ACI ÇEKMEK

İnsanların çoku diyor ki, içimizde acı ya da kahır varsa, orada Tanrının sesi de var. Çok defa bu sesi fark etmiyoruz ve acılarımızın içinde kalbimizi sertleştiriyoruz, Tanrıya karşı alanıyoruz ve korku sarıyor içimizi.

Korkuya kendimizi verirsek biz normal bir imansız gibi insanlardan oluyoruz. Yani, bedenimiz duygularımız daha önemli oluyor,Kutsal Ruhtan.

İnsanın kalbinde var bakire yerler, yani doğumamış yerler ve acı kahır oraya yerleşiyor.

Yeşaya 48:10

Sül.Özd. 20:30

(Eyub 2:4),

Tanrıda büymek demek, başka olan şeylerden dışarı,acının sesiylen, korkunun sesiylen konuşmaya örenesin. Nasıl konuşasın? Tanrıya giderek.

Değil acılardan kaçmak ya da bunu saklamak, sanki hiç problemin yok ama için biliyor.

Bunu Tanrıyla paylaşısaydık bir yer açıyoruz Tanrıya bizim hayatımızda çalışsın.

Bunu yapmazsak duvarlar kaldırıyoruz Kutsal Ruha karşı.

(İov 2:10)

Korkuyu ,acıyı içinde tutmak ve paylaşmamak sanki hiç bir şey yok, oluyor birinci adım iki üzlülük için.

Davut çok iyi örnek oluyor bizim için. Onun kalbi açıktı Tanrının önünde. Kendisini güçlü göstermezdi eğer düşmanları ondan daha güçlüyse.

Zayıflığını saklamazdı. Utanmazdı insanlardan kendi günahları için. Daha önemli Tanrıdan utan nekadar insandan çünkü, insanların hepsi günahlı.

Tanrının cezasından kaçmazdı ve mırıldamazdı.

(2.Krallar 16:10-12)

Eğer zayıflığımızı, acımızı açıkça söyleyemezsek, biz başlıyoruz kendimizi bile tanımama. Kalan ikinci bir kişi sanki var çimizde .

Akıllı ve cail insanın farkı ne? Akıllı insan acıya kulak asıyor ama, cail olan önemsemiyor.

(Mezmur 119:67)

Her bir ilerlemek hayatımızda acılara,kahırlara bağılıdır. Bir küçük çocuk büyütsen bile nekadar kahır, uykusuz geceler ve göz yaşlar.

Her bir acı bir fırsat oluyor hayatında değişmek için ve ilerlemek. Ama bu olabilir sade krizaları geçirebilirsek uspeşno. Nekadar daha büyüyorsun Rabte okadar daha çok kahır var kalbinde. Sanki bu doru değil ama, öyle. Nezaman Kutsal Ruh yok bizde her şey için diyorus a be ne olursa olsun. Ama nezaman imandayız öyle demiyoruz. Biz kalan biliyoruz ne istiyoruz ve istediğimiz yerine gelinceye kadar, bazı zaman, büyük denemelerden geçiyoruz.

(Mezmur 51:16)

Eğer hayatımızda acıların karşısına durabilirsek ve onların üstünden geçebilirsek, bu bize gösteriyor ki, böylbe bir insanın sevgisi de büyük.

Sen bir kişiyi seversen ne yapacan? O kişi için nasıl acılardan geçsen bile gayret edeceksin.

İnsanın yaşını nasıl anlayabiliriz. Lazım soralım önce bu kişi ne geçirmiş başından. Çünkü bazı zaman görebiliriz genç çocuklar bile ama, yaşlı bir kişi gibi davranıyor. Neden? Çünkü çok şey geçirdi başından. Ve tam tersine, bazı yaşlı insanlar Rab öyle yapmış ki, problemsiz yaşamışlar, her zaman başka birisi yapmış onların yerine. Bu keşiler bir çocuk gibi davranıyorlar. Çünkü hayatlarında hiç bir sorumluluk yokmuş.

(İşaya 57:15)

İnsanın kalbinde bir yer var nerede acı yaşıyor. Ve Rab orada duruyor ve bekliyor bu acıyı ona veresin. Çünkü Rabbin misiyası bu-bizim üklerimizi alsın.

(2.Kor. 7:10)

Eğer Tanrıya söylersek acılarımızı ozaman kurtuluş var derdimizden.

(2.Kor. 12:10)

Çok zaman kalbimizde olan bu yer, nerede acı yaşıyor, çok büyük görkemli bir yer olabilir. Tanrı orada görkemini gösterebilir. Çünkü biz Mesihin mirasçılarıyız ve O, görkemli bir Tanrıdır ve bu görkem bize de geliyor. Ama nezaman –tam zamanında. İsa da çok acı çekti ama, tam zamanında görkemli bir diriliş yaptı.

İyiki bu yer var kalbimizde nerede acı yaşıyor. Neden? Çünkü ne zaman acı başlıyor, bu bir segnal ki, bir şey nasıl lazımsa değil ve çaresini aramalısın.

Bazı zaman doru olanı yapmak için çok acı çekebilirsin. Bazı zaman bile sanki birisi yarana tuz ekiyor.

Acıdan kaçmak istersen ya da problemden bu demek ki, sen doğruluktan kaçmak istiyorsun.

(İşaya 50:5,6)

Doğruyu yapmak dediğimiz gibi bazı zaman çok acıyor ama, aynı zaman merhametli bir Babamız var ve bizi yalnız bırakmıyor bu durumda.

(2.Kor. 7:10).

Bazı zaman doruyu yapmak istiyoruz ve çok büyük problem geliyor. Bence doruyu çok sevgiylen söylersen, daha büyük fırsat var seni anlasın.

(1Kor. 8:1)

(2Kor. 1:4)

Rab nasıl bizi avutursa, bizde aynısını yapıyoruz mu başkaları için.

Son ne yaptık bizim acımızlan? Onu bıraktık orada ve ona kulak asmadık ya da onunlan ve Rablen beraber başladık onun üzerinde çalışmaya.