TİYATİRA kilisesine mektup
Bergama'dan 80 km uzak. Bugünkü adı: Akhisar, .100.000 nüfus
oluyor
Açık 2:18
Açık 3:1 Sardis kasabasındaki topluluğun meleğine yaz. Allahın yedi ruhuna ve yedi yıldız1sahip Olan şöyle diyor: "Ben senin işlerini biliyorum. Biliyorum, senin adın çıktı yaşıyorsun diye, ama ölüsün.
Açık 3:2 Uyan ve geri kalan şeyleri kuvvetlendir, ki onlar da zaten ölmek üzere. Çünkü fark ettim, senin işlerin Allahımın önünde henüz tamamlanmamıştır.
Açık 3:3 Onun için hatırla, neler almışsın, neler duymuşsun. Bu şeyleri yerine getir ve tövbe et. Eger uyanmasan, senin üzerine bir hırsız gibi gelecem. Ve ne vakıt gelecem de asla bilemesin.
Açık 3:4 Ama sende, hani Sardis kasabasında, var kimi kişiler, onlar rubalarını lekelemediler. Onlar benimle birlikte beyaz rubalarla yürüyecekler, çünkü buna layıktırlar.
Açık 3:5 Kim yenerse beyaz rubalar giyecek. Onun adını asla yaşam kitabından silmeyecem. Onun adını Babamın önünde ve Onun meleklerinin önünde açık açık anacam.
Açık 3:6 Kimin kulağı varsa, seslesin, Ruh topluluklara ne diyor."
“Tiyatira kasabasındaki topluluğun meleğine yaz: Allahın Oğlu Olan, gözleri ateş gibi yanan, ayakları bakır gibi yanan, işte O şöyle diyor:
Daha en başta İsa "Ben Allahın oğluyum" demekle sanki okuyucaya bir soru soruyor: "Peki sen kimin evladısın"
Bu 'Baba-Oğul' lafı kullanılırdı bir muallim ve talebesi ilişkisi için. İsa Ferisilere sordu: "Ben cinleri Beelzebul ile kovarsam, sizin 'evlatlarınız' onları nasıl kovuyorlar'" Matta 12:27 (= Ferisilerin öğrencileri)
Onun için İsa dedi: "Yeryüzünde kimseye 'Baba' demeyin" (Matta 23:9) - çünkü hocalar o lafı çok severdiler
Daha aşağıda görecez nasıl Tiyatira'daki imanlılara bir sahte peygamberin 'evlatları' diyor. Buna karşı Rab daha en birinci sözde kendini tanıtırırken onlara iki büyük hakikat gösteriyor
(1) "Bak, sen kendini o sahte peygamberin evladı sayıyorsun. Ama şimdi daha büyük biri gelyor: Allahın Oğlu"
(2) "Ama sen de çağrıldın, Allahın oğlu, Allahın evladı olmaya. Neden kendini o sahte peygamberle bir koyuyorsun?"
Burada Yuhanna'nın gördüğü görüm Daniel 10'u andırıyor. Daniel 3 hafta oruç tuttu ve dua etti... sonra Rab ona bir melek gönderiyor, ama o kadar korkunç bir görünüm var, Daniel korkudan yüzüstü yere düşüyor ve zor bela, Rabbin yardımıyla ayağı kalkıyor.
Dan 10:6 "Bedeni sarı yakut gibiydi. Yüzü şimşek gibi parlıyordu. Gözleri alevli meşalelere benziyordu. Kollarıyla bacakları cilalı tunç* gibi parlıyor, sesi büyük bir kalabalığın çıkardığı gürültüyü andırıyordu."
"Onun gözleri ateş gibi": demek her şeyi görüyor, onun önünde hiç bir şey gizli kalmıyor Evet, İsa bakıyor Tiy. kilisesine ve sanki diyor: "Ne sanıyorsunuz? Sizin yaptıklarınızdan haberim mi yok'"
Yeremya 16:17 Bütün yaptıklarını görüyorum; hiçbiri benden gizli değil. Günahları da gözümden kaçmıyor
İbraniler 4:13 Ve Allahın önünde yok öyle bir varlık, Ondan saklı olsun. Onun gözleri için her şey çıplak ve açıktır. İşte, bizim işimiz Onunladır.
O ayaklarla düşmanlarını ezecek. Öyle ki, o bastı mı geçici bir yara kalmıyor, ama kesin ölüm var.
