara çakacağım" diye düşünerek mızrağı ona fırlattı. Ama Davut iki kez ondan kurtuldu.
12 Saul Davut'tan korkuyordu. Çünkü RAB Davut'laydı, oysa kendisinden ayrılmıştı. 13 Bu yüzden Saul Davut'u yanından uzaklaştırdı. Onu bin kişilik birliğe komutan atadı. Davut askerlere öncülük yapıyordu.
14 RAB onunla birlikte olduğundan, yaptığı her işte başarılıydı. 15 Davut'un büyük başarısını gördükçe Saul'un korkusu daha da artıyordu. 16 Ne var ki, bütün İsrail ve Yahuda halkı Davut'u seviyordu; çünkü Davut onlara öncülük ediyordu.
açıkça görüyoruz: Saul nasıl bu hale geldi: içinde cinler onu istedikleri gibi oynatırıyor,
ama nasıl bu duruma geldi: gurur + kıskançlık - Saul hiç büyü yaptırmadı ya da cinleri cağırmadı da tutulsun.
insanın yanlış kararları ve bozuk karakteri cinlere açık kapıdır. - her bir karakter günahı cinlere tutulmamıza sebep olabilir.
Saul meshedilmiş bir kişiydi - Allahın ruhu onda vardı - peygamberlele birlikte peygamberlik yapmıştı - ama gene de o dereceye düştü
Samuel onu uyarmıştı - ama Saul sahte bir tövbe yaptı - Rable oynayan ateşle oynuyor - birçok kardeşimiz bunu anlamıyor - Saul bize korkunç örnek olsun: madem o bu dereceye düşebildi, sen de kork
1.Sam 18:17-30
Saul Davut'a, "İşte büyük kızım Merav" dedi, "Onu sana eş olarak vereceğim. Yalnız hatırım için yiğitçe davran ve RAB'bin savaşlarını sürdür." Çünkü, "Davut'un ölümü benim elimden değil, Filistliler'in elinden olsun" diye düşünüyordu.
- ne kadar ikiyüzlü: ‘Rabbin savaşlarını sür’ ama amacı Davud'u öldürsün
18 Davut, "Ben kim oluyorum, İsrail'de ailem ve babamın cinsi ne ki, krala damat olayım?" diye karşılık verdi. 19 Ne var ki, Saul'un kızı Merav'ın Davut'a verileceği zaman geldiğinde, kız Davut yerine Adriel'e eş olarak verildi.
20 Bu arada Saul'un öbür kızı Mikal Davut'a gönül vermişti. Bunu duyan Saul sevindi. 21 "Davut'a Mikal'ı veririm" diye düşündü, "Öyle ki, Mikal Davut'u tuzağa düşürür; Filistliler de onu öldürür." Davut'a, "Bugün damadım olmak için yine fırsatın var" dedi. 25 'Kral düşmanlarından öç almak için başlık parası olarak yüz Filistli'nin sünnet derisinden başka bir şey istemiyor." Davut'un Filistliler'in eline düşüp öleceğini planlıyordu.
- Filistiler sünnet olmazdılar ve hiç bir erkek buna razı gelmeyecekti - onları sünnet etmek onları öldürmek anlamına gelirdi
27 Davut'la adamları gidip iki yüz Filistli öldürdüler. Kralın damadı olabilmek için Davut, öldürülen Filistliler'in sünnet derilerini tam tamına getirip krala sundu. Saul da buna karşılık kızı Mikal'ı ona karı olarak verdi.
28 Saul, RAB'bin Davut'la birlikte olduğunu ve kızı Mikal'ın onu sevdiğini apaçık gördü. 29 Bu yüzden Davut'tan daha çok korktu ve yaşamı boyunca ona düşmanlık besledi.
30 Filistli komutanlar saldırdıkça Davut Saul'un öbür komutanlarından daha başarılı oluyordu. Bu yüzden büyük bir üne kavuştu.
Daha Davut gelmeden önce Saul söz vermişti, kim Golyat’ı yeniyor, ona kendi kızını vereceydi - şimdi mecbur kalıyor, sözünde dursun.
Kral Saul gittikçe çaresiz kalıyor: ne de denerse, hepsi boşuna - bir türlü Davut’u yok edemiyor.
Saul’un etrafındaki kişiler gittikçe daha fazla Davuta bağlanıyorlar: oğulu Yonatan - kızı Mikal - ordusu - bütün halk
Saul gittikçe Davut’a muhtaç kalıyor: onu cinlerin etkisinden kurtarmak için - onun savaşlarını sürdürmek için.
bütün bu zaman senelerce sürdü - Saul’un pozisyonu gittikçe zayıflardı, Davut gene gittikçe daha kuvvetli olurdu.