ALTI KERE VAFTİZ
- bugün aramızdan dört kişi vaftiz olurken seviniyoruz.
- Bunu banalno, sıradan, sıkıcı bir adet saymayalım.
- Biz onları suya bandırırken, ruhsal bir iş bitiyor - Ruh dünyasında bir değişiklik oluyor
- tabii ki, onu gözlerle göremeyiz -ama Allahın sözü bize buna söz veriyor ve imanla onu kabul ediyoruz
- notaryusa var mı gittiğin? Orada herhangi bir iş var mı yaptığın? Büyük heyecan yok: sıradan bir ofis, sekretarkalar asık suratla bir şeyler yazıyor. Notaryusun kendisi de çok uğraşmak istemiyor seninle, belki telefonda konuşurken senin dokumentlerine imza atıyor
- ama o ofisten çıktığın zaman çok büyük şeyler değişti: sen belki onu hissetmiyorsun ama senin durumun büsbütün başkadır artık
- belki senelerce arkadaşının arabasını kullanmışsın - ama notaryustan çıkınca bu araba artık senin oluyor - polis sordu mu “Bu arabanın sahibi kim?” “Benim” diyebilirsin - ki daha önce bu mümkün değildi
- mahallede kadın erkek çoğu defa birkaç sene nikahsız yaşıyorlar - nikaha önem vermiyorlar, daha kolay ayrılabilsinler diye
- sen kendini ne kadar da evli hissedersen, devletin önünde, kanunun önünde evli değilsin, hiç hakların yok
- ve belki sonra nikah yapıyorlar ama heyecansız, sanki o kağıt bir şey değiştirmeyecek ama o kağıt herşeyi değiştiriyor
- aynı biçimde toplantılarımızda insanlar var, senelerce gelip hiçbir zaman vaftiz olmadılar, kimileri olmak istemiyor bile
- diyorlar: “Ne istiyon ya? Toplantılara katılıyorum, ilahi söylüyorum, dua ediyorum, kimi kere para bile veriyorum. Daha ne lazım?”
- Rab bu protsedurayı, bu işlemi koydu bir standart olarak. “Bu yoldan geçeceksin. imanlı olduğunu bu hareketle göstereceksin. Ancak o zaman gerçek imanlı sayılacan”
- onun için seviniyoruz, bugün aramızda bu kişiler bu adımı atmaya karar verdiler. Hepsi gençtirler, hepsi sanki doğduklarından beri toplantının içinde büyüdüler
- ama bugün vakıt geldi, o adımı atsınlar - belki onların duygularında hiçbir şey değişmeyecek: yarın sabah kalktıklarında hiç farklı bir şey hissetmeyecekler
- ama Allahın önünde herşey değişmiş olacak - vaftiz olmakla başka bir statusumuz oluyor
- hepimiz Nuh'un olayını biliyoruz: Rab bütün dünyayı cezalandırmak için kocaman bir sel getirdi
- ama gene de insanlara bir kurtuluş kapısı açık braktı - o da Nuh'un gemisi idi. Su ölüm getirdi - her taraf ölüm doluydu - ama geminin içinde yaşam vardı.
- Geminin içinde olanlar, Allahın öfkesinden kurtuldular. Ve bugün bize gene öyle bir kurtuluşu teklif ediyor - bugün Nuh'un gemisi İsa Mesih'tir - Allahın öfkesinden kaçarken oraya sığınmalıyız.
- Nuhun tufanındaki sular Allahın öfkesini gösteriyor. O tufandan sonra Rab söz verdi, bir daha yeryüzünü suyla yok etmeyecek - ama o sel ne kadar da korkunçsaydı, gene de sade yeryüzünü sildi, yok etmedi
- ama Rab bir gün hazırladı, ne vakıt yeryüzünü silmekle kalmayacak, ama bütün kosmosu eritirecek:
2.Petrus 3:10
“Rabbin günü bir hırsız gibi gelecek. O günde gökler büyük gürültü ile yok olacak. Her şey, kıyımcıklarına kadar, kızgın ateşin içinde eriyecek. Dünya ve onun üzerinde yapılan işler de büsbütün yanacaklar.”
