Dar kapıdan girin !
Matta 7:13-14
Yüzüklerin efendisi - Moriya Dağlarının içinde geziyorlar - Gandalf onları güdüyor - bir yol ayrımına geiyorlar - şaşıyorlar hangi yolu tutsunlar - büyük karar: doğru yol ise, korkunç balkandan çıkacaklar - yanlış yol ise, kesin ölüm var.
her gün kararlar veriyoruz: kimi kararlar ufacık: “Çilek dondurma mı alayım, yoksa çikolata mı?”
- bazı kararlar orta (“Düğünü salon da mı yapacaz, yoksa sokakta mı?”)
- bazı kararlar hayatımız etkiliyor (“kiminle eveleneyim: Ayşe ile mi, Fatma ile mi?”)
- ama İsa bize hayatımızda en büyük kararı yapmaya çağırıyor:
Matta 7:13-14
13 Dar kapıdan girin. Çünkü bir de geniş kapı ve geniş yol var. Onlar yıkılmaya getiriyorlar ve çok kişi oraya giriyor. 14 Ama var bir dar kapı ve dar yol, onlar hayata getiriyorlar. Ve o hayatı bulanlar azdır.
- Musa: “Bakın bugün önünüze yaşam ya da ölüm koyuyorum - Yasa 30
- Yeşu : Bugün kime hizmet edeceğinizi e karar verin
- Yeremya: Önünüze yaşam ve ölümün yolunu koydum, siz seçin
- İlyas: “Ne kadar daha iki karar arasında çalkalanacanız: Yahve Rab ise, ona hizmet edin, yoksa Baal Rab İse ona hizmet edin
- İsa : Yuhanna 6:66 “6O zamandan beri Onun öğrencilerinden birçoğu döndüler ve artık Onunla yürümediler. ”
Rab bir çağrı veriyor: 2 kapı - 2 yol - 2 hedef - 2 kalabalık - 2 agaç - 2 meyva - 2 ev sahibi - 2 ev
- bütün Dağdaki vaazı bu noktaya getirdi: 2 kapı
- ikisi de diyorlar, “ben seni sonsuz yaşama götürecem”
- bu, İsa'nın bir buyruğudur: İsa akıl vermiyor (“İyi olacak gireseniz!”) - İsa yalvarmıyor (“Lütfen, ne olur, girin!”) - ama BUYURUYOR: sen LAZIM giresin, onu yap!, hemen, şimdi
- var insanlar bütün hayat kapının önünde durup bakıyorlar, kapı ne kadar güzeldir, içeri giren kişiler ne kadar iyidir, onun arkasındaki yol ne kadar faydalıdır ... ama kendileri hiç dalmıyorlar
- sadece vaazı dinlemek, onun güzelliğine hayran kalmak, Mesihin işine hayran kalmak, Mesihin öğretişine hayran kalmak yeterli değil
- cendem “İsa'yı seviyorum” diyen kişilerle dolu olacak
- kapının iki işi var: kimilerine giriş sağlıyor - başkalarını dışarıda tuttuyor
- Mesihin düğün benzetmesi: ne zaman düğün başladı, kapılar kapandı - o kapı hep açık kalmayacak
- demek sadece bir tek kapı var
- Sül.Mes. ,insana doğru görünen bir yol var, ama onun sonu ölümdür
- İsa dedi ki; Kapı benim, herkes lazım benden girsin, - bir kişi benden başka kapıdan bu yola girmeye çalışırsa, o hırsız ve hayduttur
- (Apo 4) insanlara, gök altında sade bu ad verildi kurtulsunlar, ve başka hiç kimsede kurtuluş yoktur
- ama bu yeterli değil, çünkü herkesin bir İsası var: İsa populer... herkes bir İsa görünüşü uyduruyor
- daha toçno: Yahya'Nın gösterdiği yol: tövbe yolu, vaftiz yolu, yeni doğuş yolu
- birçok insan var, sanıyorlar ki, doğru kalabalığa katıldın mı, o kalabalıklan cennete gidecen
- stadyonlarda turnike(t) diye bir şey var ya: insanları tek tek brakıyor içeri girsin
- kalabalıkta vazgeçmek demektir
- belki bütün ilişkilerin bozulacak
- Mat 10:34 barış değil, ama kılıç getirmeye geldim, hayatını kazanan onu kaybedecektir
- kendi hayatının üzerine kontrol kaybediyorsun
- İsa populer iken, insanlara öyle laflar söyledi... sanki istedi çoğu onun öğrencisi olmasınlar
57 Onlar yolda giderlerken birisi İsa'ya dedi: "Sen nereye gidersen, ben de senin arkandan geleyim."
58 İsa ona dedi: "Tilkilerin barınacak yerleri var, gökteki kuşların da yuvaları var, ama İnsanoğlu'nun yok nereye başını koysun."
