4. vaaz: Efesliler 3:10
“Gökteki kuvvetlere Allahın bilgisini ilan ediyoruz”
“Öyle ki, Allahın çok türlü bilgiliği şimdiki zamanlarda belli olsun. Onu göklerdeki ruh hükümetlere ve kuvvetli ruhlara bildirmek için, Allah kiliseyi kullandı.
-----------------------------
Pavlus ikinci bölümde Allahın gizli planı hakkında konuşmuştu. Bu plan neydi?
1) birinci stepen (2:12-14) : İsa’nın yaptığı (haçta ölmesi ve dirilmesi) sadece insanları tek tek kurtarmadı - onları bir yeni ‘beden’ içinde birleştirdi
Sadece İsa Mesih inancında ‘kutsal yerler’ yok, hram yok. Bütün dikkat insanların üzerindedir, onların birliği üzerindedir
Papaz kiliselerinde nasıl: insan gidiyor, haç çıkarıyor, mum yakıyor, kendi kendine bir şeyler söyleyip çıkıyor. Bereket almış. Allahın önünde yapayalnız
Camide nasıl? Belki kişi kalabalık içinde namaz kılıyor, ama bu kalabalık sade politikadır, Allahın önünde yapayalnızsın. Ha evde namaz kılmışsın, ha kalabalık içinde - değişen bir şey yok.
Ama İncildeki anlayış bambaşka: bir bedendeki parçalar ayrı ayrı işleyemezler, yaşayamazlar bile. Birbirlerine muhtaçtırlar.
2) ikinci stepen: bu bedenin içinde birlik var (3:8-9): Yahudiler ve milletler tek bir yoldan kurtuluyorlar. Ve Rab bütün bereketlerini o bedenin üstüne dökmek istiyor.
Bazı kişilere göre, kilise Allahın asıl planı değildi. Yok efendim, önce istedi Allahın krallığı kursun, ama olmadı - sonra kilise fikrini ortaya koymuş. Bu çok yanlış: Allah baştan beri kilise için uğraştı. Ona bütün zenginliklerini hazırlıyor.
1:18 “... bilesiniz, Allahın alacağı miras ne kadar şanlı, ne kadar kıymetlidir. Ve o miras kutsallardır.”
Rab kendine bir miras hazırlıyor * o biziz. Değersiz kişileri alığ, temizliyor. Onlara vergiler verip çalıştırıyor - böylelikle çok kıymetli bir şey meydana getiriyor.
Sanki Rab kendine bir çeyiz hazırlıyor: ve kişi bunu yaparken bol bol kullanıyor, kıta kıta değil. Bu bereketler kilisesine döküyor.
3) üçüncü stepen (bugünkü tekst): Allah bütün bu protsesi başka amaçla da kullanmak istiyor:
---------
Bütün İncilde gösteriyor, nasıl kilisenin işi ruhsal güçlere bağlanıyor:
1.Tim 3:16
- beden içinde ortaya çıktı ve Ruhla haklı çıkarıldı,
- meleklere göründü ve milletlere ilan edildi,
- bütün dünyada iman edildi ve şanlılık içinde yukarıya alındı.
1.Kor. 6:3
“Yoksa bilmez misiniz, biz melekleri bile davalayacaz.”
1. Tim 5:21
“Allahın ve Rab İsa Mesihin ve seçilmiş meleklerin önünde sana çok ciddi olarak şu vazifeyi veriyorum”
1.Kor 4:9
“Bütün dünyaya, hem insanlara hem de meleklere, seyirlik için olduk.”
İbr 2:5
“Biz gelecek dünyadan için konuşuyoruz, ve onu meleklerin ayaklarının altına koymadı.”
1. Petrus 1:10-12
“İşte, peygamberler bu kurtuluştan için dikkatla karıştırıp araştırdılar. Ve size gelecek olan merhametten için peygamberlik ettiler. 11 Onların içinde Mesihin Ruhu vardı. O Ruh, Mesihin çekilerini, hem de onun arkasından gelecek şanlılığını önceden bildirirdi. Peygamberler de araştırdılar, Ruh hangi kişiyi ve hangi zamanı gösterirdi. 12 Onlara açıklandı ki, kendi kendilerine hizmet etmediler, ama size hizmet ettiler. Öyle şeyler bildirdiler ki, aynısını size 'iyi haberi' getirenler de bildirdi. Onlar da, gökten gönderilmiş olan Kutsal Ruh ile konuştular. İşte, melekler bile özlüyorlar, bu meseleleri araştırsınlar.”
---------------
Bu vazifeyi nasıl yerine getirecez? Pavlusun sözlerine göre, Rab kiliseyi bu amaç için kullandı. Uğraşan odur: kilise bir şey yapmıyor. Onun içi ne yapacaz: kilise OLACAZ. Rabbin planını yerine getirdik mi, o bizi kullanacak, ruh kuvvetlerini yendiğini göstermek için
Kilisenin nesi Allahın bilgiliğini ilan ediyor?
1) Kilisenin kurulması ile:
Eski Antlaşma zamnında İsrailin krallığı nasıl kuruldu? Saul kral olarak seçildi, ve...
1Sam 9:2 Saul adında genç, yakışıklı bir oğlu vardı. İsrail halkı arasında ondan daha yakışıklısı yoktu. Boyu herkesten bir baş daha uzundu.
Isa 53:2-3 O RAB'bin önünde bir fidan gibi, Kurak yerdeki kök gibi büyüdü. Bakılacak biçimden, güzellikten yoksundu. Gönlümüzü çeken bir görünüşü de yoktu. İnsanlarca hor görüldü, Yapayalnız bırakıldı.
