Peygamber olmanın şartları
Bu ayetten kolayca anlıyoruz ki, peygamberlik nasıl bir iştir: Allahın istediğini insanlara bildirmek. İki önemli hakikat meydana çıkıyor:
(1) Peygamberler sadece birer kuldur, hizmetçidir. Sadece bir işi yerine getirmekle görevlidir. O işini bitirdikten sonra onun bir görevi ve saygınlığı kalmıyor. Peygamberin asıl işi haberciliktir. Haberi gönderen önemlidir, gönderilen kişi değil. Ne kadar gönderilene saygı göstersek, o kadar gönderenden çalmış oluyoruz.
(2) Peygamberler sadece Tanrının iradesini, onun isteğini açıklayabilir; Tanrının asıl kişiliği, onun kim olduğunu açıklamak peygamberin görevi değildir. Peygamberin sözüne uyarsak, belki bir parça Tanrının istediğini yerine getirmiş oluruz, ama Tanrı gene de bize bir yabancı kalıyor. Tanrının kim olduğunu bize göstermek için, peygamberden daha üstün bir kişi lazım.
Ama Tanrı görünmeyen bir varlık olduğu için, bir kişinin onun adında konuşup konuşmadığı nasıl anlaşılıyor? Herkes kalkıp, "Allah şöyle konuşuyor...", "Rabbin sözü şudur...", ya da "Affedici ve merhametli olan Tanrının adına size diyorum ki..." bir takım laflar yapıp Tanrının adına konuştuğunu söyleyebilir. Bir kişinin asıl Tanrının doğru bir peygamberi olup olmadığını nasıl anlayacağız? Ne yazık ki, bugüne kadar dünya üzerinde yüzlerce, belki de binlerce sahte, yalancı peygamberler türemiştir. Kutsal Kitap'ta Tanrı bizi çok ciddi bir şekilde uyarıyor ki, gerçek peygambere kulak verilsin ama sahte peygamberlerden korkumuz olmasın. Gerçek bir peygamber mutlaka şu şartları yerine getirmeli:
1. şart: | Gerçek peygamber gerçek tanrının adına konuşmalı |
Bir peygamber aslında kendisinden konuşmuyor, bir tanrının adına konuşuyor. Onun için, yalnız peygamberin sözlerine bakamayız; onlar yalnız başına bizim için hiç bir önem taşımaz. Herşeyden önce kendimize şunu sormalıyız: burada, bu kişinin ağzından konuşan kimdir - gerçek Tanrı mı, yoksa gerçek Tanrı olmayan aldatıcı bir ruh mu? O peygamber hangi tanrının adında konuşuyor? O peygamberin ağzından konuşan gerçek tanrı değilse, o vakıt peygamberin sözleri, istediği kadar güzel olsun, bizi ilgilendirmiyor.
2. şart: | Gerçek peygamberin sözleri daha önceki peygamberlerin sözlerine uymalı |
Kişi belki gerçek tanrının adına konuşur ama o tanrının söylemediği bir haber bildirir. Yalnız, insan onu nasıl anlasın ki? Sözlerin sesi, güzel akışı ya da ahengi bu konuda bize yardımcı olmuyor. Herkes güzel sözler dizip, onların Tanrı tarafından geldiğini söyleyebilir. Gerçek peygamberin sözleri ise, kendi doğruluğunu şöyle gösterirler: gerçek Tanrı hiç bir zaman yalan söylemez, insanları aldatmaz. Gerçek Tanrının gerçek sözü ebediyen durur, onun doğruluğu hiç bir durumda değişmez. Bugün bir şey söyleyip, yarın onun tersini söyleyemez. Onun için gerçek bir peygamberin söyledikleri, daha önceki gerçek peygamberlerin sözlerine ters düşemez.
