Artık Hakimler kitabının sonuna geldik. Ve dedik, kitabın sonunda iki ekleme olay anlatılıyor: istiyor göstersin, İsrail halkı ne kadar düşmüştü
(1) Mika adında bir adam (2) onun anası (3) bir Levili ve (4) Dan cinsi
Gördük, nasıl yeni bir tapınma sistemini kurdular = onların inancı ne kadar Kenanlılara benzedi
Bugün görecez, nasıl onların ahlakı, yani terbiyesi, de Kenanlılarınki kadar düşük oldu
İki olay herhalde Hakimler zamanın başında oldu
Hakimler 19:1-2
1 İsrail'in kralsız olduğu o dönemde Efrayim'in dağlık bölgesinin uzak taraflarda yaşayan bir Levili vardı. Adam Yahuda'nın Beytlehem kasabasından bir cariyesi vardı.
2 Ama kadın onu başka erkeklerle aldattı. Sonra adamı bırakıp Yahuda'ya, babasının Beytlehem'deki evine döndü. Kadın dört ay orada kaldıktan sonra kocası kalkıp onun yanına gitti. Gönlünü hoş edip onu geri getirmek istiyordu. Yanında hizmetçisi ve iki de eşek vardı. Kadın onu babasının evine getirdi. Kayınatasını damadını görünce onu sevinçle karşıladı.
Bazıları dedi ki, Levilinin cariyesi belki de putların tapınaklarında hizmet ederek zina işledi – yani zina ve putperestlik zaten içiçe idiler.
Sonra gösteriliyor, nasıl üç gün sevinçle kaynatasında misafir kaldı. Herkes memnun.
Dördüncü gün, Levili dönmek istiyor – ama kaynatası onu kandırıyor kalsın: “Ko, öğlene kadar kal da, ekmek yiyip gidersin” – derken bütün gün gidiyor – haydi yarına!
Beşinci gün aynı senaryo: erken kalkıyorlar – kaynatası onları öğlene kadar oyalıyor – çak akşama kadar
Levili artık kaynatasının yaptıklarından şüphe etmeye başladı: “O galiba anlaşmış kızıyla, beni burada tutsunlar”
Ve böylece 5. çak akşama doğru, belki saat beşte yola çıkmaya karar verdiler – o da çok uygunsuz. O zamanki şartları düşünelim: yolcular hep başkalarına muhtaç kalırdılar, onları evlerine alsınlar – demek o gün sade en fazla 2-3 saat zaman kaldı yolculuk yapmak için
Kaynatasının yaptığı hareket kötü niyetli değildi – ama gene de korkunç olayları yol açtı: kaç defa bir Allah adamı bir bir yapmaya kalkıyor, biz de kendi keyfimiz için ona engel oluyoruz.
Ama son hesapta Levili sorumlu – Rab senin yüreğine bir iş koyduysa, kimse seni o karardan caydırmasın:
1.Krallar 13:14 -24
"Yahuda'dan gelen Tanrı adamı sen misin?" diye sordu. Adam, "Evet, benim" diye karşılık verdi. 15 Yaşlı peygamber, "Gel benimle eve gidelim, bir şeyler ye" dedi.
16 Tanrı adamı şöyle karşılık verdi: "Yolumdan dönüp seninle gelemem. Burada ne yerim, ne de içerim. 17 Çünkü RAB bana, 'Orada hiçbir şey yiyip içme ve gittiğin yoldan dönme diye buyruk verdi."
18 Bunun üzerine yaşlı peygamber, "Ben de senin gibi peygamberim" dedi, "RAB'bin buyruğu üzerine bir melek bana, 'Onu evine götür ve yiyip içmesini sağla dedi." Ne var ki yalan söyleyerek Tanrı adamını kandırdı. 19 Böylece Tanrı adamı onunla birlikte geri döndü ve evinde yiyip içmeye başladı.