İşin ilginç tarafı: o korkunç kuvvet burada kullanılmayacak İsa'nın düşmanlarına karşı. Ama bu sözle en başta kiliseyi korkutmak istiyor: sen 'Maranata', yani Rab bize tez gel diye dua ediyor musun? İyi, hoş... ama geldim mi, ateşle gelecem ve bana uygun olmayan hiç bir şey ayakta kalmaz.
Ben artık uzun yıllardır topluluklarla uğraşıyorum. İnsanlar çok defa benim önünde kendini çiçek yapıyorlar... ama eninde sonunda gene onların gizli taraflarını öğreniyoruz.
Ama ben belki onların saklı şeylerin yüzde 1'ini görecem, Rab gene yüzde 100'ünü görüyor.
Açık 2:19 ""Ben senin işlerini biliyorum. Biliyorum sende sevgi var, ve hizmet, ve iman ve dayanmak ve çalışkanlık var. Öyle ki, önceki çalıştığından şimdi daha da çok çalışıyorsun.
Tiyatira kilisesi aslında Efes kilisesi gibi idi: büyük ve işlek. Hatta, Efes'ten büyük bir fark vardı. Bakalım Rab bir topluluktan ne bekliyor. 5 özellik sıralıyor:
(1) Sevgi: Efes'te o eksik idi. İlk sevgileri soğumuştu. Rab İsa onu birinci yere koyuyor. Sevgisizlikle yapılan herşey bizi bir sekta haline getiriyor.
Rom 12:9 - "Sevgi ikiyüzlü olmasın. - Kötülükten iğrenin ama iyiliğe sarılın! 10 - Birbirinizi kardeş sevgisi ile sevip bağlanın! - Birbirinize saygı göstermek için yarışın!"
(2) Hizmet: hizmet ruhu, alçalmak, kardeşlerin ayaklarını yıkamak - hem de Rabbe hizmet etmek (dua, oruç, ilahiler ...)
(3) İman: imanla, yani riskli bir hayat yaşamak; kendi kendimize hedef koymak - hem de imanın içeriği: doğru öğretiş aramak;
(4) Dayanmak: dışarıdan gelen baskılara,
(5) Çalışkanlık: "sonraki işlerin birinci işlerinden daha fazla"
bir topluluğun gidişatı önemli: büyüyor muyuz, küçülüyor muyuz? İlerliyor muyuz, yoksa geriliyor muyuz?
yeter artık "Ah, nerede kaldı o eski sevgi?" diye ağlaşalım. Vakıt geldi artık ileri bakalım. Yeni bir gündür ve Rab bizden yeni hareketler bekliyor.
Açık 2:20 “Gene de sana karşı birkaç şeyim var: İzebel adındaki kadın kendini peygamber getiriyor. Sen de ona veriyorsun, öğretiş versin ve benim hizmetçilerimi saptırsın; zina etsinlermiş ve putlara adanmış yiyentilerden yesinlermiş.”
Tiyatira kilisesinin problemi: çok fazla tolerant, hoşgörülü idi. Açık bir günah vardı ortada ve zamanında ona engel olmadılar. O günaha katılanların sayısı gittikçe büyüdü, öyle ki, gerçekleri savunan kadeşler küçük bir azınlık kaldı kendi topluluğunda.
neydi problem: bir sahte kadın peygamber - adı İzebel - tabii ki, onun asıl adı o değildi, sembolik bir ad. Nasıl Bergama'da EA'dan bir ad kullandı (Balam), yani Musa'nın zamanından. Şimdi de kralların zamanından bir ad.
O sahte kadın peygamberin etkisi neydi: imanlılara öğretirdi (1) kurban etleri; putperestlik ve (2) zina ... hem ruhsal zina (putlara tapmak)i hem de gerçek anlamda. Çünkü o tapınışın bir parçasıydı.
Efes - Bergama ve şimdi Tyatira aynı problemle karşılaştılar: Nikolaycılar = put eti ve zina etmek. Kiliselerin ilk yıllarında o mesele o kadar büyük değildi ... ama şimdi emperator tapınışı araya girdi... ve kiliseler lazım çok kesin bir çizgi çizsinler
Efes onlardan nefret etti = 0% - Bergama - azınlık idiler - Tiyatira - çoğunluk, doğru öğretişi tutanlar azınlıktaydı.
Azınlıkta olan kardeşler ne yapsın? Ama nasıl bu duruma geldiler: "Sen veriyorsun", yani o sahte peygamber kadına göz yumdular.
Belki baktılar: topluluk populer, insanlar imana geliyor... işler iyiye gidiyor. Ama Rab diyor STOP. Ben kalabalık olalım diye gelmedim. Ben KUTSAL bir kilise stiyorum.