- Allah bütün haksızlığa son verecek, bütün günahlara karşı ceza verecek. O korkunç günde hiç kurtuluş olmayacak. Sade tek bir yerde: bir vakıt Nuhun gemisinde olduğu gibi İsa'nın içinde
- evet, Allahın öfkesi bir gerçektir: o her türlü günaha karşı öfkeleniyor. Ve sanmayalım o sadece en kötü şeyler için geçerlidir.
- mahallede: "Allah baba iyidir" - öyle bir Allah anlayışımız var ki, sanki o daha fazla Noel Baba'ya benziyor.
- ama Allahın en büyük karakeristikası onun kutsallığıdır. O yüzden öfkelidir: o konuşuyor, insanlara buyuruyor... ama insanlar sanki Onun yüzüne tükürüp diyorlar ki, "Sen bana karışma" .
- senin keni evladın sana öyle davranırsa, ne olacak? Ne kadar da seversen, en sonunda sen de kızacan, öfkelenecen.
1.Petrus 3:20-21
Bir vakıtlar, Nuh'un günlerinde, o gemi hazırlanırken, Allah sabırla bekledi. O gemide az kişi, tam olarak sekiz kişi, sulardan geçerek kurtuldu. 21 Bunun karşılığı gibi, şimdi de vaftiz sizi kurtarıyor. Değil onda bedenin pisliği çıkartırılsın. Hayır, İsa Mesihin dirilişine dayanarak, kişi Allaha bakıp temiz bir duygu istiyor.
- bu ayet bize büyük bir hakikat gösteriyor: vaftiz hakkında şimdiye kadar ne söylediysek yanlış anlaşılmasın: sade suya bandırılmak insana fayda getirmez.
- vaftiz bir şahitliktir: Benim içimde, benim hayatımda bir değişiklik oldu diye - eğer içten bir şey olmadıysa, dıştan da ne kadar güzel ve büyük tseremonya yaparsan hepsi faydasızdır - sadece ıslanmış olursun - o kadar
- cenaze her zaman üzücü bir şey değildir: eğer ölen kişiden nefret ettiysek, onun cenazesinden sevinecez
- sanıyorum Stalin gibi diktatörler öldüğü zaman Rusların çoğu ağlayacaklarına sevindi
- vaftizde ayn öyle bir diktatörün cenazesini kutluyoruz: eski tabiyatımızın cenazesini kutluyoruz: o artık öldü - ama sen kendi tabiyatını seviyor musun, kendini beğeniyor musun, kendini 'normal' mı sayıyorsun?
- Kutsal Ruh bir kişinin hayatına girmeye başladı mı, onun en birinci işi değildir ona sevinç ve mutluluk versin. Onun birinci işi kişiyi ağlatırmak
- insan kendi durumunu beğenmemeye başlıyor. Kutsal Ruh insanı rahatsız ediyor, Her tarafı sanki kaşınmaya başlıyor “Artık herşey ters, rahat değilim”
- ve en sonunda kişi bağıracak: “Ben ne kadar zavallı bir insanım! Bu bedence hayat, ölüm demektir. Bundan beni kim kurtaracak?” (Romalılar 7:24)
Romalılar 6:2-4
Biz madem günaha karşı öldük, nasıl onda yaşayacaz? 3 Yoksa şunu bilmiyor musunuz: bizden kaç kişi Mesih İsa'ya vaftiz olduysak, onun ölümüne vaftiz olduk. 4 Baba Allah, kendi şanlılığı için Mesihi ölülerden diriltirdi. Biz de Onunla birlikte vaftizle ölüme gömüldük. Öyle ki, aynı onun gibi yepyeni bir hayat sürelim.
- vaftiz olan kişi iyi gibi bilsin ki, artık herşey değişti, eski hayatta olduğu gibi artık devam etmeyecek.