21 RAB diyor ki, 'Madem RAB'bin sözünü dinlemedin, Tanrın RAB'bin sana verdiği buyruğa uymayıp 22 yolundan döndün; sana yiyip içme dediği yerde yiyip içtin, cesedin atalarının mezarlığına gömülmeyecek."
23 Tanrı adamı yiyip içtikten sonra yaşlı peygamber onun için eşeği hazırladı. 24 Tanrı adamı giderken yolda bir aslanla karşılaştı. Aslan onu öldürdü. Eşekle aslan yere serilen cesedin yanında duruyordu.
Vay o kişinin başına hani onu Rabbin yolundan döndürüyor – ama son sorumluluk gene kişinin kendisinde – Rab onu cezalandırıyor
Belki Rab sana da konuştu, sana da bir iş verdi. – O zaman KİMSEYE BAKMA – kimseyi sesleme
İsa kendi öğrencilerini gönderirken şöyle konuşuyor:
Luka 10:4
“Yanınıza kese, torba ya da pabuçlar almayın. Yolda iken kimseye de selam vermeyin.”
Selam vermek kötü mü, hayır! – ama İsa biliyor bizim zayıflığımızı: sağa sola bakacaz, dikkatimiz dağılacak, en sonunda bize vermiş olduğu işi bitirmeyecez
Hikayemize dönelim
Hakimler 19:10
Ama adam orada gecelemek istemedi. Cariyesini alıp iki eşekle yola çıktı. Yevus'un –yani Yeruşalim'in- karşısında bir yere geldiler. 11 Yevus'a yaklaştıklarında gün batmak üzereydi. Uşak efendisine, "Yevuslular'ın bu kentine girip geceyi orada geçirelim" dedi.
12 Efendisi, "İsrailliler'e ait olmayan yabancı bir kasabaya girmeyeceğiz" dedi, "Giva'ya gideceğiz." 13 Sonra ekledi: "Haydi Giva'ya ya da Rama'ya ulaşmaya çalışalım. Bunlardan birinde geceleriz."
9 km yol aldılar – Beytlehem’den Yeruşalim’e kadar
Ama o senelerde Yeruşalim daha yabancıların elinde idi – Yevus halkı – çak çok sene sonra Davud’un zamanında İsrail halkının eline geçecekti.
Levili aklına uygun olanı yapıyor: “Putperestlerin kasabasında kalmayalım, orada güvenlikte olamayız – ko, gidelim yakın İsrail kasabalarının birisine”
Ama adam bilmiyor ki, kendi halkı putperestlerden daha kötü oldu
Güvenlikte olmak için çak yoldan saptılar: 6 km daha fazla yürüdüler - GİVA kasabasına – o Benyamin topraklarında idi ve daha sonra kral Saul orada doğdu.
Hakimler 19:15-16
Oraya gelince, kasabanın meydanında konakladılar. Çünkü hiç kimse onları evine almadı. Akşam saatlerinde yaşlı bir adam tarladaki işinden dönüyordu. Efrayim'in dağlık bölgesindendi. Giva'da oturuyordu. Kasabanın halkı gene, Benyaminli'ydi.
