İsa'nın dirilişinin kuvvetini anlamak
Filipililer 3:10-11
Fil 3:10-11
“İstiyorum, Onu tanıyayım ve Onun dirilişinin kuvvetini de anlayayım, ve Onun acılarına ortak olmak neymiş öğreneyim, Onun ölümünde ona benzer olayım. Ve böylelikle ölülerin dirilişine varayım.”
- Bilmek başka, tanimak başka: bugünlerde bilgi anında, sekundada hazır. Bugünkü gençler daha 20 yıl önceki durumu anlamıyorlar. Bir söz var kütüphane, yani biblioteka: bir konuda bilgi edinmek istediğin zaman, saatlerce, günlerce sabahtan akşama kadar kitaplara bakardık.
- Bugün nasıl ? Google'dan bir iki saniyede her türlü bilgi hazır.
- Diyelim: İstanbul'daki birinci Boğaz Köprüsü hakkında hemen öğrenebilirsin, 1970 başladılar onu yapmaya, ve 1973 tamamlandı. Güzel.. bu bilgi.
- Ama diyelim 80 yaşında bir dede ile tanışırsın, o köprünün yapımında çalışmış. Ve o sana anlatsın o köprüyü yapmak ne kadar zor oldu, hayatının 3 senesi ona gitti. ... işte o tanımak.
- Sen Allahın hakkında bazı şeyler biliyor musun, yoksa onun kendisini tanıyor musun? Sen orada mi idin? Sen onu yaşadın mı?
Yuh 17:3
Sonsuz yaşam da şudur: seni, hani tek sahi Allahı tanısınlar, ve senin göndermiş olduğun İsa Mesihi tanısınlar.
- tanımak - değil bilmek: vakıt geldi kendimizi bütün yanlış eski düşüncelerden arındıralım: sonsuz yaşamı nasıl düşünüyoruz, o sözü işitince nasıl bir film oynuyor kafamızda?
- bazıları sanıyor sonsuz yaşam sadece bu hayatın devamıdır. Sanki her sabah yeniden kalkacan, aynı işleri devam edecen ama o hiç bitmeyecek
- başkaları sanıyor, sonsuz yaşam bu hayatın daha iyi versyonudur. Sanki Windows 7'den Windows 10'a geçiyorsun. Sanki mütevazi Volkswagen'den Mercedes A klasına geçiyorsun. Sanki sonsuz yaşam kocaman bir dinlenme yeridir, nerede herkesin arzuları gerçekleşiyor. 5 yıldızlı hotel gibi.
- ama İsa'nın sözlerine kulak verdin mi: sonsuz yaşam neymiş: Baba Allahı tanımaktır. Onun gibi düşünmeyi öğrenmektir, dünyayı, insanları onun gözleriyle bakmaktır, onun karakterini, onun özünü, onun kişiliğini anlamak ve derinden hissetmek demektir.
- Evet... budur. Başka bir şey yok. Sonsuz yaşam, sanki Rab gittikçe daha fazla seni kendi yüreğinin içine çekiyor. Sonsuzlukta onu yapacaz: Allahın kalbinin içine doğru, bitmeyen bir yolculuk.
- Ve bu protses, bu gelişme daha şimdiden başlıyor, başlamalıdır. Bekleme ölümden sonra Rabbi tanımaya başlayasın... korkuyorum senin için: o zaman geç olabilir.
- Ama önemli bir soru: Ruh olan, senden uzak olan bir Allahı nasıl tanıyabilirsin? İşte onun için o bize Mesih İsa'yı gönderdi. Ona bakarak antraman yapmaya başlayabiliriz. Adım adım onun hayatını kopya ettik mi, onun Babası, Rab Allahı tanımaya başlayacağız.
Rom 1:4
O, bedene göre Davud'un soyundan doğdu. Ama kutsallık ruhuna göre kuvvetle ve ölülerden dirilmekle Allahın Oğlu olarak ilan edildi.
Mesihin dirilişi Allahın kuvvetini gösteriyor
- İsa'nın haçtaki ölümü - mezardan dirilmesi, ve göğe alınması - bu üçü bir bütündür, bir tek olay gibi kabul edilmeli, üç olay birbirine anlam veriyor:
- İsa sadece haçta ölmüş ama dirilmemiş olsaydı, belki günahlarımız af olunurdu,... ama bizim haberimiz olmazdı, iman da edemezdik.
- İsa mezardan dirilmiş ama önceden haçta değil, diyelim eceliyile, 70 yaşından yatakta ölmüş olsaydı... bu belki büyük mucize olurdu, ama bizim için anlamı olmazdı... günah problemi gene dururdu.