- bu yolda yuva yok, bize sıcaklık veren bir şey yok
59 Başkasına dedi: "Arkamdan gel!" O da "İzin ver de en peşin gidip babamı gömeyim" dedi.
60 İsa ona dedi: "Brak ölüler kendi ölülerini gömsünler. Ama sen git, Allahın krallığını ilan et."
- biz yaşama gidiyoruz, ölümle uğraşmak için vakıt yok
61 Başkası dedi: "Efendimiz, senin arkandan gelecem. Ama izin ver de en peşin gideyim, evdekilerle vedalaşayım."
62 İsa ona şöyle konuştu: "Kim sürmeyi eline alırsa, ama sonra geri bakarsa, Allahın krallığına uygun değildir."
- bizim hedefimiz var: izin verme, bu hayatın şeyleri, bu hayatın ilişkileri seni o hedeften şaşırtsınlar
- 'ucuz merhamet' yok - bu söz, Dietrich Bonnhöfer - Nazi zamanında mahpusa atıldı ve savaşın bitmesine birkaç gün kala onu öldürdüler - protestantlar, evangelistler seviyorlar desinler “merhametle kurtuluyoruz,ü işlerle değil. Ama çoğu anlamıyorlar bu ne demektir: bu merhamet ucuz değildir, ama çok pahalıdır... lazımsa hayatını kaybedecen
- onun için az kişi onu bulacaktır
- bütün sahte haberleri gözden geçirecen
- a.15 - sahte peygamberler: kolay bir kurtuluşu satıyorlar, kişileri masovo geniş yola kakıyorlar
- 'hayatını kaybetmek' - bu sadece şehit olmak değil, ama kendi kişiliğinden vazgeçmek
Luka 13:24 : 'uğraşın' - demek: kurtulmak isteyen, ama onu beceremeyen mi olacak? Evet!
Ev sahibi kapıyı açmayacak - Luka 14:35
- bugün bir evangelizator ne diyecek: bunu mu? Hayır, hoş bir şey, kulağı okşayan bir şey
- İsa zengin genç adama ne dedi: “Bütün malını mülkünü sat, ancak o zaman benim öğrencim olacan”. Sen olsaydın onu yapacakmıydın? Senin vazgeşmen gereken şeyler nedir? Sen onu yapmya hazır mısın?
- İsa, neden onlara demedin “şu küçük duayı söyleyin ve hazırsın”, “elini kaldr, ben senin için dua edecem ve ve hazırsın! Öne gel, ben sana el koyacam, kutsal ruhu alacan ve hazırsın”
- sen benim kölem olacan, bütün hayat boyunca kendi isteklerinden olacan, kendi arzularını gerçekleştiremeyecen, senin istediğin olmayacak, ama İsanın istediği olacak
- geniş yolunda devam edecen diyenler çok: günhlarını boş ver, öğretiş mi? önemli değil.
- girmeye uğraşın: grekçe: 'agonizome'
- 1.Kor 9:25 - kazanmaya uğraşan bir sporcu için kullanılıyor “Ama kim spor yarışmalarına katılırsa, her şeyde kendini kontrol ediyor. ”
- Kol 4:12 - ağır işleyen, bütün gücünü kullanan, lazımsa ölmeye hazır olan bir işçi için kullanılıyor “ Epafras, İsa Mesihin bir hizmetçisi, selamlarını gönderiyor. Dualarında her vakıt sizler için güreşiyor, tamamlanmış olarak, hem de tam bir güvenle Allahın isteğinde kalasanız diye. ”
- 1.Tim 6:12 - savaşan bir asker için kullanıyor - “ İyi iman muharebesinde dövüş.”
- Demek imana gelmek, aslında her zaman bir savaş demektir, ölüm kalım meselesi, kendi ruhunla, kendi canınla savaşıyorsun ve birisi mutlaka ölecek, ya eski adam ölecek ve Mesihte yeni yaşami sonsuz yaşam bulursun - ya da: kurtulma arzun ölecek, artık Rable anlaşmıyorsun ve Şeytan sende yenecek, kurtuluşa ermeyecen
- nasıl Yakup bir vakıt Allahın meleğiyle sabaha kadar güreştiyse, nasıl dediyse: “Sen beni bereketlemden, kutsamadan seni brakmayacan” - kurtuluşa gelmek isteyen, bu dar kapıdan girmek isteyen herkes aynı biçimde uğraşmalı
- her insan kendini seviyor, kendi gururunu seviyor, kendi benliğini seviyor, 'canmız' bize çok kıymetli - ama o dar kapıdan girmek için onu kaybedecen.
