SARDİS kilisesine mektup
Tiyatira'dan 80 km uzak. Bugünkü adı: Sart, 5.000 nüfus. Manisa'nın Salihli kasabasının bir mahallesidir.
Sardis 7 kilisenin en eskisidir: 1500 sene İÖ. Eski Lidya krallığın başkenti ve çok zengin bir kasaba idi.
Kral Midas efsanesi: tanrılar oan bir hediyeyi sağlamaya söz veriyorlar. O da istiyor ki, her neye dokunursa altın olsun. En başta çok sevindi. Ama zamanla fark etti ki, dokunduüu yemekleri bile altın olurmuş. Ve önce bereket saydığı marifetini lanet etmeye başladı. En sonunda Sardis'ten geçen Paktolus ırmağına indi, yıkandı ve o lanetten kurtuldu. Onun bedeninden çıkan tonlarca altın o ırmağın kumlarına geçti ve Sardis böylece çok zengin oldu.
Sardis'in en güzel yılları çoktan geçmişti ve artık eski şanını anardı. Hani, diyorlar ya: sözü çok ama özü yok.
Ona benzer olarak, Sardes adında bir değerli taş çeşidi vardı, ama İsa'nın zamanına gelince kimse bilmedi aslında nasıl bir şey, bazılar yeşil derdiler, başkaları kahverengi derdiler - sade bir ad kaldı, ama özü unutulmuştu.
İsmi var, cismi yok. Eskideeen.... ah, eskiden
Sardis en başta Lidya krallığının başkentiydi ve çok önemli bir kasaba idi. Ama Yuhanna'nın zamanına gelince artık önemsiz bir yer olmuştu.
Açık 3:1 Sardis kasabasındaki topluluğun meleğine yaz. Allahın yedi ruhuna ve yedi yıldıza sahip Olan şöyle diyor:
'Yedi Ruh' olabilir sadece Allahın Ruhu, hani Kutsal Ruh için başka bir söz olsun.
Yeşaya 11:2 RAB'bin Ruhu, bilgelik ve anlayış ruhu, Öğüt ve güç ruhu, bilgi ve RAB korkusu ruhu Onun üzerinde olacak.
Açıklama 4:5 "Kral iskemlesinden şimşekler, gök gürüldemeleri ve sesler çıktı. Kral iskemlesinin önünde ateşle yanan yedi tane lamba vardı. Onlar da Allahın yedi ruhudur."
Rev 5:6 "Ben de baktım ve, işte, kral iskemlesinin ve dört malüğün ortasında bir Kuzu dururdu. Sanki kesilmiş gibi idi. Onun yedi boynuzu, hem de yedi gözü vardı (bunlar bütün dünyaya gönderilmiş olan Allahın yedi ruhudur)."
Yani Allah bu yedi ruhla bütün dünyayı, be herlese görüyor, onların gizli işlerini bile
Bu da birinci bölümden tekrarlanıyor: 1:20 - yedi yıldız = yedi kilisenin melekleri
1. Oraya giden haberciler
2. O topluluğun güdücüleri
3. Koruyucu melekler
4. topluluğu gökte temsil eden melek
O yıldızlar İsa'nı elindedir * kiliseler İsa tarafından korunuyor ve kontrol ediliyor
Açık 3:1 "Ben senin işlerini biliyorum. Biliyorum, senin adın çıktı yaşıyorsun diye, ama ölüsün.
Sardis değerli taş - kimse onun tam olarak ne olduğunu anlamıyor - İsa diyor: adın var - ama özün yok
ölürken ne olyor: en birinci, ruh bedenden ayrılıyor. Biz hepimiz birlikte Mesihin bedenini oluşturuyoruz - Eph 2:22 Ve siz Mesihte hep birlikte öyle bir ev yapılıyorsunuz ki, Allah orada Ruhuyla oturuyor.
duyarsız olmak: kör ve sağır - bir par.a acı çektiği zaman bütün beden onu hissediyr - bir kişi eksildi mi, kimsenin umurunda deği
Hareketsiz olmak: hiç bir şey değişmiyor
Kısır olmak: doğurmamak; yemişsiz olmak / incir ağacı
İzmirin tam tersi: oradakiler yaşarken öldürülürdü - Sardis adı var diri, ama aslında ölü
Ama fırsat var, bir topluluk dışarıdan çok işlek görünsün, ama asıl ruhsal hayatından uzak olsun
(1) hareket - canlı, değişen, biraz kaos olan ama diri
(2) organizasyon - işler sıraya koyuluyor, disiplin ve daha efektiv bir çalışma; Apo 6 diyakonlar
(3) kurum, institutsya - artık yapılacak işler dikkat konusu değil, önemli olan kurumu ayakta tutmak.