Kral Saul önce Amonluları ve sonra Filistileri yendi. Onları o zamana kadar kimse yenemedi. Saulun metodu (dünyanın metodu): düşmanını yok etmekle yeniyor.
Ama İsa Mesihin metodu başka - o insanları öldürmedi, ama ölümü yok etti.
Kilise de kurulmadı bir insanın planlaması ile. oturup düşünsüner: ne yapacaz, ama beklemekle ve Rabbin gücüyle:
Apo 1:8
“Ama Kutsal Ruh üzerinize geldi mi, kuvvet alacanız. O vakıt benim şahitlerim olacaksınız, hem Yeruşalim kasabasında, hem bütün Yahudiye ve Samiriye sancaklarında, hem de dünyanın en uzak köşelerinde”
2) Kilisenin yayılması ile:
Pentikost gününde ne oldu: bir mucize - en başta Allahın gücüyle yayılıyor
kısa zaman sonra (Apo 3) gene bir mucize: kişilerin sayısı gittikçe çoğalıyor
sonra: Stefanus’un ölümünden sonra: baskı ve zayıflık içinde yayılıyor
Apo 8:1
“O günde Yeruşalim'deki topluluğa karşı büyük bir eziyet başladı. Apostollardan başka, hepsi Yahudiye ve Samiriye sancaklarına dağıldılar.”
Allahın krallığı bugüne kadar öyle yayılıyor: hem mucize ile, hemde eziyet görmekle.
Bu sadece Allahın gücü ve bilgiliği ile oluyor - hiç bir insan öyle metod kullanmaz.
Muhammed ilk seneleri barışı seven bir insandı. Tek Allah var diye haber yaydı. Ama başarılı olamadı: 3 sene içinde 50 kişi bile kazanamadı.
O zaman Medine kasabasından ona teklif geldi: “Bize gel seni kmet yapacaz” O vakıt büyük bir değişiklik oldu: Muhammed politikayı kullanmayı başladı.
Daha sonra Medine kasabasında kılıç zoruyla iki Yahudi mahalle kovdu, üçüncüsüne öldürdü.
Senelerce savaş ve saldırmakla geçindi. Böylelikle bütün Arabistanı kazandı.
Onun ölümünden sonra birçok Arap cinsleri gene müslümanlıktan vazgeçtiler. Oun halifesi Ebu Bekir onları gene savaşla müslüman yaptı.
Büyük kontrast: Allahın gücü ve insanın gücü. Göklerdeki kuvvetler buna bakıp şaşıyorlar: “Bu nasıl mümkündür” diyorlar
3) Kilisenin idare edilmesi ile
Herhangi bir organizasyonun kurulması sadece işin yarısıdır - ama nasıl devam edecek? İnsanca bunun normal modeli: hirarhiya, yani piramit gibi güç dağılması:
piramidin başında tek bir kişi var - o kişinin altında bir avuç başka kişiler var, onların altında gene birer avuç başka kişi. Herkes biliyor, kimin görevi nedir, ve kime hesap verecek.
Bunu görüyoruz askerlikte, poliste, firmalarda ve katolik kilisesinde: bir papa, onun altında 120 kardinallar var, sonra 5200 episkop, onların altında yüzbinlerce papazlar ve diakonlar.
Ama Rab kendi halkı için bambaşka sıra koydu: her yerli kilise başkasından bağımsızdır, kendi kendine idare eeeediyor. Onun başında bile tek bir kişi yok, birkaç güdücü birlikte işliyorlar.
Kişilere görev veren birhangi insan değildir, ama Kutsal Ruhun kendisi imanlılara vergiler veriyor, kendileri başlıyorlar işlemeye.
Böyle sistem insanca zayıftır, ama Allahın gücü onda belli oluyor.
Bununla Allah göklerde Şeytanın güçlerine kendi gücünü gösterdi.
Daha birçok tema var, nerede Allahın kuvvetini görüyoruz: Kutsal Kİtap’ın korunması, imanlılar kirli bir dünyada nasıl kutsal oluyorlar,
- Bunu anladıktan sonra nasıl hayatımızı değiştirecek? - Sen daha büyük bir işin bir parçasısın.
- Hayata nasıl bakarsın sana bağlı: Bir obektte üç görüyorsun nasıl işliyorlar. Hepsine teker teker soruyorsun: “Abi ne iş yapıyorsun burada?”
Birincisi sinirli sinirli diyor: “A be görmüyon mu, beton karıştırıyorum”
İkincisi of çekip diyor: “A be ne yapayım, evde 6 tane gırtlık var. Te, ekmek davası...”
Üçüncüsü gülümseyip diyor: “Bak biz burada bir hastane yapıyoruz. Bu bina bitti mi, çok kişi gelecek, şifa bulacaklar”.
Üçü de aynı işi yapıyorlar, ama onların bakışı bambaşka - onun için aslında başka iş oluyor.
Sen birinci adam gibi sade günden güne mi yaşıyorsun. Sade şu anda ne varsa, ona mı reaksya gösteriyorsun?
Yoksa ikinci adam gibi, her şey sana yük oluyor, sade yükleri taşımak için mi uğraşıyorsun? Sana imanlı hayat bir yük mü gibidir. En çok sorduğun soru: ‘Lazım mı, ... yapayım’. Sabah kalkıp, “Ehhh... gene mi lazım toplantıya gideyim”
Ama olabilir üçüncü adam benzesin: o anladı ki, daha büyük bir işin parçasıdır. O işini yaptı mı, başkasına bereket getirecek
-------
1. Kor. 2:14
“O bizi her zaman Mesihin yengi alayında yürütürüyor.”
Bu savaştan sonradır. En büyük bitka zaten bitmiştir. General kralına yanına döndü. Ve layık olan askerlerle bir alay yapıyor.