- neden: sen o şeyleri kıymetli birer şey sanırdın, bunlar benim özümi derdin - ama aslında onlar sırtında kocaman bir yüktü, kocaman birer çanta - ve kapı o dara dar ki, önce o yükü brakacan, yoksa geçemeyecen
- Allahın krallığına uykuda, dinlenmekle giremeyecen. Ancak son gücünle uğraşırsan girecen
- çünkü Şeytan güçlüdür, milyonlarca yardımcıları var
- senin önüne başka başka igraçkalar koyacaklar, onlarla uğraşasın, önemsiz şeylerle mesgul olasın diye, asıl hedefini unutasın diye
- türlü çeşit insanları yollayacak sana, onları sesleyesin diye.
- türlü çeşit zorluklar verecek sana, vazgeçesin, umudunu kaybedesin diye
- onbinlerce sahte peygamberleri, sahte Mesihleri, yalancı muallimleri vardır: kafan karışsın diye
- ama onun en büyük yardımcısı biliyon mu nerede? İçimizde - orada günaha karşı bir sevgimiz var. Evet, günahı seviyoruz, onu besliyoruz, çiçek gibi bakıyoruz ona. Ve bize ters geliyor, onu yok edelim, koparalım onu hayatımızdan.
- bütün bu engellerden geçecen, bu kapıya girmek için
- bütün bagajı hacın dibinde brakacan
- nasıl operatsyalarda çıplak yatacan masada, aynı biçimde Allah sende bir operatsya yapacak... senin içindeki kanseri kesmek için - ve o konuda senin bagajın engeldir, lazım yok olsun
- insan istemiyor çıplak dursun, en fazla gene Allahın önünde çıplak dursun: incir yaprakları : religiya, iyi işler, sevaplar, ahlak, insanın doğruluğu -
- Rab hepsini çıkarıyor: onlar engeldir
- Mesihe bir köle olarak gelecen: İsaya Rab derken, kendine köle diyecen - ikisi birbirlerine bağlıdır
- onu sevinçle yapıyoruz
geniş kapı:
- zorluk yok, kalabalıkla girebilirsin, kendini nkar etmk zorunda değildin, kendini alçalmaya gerek yok. gururun mu var? getir onu! Kendine güvenmi var? Getir onu? Günah mı var sende? Atma, getir onu!
- Trinidad'da bir kişi önce İsa'nın haberini işitmiş ve araştırmış, ama sonra müslüman olmuş. Ona sormuşlar; neden öyle yaptın?
- Ve demiş: “İslamiyet çok güzel bir geniş yoldur. İnsan oraya günahıyla girebilir. Mesihin yolu çok fazla dardır.”
- adam haklı, Haleluya diyecem, birşeyler anlamış, gerçekten de öyledir.
Nasıl İsa'nın yoluna düşmek zor ise, aynı onun gibi onda devam etmek de zordur.
- sen artık doğru kalabalığın bir parçası oldun ve o yeterli, yok gerek hayatına bakasın, yok gerek günahtan uzak durasın, yok gerek doğru öğretişi araştırasın, yok gerek kendi vicdanına kulak veresin, doğru olanı yapasın
- onun için Kuran'a baktığımızda çok seyrek görüyoruz, Muhammed müslümanlara kızsın, hep onları övüyor: siz en güzel ümmetsiniz, siz doğru yoldasınız - hep başkaları düşman gibi gösteriyor: putperestler düşman, hristiyanlar düşman ve en fazla: Yahudiler düşman
- İsa İncil'de başka konuşuyor: Davalanmak Allah ev halkından başlıyor, yani bizden başlıyor. Kime çok verildiyse, ondan çok sorulacak... te onlar biziz
- onun için bugün sözde imanlı, Hristiyan TV, radyoyu ve internet sayfalarını çoğunu açtın mı, onları sesledin mi ne duyacan: yeter ki, bana para yolla, o zaman iyisin... yeter ki, beni sesle, o zaman iyisin... yeter ki, bizim sürüye katıl, o zaman iyisin
- sen günahlı değilsin, diyorlar, sen 'hastasın'. Sende af etmemezlik yok, ama 'eski hayatından yaralar var'. Sende gurur yok, sen 'kendi değerini biliyorsun', - sende öfke, hırs ve kin yok, sen sade 'sinirlisin', amellendin - sende açgözlülük yok, prosto 'çoktan remont yapmadın' ve hep öyle devam ediliyor
- bir lafça: problem sen değislin, başkasıdır. Problemi ararken içeri bakma, dışarıda bak.
- işte geniş yolun sesi budur.
- öte yandan dar yol diye bir şey var:
- mahallemiz o kadar sıkışık oldu, o kadar fazla sokakların üstüne ev kurdular, nerede eskiden bir kamyon geçerdi, şimdi tek başına iki evin ortasından sıkışıyorsun, zor geçiyorsun
- yürüyüş yapmaya seviyorum, Pırvenets'den Markovo'ya balkandan geçen bir yol var... ama o kadar dar ki, ağaçlardan anak çok geşyprsun, dallar suratına vuruyor... ve dikkat etmesen yolunu şaşıracan, sapacan bambaşka bir yola ve nereye vardığını bilmeyecen
-