Şimşon bütün hakimlerden en zor anlaşılan ve en şaşrtıcı olanıdır:
İsrail halkı Filistliler yüzünden Rabbe yalvarmadılar, Rab kendisi onu çağırdı - onun doğuşunu mucize ve melekle önceden hazırladı - ona en büyük güç verdi
Ama ne yazık ki, kendisinin içindeki zayıflıkları yenemedi – kendi tabiyetini kontrol edeceğine içindeki arzular onu kontrol etti
Şimşon’un zayıflığı kadınlar idi: tekstte üç kadın için konuşuyor – her biri onun başına bela getiriyor
Bugün görecez nasıl Şimşon gittikçe daha fazla Rabden uzaklaşıyor ve günahın içine dalıyor
Hak 14:1 “Şimşon bir gün Timna'ya gitti.”
Şimşon Sora köyünden idi - Timna kasabası, oradan 6 km uzak, birinci Filistinli kasaba idi
Tabii ki, oraya gitmek günah değildi, ama Şimşon kendi düşmesine hazırlık yapıyor
Mezmur 24:5-6
“Yalancılarla birlikte oturmadım, ikiyüzlülülerin evine girmedim. Kötülerin topluluğundan nefret ettim; Allahsızlarla beraber olmak istemedim.”
İsa bize zor bir iş braktı: “Bütün dünyaya gidin...., ama bu dünyadan olmayın”
1.Kor. 7:30-31
“Ağlayanlar, ağlamamış gibi olsunlar. Sevinenler, sevinmemiş gibi olsunlar. Satın alanlar, o şeye sahip değilmiş gibi olsunlar. Ve bu dünyanın mallarını kullananlar, kendi malları değilmiş gibi kullansınlar. Çünkü bu dünyanın hali uçup gidiyor.”
Dünyada geziyoruz yabancılar gibi, değil onun sahibi gibi
Şimşon onu yapmadı – herhalde orada daha büyük Pazar vardı, belki de sıbora gitti – ama kısaca günaha doğru birinci adımı atıyor
Hakimler 14:1-3
Şimşon bir gün Timna'ya gitti. Orada Filistli bir kadın gördü.
2 Geri dönünce annesiyle babasına, "Timna'da Filistli bir kadın gördüm" dedi, "Onu hemen bana eş olarak alın."
3 Annesiyle babası ona ... karşılık verdiler. Ama Şimşon babasına, "Bana o kadını al, ondan hoşlanıyorum" dedi.
Şimşon burada delikanlı bir erkektir – sefte gözlerini bir kadına dikiyor – ama kendi halkından bir kız beğenmedi, hayır, lazımdı putperest ve düşman halkı olan Filistlilerden olsun.
"Onu hemen bana eş olarak alın." – tıpkı mahalledeki erkek çocuklar gibi “İSTİYORUM, hemen istiyorum”
Ben kafamda Şimşonun küçüklüğünü canlandırıyorum: yaşlı anasının ve babasınn tek evladı, Rab tarafından verilmiş, onu çok nazık büyütürdüler, Rabbe adanmış kişi olarak hep ayrı idi, uzun saçlı, belki de özel yemekler.... “Aman kaldırma”, “İş yapma ellerini bozacan”
Mahallemizde de en büyük problem budur: kızan bir şey istiyor – anası babası onu hemen yerine getiriyorlar:
2 yaşında iken: bonbon görüyor, ve hemen istiyor
6 yaşında iken: oyuncak görüyor, ve hemen istiyor
10 yaşında iken: komputer görüyor, ve hemen istiyor
15 yaşında iken: kız görüyor, ve hemen istiyor
Ama aslında çocuk daha büyümemiş, bedende 15 yaşında ama kafası daha 2 yaşında bebek gibi: “HEMEN İSTİYORUM!”
Ve olamaz üç sene beklesin, nikah yapsın – hayır hemen istiyorum. Sanki onu beklettirdik mi, ölecek.
Şimşonun problemi: gözlerini kontrol edemiyor: bakmak - görmek - istemek - almak = o bir zincirlemedir ve o zinciri durduramıyor
Aden bahçesinde Havva da aynısını yaptı: baktı - gördü - istedi - aldı
Sende de aynı problem mi var: İsa’nın sesine kulak ver:
Matta 5:29-30
“Sağ gözün seni günaha soktu mu, onu çıkar at! Senin için daha iyi olacak, bedeninin bir parçası yok olsun, ne kadar bütün bedenin cendeme atılsın. Ve sağ elin seni günaha soktu mu, onu kes at! Senin için daha iyi olacak, bedeninin bir parçası yok olsun, ne kadar bütün bedenin cendeme gitsin.”