(4) müze - nasıl müzede canlı veya yeni birşey yoksa, öyle kiliselerde iman artık kalıplaşmış, hatıralarla yetinen, ritüellerle geçen bir dindir.
Afrika, Asya ve Güney Amerika'da milyonlarca kişi Rabbe gelirken, Avrupa'da her sene yüzlerce eski kilise binaları kapanıyor, evlere, restoranlara ve fitnes salonlarına çeviriliyor.
Kimi imanlı müzelerde özlüyorlar eski, canlı günlerine ama istek yok değişiklik yapmaya, kalıpları bozmaya, toplantı salonundan gışarı çıkmaya.
Açık 3:2 Uyan ve geri kalan şeyleri kuvvetlendir, ki onlar da zaten ölmek üzere. Çünkü fark ettim, senin işlerin Allahımın önünde henüz tamamlanmamıştır.
Açık 3:3 Onun için hatırla, neler almışsın, neler duymuşsun. Bu şeyleri yerine getir ve tövbe et.
Çürüyen kilise -
Luka
Rom 13:11
Luka 12:35-38
35 Belleriniz hep kuşanmış olsun, lambalarınız da hep yansın.
36 O adamlara benzer olun, hani efendileri ne vakıt düğünden eve dönerse, onlar bekleyip duruyorlar. Öyle ki, efendileri gelip kapıya vurursa, ona hemen açabilsinler.
37 Ne mutlu o hizmetçilere ki, efendi geldiği vakıt onları uyanık bulsun. Size doğrusunu söyleyeyim: o efendi peşkir takıp hizmetçileri sofraya oturturacak, gelip onlara hizmet edecek.
38 Ne mutlu o hizmetçilere, efendi ikinci ya da üçüncü nöbette geldiği vakıt, onları öyle bulsun.
Luk 12:41 Petrus şöyle sordu: "Efendimiz, bu benzetmeyi sade bize mi, yoksa herkese mi anlatıyorsun?"
42 Rab da ona dedi: "Acaba, kim olacak o sadikan ve akıllı hizmetçi, hani efendisi onu bütün evinin üstüne koyacak, herkese yemeğini tam vaktında versin diye?
43 Ne mutlu o hizmetçiye, hani efendisi gelince, onu bu şeyleri yaparken buluyor.
44 Size doğrusunu söyleyeyim: efendi o hizmetçiyi bütün herşeyin üzerine koyacak.
45 Ama diyelim, o hizmetçi yüreğinde, 'Efendim zaten henüz gelmez' diyor. Öbür erkek ve kadın hizmetçilere fena etki yapmaya başlıyor. Ve yemeye, içmeye ve sarfoş olmaya başlıyor.
46 O vakıt o hizmetçinin efendisi, hiç beklemediği bir gün ve hiç bilmediği bir vakıtta gelecek. Adamı kırıp dökecek, Allahsız kişilerin yanında yer verecek.
- demek zaten çok şey kaybetmişler
- topluluğun yüzde 95'i uykuda, ruhça ölü. Küçücük bir azınlık kaldı, sanki bir ateşin son kıvılcımları. Onlar da söndü mü, yok birhangi güç bu ateşi yeniden canlandırabilsin.
- değil nostajşa: "Ah, eski günler ne kadar güzedi, ne kadar çok sevgi vardı aramızda"
- ama: unuttuğun bir iş gibi. Uykuya daldın, saat çalıyor seni hatırlatmak için. Ama sen aldırış etmiyorsun gene uykuya dalıyorsun. Bir iki saat sonra birden uyanıp aklını karıştırıyosun. eh vardı bir mesele ya1 Sonra birden aklına geliyor: eyvah, saat beşte arkadaşımında nikahında olmam lazım, çünkü şahit olarak yazıldım. Bu durumda ne yapacan: acele acele giyinip hazırlanacan, taksi tutacan, şoföre söz veriyorsun: gaza bas, iki kat verecem sana ... yeter ki görevini yerine getirebilesin.
- İsa öyle bir hatırlamak istiyor bizden: asıl işimizi hatırlayalım ve harekete geçelim
- tövbe en başta ağlamak demek değil, ama fikir değişmesi demektir. Müze kiliselerinde Hristiyanlar kendilerini çok rahat hissediyorlar. her hafta aynı ritualdan geçmek insana huzur veriyor, sakinlik veriyor
- ve bu durumda tövbe etmek demek oluyor ki, kendini başka gözlerle gör. Sana şimdiye kadar iyi ve hoş gelen şeyler artık seni rahatsız etsin.
