1 "Yüreğiniz sıkılmasın. Allaha iman edin - bana da iman edin. 2 Benim Babamın evinde çok odalar var. Öyle olmasaydı, onu size bildireceydim. Ben gidiyorum, size bir yer hazırlayayım. 3 Ve madem size bir yer hazırlamaya gidiyorum, tekrar dönüp sizi yanıma alacam. Öyle ki, ben nerede isem, siz de orada olasınız. 4 Ben nereye gidiyorum, oraya giden yolu biliyorsunuz."
5 Tomas Ona dedi:
"Rab, sen nereye gidiyorsun bilmiyoruz. Ve oraya giden yolu da nasıl bilecez?"
6 İsa ona dedi:
"Yol ve hakikat ve yaşam ben'im. Bensiz hiç kimse Baba'ya gelemez. 7 Beni tanısaydınız, Babamı da tanımış olacaydınız. Bundan öte siz Onu tanıyorsunuz, hem de Onu gördünüz."
--------------------------------------------------------
İsa bu sözlerde imanlının geleceğini anlatırıyor: Benim yolum nereye gidiyor? diye sormak lazım
birçok imanlı bile düşünmüyorlar nereye gittiklerini – o zaman imanlı hayat sıkıcı ve zor oluyor
büyük bir vaiz (Duayt Muudi): “Cenneti düşünmek, çok imanlıları sevindiren bir düşüncedir. Var kişiler bize maana bulup bizimle eğleniyorlar, cennete iman ediyoruz diye. Ama cenneti inkar eden, İsa’yı inkar etmiş oluyor, çünkü kendisi o yerden gelmiştir. Cenneti inkar etmek, sevdiğimiz kişileri soğuk bir mezara mahpus etmek demektir. Cenneti inkar etmek, milyonlarca imanlıların en büyük umudunu almak demektir. Cennti inkar etmek katilliktir, çünkü umudu öldürüyor. Hırsızlıktır, çünkü sevincimizi çalıyor. Şer atmaktır, çünkü Allahı yalancı durumuna getiriyor”
cenneti doğru anlamak için islamiyetin bütün yalanlarından soyunmak lazım: cennet hep kocaman, yeşil bir bahçe olarak düşünülüyor. O, Tekvin kitabındaki bahçeden geliyor.
Muhammed, eski putperest düşüncelerden etkilendi – mesela Mısır’da: Firavunların mezarları bulundu, duvarlarında resimler var, onların cennet düşüncesi anlatırıyor: rahatlk, zenginlik, büyük keyf
Muhammed aynısını söylüyor: Arabistan’da kıt olan şeyler cennette bol olacak (ırmaklar, yeşillik, yemekler, meyvalar) ve kendi dininde yasak olan şeyler serbest olacak (içki, istediğin kadar kızlar)
düşüncelerle anlayışsız kişileri kandırıp ölüme kadar sürükledi, cihatta, kutsal savaşta ölen kişiler, hiç cehennemi görmeden cenneti gidecekmiş (11. Sept. 2001 – Muhammed Atta – Bin Laden ona mektup yazdı, “Düşün: yarın cennette olacan, nasıl da Hurilerlen eğlenecen”
bütün bu fikirler Şeytandır – onları bokluğa atalım : İncilde, cennet bahçe değildir, bir kasabadır, ya da kocaman bir saraya benzetiliyor – değil kendin için keyf, ama Allahla birlikte olmak VE harmoni içinde yaşamak
a.2 – “Ben gidiyorum, size bir yer hazırlayayım.”
değil: birhangi materyalno şeyler, ama kişileri hazırlıyor
ilahi “bizler göksel yolcularız”: Rab İsa bütün yolcuları tek tek hazırlıyor ve oraya getiriyor
(1) kendi kurbanı ile = girenler için fırsat alıyor = yolcuları çağırıyor, yola koyuyor
(2) kendi dirilişi ile = sonsuz yaşamı kazanıyor = yolcuları hazırlıyor
(3) kendi duası ile = yolcuları hedefe ulaştırıyor (üçakların pilotları var, ama her aerogarada radar ekranlarında trafik kontrolcuları var; onlar pilotla konuşarak nerede ve nasıl inceğini gösteriyorlar – hayatının pilotu sensin, ama Rab İsa’nın sesine kulak verdin mi, o seni sağ salim eve getirecek
İsa’nın zamanındaki düğünler: güvey gidip geline kendi evine alıyor
ama önce ona yaşayacak yer hazırlıyor – değil bizim mahallede olduğu gibi: gelin sadece var olan eve ekleniyor
biz imanlılar İsa’nın tek bir gelini sayılıyoruz, İsa da şu anda bizim için yaşanacak yer hazırlıyor
gökte bir şeye ihtiyacımız olmayacak: ne çanak, çatal, kaşık, çamaşır makinası - ama ne lazım: herkes gelsin
Bu meselelerden sonra baktım, ve işte, büyük bir kalabalık. Kimse onların sayısını hesaplayamadı. Onlar her milletten, her cinsten, her halktan ve her dilden idiler. Kral iskemlesinin önünde ve Kuzu'nun önünde dururdular. Beyaz kaftanlar giymişlerdi ve ellerinde palmiye dalları vardı.