Kuran'da, Hadislerde yazıyor: 'Kadın peygamber olmaz. Kadınlar akıldan yana ve din konusunda eksik!"
KK'ta öyle değil: Rab çoğu zaman erkekleri kullandıysa da, kadınların eksikliği ya da 2. sınıf imanlı durumu yok.
Miryam (Çıkış 15:20), Deborah (Hakimler 4:4), Huldah (2 Krallar 22:14; 2 Tar. 34:22), Noadya (Nehemya 6:14 - kötü)
Anna (Luka 2:34), Pentikost gününde kadınlar da dillerde peygamberlik ettiler, Filip'in 4 kızı (Apo 21:11), ilk kiliselerde yaygın idi (1.Kor 11:5)
Problem değild kadın peygamberi, ama sahte peygamber
Kadınlar ruhsal konularda daha hassas. Çok defa Rabbin sesini işiten en birinci kadınlar oluyor. Erkekler sağır. Kadınlar bir yerin ya da durumun ruhsal boyutunu, ruhsal havasını hemen anlarlar.
Ama o aynı zaman zayıflıktır: kötü ruhların sesine aldanma tehlikesi daha büyük. Onun için yılan sesini en birinci işiten Havva oldu. Adem herhalde plan yaptı nasıl toprağı daha kolay sürsün, nasıl traktor alsın.
O yüzden kadınlar ve erkekler kilisede birlikte işliyorlar; birbirlerini dengeliyorlar - kadınların hassasiyeti ve erkeklerin hikmeti gerekli.
Süleyman'dan sonra krallık ikiye bölündü. Kuzey krallığın 7. kralı Ahav idi. İ.Ö. 870 yıllarında
1.Krallar 16:30 "RAB'bin gözünde kötü olanı yapan Omri oğlu Ahav, kendisinden önceki bütün krallardan daha çok kötülük yaptı. 31 Nevat oğlu Yarovam'ın günahlarını izlemek yetmezmiş gibi, bir de Sayda Kralı Etbaal'ın kızı İzebel'le evlendi. Gidip Baal'a hizmet ederek ona taptı.
32 Baal için Samiriye'de yaptırdığı tapınağın içine bir sunak kurdu. 33 Ayrıca bir Aşera* putu yaptırdı. Ahav İsrail'in Tanrısı RAB'bi kendisinden önceki bütün İsrail krallarından daha çok öfkelendirdi."
Putperestlik her zaman vardı İsrael'de, ama Ahav'ın zamanında bambaşka oldu. Kendisi başka devlete gidip orada putlara taptı. Putperest bir kadın, hatta kahin olan İzebel'le evlendi.
Ahav asker olarak güçlü ve başarılı biri idi, ama ruhsal konlarda zayıftı: İzebel'e fırsat verdi, bütün devleti ruhsal konularda kontrol etsin. O da gidip sadece Baal tapınışını yaymakla kalmadı, gerçek Yahve tapınışını yasak etti,, peygamberleri ve kahinleri öldürdü.
Ve sonra da kendi putların peygamberlerini getirdi. 450 Baal peygamberi\ 400 Aşera peygamberi. Onları besledi, İsrael'in devlet kasasından aylık verdi.
Bir tek İlyas onlara açık bir biçimde karşı çıktı. Rabbin peygamberlerinden daha 100 kişi kaldı... ama saklı olarak, mağaralarda yaşardılar.
Dünyanın sonunda gene öyle olacak: Allahın halkı olan kilisede küçük bir azınlık kalacak. Önderlerin çoğu 'İzebel ruhu'na kapılacak. "Dünya gibi olun" diyen sesler daha güçlü olacak.
İki sene önce - Bremen'de pastor Olaf Latzel - KK'ın tanrısı Kuranın Allahı değil - kiyametler koptu.
tolerant - hoşgörülü olalım diyerek gerçek müjdeye karşıya gidecekler, yasak edecekler.
Açık 2:21 Ben ona zaten zaman tanımıştım. Ama o istemiyor, zinasından tövbe etsin.
22 Bakın, ben onu hasta yatağına atacam. Ve kim onunla zina ettiyse, eger işlerinden tövbe etmezlerse, onları büyük çekiye brakacam.
23 Onun evlatlarını gene ölümlü hastalıkla vuracam. Ve bütün topluluklar bilecek, yürekleri ve düşünceleri araştıran ben'im. Bilecekler ki, her birinize yaptığınız işlere göre karşılık verecem.
