"Onun için lazım, işittiğimiz şeylere daha da fazla kulak asalım, yoksa usul usul onlardan uzaklaşacaz."
Bizim mahallede çok kişi tanıyorum, eskiden hızlı imanlı idiler, ama şimdi Rabden çok uzak (“Ben de bir vakıt toplantılara giderdim...”)
- Kimisi gene: “Aa, ben de imanlıyım, ama toplantıya gitmiyorum, Evceezimde duacazımı yapıyorum”)
nasıl oluyor, eskiden Rabe çok yakın olan bir kişi o kadar uzaklaşsın
- hani biz Allahın evlatları imişik, Allahın elinde imişik, bizde Kutsal Ruh varmıs?
İncilde öyle bir mektup var, Rabden uzaklaşmak isteyenlere konuşuyor: İbraniler mektubu
- Bu mektubu alan kişiler, Yahudilikten gelme imanlılar idi. Onlara baskı yapıp,
- Yahudiler onlara derdi: ‘Bizim kocaman tapınağımız var Yeruşalim’de, siz gene, evlerde toplanıyorsunuz. Bizim kutsal kahinlerimiz var, sizde herkes sıradan kişiler. Biz kalabalıkız, siz sade bi avuç insan”
- biz de aynı durumda değil miyiz. Ve bu sözlere bakarak birçok kişi Rab İsa’yı brakmak istiyor.
- İbraniler mektubu gösteriyor, İsa’nın sistemi ne kadar daha büyüktür ve ondan vazgeçmek ne kadar korkunçtur
belki bu vaaz senin için değildir, ama sen de öyle kişileri tanırosunz, kim Rabden uzaklaşıyor – daha bu hafta içinde git- onlara konuş
şimdi bakacaz: bir kişi Rabden nasıl uzaklaşıyor, hangi adımlarla...:
birinci adım bir şey yapmamakla başlıyor
- en bakıyorsun, adam dua ediyor, ilahi söylüyor, sürekli topantıya geliyor, ama saklı bir mikrop gibi, onda uzaklaşmanın tohumu ekilmiştir
Mat 25:18 – bir talantı olan kişi onu gömmüş
- Rab sana bir vergi verdi – onu kullanır mısın?
- diyelim, Ben sana bir kutu şokolat verdim. Sen seviniyorsun, teşekkür ediyorsun, şokolatları övüyorsun, ama bir türlü onları yemiyorsun – ben o zaman senden memnun kalacam mı?
ya kullanacan, ya onu kaybedecen
- hastanede yatan patsientler, eger hareket etmezseler, muskulları gittikçe zayıflıyor, en sonunda yok oluyor
imanlı neden vergisini kullanmıyor:
- belki güdücüler ona göstermediler, ya da fırsat vermiyorlar, toplantıda işlesin
- belki utanmak, “Kendimi göstermeyim”
- ama en çok mülüslük: “Ben kurtuldum ya! Yeter bana bu kadar!” “Başkaları uğraşsın”
demek: imanda durmak yok: Ya ilerleyecen, ya da gerileyecen
düşüncen değişiyor: ne kadar çok yapabilirim düşüncesinden – ne kadar az yapabilirim düşüncesine
- “minimalno imanlı” durumuna düşüyorsun
sanki evlilikte olduğu gibi: önce kıza aşk olup onun her dediğini yapıyorsun, sonra alışıp ancak ne kadar lazımsa yapacan
imanda da aynı: değil ben nasıl hizmet edeyim, ama ne kadar lazım yapayım
zaman kişi artık çok az İncil okuyor, dua ediyor
eskiden kardeşler bir araya gelince, ayetler araştırırdılar, bugünlerde ya iş, ya araba, ya da futbol konuşuluyor
Mat 13:22
Tikenli otların arasına ekilen tane de şudur: kişi sözü işitiyor. Ama dünyanın kahırları, hem de zenginliğin aldatırması sözü boğuyorlar, ve söz yemiş vermez oluyor.
benzetmede tohum = Rabbin sözü
- tikenli otlar nedir? Hem paranın azlığı: “dünyanın kahırları” – hem de paranın çokluğu “dünyanın zevkleri”
canlı bir imanlı dünyaya bakmıyor: “ÖNCE onun krallığını arayın, ve lazım olan şeyler size verilecek”
eskiden sorardık “Rab ne istiyor” – ama şimdi: “Bunu yapsam olur mu?”
