(1) Halkın durumu iyidir – Rabbe tapıyorlar
(2) Şımarık olup Rabbi unutuyorlar başka tanrılara tapıyorlar
(3) Rab ceza olarak izin veriyor, yabancı halklar onlara ağır baskı yapsınlar
(4) Kötü durumda iken, halk tövbe edip yeniden Rabbe yalvarmaya başlıyor
(5) Rab onlar için bir kurtarıcı kaldırıyor – o da halkı yabancıların elinden kurtarıyor
aslında Hakimler sözü iyi değil, “kurtarıcılar” sözü daha yerinde olacaktı
artık 120 sene geçti, üç defa aynı olayı yaşadılar ve gene de akıllanmadılar
belki biz onalara maana buluyoruz – ama gerçekten daha mı iyiyiz? Bizim imanlı hayatımızın akışı nasıl, neye benziyor:
- değermenin tekerleği mi (Gabrovo, Etırdeki müzey) yoksa
- balkana binmek mi?
Ama Hakimler kitabının güzel bir haberi var: insanların bütün zayıflığı içinde Alah gene de planını yerine getiriyor
Bugünkü meselede dört kişi görüyoruz: iki kadın – iki erkek, adlarını öğrenelim: kadınlar: Debora ve Yael; erkekler: Barak ve Sisera
O kadınlar daha çok iş bitiriyor
Debora: İsrailin güdücüsü
Barak: İsrail ordusunun generalı
Sisera: düşman ordusunun generalı
Yael: önemsiz bir kadın
onun için onu bütün olarak okumayacaz, sade parça parça
Bölüm 4 olayı anlatıyor, bölüm 5 de onu bir ilahi olarak kutluyor ve tekrarlıyor
Tıpkı nasıl Kızıldenizden geçtiler ve arkasından Miryam’ın ilahisi geçiyor
Bölüm 4 bize anlatıyor: NE OLDU? – bu, dünya tarihidir
Bölüm 5 bize anlatıyor: NASIL ve NEDEN OLDU? – bu, ruhsal tarihtir. 5. bölümden daha önemli dersler alıyoruz
Burada bizim için büyük ders var: Barak general olarak dövüştü ama aslında ona kuvvet veren ve asıl ruhsal işi bitiren Debora’dır
Hakimler 4:1-3
1 Ehut'un ölümünden sonra İsrailliler yine RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar. 2 RAB de İsrailliler'i Hasor'da egemenlik süren Kenanlı kral Yavin'in eline teslim etti. Yavin'in Sisera adında bir ordu komutanı vardı; Haroşet-Goyim'de yaşardı. 3 Dokuz yüz demir savaş arabasına sahip olan Yavin, yirmi yıldır İsrailliler'i acımasızca eziyordu. Bu yüzden İsrailliler RAB'be yakardılar.
Bu sefer gene kuzey (sever) tarafından baskı geliyor. - o bölge Celile ve Samiriye ortasındadır yani İsa’nın büyüdüğü yerlere yakın – orada Tabor tepesi ve de Kişon adında kuru bir dere var
Kenan kralı Yavin İsraillilerin gücünü kırmak istedi ve onun için korkunç bir ordu topladı: 900 demir savaş arabası – o zamanın en korkunç silahı: bir demir arabası rahat rahat 100, 200 asker yok edebilirdi
Barak’a haber gönderiyor, orduyu toplasın ve saldırıya geçsin:
Hakimler 4:6
Debora bir gün adam gönderip Avinoam oğlu Barak'ı çağırtırdı. Ona dedi: "İsrail'in Tanrısı RAB şöyle buyuruyor: yanına Naftali ve Zevulun oğulları'ndan on bin kişi al, Tavor Dağı'na git" 7 "RAB, 'Kral Yavin'in ordu komutanı Sisera'yı, savaş arabalarını ve ordusunu Kişon Vadisi'ne, senin yanına çekip eline teslim edeceğim diyor."
o zamanlarda İsrailin kalıcı ordusu yoktu: muharebe ilan edildi mi, her hane birkaç erkek asker olarak gönderirdi – onlar çiftçi idi, asker değil, Sisera’nın ordusunun yanında gülünç dururdular
Barak razıdır ama bir şartla: Debora da lazım onunla birlikte savaş yerine gelsin.