Bu, o kasabanın halkının ne kadar aşağılık olduğunu gösterdi: Çünkü yolarda hanlar vardı, ama kasabalarda hotel yoktu - normal olarak, bir yolcu kasabanın kapısından girince ona sorardılar: “Var mı nerede kalasın?” – yoksa onları misafir etmek için birini bulurdular
Ama Giva kasabasında bir kişi bile yok – sade yaşlı bir adam, o a başka cinsten (Efrayim) – o onları gece için evine alıyor – hepsi rahat ve şen
Hakimler 19:22
“Onlar dinlenirken kasabanın en alçak adamları evi kuşattı. Kapıya var güçleriyle vurarak yaşlı ev sahibine bağırdılar: "Evine gelen o adamı dışarı çıkar, onunla yatalım"
Bunun ne kadar kötü olduğunu anlamak için:
(1) misafirlere ev açmak kutsaldı, herkes lazımdı onu yapsın – ister uygun olsun, ister olmasın – ‘misafir’ sözü zaten aslında ‘yolcu’ demektir
(2) misafirler lazımdı korunsun – bunlar gene saldırıyor
(3) misafir olan da, sıradan bir kişi değil, bir Levilidir, yani Allah adamı
Hemen anlıyoruz, bu olay neye benziyor: Sodom ve Gomora’ya – apaçık ki, Benyamin cinsinden o kasaba, Sodom oldu
Yaşlı adam = Lut, Levili = melekler – Rab o kasabayı da yok edecek, ama bu sefer gökten ateş yağdırmayacak – Allahın halkı artık aacık olgunlaştı, o göreve lazım kendileri yapsınlar
Ve yaşlı adam aynı Lut gibi konuşuyor:
Hakimler 19:23-24
Ev sahibi dışarıya çıkıp onların yanına gitti. "Hayır, kardeşlerim, rica ediyorum böyle bir kötülük yapmayın" dedi, "Madem adam evime gelip misafirim oldu, böyle bir alçaklık yapmayın. Bakın, daha erkek eli değmemiş kızımla adamın cariyesi içerde. Onları dışarı çıkarayım, onlarla yatın, onlara dilediğinizi yapın. Ama adama bu kötülüğü yapmayın."
Adamın sözleri bize çok ters geliyor, kim böyle bir şey teklif edebilir? –
(1) adamların homoseksuel olduğu belli, belki de “zaten kadınları istemeyecekler” diye düşündü
(2) misafiri korumak en büyük görev – iki kötülüğün arasında seçmek var – kadınların zıyan olması da daha küçük kötülük idi
Hakimler 19:25
Ne var ki, adamlar onu dinlemediler. Bunun üzerine Levili cariyesini zorla dışarı çıkarıp onlara teslim etti. Adamlar bütün gece, sabaha dek kadınla yattılar, onun ırzına geçtiler. Şafak sökerken onu salıverdiler.
26 Gün doğarken, kadın efendisinin kaldığı evin kapısına geldi, düşüp yere yığıldı. Ortalık aydınlanıncaya dek öylece kaldı.
Sodom’da olduğu gibi, bu sefer melekler yok, kötü adamları kör etsinler – kadın ziyan ediliyor
Biz o Leviliden daha güzel bir davranış beklerdik: “Lazımsa ben ölecem, yeter ki karım güvenlikte olsun” – ama o günlerde öyle centilmenlik daha yoktu - kadınlar daha fazla birer eşya gibi bakılıyordu.
Belki adam daha karısına af etmemişti – sanki “Haydi, sen zaten alışıksın başka erkeklerle yatmaya. Bu sana Allahtan ceza” gibi düşünceleri vardı.
Hakimler 19:27
Sabahleyin kalkan adam, yoluna devam etmek üzere kapıyı açtı. Elleri eşiğin üzerinde, yerde boylu boyunca yatan cariyesini görünce, kadına dedi: "Kalk, gidelim". Kadın cevap vermedi. Bunun üzerine adam onu eşeğe bindirip evine doğru yola çıktı.
29 Eve varınca eline bir bıçak aldı, cariyesinin cesedini on iki parçaya bölüp İsrail'in on iki cinsine birer parça yolladı.
30 Bunu her gören, "İsrailliler Mısır'dan çıktığından beri böyle bir şey olmamış, görülmemiştir" dedi, "Düşünün taşının, ne yapmamız gerek, söyleyin."
Levili bu olaya sadece üzülmedi, bütün İsrail’i hareketi geçirmeye kalktı: kadının cesedinden birer parça yolladı
Bu bir çağrı idi, kutsal bir çağrı – her cins lazımdı buna cevap versin, susmak olmuyor: “Düşünün taşının, ne yapmamız gerek, söyleyin.”
