Hakimler 3:1-7
Kenan'daki savaşların hiçbirine katılmamış olan İsrailliler'i denemek için ve hiç savaş görmemiş yeni kuşaklara savaş eğitimi vermek için RAB'bin dokunmadığı halklar şunlardır:
3 Beş Filist Beyliği, bütün Kenanlılar, Saydalılar ve Hivliler.
4 RAB bu halkları ülkelerinde bıraktı, İsrailliler'i denemek için. İstedi görsün, acaba Musa’nın eliyle onların dedelerine verdiği buyrukları yerine getirecekler mi.
5 Böylece İsrailliler Kenan, Hitit, Amor, Periz, Hiv ve Yevus halkları arasında yaşadılar. 6 Onlardan kız aldılar, kızlarını onların oğullarına verdiler ve onların ilahlarına taptılar.
7 RAB'bin gözünde kötü olanı yapan İsrailliler Tanrıları RAB'bi unutup Baallar'a ve Aşera putlarına taptılar.
-----------------------------------
Hakimler 3:1
Kenan'daki savaşların hiçbirine katılmamış olan İsrailliler'i denemek ve hiç savaş deneyimi olmayan yeni kuşaklara savaş eğitimi vermek için RAB'bin dokunmadığı uluslar şunlardır:
İsrail halkını denemek
Savaşa yetiştirmek
Yakup 1:13
“Olamaz Allah kötülük için denensin, ve kendisi de hiç kimseyi öyle denemiyor. O zaman, kişi denendi mi, hiç kimse demesin 'Allah tarafından deneniyorum'.”
iki tür denemek var: iyilik için ve kötülük için
(1) Kötülük için denemek:
kişinin amacı kötü ve başkalarını da o yolu sokmaya çalışıyor
Hırsız öyle çalmaya deniyor; Şeytan insanı öyle deniyor
(2) iyilik için denemek:
Bir malı yapan kişi o malın nasıl olduğunu denemek istiyor – mesela: peralna: her peralna zavoddan çıkmadan önce deneniyor, acaba her tarafı işliyor mu. En sonunda ona sertifikat veriliyor
1.Petrus 1:6-7
“Olabilir, dakkada kısa bir vakıt için türlü çeşit denemelerde lazım üzülesiniz. Ama gene de seviniyorsunuz. 7 Bununla imanınız belli ediliyor. Çürüyen altın bile ateşten geçmekle deneniyor. Ama sizin imanınız ondan daha kıymetlidir. Denemeleriniz sebep olsun, İsa Mesih görüneceği vakıt övgü, şanlılık ve saygı kazanasınız.”
Eger Rab halkını denemese, ne olacak?
Kendi halini anlamayacaklar, muhtaç olduklarını anlamayacaklar
O zaman kişiler Rabbi ciddi almayacaklar, şımarık olacaklar
En sonunda Ondan düşüp vazgeçecekler
Mezmur 18:33-34
“O benim ayaklarımı geyiklerin ayakları gibi şevik yaptı, ve de beni tepeler üzerinde ayakta tuttu. Ellerime savaşmayı öğretti, ve de kollarıma bakırdan bir yayı bükmeyi.”
a) İnsan eski günleri çok çabuk unutuyor
Musa’nın kuşağı savaş ve zorluk gördüler (Mısır’dan çıkmak, Amalek halkına karşı savaşmak)
Yeşu’nun kuşağı da çok savaş gördüler – belki yoktu bir hane nerede en azında bir erkek ölmesin o savaşlarda
ama Yeşu’dan sonraki kuşaklar o eski günleri anmazdılar – sanırdılar, İsrail halkı hep öyle rahat yaşardı
“Açlık çekmeyem, açlık nedir bilmiyor”
b) Zaten Rab İsrail halkı için senede bir gün ayırmıştı, ne zaman eski günleri ansınlar: Fısıh Bayramı
bugüne kadar: her sene Paskalya zamanlarında Fısıh Bayramı kutlanılıyor – her hanede bir sofra yapılıyor – en küçük erkek en büyüğüne soruyor: “Bu günün anlamı nedir? Bu günü, senenin öbür günlerinden fakrlı kılan nedir?” – ve en yaşlı erkek ondan sonra Mısır’daki köleliği ve Rabbin kurtuluşunu anlatıyor.
(1) imanımızın kaçestvosunu gösteriyoruz
imanlıların arasında imanlı olmak çok kolaydır – ama Rab istiyor, aynı imanı imansızların arasında da gösterelim
(2) bizden sonraki kuşaklar da günahlı bir yerde yaşamak nedir diye bilsinler – yoksa çok kolay şımaracaklar
Rab İbrahim’e ve Musa’ya söz verdi, İsrail halkının önünden yedi tane halk kovacak diye
Ama sonra onun sözüne iman etmediler üğraşmadılar
En sonunda o topraklarda sadece Allahın halkı yaşayacağına, Allah halkının arasında düşmanlar da yaşadı
Burada yedi tane halk sıralanıyor: Filistliler - Kenanlılar - Hititler - Amorlular - Perizliler - Hivliler - Yevuslular
Bunlar bayağıdan yaşamış olan halklardır, ama bugünlerde çoktan başka halklarla karışıp yok oldular
Hakimler 3:6
Onlardan kız aldılar, kızlarını onların oğullarına verdiler ve onların tanrılarına taptılar. 7 RAB'bin gözünde kötü olanı yapan İsrailliler Tanrıları RAB'bi unutup Baallar'a ve Aşera putlarına taptılar.