Çıkarıp atmak ve kesip atmak ne demek? - O merdivenin neresinde problemin varsa, bir önceki basamaktan dur ve dön
Şimşon, akılsız adam, madem kendini biliyorsun, neden Timna kasabasına gidiyon? – Madem zayıflığını biliyorsun, neden kızlara bakıyon?
Hak 14:3,5
Anası ve babası ona şöyle cevap verdiler: "Akrabalarının ya da halkımızın kızları arasında kimse yok mu ki, sünnetsiz Filistliler'den kız almaya kalkıyorsun?". Ama Şimşon babasına dedi: "Bana o kadını al, ondan hoşlanıyorum" ... 5 Böylece Şimşon annesi ve babasıyla Timna'ya doğru yola koyuldu
Anası babası hemen itiraz ediyor ve iyi konuşuyorlar: “Neden başka halka gidiyorsun, onlardan kız almaya kalkıyorsun?”
Çıkış 34:15-16
“Ülke halkıyla herhangi bir antlaşma yapmayın.“
Rab EskiAhitte yasak etmedi, yabancılarla evlensinler, sade yakın oturan, Filistin topraklarındaki halklarla evlenmek yasaktı. Sebebini de açıklıyor:
“Yoksa onlar başka ilahlara gönül verir, kurban keserken sizi de çağırırlar; siz de gider yersiniz. Kızlarını oğullarınıza alırsınız. Kızlar başka ilahlara gönül verirken oğullarınızı da artlarından sürükler.“
Uzak halklardan yabancı gelin aldın mı, o artık evinden kopmuştur – onun anası babasını görmeyecen
Ama yakın halklardan olan gelinler size tuzak olacak: dünürler – onları kırmamak için her şeyi yapacanız
Sanmayın erkek daha kuvvetli, o gelinimi sıraya sokacak – hayır, hep ters: sanki çoğu zaman imansız tarafı imanlı tarafı aşağı çekiyor.
Bugünlerde bu ne demek: - kimisi diyor: “Rab istemiyor, kanlar karışsın, herkes kendi rasasına göre evlensin”
Bu çok kötü bir düşünce, Rab kişinin ten rengine ya da rasasına bakmıyor – “Onun halkı bugün bütün halklarda, çinslerden, dillerden ve rasalarda bir araya toplandı” ve zaten hepimiz aynı kan taşıyoruz: İsa’nın kanı.
Ama mesele oluyor imanlı – imansız meselesi için:
1.Kor 7:39
“Bir kadın, kocası ölünce tekrar evlenmeye serbesttir. Ama mutlaka Rab'de evlensin.”
Daha açık olamaz artık. – ama ne yazık imanlı haneden gelen evlatlar her gün Şimşon dramasını tekrarlıyorlar.
Anası babası da bütün mahalle kafası: “Eh, söyledik. İyi değil yabancıdan kız alsın. Ama naaapalım? Maam sevişiyorlar. Ve sonra...?
“Böylece Şimşon annesi ve babasıyla Timna'ya doğru yola koyuldu”
“Emiii, gidelim bir kere bakalım...”
Lazımdı desinler: “Oğlum, sen iyi yapmıyorsun. Rab seni seçti, nasıl ona karşı gidecen şimdi.”
Ve gene onlara seslemeseydi lazımdı desinler: “Madem sen bunu kafana taktın ve bizi seslemek istemiyorsun, güle güle git kendi iini kendin gör. Ama biz bu işte sana ortak olamazyız” – KRAY
Hakimler 14:7
“Sonra gidip kadınla konuştu ve ondan çok hoşlandı.”
“Zararın neresinden dönersen, kyardır” – bu özellikle günah temasında geçerli.
İsa en yaramaz kilisesine bile elini uaztırıyor, bekliyor dönsünler:
Açık 3:20
“Bak, ben kapıda duruyorum ve onu çalıyorum. Bir kişi sesimi işitip kapıyı açtı mı, içeri girecem ve onun yanına gelecem.”