İşte bu tatsız hikayenin asıl habere budur: Aramızda günah oldu mu, susamayız – biz gene susmaya alışıkız – “Eşme eşeleme kül olur!” sanki bizim motomuz bu.
Levili zaten kurban kesmeye alışıktı, bir çeşit kasap – ölü cariyesiyi de sanki bir günah kurbanı gibi parçaladı
Kral Saul aynı metodu kullandı, bütün İsrail’i harekete geçirmek için - Ammon kralı İsrailin bir kasabasına ultimatum verdi: “Sizi yok edecem, ama bir şartla merhamet edecem: her erkeğin sağ gözü oyulacak.”
1Sa 11:6-7
“Saul bu sözleri duyunca, Tanrı'nın Ruhu güçlü bir biçimde onun üzerine indi. Saul çok öfkelendi. Bir çift öküz alıp parçaladı. Ulaklar aracılığıyla İsrail'in her bölgesine bu parçaları gönderip şöyle dedi: "Saul ile Samuel'in ardınca gelmeyen herkesin öküzlerine de aynı şey yapılacaktır." Halk RAB korkusuyla sarsıldı ve tek beden halinde yola çıktı.”
İsrailin bir kasabasına yapılan saldırı, bütün halka yapılmış oluyor. – ve burada: İsrailin bir kasabasında yapılan bir günah, bütün halkın günahı sayılıyor
Bundan sonra çok korkunç olaylar okuyacaz – ama hiç unutmayalım: bunlar günahı ciddiye aldılar
Hem de Allahtan korku vardı: kim bu çağrıya karşılık vermezse, o öldürülecek, parçalanacak – tıpkı bu kadının cesedi gibi.
Sonra görüyoruz: bütün halk toplanıyor Mispa kasabasında – o da Benyamin topraklarındadır - sadece Benyamin cinsinden kimse gelmiyor
Levilinin şahitliği dinleniyor – o da bütün meseleyi anlatıyor – sade demiyor “Karımı zorla yolladım”, diyor: “Beni öldürmeye kalktılar”
Benyamin cinsine ultimatum veriliyor: “Bu katilliği yapan kişileri bize teslim edin!”
Şimdiye kadar bu sadece bir kasabanın suçu idi. Her kasabada ihtiyarlar mahkeme kurardılar – ama Giva’nın güdücüleri onu yapmadılar.
Ama şimdi bütün Benyamin cinsi katilleri koruyor – ve böylece o suç bütün cinsin suçu oldu
Bir ordu toplanıyor – her cins bu orduyu desteklemek için 10% verecek: askerler – silahlar – yiyentiler
Tek bir kişi gibi sesliyorlar – aynı fikirde oluyorlar: Giva kasabası ve Benyamin cinsi lazım yok edilsin
Korku var: bu kutsal bir iş: Benyamin cinsi antlaşmayı bozdu – şimdi bir şey yapmazsalar, Rab bütün halkı cezalandıracak
Matta 5:29-30
“Sağ gözün seni günaha soktu mu, onu çıkar at! Senin için daha iyi olacak, bedeninin bir parçası yok olsun, ne kadar bütün bedenin cendeme atılsın. 30 Ve sağ elin seni günaha soktu mu, onu kes at! Senin için daha iyi olacak, bedeninin bir parçası yok olsun, ne kadar bütün bedenin cendeme gitsin.”
Biz bu sözleri biliyoruz – kendimi için konuşuyor, içimizdeki günahı ciddi alalım
Ama hiç düşündük mü, açan bu sözler belki de bütün topluluk için konuşuyor: eğer toplantının içinde çürüklük varsa, daha iyidir o çürüklük atılsın, ne kadar bütün toplantı çürüsün
Hatırlıyorum bir kızan dersi: muallim birinci hafta bir elma getirdi, dolabın üstünde braktı – kızanlara sordu: “Bu elmayı böyle kendi halinde braktık mı, bir şey olacak mı?” – “Hayır. Olmayacak” dediler
2. hafta elmanın üstünde çürüklükler çıktı – muallim bir hafta daha braktı – en sonunda anladılar ki: daha çürüklük olmadan önce merki almak lazım (buzdolabına koymak) – ve eğer çürüklük çıktysa, daha küçükken onu kesmek lazım
Dördüncü hafta bütün elma çümçürük idi ve lazımdı atılsın – yazık. Olabilirdi o durdurulsun.