yer hazırlamak = kurtulacak kişilerin sayısını tamamlamak
ayrı ayrı kabinaları düşünmeyelim, İsa istiyor desin: “Babamın evinde yeterince yer var. Herkese,
değil sade en güzel, güçlü ve temiz insanlara
günahkarlara, sakat ve kör kişilere, hatta yabancılara
onun için istedi, sonsuzluğu sevdiği kişilerle geçirsin, sonsuz beraberlik olsun
İsa diyor: “Babamin evinde” – sen sonsuza kadar Allahın sarayında kalacan – ne kadar büyük sevinç – hangisini istiyorsun: yeşillik, yemek, içmek, keyf yoksa Allahla beraberlik – birçok kişi birincisini istiyorlar, onlarda Allah sevgisi yoktur
Mezmur 145:113
Sonsuzdur, senin hükümetin, kuşaktan kuşağa sürer krallığın.
bugüne kadar hiç bir ev sonsuza kadar kalamadı, her ev, her saray çöküyor, zelzelede yıkılıyor, zamanla çürüyor
yeni film “Aleksander Veliki” (Büyük İskender) – orada Babil kasabası gösteriliyor – ne kadar lüks, zengin ve süslü kasaba idi – bugün arheologlar onu kumun altından çıkardılar, sadece birkaç kaya kalmış
ama Rabbin evi sonsuza kadar duracak = onunla olan beraberliğimiz hep sürecek
demek, umudumuz o kalıcı kasabaya bağlıyalım
“Allah ona bir yer için söz vermişti, İbrahim de imanla orada bir gurbetçi olarak yaşadı. ... 10 Sağlam temelleri olan kasabayı aradı. O kasabayı planlayan ve kaldıran da Allahın kendisidir.”
sen bunu anladın mı – sen sonsuz kasabayı arıyor musun?
Ve mundarlık getiren şeyler, ya da iğrenç şeyler yapan ya da yalan söyleyen kişiler oraya asla giremeyecekler. Sade kimin adı Kuzu'nun yaşam kitabında yazılı ise, onlar oraya girecekler.
düşünebiliyor musun: tek bir kızgın laf yok, tek iftira yoki tek kişi bile sana yan bakmıyor, seni kıskanmıyor, kimse kavga etmiyor, küfür etmiyor, kötü bir şey düşünmüyor
Rab bizi bütün hayatımızla o yere hazırlamak istiyor = günaha karşı savaştık mı, günahsız bir yer ne kadar kıymetlidir, anlayacaz
çok kişi bunu anlamıyor: Rab sadece istediği kişiler oraya alıyor
hiç kimse o kadar doğru ve günahsız değildir
kimsenin geleceğini sen değiştirmezsin: ölüler için kurbanlar, adaklar, dualar, mumlar – hepsi faydasız
yol kenarında çömlekler ve güveçler satılıyor – müşteri gelip istediğini alıyor – o güvecin hakkı var mı övünsün? – ve Rabbimiz özellikle en zayıf ve çirkin kişileri satın aldı (1.Kor 1:26-31)
Açıklama 7:4-5
Onlar kendilerini kadınlarla lekelenmemiş kişilerdir, çünkü delikanlıdırlar.
Ve Kuzu her nereye giderse, onlar da Onun peşinden gidiyorlar.
Onlar insanların arasından satın alındılar, Allaha ve Kuzu'ya ilk yemişler olsunlar diye.
5 Ve onların ağzında hiç bir yalan bulunmadı. Onlar kusursuzdurlar.
delikanlı = kendini putlarla kirletmemiş kişiler = başka şeylere hizmet etmeyenler
yüreğimizde doğruluk düşüncesi çok zayıf = doğruyu yapmak için kendimizi zorlamak lazım, kendiliğinden gelmiyor
herkes başkasına bakıp, ondan zaten bekliyor, azıcık eğri olsun, azıcık yalan söylesin, azıcık şmeherlik olsun
onun için güven yok, yüreğimizi tam açamıyoruz
ama madem gökte öyle olacak, neden burada başlamayalım öyle yaşamaya?