Rab aslında yabancılardan kız almayı yasak etmedi: sadece o yedi halktan kız alıp vermek yasaktı
Mesela, Mısırlılardan, İranlılardan, Greklerden kız alabilirdiler
Neden: o yedi halk İsrail halkıyla birlikte aynı toprakları paylaşırdılar, her zaman yakın kontaktları vardı
Mısırdan gelin alırsan, onun anası babası uzak, sana karışmayacak – ama Filistlilerden olan dünürlerle her zaman konflikt olacaktı (mesela: Şimson – iki defa Filistlilerden karı aldı – iki defa onu aldattılar)
Yakın olan dünürlere her zaman boyun eğmek var: sanki öyle bir kanun var ki, imanlı tarafı çoğu zaman daha zayıf – erkek olsun, kız olsun, imansız taraf her zaman imanlı tarafını dartıyor
evlenmek temasında kişinin ten rengine ve hangi halktan olduğuna bakmıyoruz. Tek bir mesele var: “O kişi imanlı mı?”
1.Kor. 7:39
“Bir kadın, kocası yaşadıkça, kanuna göre ona bağlıdır. Ama kocası ölünce tekrar evlenmeye serbesttir. Ama mutlaka Rab'de evlensin.”
Ama ne yazık ki, bizim imanlıların arasında bile bu düşünce çok zayıf – bizim için daha önemli sorular:
“Aman, uzak yere düşmesin”
“İyi yere gitsin” – bunun tercümesi: “Fukaraya gitmesin”
“Kalabalık kızanları olmasın”
“Kaynanası yavaş olsun”
Sen kızını, çocuğunu hazırlıyor musun, imanlı ile evlensin?
O konuda dua ediyor musun? Evladınla da o temada dua ediyor musun?
Sen kendin bu konuda kesin karara vardın mı?
Yarın öbür gün imansız, ama zengin bir adam senin kızını isterse ne diyecen?
Senin çocuğun imansız kızla evlemeye kalksa, sen nasıl davranacan? Ona düğün yapacan mı?
Senin çocuğun ya da kızın uzakta imanlı bir eş bulursa, ona sevinecen mi, yoksa engel mi olacan?
Kenan halklarının gök tanrısı – onu heykelleri bulundu: elinde şimşek, onu yeryüzüne atıyor - onun beygir arabası varmış, gökte onu aydadığı zaman gök gürlermiş
ona kurbanlar kesilirdi (mesela: İlyas’ın zamanında)
onun tapınışında çok aşırı hareketler vardı (kendini bıçakla yaralamak, kimi kere insan kurbanları)
dişi tanrı, toprağı ve dünyayı sembolizira ederdi – bereketlilik tanrıçası
onu memnun ettiler mi, bol rekolta olacaktı
onun tapınışı yüksek tepelerde olurdu, ağaçlar altında ‘kupon’ biçiminde toplantılar yapılırdı: içkicilik, danslar, herkesle yatılık, çılgınlık
hem gerçek tanrıya, hem de sahte putlara aynı anda tapmak
demediler: “Rab Yahve gerçek tanrı değildir”; ama: “Onun gücü sonsuz değil” - “Burası Baal ve Aşera’nın yeri. Burada onların gücü daha hızlı”
biz de sanki korkudan Rabbe güvenmiyoruz, bizi başkalarının ortasında yabancı olarak korusun.
sanki artık kırda değil, ama yüreğimizde o putlar var – onları kıralım.
2.Tarihler 34:3-7
Yoşiya krallığının sekizinci yılında, daha gençken, atası Davut'un Tanrısı'na yönelmeye başladı. Krallığının on ikinci yılında da Yahuda ve Yeruşalim'i puta tapılan yerlerden, Aşera putlarından, oyma ve dökme putlardan arındırmaya başladı.
4 Yoşiya'nın gözetiminde Baallar'ın sunaklarını yıktırıp üzerlerindeki buhur sunaklarını parçalattı. Aşera putlarını, oyma ve dökme putları da parçalayıp ezdikten sonra tozlarını onlara kurban sunanların mezarlarına serpti. 5 Kâhinlerin kemiklerini kendi sunaklarının üstünde yaktı. Böylece Yahuda ve Yeruşalim'i arındırdı.
6 Naftali'ye dek Manaşşe, Efrayim ve Şimon oymaklarının kentleriyle çevredeki yıkıntılarda bulunan 7 sunakları, Aşera putlarını yıktı; toz haline gelinceye dek putları ezdi. İsrail ülkesinin her yanındaki buhur sunaklarını paramparça etti. Sonra Yeruşalim'e döndü.
Yüreğimizde sade Rabbe yer verelim