Mispa’da toplanan İsrailliler bunu ciddi aldılar. Acaba, bizde kuraj var mı, biz de bir Mispa toplantısını yapalım?
Ordular Giva kasabasının önünde diziliyor: Benyaminliler 26 bin, bütün İsrail 400 bin asker
Bu ‘bin’ sözü aslında bir asker bölümü idi, olabilirdi çok daha küçük olsun
İsrail ordusunun güdücüleri kendilerine güveniyorlar: bütünordu ile saldıracağına, çöp atıyorlar, hangi cins önce çıksın: Yahuda savaşı başlıyor.
Birinci saldırıda başaramıyorlar: Benyaminliler 22 bin asker ‘yere yıkıyorlar’
Çünkü Benyam. Çok hızlı özel bir silahı vardı: sapacılar (cılkacılar) – uzaktan bir taşı büyük hızla atabilirdiler – kılıçla savaşmaya meydan kalmadı
O akşam bütün halk Rabbin önünde ağlıyor
ertesi gün gene saldırıyorlar- gene aynı metodla – ve gene başaramıyorlar: rezultat: 18 bin ölü ve yaralı
korkunç bir şey: sen doğru olanı yapmaya kalkıyorsun, ama zorluk görüyorsun, başaramıyorsun
bazılar diyor: İsrailde putperestlik ve gizli günah vardı, onun için hemen başaramadılar.
Ama bence: Rab onları deniyor: acaba günaha karşı koymakta ne kadar ciddisin.
Bazıları sanıyor: sen Rabbin işini yaptın mı, lazım herşey hemen başarılı olsun. Öyle değil, Rab sende dayanma gücünü yetiştirmeye bakıyor.
İbraniler 12:4
“Zaten günaha karşı dövüşürken, henüz öyle bir duruma gelmediniz, kanınız dökülsün.”
Biz de daha hiç bir şey görmedik, daha o Mispa derecesine gelmedik – günaha karşı savaşmıyoruz
Nasıl oluyor haftadan haftaya Rabbin sofrasını alırken, aynı düşüncelerle, aynı laflarla hareket ediyoruz: “Ya Rab, gene yapamadık, gene ikiyüzlülük yaptık, gene yalan söyledik...” –bu laflar gösteriyor ki, biz günaha karşı savaşmıyoruz – ne kaldı onun için kanımız dökülsün
İsrail halkı o ikinci gece derin derin tövbe etti, Rabbe olan bağlılığı yeniledi
Artık üçüncü denemede başka taktika kullanıyorlar: pusu, tuzak – İsrail ordusunun bir kısmı saklanıyor, ve çoğunluğu gene bir saldırı başlatıyor, ama mahsustan – sonra geri çekiliyorlar
Benyaminliler kaçanların peşine düşüyorlar – dikkat etmiyorlar ve kasaban çok uzaklaşıyorlar
Pusuda yatan askerler kasabanın içine dalıyorlar ve herkesi öldürüyorlar – sonra kocaman bir ateş yapıyorlar.