demek: bakmıyor Rabbin istediğini yapsın, Ondan sormuyor – kendi canına soruyor, can karar versin
- yanlış soruya doğru cevap olmaz
böylelikle biraz yalan, biraz ikiyüzlülük, biraz hırsızlık
ama küçük günahlar küçük kalmıyor, büyüyorlar
Mezmur 25:7 „Ya Rab, gençliğimin günahlarını anma!“
- demek: eskiden akılsızdım, yapardım – ama şimdi akıllandım, yapmıyorum
- ne yazık birçok imanlı yapmaya devam ediyor
imanlı hayat demek akıntıya karşı yüzmek, elaleme uymamak
- irmaktaki balıklar gibi: balık akıntıya karşı gitti mi, biliyorsun canlıdır – ama hep akıntıyla giderse, o zaman ölüdür
imanlı başladı mı, elaleme uymaya, o zaman yavaş yavaş ölüyor
örnek: İsrail halkı bir kral istiyor: 1.Sam 8:5 “bütün milletler gibi olmak istiyoruz”
- Rab onları seçti bütün milletleden farklı olsunlar (putlara tapmak yok, görünmeyen bir tanrı hem de görünmeyen kral olsun)
- önce bunu yaptılar, sonra yorulup bütün milletler gibi olmak istediler
onun için kardeşlerden güç almak lazım
İbr. 10:24-25
24 Biz gene bakalım, birbirimize sevgi ve iyi işler için iştah verelim. 25 Toplantılardan da vazgeçmeyelim. Bazıları buna alıştılar. Hayır, birbirimize kuraj verelim. Hele hele o günden için, hani görüyorsunuz nasıl yakınlıyor.
bugün evde her türlü iş çalışabilirsin: ınternette borsacılık, sekreterlik, ev firmaları, evde okul,
aynısı kilisede de var: TV kiliseleri, internet kiliseleri
- Amerikada araştırmacılar diyor: 10 sene sonra Amerikada imanlıların 60% sade TV ya da internet kiliselerine katılacak
- ama Rab buna karşı: birbirimize kuraj ve koreksiya lazım
sonra dünyadan olan arkadaşlarımızla daha fazla vakıt geçiriyoruz (sanıyoruz onlarda daha fazla sevgi var, onlar daha ‘yaki’)
Rab her an yanımızda, Ruh her an içimizde, ama gene de birlikte iken, Rab İsa daha başka bir anlamda aramızda oluyor (Matta 18:20 - Çünkü iki ya da üç kişi nerede bir araya gelirse, ben oradayım, onların arasındayım.")
Rabden uzaklaşmak isteyen kişi, ilk önce kardeşlerden uzaklaşıyor
sürünün kenarında olanlar hep kurtlara kurban gidiyor
İbr. 5:11 “Bu meseleden için çok şeyler var size söyleyelim. Ama zor olacak, çünkü seslemekte tembel oldunuz.”
diri bir imanlı Allahın sözü işittiği zaman titriyor – onu hemen yapmak istiyor
- Rabden uzaklaşan bir imanlı işitip duruyor, ama o sözleri artık anlamıyor
burada o kadar büyük hakikatlar işitiyoruz ki, imansızlar onların ne kadar öenmli olduğunu hemen anlıyorlar (mesela: Allahın evladı olmak, Allahın Ruhu bizde olması, sonsuz yaşamdan emin olmak)
- biz gene bunu işitince uykuya dalıyoruz
vaaz vermek narkomaniya gibi: dozayı hep arttırmak lazım, hep yeni yeni, hem de daha büyük ayetler çıkarmak lazım
ibr. 3:12-13 “Kardeşler, dikkat edin aranızda olmasın öyle bir kişi, hani içinde kötü ve iman etmeyen bir yürek olsun ve yaşayan Allahtan ayrılsın. 13 Ama daha 'bugün' dedikleri zaman, birbirinize günden güne kuraj verin. Aranızda olmasın öyle bir kişi, günahın oyununa gelip sertleşsin.