- Yunanistan'da kaldığımız aylarda, küçük bir toplantının misafiri idik. Oranın önderi çok iyi bir kardeşti; gerçekten uğraşırdı müjdelemek konusunda. Ama toplantıdakiler o kadar müzeleşmiş: 20 kişi kalmışlar, hareket yok, hepsi yaşlı, ateş sönmüştü.
- önder hep konuşurdu: broşür basalım, dağıtalım, insanları çağıralım. Ama cemaat istemezdi: para yok. Toplantı yeri bence güzeldi, iş bitirdi. Ama birden dediler: lazım remont yapalım. Yerde tahta panelleri vardı. Olmaz ! Artık mermerden ploça olması lazım. Ve büyük masrafla mermer taşları aldılar koydular. Müze daha güzel oldu.
Eger uyanmasan, senin üzerine bir hırsız gibi gelecem. Ve ne vakıt gelecem de asla bilemesin.
-549 İ.Ö. - İranlı kral Kiros: kuşatma - ödül - Persli asker dikkatla bakıyor - Sardisli asker kasketini düşürüyor - aşaı inen iatıka ve kapı ele geçirildi ve gene
-195 İ.Ö. Silifke emperatorluğu aynı olay tekrarlıyor
Sül.Mes. 6:10 "Biraz kestireyim, biraz uyuklayayım, Ellerimi kavuşturup şöyle bir uyuyayım" demeye kalmadan, 11 Yokluk bir haydut gibi, Yoksulluk bir akıncı gibi gelir üzerine.
Topluluk her zaman dikkat etmeli, Rahatlık ölüm getirebilir
Açık 3:4 Ama sende, hani Sardis kasabasında, var kimi kişiler, onlar rubalarını lekelemediler. Onlar benimle birlikte beyaz rubalarla yürüyecekler, çünkü buna layıktırlar.
Tubaları lekelemek: günahla. Müze toplulukları ruhça ölü oldukları için günaha göz yumuyorlar. Ancak diri, ateşli bir iman seni günahtan uzak tutabilir.
Açık 3:5 Kim yenerse beyaz rubalar giyecek. Onun adını asla yaşam kitabından silmeyecem. Onun adını Babamın önünde ve Onun meleklerinin önünde açık açık anacam.
a. beyaz rubalar
- Yahudi Sanhedrin: Kahinlik görevi için başvuranları gözden geçirirdiler: önce onların soykştabına baktılar, sonra baktılar bedenlerinde herhangi kusur olmasın.
- kişide bir kusur ya da eksiklik bulunursa, ona kara rubalar giydirirdiler, eğer bulunmazsa ona beyaz giydirirler
- demek İsa imanlıya söz veriyor: kim yeryüzünde rubalarını temiz tutarsa, ona sonsuzlukta frısat verecek Rabbe hizmet etmeye, tapınmaya
b. yaşam kitabından silmeyecem
İsrail halki altın dana yaptıktan sonra\ Musa Rabbe yalvarıyor: Çıkış 32:32-33
"Çok yazık, bu halk korkunç bir günah işledi" dedi, "Kendilerine altın put yaptılar. Lütfen günahlarını bağışla, yoksa yazdığın kitaptan adımı sil." 33 RAB, "Kim bana karşı günah işlediyse onun adını sileceğim" diye karşılık verdi,
Rab garanti veriyor: töbe eden ve hayatını değiştiren imanlıyı yeniden kabuş edecektir. 1.Yuh 1 - o sadıktır, günahlarımızı af eddecektir.
c. adını anacam
Matta 10:32
Her kim insanların önünde benim adımı anırsa, ben de gökte olan Babamın önünde onun adını anacam.
- müze toplulukları susuyorlar, ağızlarını artık açmıyorlar. Susmakla İsayı inkar ediyorlar.
- ama yeniden kuraj bulduk mu, İsanın adını yaymaya canlanıyoruz ve İsa bize ödül verecek, sanki bütün gökteki devlet adamlarının önünde bize madalya verecek.
- Her devlet iyi hizmet eden vatandaşlara madalya veriyor: hayat boyunca hizmet ettiler mi, onları onurlandırıyor. Ama kime veriliyor: hizmet edenlere. Kim hayat boyunca sade kendi cebine işlediyse
Açık 3:6 Kimin kulağı varsa, seslesin, Ruh topluluklara ne diyor.
Bugünlerde kurban eti ve açıkça zina yapmak eskisi kadar problem değil. Ama ruhsal zina var:
Son günlerde İzebeli peygamberleri bütün dünyaya yayılacaklar ve İzebelin propagandasını yapacaklar. Ne kadar gücümüz varsa, onlara hayır diyelim.
Onları engellemeye gücümüz yoksa, apostolların öğretişine sadikan kalalım.
Ancak öyle Mesihle birlikte krallık sürecez.