Belki sen de Şimşon gibi, Rab tarafından seçildin, Onun ruhu senin üzerindedir, ama yanlış yolda bulunuyorsun – o yanlış yola devam etme – dön.
Hakimler 14:5
“Böylece Şimşon annesi ve babasıyla Timna'ya doğru yola koyuldu. Timna bağlarına vardıklarında, genç bir aslan kükreyerek Şimşon'un karşısına çıktı. 6 Şimşon üzerine inen RAB'bin Ruhu'yla güçlendi ve aslanı bir keçi yavrusu parçalar gibi çıplak elle parçaladı. Ama yaptığını ne annesine ne de babasına bildirmedi.”
Hak 14:8
“Bir süre sonra kadınla evlenmek üzere yine Timna'ya giderken, aslanın leşini görmek için yoldan saptı. Bir arı sürüsünün aslanın leşini kovana çevirdiğini gördü. 9 Kovandaki balı avuçlarına doldurdu, yiye yiye oradan uzaklaştı. Annesiyle babasının yanına varınca baldan onlara da verdi, onlar da yedi. Ama balı aslanın leşinden aldığını söylemedi.”
Bu iki mesele birbirlerine bağlı. Sora köyünden Timna kasabasına iki saatlık bir yürüyüştür. Üzüm bağlarından geçerdiler, vidimost nulla, aslanı göremediler.
Kutsal Ruh Şimşon’un üzerine geliyor ona güç veriyor – sanmayalım Şimşonu Arnold Schwarzenegger gibi, o normal bir adam idi, ona kuvvet veren Allahın Ruhu idi.
Ama anasına babasına bir şey söylemedi, çünkü ölü aslanı dokununca Rabbin önünde murdar sayıldı – bu durumda kurban yapılırdı, ama Şimşon üşeniyor – tam kızı görmeye giderken, dön, Şilo kasabasına git kurban kes, oho 3 günlük mesele – uğraşmak istemedi.
Artık yavaş yavaş Rabbin çağrısından uzaklaşıyor – “Gitmesem de olur, vermezsem de olur”, “Eh, bir kerekten ne olacak sanki?” – Bu kafayla kendi kendine kapan kuruyor ve en sonunda onun içine düşecek
İkinci yolculukta gene aynı yerden geçiyorlar. Bu sefer daha da kötü bir şey yaptı. – aslan saldırırken mecbur olarak murdar oldu, ama şimdi hiç zoru olmadan kendini murdar kılıyor – nasıl Esav ilk oğluluk hakkını hor gördü, bir çanak manca için sattı, Şimşon da Nasiri yeminini hor görüyor, bir avuç bal için kirleniyor. (bal kendisi temizdi – ama aslanın kemiklerinden çıktığı için Şimşon murdar oldu)
Nasiri yemininin birinci tarafını bozdu; şimdi de ikincisi bozacak:
Hakimler 14:10
“Babası kadını görmeye gidince, Şimşon da damat geleneğine uyarak orada bir şölen düzenledi. 11 Filistliler onu görünce ona eşlik etmek üzere otuz genç getirdiler.”
Ne demek ‘şölen’ düzenledi = ergenski kupon, evlenmeden önce son defa delilik yapıyorlar. – orada çok fazla şarap içildi - Şimşon artık yemininin ikinci tarafını da bozdu. – hem de bile bile.
Artık ne kaldı: saçları – ona baktın mı diyecen ‘Allah adamı’ ama onun davranışları çoktan Rabbe uygun değil
Ne yazık ki, çok imanlı var aynı durumda: dışarıdan bakınca: ‘Aa imanlı’ derler, ama onun hareketlerini görünce, bambaşka bir kartina çıkıyor.
Eger sen de aynı durumda isen, dikkat et, görecez nasıl Şimşon kendi düşüşünü hazırlıyor - ama kendisi daha anlamıyor.
Şimşon’u güden onun hormonları idi: kendini nasıl hissettiyse, onu yaptı – beklemek, kendini zaptettirmek hiç yoktu. - Kutsal Ruh ara sıra gelirdi ona kuvvet verirdi, öbür türlü Allahtan çok uzak yaşardı.