3. şart: | Gerçek peygamber kendini gösteren ispatlar getirmeli |
4. şart: | Gerçek peygamberin karakteri ve yaşamı Allahın standartlarına uymalı |
Tanrı, peygamberlik konusunda bize kesin standartlar vermiştir, ve onun sözü olan Kitabı-Mıkaddes'te bize açıklıyor. Musa'ya şöyle konuştu:
"Ülkelerini alacağınız uluslar büyücülerin, falcıların öğüdüne kulak verirler. Ama Tanrınız RAB buna izin vermiyor. Tanrınız RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onu dinleyin... 'Onlara kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım. Sözlerimi onun ağzından işiteceksiniz. Kendisine buyurduklarımın tümünü onlara bildirecek. Adıma konuşan peygamberin ilettiği sözleri dinlemeyeni Ben cezalandıracağım. Ancak, kendisine buyurmadığım bir sözü Benim adıma söylemeye kalkışan ya da başka ilahlar adına konuşan peygamber öldürülecektir."
'Bir sözün RAB'den olup olmadığını nasıl bilebiliriz?' diye düşünebilirsiniz. Eğer bir peygamber RAB'bin adına konuşur ve konuştuğu söz yerine gelmez ya da gerçekleşmezse, o söz RAB'den değildir. Peygamber saygısızca konuşmuştur. Ondan korkmayın." (Tevrat - Tesniye 18:14-22)
İsa Mesihin kendisi bile sahte ve yalancı peygamberlerden sakınalım diye buyruk verdi:
"Yalancı peygamberlerden sakının! Onlar size koyun kıllığında gelirler, ama içinde yırtıcı kurtlardır. Onları yemişlerinden tanıyacanız. Üzümler çalılardan toplan-mıyor, incirler de tikenli otlardan toplanmıyor, öyle değil mi? Demek, her iyi ağaç iyi yemiş verir, ama kötü ağaç kötü yemiş verir. Olamaz, iyi ağaç kötü yemiş versin, ya da kötü ağaç iyi yemiş versin. İyi yemiş vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. Evet, onları yemişlerinden tanıyacanız." (İncil - Matta 7:15-20)
Demek bu tema son derece önemlidir: bir kişi gerçek Allahın peygamberi ise, ona her konuda mutlaka itaat etmeliyiz, yoksa Tanrının cezasını hak edeceğiz. Öbür türlü, bir kişi Tanrının peygamberi olduğunu söylerse, ama aslında peygamber değilse, hem o kişinin sözlerinden korkmayacağız (her ne kadar cehennemden söz ederse bile), ve aynı zamanda o kişi Tanrı tarafından lanetlidir.
Evet, Muhammedin gerçek bir peygamber olup olmadığını anlamak için, onun hayatını ve görevini yukarıda saydığımız standartlarıyla karşılaştıracağız. Kendimize şu soruları soracağız:
- Gerçek Tanrının adı nedir? Muhammed o Tanrının adınına mı yoksa başka Tanrının adına mı konuştu?
- Muhammed'in getirdiği haber daha önceki peygamberlerin sözlerine uyuyor mu, uymuyor mu?
- Muhammed'in peygamber olduğunu gösteren ispatlar var mı? Muhammed geleceğini önceden bildirdi mi? Muhammed mucize işledi mi?
- Muhammed'in hayatı Tanrı'nın standartlarına uygun mudur, değil midir?
Buradaki amacımız, herhangi bir din, ya da o dine inananları kötülemek değildir. Ama Muhammed bütün dünyaya son peygamber olarak bildirildiği zaman, onun gerçekten peygamber olup olmadığını araştırmak, onun sözlerini ve karakterini Tanrının bir peygamber için koştuğu şartlarla karşılaştırmak, vicdan sahibi ve aydın görüşlü her insanın görevidir.
Her mahkemede 'ispatlama zorunluğu' diye bir şey var. Mesela, bir suç mahkemesinde kişi, kesin olarak suçlu gösterilmeden davalanmaz. Yani, kişi kendi suçsuzluğunu değil, mahkeme onun suçluluğunu ispatlayacak.