- ya diyelim: İsa haçta öldü ve dirildi... ama göğe alınmadı: o zaman iş gene de yarıda kaldı. Onun göğe yükselişi, bir tahta çıkmak olayı idi... o zaman dünyanın kralı oldu, herkesin üstüne yetki sahibi olduğunu ilan etti:
Efes 1:19-22
ve bilesiniz, bizim için, hani iman edenler için,istiyoru Allahın kudreti nasıl da her şeyden büyüktür. Bu kudret Onun kuvvetli işlerinde belli oluyor.
20 Ve o kuvvet Mesihte belli oldu, ne zaman Onu ölülerden diriltirdi ve ne zaman Onu göklerde kendi sağında oturturdu.
21 Mesih, her türlü ruh hükümeti, her türlü ruh gücü, her türlü ruh kuvveti ve her türlü ruh güdücülüğü ve başka her ne ad olursa olsun, hepsinden yukarıdır. Hem de, değil sade bu zamanda, ama gelecek zamanlarda da.
22 Ve Allah her şeyi Onun ayağının altına koydu. Ve herkesin başı olsun diye, Onu kiliseye verdi.
- bu diriliş kuvvetini bir düşünün:
Apo 2:24
Ama Allah Onu tekrar diriltirdi. Onun ölüm acılarına son verdi. Ölümün fırsatı yoktu, İsa'yı daha fazla kendi kuvvetinde tutsun.
- Ve şimdi Pavlus diyor: o diriliş kuvvetini anlamak istiyorum. Bunu okuyunca aklmıza ne geliyor? Kuvvetli işler yapmak... öyle değil mi? Mucize yapmak... o zaman İsanın diriliş kuvvetini anlayacaz.
Ve bir parça öyle:
Apo 3:6,16
Ama Petrus ona dedi: "Bende yok gümüş ve altın. Ama bende ne varsa, onu sana veriyorum: Nasıralı İsa Mesih adında - yürü!"
15 Allah Onu ölülerden diriltirdi. Biz bu hakikata şahidiz. 16 Bu adamı görüyorsunuz ve tanıyorsunuz. Onu sağlamlaştıran, İsa'nın adıdır, Onun adına iman etmektir. Evet, İsa'dan gelen bir iman onu hepinizin önünde sapasağlam yaptı.
- Evet, İsa'nın diriliş kuvveti apostollara ve ilk imanlılara kuvvet verdi mucize yapsınlar.
- Ama burada öyle değil, Pavlus dikkatimizi bambaşka tarafa çekiyor. İsanın diriliş kuvvetini hayatında görmek istersen ne yapacaksın? ...
“Onun acılarına ortak olmak neymiş öğreneyim”
- NE? Acılar mı ? Diyecen “O da nereden çıktı?” Ne bağlant var acı çekmek ile diriliş arasında? Ya da acı çekmekle nasıl İsa'nın diriliş kuvvetini daha iyi anlarsın?
- Bu ters değil mi? Bu saçmalık değil mi? Acılar zayıflık göstermiyor mu?
- o zaman bakalım Pavlus ne demek isityor: önce onun acılarını anlarsın, ve onu anladıktan sonra, İsa'nın dirilişinin kuvvetini anlayacaksın.
- Ölmeden dirilmek var mı? Hangisi önce, hangisi sonra? İsa önce öldü mü, yoksa en birinci dirildi mi?
- Demek, değil sadece İsa'nın yaptığını kabul edelim, ama İsa'nın yolu bizim de yolumuz olacak - iman odur.
- Kendi hayatımızda İsa'nın yaşamını tekrarlıyoruz, onu yeniden canlandırıyoruz. Demek en birinci sen de İsa ile beraber öleceksin ki, İsa ile birlikte dirilesin.
- 17 yüzyılda Angelus Silesius Doğuş Bayramı için şunu yazdı:
“İsa binlerce defa Beytlehem'de doğmuş olsa da,
eğer senin yüreğinde doğmazsa, sana ne fayda:
sen sonsuzlara kadar kayıp olacaksın!”
- ben de diyorum: “Mesih daha 1000 kere mezardan çıksın, ama sen onunla birlikte yeni hayata dirilmezsen, sana ne fayda, sen kurtulmayacan!”
- daha 100 tane paskalya kutlayalım, her sene “İsus vızkrese” diye bağıralım... eğer senin hayatımda değişiklik olmazsa, sen kurtulmayacan
- Bir anlamda İsa'nın dirilişi herkesi etkiledi: imanlı imansız, neye iman edersen, ya da hiç bir şeye iman etme... İsa'nın dirilişi sebep oldu, herkesin bedeni mezardan dirilsin.