- ve Şeytan geldi mi seni denesin, diyecen “Ahbap, yanlış adrese geldin. Senin aradığın kişi artık burada yaşamıyor, onun yeri mezarlıkta”
- ama iş sadece bu kadar değil, sade cenazeyi kutlamaya gelmiş olsaydık, pek sevinilecek bir şey yok - tamam: kişi artık eskisi gibi günah işlemiyor - onu anladık - peki onun yerine ne yapıyor ya?
- bir gebe kadın yüzüstü düştü mü, bebeğe ne olacak: HİÇ bir şey, çünkü bebek suyun içinde yüzüyor, su onu koruyor - en sonunda doğum suyun patlaması ile başlıyor - her bir insan bukvalno suyun içinden doğuyor
- aynı bunun gibi İsa dedi ki Yuhanna 3:5
“"Sana çok doğru bir şey söyleyeyim: bir kişi sudan ve ruhtan doğmadı mı, Allahın krallığına giremeyecek.”
- burada “su ve ruh” derken, demek istemiyor, bir kere bedence bir kere ruhça doğacan: ama yeni doğuşu iki sözle anlatıyor: su ve ruh
- su insanın sorumluluğudur, bu elimizden geliyor: Yahyadan başlayarak insanlar vaftiz oldular, kendini alçaltırdılar
- bir Yahudi için en büyük alçalma idi, çünkü vaftiz putperest halklardan gelenlere yapılırdı, ne vakıt Yahudiliğie geçmek istediler
-”Ne? Ben vaftiz mi olayım? Sen deli misin? Ben olmayım o kafirlerden? Ben zaten Allahın halkının içinde doğmuşum”
- Hayır dedi Yahya: SEN vaftiz olacan, Sen sayacan kendini kafir, Allahsız, Allahın öfkesini hak etmiş bir kişi - çünkü Onun önündeki durumun zaten odur
- ve İsa'nın kendisi Yahyanın işini devam etti - sonra da öğrencilerine aynısını buyurdu: vaftiz edin
- ancak kişi günahlı olduğunu anladı mı, yeniden doğabilir
- yeni doğuşun ikinci tarafı artık elimizde değildir: “Ruhtan doğacaksınız” - bu Rabbin sözüdür “Bi kişi kendini suyun içinde alçaltırdı mı, ben de ona kendi ruhumdan verecem”
Romalılar 6:5
Madem Onun ölümüne örnek olarak Onunla birleştik, dirilişinde de Onunla birleşecez. 6 Biliyoruz, evelki kişiliğimiz Onunla birlikte haça gerildi, öyle ki, eski günah tabiyetimiz ortadan kaldırılsın ve artık günaha esir olmayalım. 7 Çünkü kim ölmüşse, günahtan serbest kılındı.
Koloseliler 2:11-12
Onda gene, elle yapılmayan bir sünnetle sünnet oldunuz. Mesihteki sünnette beden tabiyetiniz atıldı. Onunla beraber vaftizde gömüldünüz.
- sünnet KK'ta bambaşka anlam taşıyor: değil temizlik meselesi, ama bir nişan olarak: “Bu kişi Allahın halkındandır”
- YA'da artık imanlının nişanı sünnet değildir - ama vaftizdir
- eskiden sünnet olmamış kişi, Allah halkından atılırdı. Bugün de aynısı vaftiz için geçerlidir.
- EA'dan bir şey YA'ya transfer etmiyoruz: herşey artık bir anlam kazandı
- 1. yüzyıldaki imanlılar için bir deneme idi: kalabalık Yahudi halkını görürdüler, süslü rubalar, altınla süslü tapınak - “Siz de kimsiniz, sizde hiçbir şey yok”
Filipililer 3:3
Çünkü asıl sünnetli olanlar biziz. Biz ki, Allaha ruhta hizmet ediyoruz, Mesih İsa'da seviniyoruz ve beden şeylere de güvenmiyoruz.