Gerçekten korkunç bir işe atıldı: sanki senin elinde sade bıçak var, 900 tanka karşı çıkıyorsun – insanca hesaplarsan, hiçbir şansın yok, o savaşı kazanasın
Barak imanla hareket ediyor, ama imanı biraz zayıftır: Debora’nın yakınlığından sanki kuvvet alacak
Biraz daha putperest düşüncesi vardı: sanki Allahın sözü tek başına yeterli değil, biraz da gözle görülen bir şey lazım
Musa’nın bakır yılanına yüzlerce sene bir put gibi taptılar
Sonra: Ahit sandığını savaşlara aldılar ve Filistinler onları yendi
Onun için dua ederken mumlar yakılıyor, ikonalara bakılıyor, tespihler tutuluyor
Bu tür inanç imansızlara çok değişik geliyor, anlayamıyorlar: ilk imanlılara ‘ateist’ derdiler, çünkü toplantı yerlerinde hiç bir şey yoktu
Tek önemli olan Allahın sözüdür: sen kimseye bakmadan ona güvenebilir misin? – Sen de mi Barak gibi, hep yanına bir kişi alacan? Birhangi ruhsal işi yapmak için hep başkalarına mı bakarsın, yoksa sadece Allahın sözüne bakarak, tek başına işe başlayabilir misin?
Debora razı geliyor, Barak’la savaşa çıksın, ama ona küçük bir ceza veriyor: Barak’ın ordusu yenecek, ama o yenginin şerefi onun olmayacak, bir kadın bu savaşın kahramanı olarak anılacak.
Önce bütün orduyu Tavor tepesine topladı – iyi bir seçim: savaş arabaları yüksek yerlere ulaşamıyorlar
Ama sonra: tepeden aşağı inip saldırmaya geçti: bu korkunçtu, logika yoktu, sanki, direktno ölüme gidiyor (nasıl Polşa’da birinci dünya savaşında Alman tanklara karşı beygir ve kılıçlarla karşı gittiler
ama bu iman adımı atıldıktan sonra, Rab da harekete geçiyor – çok büyük yağmur ve sel gönderdi – savaş arabaları çamura saplandı, Kenanlılar panikaya düştüler, hepsi kaçmaya başladılar
kaç defa aynı sıraya görüyoruz: Allah söz verip buyuruyor – imanlı birinci adımı atıyor – sonra Rab da karşılık veriyor
İbrahim: ÖNCE yola çık – SONRA bereket, büyük ad, büyük miras
Mısır’da: ÖNCE Fısıh Bayramı tut, yola çık – SONRA seni Firavunun ordusundan kurtaracam
Yeşu zamanında: ÖNCE Yordan ırmağının suyuna gir – SONRA o suları durduracam
Bugün: ÖNCE “Bütün dünyaya gidin” – SONRA “Ben her zaman sizinle birlikte olacam”
Barak sadece zorluklara ve korkunçluklara baksaydı hiç bir şey olmayacaydı – imanla hareket etmek lazım
Şeytan bizim gözlerimizi gör etti: düşmanı görmüyoruz, korkunçluğu görmüyoruz, ruhsal savaş için iştahımız kalmadı
dünya bizim kollarımızı bağladı: en küçük kılıcı bile kaldırmak bize çok zor geliyor
insan tabiyetimz bizi uyuturuyor: imanla hareket etmeyelim, insanca düşünelim
Kenanlılar yenildikten sonra hepsi panika içinde dağıldılar – İsrailliler de onların peşine düştüler
General Sisera yalnız ve yayan kaçıyor; Heber adında bir adımın çadırına geliyor.
Heber, Musa’nın kaynatası olan Yitro’nun cinsindendi, ama aynı zaman Kenanlılarla bağlantısı vardı. – Gezici bir hayat yaşardı, eskiden çingeneler gibi. – Demirci idi, Kenanlılara silah satardı
Ama Heber kendisi evde yok, kadını yalnız kaldı. Sisera onun yanına kaçıyor, istiyor, Yael onu saklasın. Çok yorgun olduğu için hemen derin uykuya dalıyor.