1.Kor 15:22
Nasıl Adem'de herkes ölürse... Mesihte herkes dirilecek.
- Ama sadece o bize fayda değil, evet, herkesin bedeni sonsunluğu görecek, sonsuzlarca var olacak. Ama o sonsuzluğu nerede geçireceksin: Allahın yanında mı, yoksa ondan uzak mı? Aydınlıkta mı, yoksa karanlıkta mı? Yeni Yeruşalim'de mi, yoksa ate gölün içinde mi?
- Bizim problemimiz zaman değil. Bu beden sonsuzlukta aynı biçimde şimdiki işlerini devamm etsin? O bana mutluluk getirmeyecek.
- bizim problemimiz koliçestvo (miktar) değil, ama kaçestvo (nitelik). Bu hayatın fazlası değil, ama başka bir çeşit hayat. Allahtan uzak yaşamak değil, ama onu bir baba gibi tanımak. Ve işte, İsa onu sana vermek istiyor.
- Ve Pavlus okuduğumuz ayette bir sıra koyuyor: ÖNCE İsa'nın acılarını tanıyacaksın... onunla birlikte acı çekeceksin.... ancak ondan SONRA onun dirilişinin kuvvetini anlayabileceksin.
- bakın, Pavlus burada nasıl bir bağlantı kuruyor: İsa cuma günü haçta öldü ve Pazar günü mezardan dirildi... önce Cuma, sonra Pazar... önce mezar, sonra sonsuz yaşam. Bu sıra imanlının hayatında da geçerli.
- Peki, İsa nasıl acı çekti? Ya da, ona benzer olarak biz nasıl acı çekiyoruz onun gibi? Sanıyorum burada mesele olmuyor, biz de İsa'ya iman ettiğimiz için bedenimizi öldürsünler.
- Bu oluyor, ona ŞEHİT olmak diyoruz. Ve bugünlerde Şeytan kuduruyor: gittikçe daha fazla Mesih imanlıları mahsum kuzular gibi öldürüyor. Özellikle müslüman devletlerde: İslamska dırjava, Suriye'de masovo Mesihçileri öldürüyor.
- Ama bunların sayısı hep az kalacak. İsa ile beraber acı çekmenin başka yolları da var:
- ve onun gibi imanlı da yüreğinde hep hafif bir acı hissediyor, gökteki Babamızın yanına gitsin.
- sanki evlatların uzak bir memlekette yaşıyor ve onları özlüyorsun, ama yanlarına bir türlü gidemiyorsun
- bu ayrılık sana acı veriyor. Ve her gerçek imanlının yüreğinde var bu duygu. Ne kadar kurtulduğumuza sevinsek de, gökteki Babamızı özlüyoruz. Pavlus diyor 'bu bedende ah çekiyoruz.
- bu duygu var mı yüreğinde? Onu hissediyor musun? Yoksa burada, yeryüzünde “Rahatım” diyorsun? Burası iyi benim için? Aklın fikrin, bütün emotsyaların bu yeryüzünde mi?
- Pavlus diyor: eğer öyle ise, sen Mesihin dirilişinin kuvvetini de anlamayacan.
- diriliş kuvveti İsa'yı sanki mezardan yukarı çekti, bu yeryüzünden uzaklaştırdı. Ve o aynı güç seni de yukarıya çekmek istiyor.
- Ama dünya sevgisi seni aşağı çekiyor. “Hayır gitme” diye bağırıyor, “Burası iyidir. Bak anan baban ailen bütün cinsin hepsi buradalar... sen niye uzaklaşmak istiyorsun?”
Kol 3:1-2
Madem Mesihle beraber dirildiniz, yukarıdaki şeylerin peşine düşün. Mesih oradadır, Allahın sağındadır. 2 Değil yeryüzündeki şeyleri, ama gökteki şeyleri düşünün.
- vakit geldi bu ayeti ciddi alasın: zaman kalmadı bu dünyanın oyuncaklarıyla uğraşasın. Eminim, ne kadar zayıf bir imanlı olsan bile, senin yüreğinde de bir parça o özlem bulunuyor.
- kabul et: sen yeryüzünde yabancısın. İmansız akrabaların seni anlamıyor, komşuların sana bakıp kafa sallıyorlar, o adam bambaşka diyorlar
- sen de o gerçeği kabul et ... Mesihin dirilişi düşüncelerini yukarıya çeksin.
- o tertemiz olarak gökten gelip insanların arasında yaşadı ve günahın zararını, günahın çirkinliğini çok fazla hissetti. O konuda çok hassas idi.