- değil kendi halimizde keyf çatmak, ama başkalarla sevinmek
- oradaki durumu insan sözlerle anlatamayız, ama sadece bir parça biliyoruz:
cenneti cennet yapan zaten odur = Allahla beraberlik = Allahsız bir cennete gitmek istemiyorum
ama Kuran’da anlatılan cennet, Allahsız bir yerdir = orada işimiz yok
Türkiye’de bir gazete araştırma yaptı bütün dinlerin arasında, kimin cenneti en güzelmiş diye – tabii ki, birinci yerde müslümanların cenneti kaldı çünkü burada yasak olan herşey orada serbesttir – son yerde İncilde anlatılan cennet, çünkü oradagece gündüz sadece Allahı övmek var
normal insanın tabiatı Allahtan uzaktır, ona yakın olmak istemiyor – ama yeniden doğmuş kişiler Rabbin yanında olmak istiyor
örnek: ölüm yatağında olan bir hasta imanlı doktoruna demiş: “Bana nereye gideceğimi anlat. Nasıl bir yerdir? Doktor anatmaya başlamaış ama tam olarak aklına bir şey gelmedi. Tam o anda kapıdan cırt cırt diye bir ses geldi. Doktor hastaya demiş ki: “Bu sesi duyuyor musun? O benim köpeğimdir. Ben onu aşağıda braktım, ama şimdi sabırsızlandı yanıma geldi çünkü yukarıdan benim sesimi işitti. Bu odanın içinde ne var, ne yok, nasıl görünüyor – bu konularda hiç bir şey bilmiyor. Ama biliyor ki, ben buradayım. Ve o kadarı ona yeter. Sen de aynı durumda değil misin? Kapının arkasında ne var, ne yok tam olarak bilmiyorsun, ama sen de efendinin yanında olmak istiyorsun, değil mi?”
Allahın varlığı herşeyden daha önemlidir, onun yanında öbür sevinçli şeyler zayıf kalacak
sanki güzel bir film için kinoya gitmişsin = film o kadar ilginç ve heyecanlı, sağinda solunda kim var kim yok unutmuşsun
gene de Rab söz veriyor, başka kişilerle beraberliğimiz olacak, başka imanlıları tanıyacaz
ama onlarla olan ilişkilerimiz farkl olacak – İsa’yı denediler: “Kimin karısı olacak?” – İsa dedi: “hiç kimsenin – melekler gibi olacaklar” (Matta 22:23-30)
gökte kimsenin karısı, kocası, kızanı ya da anası olmayacak – ufak kızan düşünemez bir gün anasından babasından ayrı kalacak, ama büyüyünce buna alışıyor, biz de öyle
ama gene de sevinecez, sevdiklerimizi görünce
“Bundan sonra Rabde ölenlere ne mutlu. Evet, Ruh öyle diyor. Çünkü onlar zahmetlerinden dinlenecekler. Onların yaptıkları, kendilerinin peşinden gelecekler."
bu söz Rabde ölenlere – Rab istiyor, kendi ölümümüze kadar dayanalım – ne yazık çok imanlı yarı yolda Rabbi braktılar - imanlı hayat onlara çok fazla sıkıcı geldi, ya da istemediler Rab için kişiler onları hor görsünler
senin ne zahmetin var, açan imansızlarda yok? Neden Rabde ölenler mutlu, neden onlar zahmetlerinden dinlensinler
bu çok zor anlaşılan bir konu: bir tarafta Rab diyor “Kendinize gökte hazine biriktirin” (Matta 6:20) ve “Allahın önünde zenin olun” (Luka 12:21 – aklısız zengin benzetmesi)
öbür tarafta bağdaki işçiler benzetmesi var: Matta 20:1-16 - bütün işçiler aynı karşılığı aldılar.
sanıyorum, nasıl normal hayatta dereceler var, ikinci doğuştan sonra da dereceler var = altı aylık bebek de insandır, ne kadar 80 yaşında adam da insandır – ama ikincisi hayattan çok daha fazla anladı, hayatın anlamını daha derin kavradı
aynı onun gibi, Rabbin yanında onu daha iyi anlayan ve onunla beraberliği daha derin yaşayan kişileri olacak
bu şimdiki imanlı hayatta ne kadar hazırlık yaparsan, o kadar derin cennette Rabbi anlamıi olursun, daha canlı beraberliğin olacak,
“Eger tastamam olmak istersen, git mallarını sat ve fukaralara dağıtır. O vakıt gökte zenginliğin olacak. Sonra gel, arkama düş."
Rab o genö adamdan ne istedi: içindeki putu kırılsın, sadece İsa’ya bağlansın
sen diyorsun: “Ama benim zenginliğim yok” – Rab gene de istiyor, bencillikten vazgeçesin
- Tomas’ın sorusu
- din diyor: sen şunu şunu yapmak zorundasın – o zaman Allah seni kabul ediyor
- İsa diyor, “Bak, ben zaten herşeyi yaptım senin için. Şimdi sen de gel peşime takıl, benimle birlikte yürü”
- dikkat etmezsek, seçtiğimiz yol gene bir din oluyor, canlı bir kişi, bir yolculuk değil
yolculukta nasıl davranacan?
150 sene önce Polonya’da bir Rabbi (Yahudi papaz) yaşardı – adı Hofetz Haim – Bir adam onun hakkında çok şeyler işitmiş ve onun ziyaretine gelmiş – eve girinci adam şaş baş kaldı: bekledi, o ünlü adamın büyük ve süslü evi olsun – ama sadece darıcık bir peyka, küçük bir bir masa bir de birkaç kitap görmüş – Hofetz Haim’e sormuş: “Rabbi, senin mobilyaların nerede?” – o da cevap vermiş: “Mobilya mı, ya senin mebellerin nerede?” – ziyaretçi şaştı: “Ne demek istiyorsun, ben burada sadece misafirim” – Haim cevap vermiş: “Ben de ancak yeryüzünde misafirim”