Sisera uyurken, Yael bir tahta kazık, bir de tokmak alıyor – Sisera’nın şakağından, kafasının yan tarafından vurup onu yere çakıyor – Sisera hemen canını veriyor
Barak geldiği zaman, Yael ona Sisera’nın ölüsünü gösteriyor
Yael, aslında korkunç bir şey yaptı: sana misafir gelen kişiyi korumak zorundasın, ve Sisera’yı aldattırdı (su yerine süt verdi). Ama iki önemli ders var:
(1) Yael’in cinsi Heber, iki iskemlenin ortasında kaldı: hem Kenanlılarla, hem de İsraililerle anlaşırdılar – Yael lazımdı o anda karar versin, hangi tarafını tutsun – eger Sisera’yı saklasaydı, İsraililere düşman olacaydı – doğru olanı yaptı: kocası Kenanlılara silah satarken, o İsrailin tarafını tuttu
Aynı onun gibi, bugünlerde ortada kalmış olan çok kişi var: hem dünyada, hem de Rabde yaşamak istiyorlar – ama gün geliyor, karar vermeye mecbur kalacan – o zaman hangi tarafı tutacan?
(2) Debora daha savaştan önce söyledi ki, böyle olacak:
Hakimler 4:9
Debora dedi: "Seninle gelmesine gelirim, ama böyle bir yol tuttuğun için onurlandırılmayacaksın. Çünkü RAB Sisera'yı bir kadının eline teslim etmiş olacak."
Bir asker için çok önemli idi nasıl ölsün, sanki ölümün biçimi onun bütün hayatının peçatı olacak
Gladiator filminde: Komodus emperator olduktan hemen sonra, general Maksimus’a ölüm cezasını veriyor, kendi bodigardlardan birkaç tanesi gönderip onu öldürmeye kalkıyor: Maksimus da diyor ki: “Bana bali bir asker ölümünü ver!”
Gene Hakimler kitabında bir diktatorun ölümünü okuyoruz: Avimelek
Hakimler 9:53-54
Bir kadın değirmenin üst taşını Avimelek'in üzerine atıp başını yardı. 54 Avimelek hemen silahlarını taşıyan uşağını çağırdı ve, "Kılıcını çek, beni öldür" dedi, "Hiç kimse, 'Avimelek'i bir kadın öldürdü demesin." Uşak kılıcını Avimelek'e saplayıp onu öldürdü.
Bu olay anlatıldı, Debora’nın gerçekten peygamber olduğunu göstersin diye
(a. 1-3) Giriş: Rabbe övgü
1 Debora ile Barak o gün şu türkü söylediler:
2 "İsrail'in güdücüleri başı çekince,
Halk gönüllü olarak savaşmaya çıktı –
RAB'be övgüler sunun.
3 Dinleyin, ey krallar!
Ey yönetenler, kulak verin!
RAB'be türküler söyleyip
İsrail'in Tanrısı RAB'bi ilahilerle öveceğim.
(a. 4-5) Rab gökleri açtı
4 Seir'den çıktın, ya RAB, Edom kırlarından geçtin.
O zaman yer sarsıldı, göklerden yağmur aktı,
Evet, bulutlar yağmur yağdırdı.
5 Sina Dağı'nda olan RAB'bin önünde,
İsrail'in Tanrısı RAB'bin önünde
Balkanlar sarsıldı.
Burada, 4.bölümde anlatılmayan bir olay geçiyor: savaş zamanında, Rab hızlı yağmur ve fırtına gönderdi – aynı zaman zelzele oldu
(a.6-8) halkın önceki ziyan hali
6 Anat oğlu Şamgar zamanında,
Yael zamanında kervanların ardı kesildi.
Yolcular sapa yollardan gider oldu.
7 Bomboştu İsrail'in köyleri,
Ben İsrail'de ana olarak ortaya çıkıncaya kadar,
Evet, ben Debora ortaya çıkıncaya kadar,
İsrail'in köyleri bomboştu.
8 Ne zaman kendilerine yeni tanrılar seçtiler
Savaş kasabanın kapılarına dayandı.
Ama İsrail'deki kırk bin askerin elinde
Ne kalkan ne de mızrak vardı.
(a. 9-12) Barak’ın yengisi nasıl kutlanıyor
9 Yüreğim İsrail'i güdenlerledir
Ve halkın arasındaki gönüllülerledir.
RAB'be övgüler sunun!
10 Ey pahalı eşeklere binenler,
Ey yoldan yaya gidenler, dinleyin!
11 Kuyu başındaki kalabalıklar
RAB'bin zaferlerini anlatıyorlar,
İsrail savaşçılarının zaferlerini anlatıyorlar.
Ardından RAB'bin halkı kasaba kapılarına
Akın etmeye başladı.
12 Uyan, uyan Debora, uyan uyan!
Söyle, ezgiler söyle!
Ey Avinoam oğlu Barak,
Kalk, götür tuttuğun esirlerini.