- Biz gene günahlı bir ortamda doğduk, büyüdük ve hep yaşıyoruz. Bizim duygularımız sanki kör oldu.
- Nasıl sigara içen bir kişinin burnu iyi gibi koku alamıyor, onun dilinde damağına tat almak duygusu azalıyor - biz de günaha karşı hassasiyetimizi kaybettik.
- Ama İsa'ya gelince duygularımız günaha karşı yeniden canlanıyor. Artık değil sadece günahın cezasından korkalım (imansızlar da bir parça korkuyorlar), ama günahın kendisinden iğreniyoruz, tiksiniyoruz.
- Kişilerin günahlarını görmek, İsaya acı verdi. Ve her gerçek imanlı günahı görünce, gerek kendi hayatında, gerek başka insanlarda, bir parça acı çekiyor; ona fena geliyor
- Bu duygu var mı sende? Bunu hissediyor musun? Yoksa “Hatasız kul olmaz” ya da “Aldanmayan bir Allah” deyip, omuzunu kaldırıyorsun ve günahı öylesine kabul ediyorsun.
- Eğer bunu hissedersen, ancak öyle Paskalyanın kuvvetini, İsanın dirilişinin kuvvetini anlayabilirsin
Rom 6:9-12
Biliyoruz ki, Mesih ölülerden dirilmiş olarak asla ölmeyecek. Ölüm artık Onun üzerinde efendi olmayacak.10 Çünkü Onun öldüğü ölüm sade bir kere günaha karşı oldu. Ama yaşadığı yaşamı, artık Allahla yaşıyor.
11 Siz de aynı onun gibi, kendinizi günaha karşı ölü sayacaksınız, ama Mesih İsa ile kendinizi Allaha karşı diri sayacaksınız.12 Onun için günah ölümlü bedenlerinizi aydamasın da, onun isteklerine boyun eğeseniz.
- Fark ettiniz mi, nasıl Pavlus burada bir bağlantı kuruyor: İsa ve ölüm bir tarafta ... imanlı ve günah öbür tarafta. İsa ve mezarın arası nasıl ise, senin de günahla aran öyle.
- İsa ölümü yendi... Haleluya.... eee? O zaman? O zaman sen de günahı yen! Mezar onu tutamadı ... Hamdolsun !! Peki senin için bu ne demektir? Günah da seni tutamayacak.
- Ama nasıl?
Rom 6:13
Bedeninizin parçalarını da günaha vermeyin, haksızlığa instrument olsunlar. Hayır, ölülerden yaşama geçmiş olanlar gibi, kendinizi Allaha verin. Bedeninizin parçalarını da Allaha verin, doğruluğa instrument olsunlar.
- en önemli söz: instrument, ya da alet: sen ayaklarını, ellerini ve dilini başka bir güce teslim ediyorsun, o güç onları instrument gibi kullansın.
- İşte, ancak o zaman anlayacaksın diriliş nedir
Kol 1:24
Sizin hatırınıza seve seve çeki çekiyorum. Mesihin çekilerinden geri kalanı tamamlıyorum. Onu kendi bedenimle ve Onun bedeninin hatırına (demek kilisenin hatırına), tamamlıyorum.
- Mesihle birlikte acı çekmek, bir parça da demek oluyor ki, kardeşinin acılarını paylaşıyorsun.
- İsa senin karşına dikilmeyecek, nasıl apostol Yuhanna onu gördüyse, ama İsa sana geliyor kardeşinin biçiminde. Ona nasıl davranırsan, İsaya davranmış oluyorsun
- Bakın, onun için beraberlik, toplantı o kadar önemli. Yalnız kalan bir imanlı, toplantıya gitmeyen, ya da az giden, beraberliği ciddi almayan bir imanlı kardeşinin çektiği acılarını ciddi almıyor.
- Sanki diyor: “Bana ne? Git kendi işine bak!” ve böyle düşünmekle kardeşini değil, İsayı kendi acılarında brakıyor.
- Bizim mahallemiz doludur öyle kişilerle, diyorlar ki: “Aa, ben de imanlıyım, prosto toplantıya gitmiyorum, evde duacaazımı yapıyorum.” Bu tür kişiler Mesihin dirilişinin kuvvetini anlayamaz.
- Evet, İsa'nın dirilişi sen düşüncelerini ve duygularını değiştirecek
Evet, Mesihin diriliş kuvvetini anlamak istiyor musun?
O zaman Paskalya senede bir kere kutlanan bir bayram kalmasın, her gün onun kuvvetini tadabilirsin. Onun yolunu tuttun mu, onun kaderi senin de kaderin olacak !