Hakimler 14:12-18
Şimşon onlara, "Size bir bilmece sorayım" dedi, "Yedi günü içinde kesin cevabı bulup bana bildirirseniz, size otuz kat fıstan, otuz takım da manto vereceğim. 13 Ama bilmeceyi çözemezseniz, o zaman da siz bana otuz kat fıstan otuz takım üst giysi vereceksiniz." Ona, "Seni dinliyoruz" dediler, "Söyle bakalım bilmeceni."
14 Şimşon, "Yiyenden yiyecek, Güçlüden tatlı çıktı" dedi. Üç gün geçtiyse de bilmeceyi çözemediler.
15 Dördüncü gün gençler Şimşon'un karısına, "Kocanı kandır da bize bilmecenin yanıtını versin" dediler, "Yoksa, seni de babanın evini de yakarız. Bizi soymak için mi buraya çağırdınız?"
16 Şimşon'un karısı ağlayarak ona dedi: "Benden nefret ediyorsun, beni sevmiyorsun. Vatandaşlarıma bir bilmece sordun, cevabını bana söylemedin." Şimşon karısına, "Bak" dedi, "Anneme babama bile söylemedim, sana mı söyleyeceğim?"
17 Kadın şölen boyunca yedi gün ağlayıp durdu. Kadının sürekli sıkıştırması üzerine Şimşon yedinci gün bilmecenin cevabını ona söyledi. Kadın da cevabı vatandaşlarına iletti.
18 Yedinci gün, gün batmadan kasabadan gençler Şimşon'a geldiler. "Baldan tatlı, Aslandan güçlü ne var?" dediler. Şimşon, "Benim danamla çift sürmüş olmasaydınız, bilmecemi çözemezdiniz" diye karşılık verdi.
Giderek daha fazla kendi kapanına düşüyor:
Şimşon! Ne işin var Timna kasabasında? Ne işin var Filistli bir kadınla! Sen kutsal iken nasıl şarap içiyorsun.
İçkinin dereceleri varmış: maymun – paun – aslan – domuz. Herkes üçüncü stepene gelmiş, aslan kesilirmiş
Şimşon bir bahıs teklif ediyor: bilmeceyi bildiler mi 30 herkese yeni ruba
Şimşon kendi zayıflığını anlamıyor: o aslan ve bal olayı için utanacağına onunla gurur duyuyor, onu bilmecenin konusunu yapıyor.
Ve başka bir zayıflık daha belli oluyor: onda çok muskul gücü vardı, ama karakter gücü hiç yoktu – karısına dur diyemedi, onun sözleri Şimşonun muskullarından daha sert çıktı – en sonunda ona pes ediyor
30 arkadaşları dediler: “Kocanı kandır” – onlar anladılar, aöan Şimşon’un kafası çalışmadı – ama kendi kendini çok akıllı sanıyor.
Bir ilahimiz var, tam Şimşona uygun: 135 - “Beni kuvetlendirende herşey yapabilirim!” - orada 3. piytte diyor: “Kendi zayıflıklarını bilenlerin hepsine, Rab yakın ve yardım eder, bu söz geçerli bize”
Petrus da öyle idi, kendi zayıflığını hiç bilmezdi: “Onlar seni braksalar da, ben seni asla terk etmem!” – “Bu gece horoz ötmeden, beni 3 defa inkar etmiş olacan!”
Sık sık duyuyoruz “Bu toplantıda sevgi yok!” – ama bunu söyleyenler her zaman o kişiler, açan kendilerinde sevgi yok
Hakimler 14:19-20
“RAB'bin Ruhu üzerine inince güçlenen Şimşon Aşkelon'a gitti; otuz kişi vurup mallarını yağmaladı, giysilerini de bilmeceyi çözenlere verdi. Öfkeden kudurmuş bir halde babasının evine döndü.
20 Şimşon'un karısı ise Şimşon'a eşlik eden arkadaşına verildi.”
En sonunda Şimşon ne yapıyor: kendini alçaltıracağına, hatasını kabul edeceğine, başkalara saldırıyor, bütün suçsuz kişiler
Aşkelon kasabasına gidiyor: o beş kasabalardan biri, ‘oblasten tsentır’ – orada büyük provokatsiya başlatıyor.
O rubaları almak için gene ölülere dokunmak lazımdı – ama Şimşon artık beş para vermiyor ‘öfkeden kudurmuştu’
Şimşon’un fırsatı vardı, adım adım hayatını düzeltirsin – ama onu yapmadı