İlyas kral Ahav ve İzebel'in önüne çıkıp onu yargılıyor
1.Krallar 21:21 "RAB diyor ki, 'Seni sıkıntılara sokacam ve yok edeceğim. İsrail'de senin soyundan gelen genç yaşlı bütün erkeklerin kökünü kurutacağım. 23 "RAB İzebel için de şöyle diyor: 'İzebel'i Yizreel Kenti'nin surları dibinde köpekler yiyecek."
İzebel'in fırsatı vardı tövbe etsin. Birinci defa Rab İlyas'ı yolladı, 3 1/2 sene kuraklığı ilan etti. Hiç yağmur yağmadı.
Sobra, İlyas İzebel'in peygamberlerini yeniyor. İzebel orada Rabbin gücünü gördü, vardı fırsatı tövbe etsin... ama istemedi... tam tersi: İlyas'ı tehdit etmeye başladı "Yarına kadar ölürsün!" ... yani yüreğini sertleştirdi
Ama Rab bir intikamcısı çıkardı: YEHU ... o sözleri yerine getiren o oldu
Açık 2:24 "Ama Tiyatira'da başka kişiler de var. Onlar bu öğretişi kabul etmediler, ve onların dediği gibi, 'Şeytanın derin meselelerini' öğrenmediler.
Bir tür düşünce var: "Ben apostollardan iyi haberi işittim. O öğretiş bana kurtuluşu sağlayacak" ... bir de başka düşünce var: "Ben kendim lazım göreyim, tadayım, yaşatırayım"
"daha derin" düşüncesi insanı o mistisizma götürecek (müslüman tarikatlar) Ve her zaman kötü ruhların kurbanı olacan.
1.Kor 2:10 Ama Allah bize bu şeyleri kendi Ruhu ile apaçık etmiştir. Çünkü Ruh herşeyi araştırıyor, Allahın derinliklerini bile.
ama sonra devam ediyor: 1.Kor 2:13 "İşte, biz bunları anlatırıyoruz". ... yani biz apostollar bunları size anlatiyoruz.
Tomas: görmeden iman edenlere ne mutlu
İşte, geri kalan sizlere ben şunu diyorum ve üzerinize başka bir yük koymayacam: 25 Yeter ki, ben gelene kadar sahip olduğunuz şeylere sıkı tutunun.
2:26 "Kim yenerse ve benim işlerimi sonuna kadar sürdürürse, ona milletlerin üzerine hak verecem. 27 O onları demir çomakla güdecek, ve çömlek parçaları gibi kıracak. Tıpkı ben de nasıl Babamdan aldım.
28 Ve o kişiye sabah yıldızını da verecem.
Mezmur 2 - Mes'h'b'r mezmur\ gelecek Mes'h'anlatiriyor
2:7 RAB'bin bildirisini ilan edeceğim:
Bana, "Sen benim oğlumsun" dedi, "Bugün ben sana baba oldum.
8 Dile benden, miras olarak sana ulusları,
Mülk olarak yeryüzünün dört bucağını vereyim.
9 Demir çomakla kıracaksın onları, Çömlek gibi parçalayacaksın."
Burada demek istiyor: Mesihin gücü ve yetkisi ne kadar büyükse, biz de onu paylaşacaz:
"Çünkü Rab Allah onların üzerine şafak verecek. Ve sonsuzlara kadar krallık sürecekler." - Açık 22:5
O azınlık imanlılar şimdi ne kadar zorluk görürsei hem dışarıdan baskı, hem de kilisenin içinde baskı - gün gelecek Rab bir Yehu kaldıracak ve serbest olacaklar
sabah yıldızı .... Venüs gezegeni. Güneşten en fazla 48 derece uzak olabilir, demek hep güneşi yakındır. Onun için hem akşam yıldızı - hem sabah yıldızı. sabah en birinci gözüküyor, ve akşam en geç batıyor ... ilk ve son ... yani alfa ve omega
güneş daha doğmadan venüs çıkyor ve güneşin geleceğini müjdeliyor. İsa imanlıya kendisini verecek. En büyük hediymiz odur. Cenneti cennet yapan Odur.
“29 Kimin kulağı varsa, seslesin, Ruh topluluklara ne diyor.”
Bugünlerde kurban eti ve açıkça zina yapmak eskisi kadar problem değil. Ama ruhsal zina var:
Son günlerde İzebeli peygamberleri bütün dünyaya yayılacaklar ve İzebelin propagandasını yapacaklar. Ne kadar gücümüz varsa, onlara hayır diyelim.
Onları engellemeye gücümüz yoksa, apostolların öğretişine sadikan kalalım.
Ancak öyle Mesihle birlikte krallık sürecez.