- siz şimdi vaftiz olanlara buyuryorum: kalabalığa bakmayacaksınız. Elaleme bakmayacaksınız, mahallenin sırasını tutmayacaksınız - çünkü asıl Allah halkı biziz
- bir kişi bir vatandaşlıktan başka vatandaşlığa geçerken bir yemin etmek tseremonyası yapılıyor
- büyük bir zalada sağ elinde kaldırıp yemin “Ben bundan sonra Amerikanın anayasasına itaat etmeye ve onu korumaya söz veriyorum”
1.Petrus 2:10
Bir zamanlar siz bir halk değildiniz, şimdi gene Allahın halkısınız. Allah sizi af etmezdi, şimdi gene size merhamet ediyor.
- İsrail halkı Mısır'da iken aslında bir halk değildiler, bir azınlık idiler (maltsinstvo) - o zamanlarda herkesin pasportu yoktu, ama hepsi Mısırlı vatandaş idiler
- ne vakıt o Kızıldenizden geçtiler, artık eski vatandaşlıktan koptular, yeni bir vatandaşlığa girdiler. Asıl orada bir halk oldular
- 1.Kor 10 diyor “hepsi Musaya vaftiz oldular” - ne demek bu: Musa ile birleştiler - bir kader birliği oluşturdular
- kader birliği: mesela bir uçakta bulunan yolcular bir kader birliği oluşturdular: onların pilotu sarhoşluk yapıp uçağın kontrolunu kaybederse, hepsi ölecekler - “Anca beraber, kanca beraber”
- Musa sadece onların önderi değildir, Musa onları kaderi idi - onun için lazımdı Musaya itaat etsinler - 100%, her konuda, hemen
- ama ağlaştılar, beğenmemezlik yaptılar, adım adım yük oldular, hayatlarında sevinç yoktu
- Mesih imanlısı vaftiz olmakla aynısını gösteriyor: İsa artık kaderimdir - onun için ona itaat edecem: her konuda, hemen, şikayet etmeden
- ama Mesihe nasıl itaat edersin: aynı zaman topluluğun güdücülerine de itaat edeceksin:
İbraniler 13:17
Size güdücülük yapan kardeşleri sesleyin, onlara boyun eğin. Çünkü sizin canlarınıza bakan ve bir gün onlardan için hesap verecek olan onlardır. O işi sevinçle yapsınlar, değil kahırlanarak; o sizin için faydasızdır.
- biz buna şimdiye kadar gereken önemi vermedik, ama bundan sonra bekliyoruz: vaftiz olan herkes itaat edecek - toplulukta herkes kendi keyfine göre hareket edemez
- herkes kendini efendi sanıyor, başkalarına maana bulmaya hakkı varmış gibi
- Türkiyede nişan sözü başka anlam taşıyor: evlenmeden önce iki kişi kesin söz veriyorlar, evlenecekler diye. Daha önce sözleşme var, o iki kişinin arasında olabilir. Ama nişan yapılıyor şahitlerin önünde
- nişanlı iken birbirlerine bağlıdırlar, olamaz başka kişilere gitsinler
2.Korintliler 10:2
Ben sizi Allahtan gelen bir kıskançlıkla kıskanıyorum. Çünkü sizi tek bir erkeğe nişanladım. Hani istiyorum, sizi delikanlı bir kız gibi Mesihe lekesiz olarak teslim edeyim.
- Pavlus da diyor: “Asıl düğün daha olmadı, o en sonunda olacak. O zamana kadar istiyorum sizi lekesiz tutayım. Yani, başka yollara sapmayalım, sade İsa Mesih'e bağlı kalalım.
- Pavlus hayatının sonuna doğru şu sözler söyledi
- 2.Timoteyus 4:6-8
Çünkü benim kanım zaten adak şarabı gibi dökülüyor. Vakıt yakınladı artık, ben ayrılayım. 7 Ben iyi muharebede dövüştüm, yarışı bitirdim, imanı kolladım. 8 Artık bundan sonra doğruluğun tacı benim için hazırdır. Doğru hakim olan Rab o tacı bana son günde verecek. Ve değil sade bana versin, ama her kim Onun gelişini severse, ona da verecek.
- evet: yarışı başlamak yeterli değil, onu bitirmek lazım - ancak o zaman ödülü alacaz
- nişanlanmak yeterli değil, o gökteki son düğüne katılmak istiyoruz - asıl sevinç orada