Benyaminliler bunu görünce kaybettiklerini anladılar – 26 bin askerden 25 bin yok oldu – sade 600 kişi Rimmon adındaki kayalıkta saklandı (mağaralarda)
onun arkasından İsrail ordusu bütün Beny. Kasabaları yok ediyorlar: kadın, erkek, kızan, hayvanlar herşey yok ediliyor
Rab bunu buyurmuştu Kenan halklarına yapsınlar, yaptıklarının cezası olarak – madem Benyamin cinsi de onlar gibi davrandı, onlar gib oldu, onların cezası da aynısı olacak
Bu korkunç iş 4 ay sürdü – dört ay boyunca Benyamin cinsinden olanları araştırdılar ve öldürdüler
Bu kutsal bir savaş idi – büyük fark var müslümanlıkla – (1) bu kendi halkına yapıldı, değil başka halkları ele geöirmek içi - (2) herşey yok edilirdi, Muhammed gene, düşmanın mallarına ve kadınlarına göz dikmişti
Böylece bütün cins yok oldu – sadece 600 erkek saklanıyor
Eski Ahitten herşeyi Yeni Ahide tercüme etmek lazım – biz kılıçla dolaşıp günah işleyenin kafasını kesmiyoruz
Yeni Ahitte Rab başka bir sıra koydu: toplantıdan atmak – Pavlus buna diyor ‘Şeytana teslim etmek’ – madem kişi Şeytana uyuyorlar, daha fazal onu sesliyor ne kadar Rabbe, o zaman Şeytan onu korusun, ona baksın
1.Kor. 5:1-13
1 Öyle laf oldu ki, aranızda zina oluyormuş. Hem de öyle bir zina ki, Allahsız kişilerin arasında bile geçmiyor: birisi babasının karısını almış.
= milletlerden daha putperest oldular
2 Siz de buna ağlayacağınıza, gururlanıyorsunuz. Ama kim bu işi yaptıysa, lazımdı siz onu aranızdan uğratırasınız.
= Giva kasabası ve Benyamin cinsi gibi
3 Ben kendim bedence aranızda bulunmasam da, ruhça sizinle birlikteyim. Ve madem sizinle birlikteyim, ben o işi yapmış olan kişiyi zaten davaladım.
Pavlus burada kara ruba giyinmiş bir hake gibi konuşuyor; çok ofitsialno ve Rabbin önünde
4 Rabbimiz İsa Mesihin adıyla,
siz ve benim ruhum bir araya toplanmış olarak,
ve Rabbimiz İsa Mesihin kuvveti ile,
5 öyle bir kişiyi Şeytan'a teslim ediyoruz.
= Sıdyanın kararı
Öyle ki, onun bedeni maf olsun, ama onun ruhu Rab İsa'nın gününde kurtulsun.
6 Sizin övündüğünüz iyi değildir. Yoksa siz bilmez misiniz, az bir maya bütün hamuru mayalıyor? 7 Onun için eski mayayı dışarıya atın ki, yeni hamur olasınız (ve aslında mayasızsınız).
Çünkü bizim Fısıh kurbanımız zaten kesilmiştir, o da Mesihtir. 8 Öyle ki, biz bu bayramı tutalım; değil eski maya ile, ne de arsızlık ve kötülük mayası ile, ama dürüstlük ve hakikatın mayasız ekmeği ile.
Fısıh Bayramı’nda İsraililer Rabbe teşekkür ederdiler, kurtuluş için – ama hemen onun arkasından başka bir bayram geldi: yedi gün Mayasız Ekmekler Bayramı
Kurtuluşla seviniyoruz, ama bu bize sorumluluk getiriyor, kutsal bir yaşam sürelim ve günahı atalım
9 Mektubumda size yazmıştım ki, zinacılarla işiniz olmasın. 10 Ama demek istemedim, dünyadan olan zinacılarla, ya da açgözlülerle, dolandırıcılarla, puta tapanlarla. Öyle olaydı, lazımdı bu dünyadan dışarı çıkaydınız. 11 Hayır, size yazarken demek istedim ki, eger bir kardeş zinacı, açgözlü, puta tapan, küfürcü, içkici ya da dolandırıcı olarak bilinirse, o vakıt onunla hiç işiniz olmasın. Böyle birisi ile yemek bile yemeyin.