Almanyada, Nazi zamanında, Diytrih Bonhöfer adında bir pastor: Hitler’e karşı gittiği için konzlagere gönderildi. Savaşın bitmesine iki hafta kalınca öldürüldü.
dedi ki: “Önce komunistleri toplayıp götürdüler. O zaman ben onu görünce sustum, çünkü komunist değildim. Sonra Yahudileri alıp götürdüler. Gene sustum, çünkü Yahudi değildim. Daha sonra katolik papazları götürdüler. Ben gene sustumü çünkü Protestantım. En sonunda beni de aldılar. O zaman benim için konuşacak kimse kalmadı.”
- imanda aynı durumu gelmedik mi?
sen daha kardeşinin kahırlarına üzülür müsün? onu düşünür müsün?
çok kişi Rabden uzaklaştıktan sonra şüpeye düiüyor:
- “Neden bu kadar az kişiyiz? Satelite bak, İstanbul’da camilerden neden bu kadar kalabalık?”
- başkası belki anlamadığı bir ayet üzerine şüpeye düşüyor
Rab istiyor araştıralım, soru soralım – kimse sadece sormaktan imandan düşmedi
ama şüpe bir kafa meselesi değil, iman meselesidir
örnek: Tek 3:6 .’Ve kadın gördü.... elini uzatıp meyvadan yedi
- bu nasıl mümkün? – demek, Havva önceden zaten ağaca yaklaşmıştı
- ancak yaklaştıktan sonra, Şeytan onun kafasına şüpe sokabildi
uçaklarda öyle bir nokta var: A’dan B’ye gitmek istiyorsun, ama ancak o kadar benzin var. Herhangi problem varken A’ya dönebilir. Ama o noktayı geçtikten sonra, B’ye devam etmeye mecburdur, çünkü A’ya dönmek için benzin yetmeyecek
İbr. 6:4-6 : “onlara yok fırsat, bir daha tövbe etmek durumuna getirilsinler.”
- değil: Rab onları bir daha af etmeyecek- ama hiç bir insan onları bir daha tövbeye getiremez.
1. yüzyılda romalı bir ordu düşman ordusunun ne büyük olduğunu görünce yüreklerine korku geldi, hepsi geri çekilmeye, dönmeye karar verdiler – onların generalı çok sözlerle onlara kuraj vermeye çalıştı (vatan için, karı kızan için, şerefiniz...) ama hepsi boşuna – geri çekilmeye başladılar - yürürken bir balkanlık tarafından geçtiler, yol gittikçe darlaştı, en sonunda tek kişilik pateka oldu, tek tek ondan geçtiler – ama general ileri koştu, yolda yerde uzandı ve dedi: “Dönmek isterseniz, üstümden geçeceksiniz – yapsaydılar kesin öleceydi – bunun üzerine bütün ordu döndü düşmanla savaşmak için
İbr. 10:28-29
Eskiden her kim Musa'nın kanununu hor gördüyse, iki ya da üç şahidin sözleri üzere hiç acımadan öldürüldü. 29 Peki, kim Allahın Oğlu'nu ayaklarının altında çiğnerse ve kendisini kutsal kılan anlaşmanın kanını sıradan bir şey sayarsa ve merhamet ruhuna karşı dikilirse, ne sanıyorsunuz, o kişi ne kadar daha ağır bir cezaya layık sayılacak.
Müslümanlıktan tema kesin: kim islamiyetten dönerse, o kişi lazım öldürülsün
Rab öyle zorbacı değildir, o general gibidir:
- sanki diyor: “Tamam, dönebilirsin, ben sana engel olmam. Ama bil ki, beni bir daha ayaklarının altında çiğnmiş olursa. Ve bunu yaptın mı, artık senin günahların için kurtarıcı kalmayacak!”
bu konuşmuyor her bir günah için, ama en sonunda Rab İsa’yı ayaklarımızın altında çiğniyoruz
şimdi korkunç bir gelişme gördük, nasıl bir kişi Rabden ayrılıp yok oluyor
bu başımıza gelmesin diye en baştaki hatayı yapmayalım
- şleyen demir paslanmaz. Onun için Rabbin verdiği vergilerini toplulukta kullanalım