(a. 13-18) savaşa katılan ve katılmayan cinsler
13 Geriye kalanlar soyluların yanına geldi,
RAB'bin halkı yiğitleriyle bana geldi.
14 Amalek kökünden olanlar Efrayim'den geldi,
Benyaminliler de seni izleyenlerin arasındaydı.
Yöneticiler Makir'den geldi,
Başbuğ değneğini taşıyanlar Zevulun'dan geldi.
15 Debora'yla birlikteydi İssakar'ın beyleri.
Evet, İssakaroğulları da Barak'ın ardından
Hızla balkandan aşağı indi.
Ama Ruben oymağının bölükleri
Büyük bir kararsızlık içindeydi.
16 Sürülerine kaval çalan çobanları
Dinlemek için neden ağıllarda kaldılar?
Evet, Ruben cinsinin bölükleri
Büyük bir kararsızlık içindeydi.
17 Gilatlılar Yordan Irmağı'nın ötesinde kaldı,
Dan cinsi gene, gemilerde oyalandı.
Aşer cinsi deniz kıyısında dinlendi,
Plajlarda yan gelip oturdu.
18 Ama Zevulun ve Naftali halkları
Canlarını tehlikeye attılar savaş alanında.
(a. 19-22) savaş anlatılıyor
19 Taanak'ta ve Megiddo sularının kıyısında
Krallar gelip savaştılar.
Kenan kralları da savaştı.
Ancak ne gümüş ne ganimet aldılar.
20 Yıldızlar göklerden savaşa katıldı.
Göğü bir baştan öbür başa geçerken,
Sisera'ya karşı savaştı.
21 Kişon Irmağı, o eski ırmak,
Süpürüp götürdü onları.
Yürü, ey ruhum, üzerlerine güçle yürü!
22 O zaman beygirler dörtnala koştu.
Güçlü atların nalları Yerde izler bıraktı.
(a. 23) Meroz kasabasına lanet – çünkü yardım etmediler
23 RAB'bin meleği, 'Meroz Kenti'ni lanetleyin dedi,
'Halkına lanetler yağdırın.
Çünkü RAB'bin yardımına,
Zorbalara karşı RAB'bin yardımına koşmadılar.
(a.24-27) Yael’e övgü
24 Kenli cinsinden Hever'in karısı Yael
Kadınlar arasında alabildiğine kutsansın.
Çadırlarda yaşayan kadınlar arasında
Alabildiğine kutsansın.
25 Sisera su istedi, Yael ona süt verdi.
Soylulara yakışan bir çanakla ayran sundu.
26 Sol eline çadır kazığını,
Sağ eline işçi tokmağını aldı.
Vurdu, Sisera'nın başını ezdi.
Kafasına çaktı kazığı, deldi geçirdi.
27 Ayaklarının dibine çöktü,
Yere serildi Sisera.
Düşüp yığıldı Yael'in ayakları dibine,
Yığıldığı yerde cansız kaldı.
(a.28-30) Sisera’nın anası merakta kaldı
28 Sisera'nın anası parmaklıkların ardından, pencereden bakıp feryat etti:
'Oğlumun savaş arabası neden bu kadar geçe kaldı?
Nal sesleri neden duyulmuyor?
29 Anlayışlı kadınlar onu cevap verdiler, o da şöyle düşündü:
30 'Ganimeti bulmuş, herhalde paylaşıyorlar.
Her babayiğit için bir ya da iki kız,
Sisera'ya ganimet olarak rengarenk giysiler,
Evet, işlemeli, rengarenk giysiler.
Yağmacıların boyunları için
İki yanı işlemeli renkli giysiler,
Hepsi ganimet.
(a.31) dilek
31 Ya RAB, bütün düşmanların böyle yok olsun.
Ama seni sevenler,
Bütün gücüyle doğan güneş gibi olsunlar."
Bundan sonra bütün devlet kırk sene barış içinde yaşadı
Matta 13:40-43
“Ve nasıl kısır ekinleri toplayıp ateşin içinde yaktılarsa, dünyanın sonunda aynı öyle olacak. 41 İnsanoğlu meleklerini gönderecek, onlar da Onun krallığından bütün köstekçileri ve bütün kanunsuzluk işleyenleri toplayacaklar. 42 Onları ateşli fırına atacaklar. Orada ağlamak ve dişleri gıcırdatırmak olacak. 43 O vakıt doğru kişiler babalarının krallığında güneş gibi parlayacaklar. Kimin kulağı varsa, işitsin.”