12 Çünkü dışarıdakileri davalamak bana mı düşüyor? Ama içerdekilerini de mi davalamayacanız? 13 Dışarıdakileri Allah davalayacak. Ama siz kötü kişiyi aranızdan atacaksınız.
Ne kadar ciddi bir standart:
“eger bir kardeş zinacı, açgözlü, puta tapan, küfürcü, içkici ya da dolandırıcı olarak bilinirse, o vakıt onunla hiç işiniz olmasın. Böyle birisi ile yemek bile yemeyin.”
Size soruyorum, aramızda öyle kişiler var mı?
Hakimler 21:1-3
İsrailliler Mispa'da, "Bizden hiç kimse Benyaminoğulları'na kız vermeyecek" diye ant içmişlerdi. 2 Halk Beytel'e geldi. Akşama dek orada, Tanrı'nın önünde oturup hıçkıra hıçkıra ağladılar. 3 "Ey İsrail'in Tanrısı RAB!" dediler, "Bugün İsrail'den bir oymağın eksilmesine yol açan böyle bir şey neden oldu?"
Bu, bize gösteriyor, cezalandırmak nasıl lazım olsun: üzülmekle, günah işleyen kardeşi düşünerek
Problem: herkes yemin etti, Benyaminlilere kız verilmeyecek
Çağrı 1: Yaveş-Gilat kasabasına saldırı
Bütün erkekleri, kadınları ve kızanlar öldürüyorlar ama delikanlı kızları brakıyorlar
Onları Benyaminlilere veriyorlar karı olacak
Cağrı 2: Şilo’da Rabbin Bayramı sırasında kız kaçırmak
Böylece Benyamin cinsi büsbütün yok olmaktan kurtuldular, yavaş yavaş toparlandılar
Zaten kilise içinde ceza lazım öyle olsun: kişinin iyileşmesi için, değil yok olması için
2.Kor. 2:6-8,11
Öyle bir kişi kalabalıktan zaten yeterince büyük bir ceza gördü. 7 Tam tersi: öyle bir kişiyi af edeceksiniz ve ona kuraj vereceksiniz. Öyle ki, o daha büyük bir sıkıntı içinde boğulmasın. 8 Onun için size yalvarırım: ona sevgi ile davranın. 11 Öyle ki, biz Şeytanın oyununa gelmeyelim. Ne de olsa, onun düşüncelerinden habersiz değiliz.
Hakimler kitabının son ayeti: “21:25 O dönemde İsrail'de kral yoktu. Herkes dilediğini yapıyordu.” - Kral yoktu = gökte de kral yok, Rabbin adını taşırdılar, ama onu kral olarak kabul etmediler
Ne yazık ki, Bulgaristanda bu sıra tutulmuyor – daha fazla herkes istyediği gibi yapıyor – İsa var, ama Rab yok – şifa aramak, bereket beklemek var – ama onu seslemek yok
Kimi kere pastorlar kişileri kıra atıyor – ama o onları keyfine kalmış bir karar – değil bütün topluluğun kararı olsun
1.Kor. 11:29-31
“Çünkü her kim bedeni fark etmeden yerse ve içerse, yiyip içmekle kendi kendini davalamış oluyor. 30 Zaten bu sebepten aranızda birçoğu zayıf ve hasta oldu, birçoğu gene uykuya daldı. 31 Kendi kendimizi denemiş olsaydık, davalanmayacaydık. 32 Rab bizi davalarsa bile, bizi terbiye etmek içindir. Maksat, dünya ile beraber ceza çekmeyelim.”
Bu ayetler değil Rabbin sofrasından önce aacık kafamızı eğiltirelim, kendimizi aacık suçlu hissedelim de, Rabbin Sofrasına katılmaya hakkımız olsun - bunlar konuşuyor günaha karşı ciddi olmak için
Buradaki ‘bedeni fark etmek’ = toplantıdaki günahı fark etmek ve ona razı gelmemek
Biz günaha karşı o kadar ciddi olacaz mı?